Oruç, şükrün anahtarı hükmündedir!

Peygamberimiz (asm) şöyle duâ ederdi; “Yâ Rabbi! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına kavuştur.”

Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennem’den kurtuluştur. 1

Ramazan ayı rahmet, mağfiret ve kurtuluş ayı olduğu için mümkün mertebe nefsin şerrinden uzak kalmak, elden geldiği kadar Kur’ân’la, ibadetle, istiğfar ve salâvatla zamanı geçirmek büyük kârdır.

Ramazan-ı Şerif içerisinde Kadir Gecesi’nin de olmasıyla izzet ve şerefi bir kat daha artan mübârek bir aydır.

Hadis-i Şerifte: “Ramazan geldiğinde Cennet kapıları açılır; Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da bağlanır.

Allah’ü Teâlâ’ bir hadis-i Kutside mealen şöyle buyurur:

Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.”2

Allah (cc), Rububiyet cihetiyle bütün varlıkları mükemmel bir hâle doğru götürmesi,  her nevi ihtiyaçlarını vermesi ve onları emrine itaat ettirmesidir.

Meselâ, oruçlunun gündüzün yemekten menedilmesi, o nimet benim değildir, bir emir altında olduğunu anlar. Dolayısıyla verilen nimetlerin şükrünü ubudiyetle yani kullukla mukabele eder.

Cenâb-ı Hak, hadsiz nimet çeşitlerini insanlar için yaratmış, o nimetlerin fiyatı olarak bizden de şükür istiyor.

Allah’a  teşekkür etmek, nimetlerin doğrudan doğruya rahmetinden geldiğini bilmek ve o nimetlere kendi ihtiyacımızın olduğunu bilmektir.

İşte oruç birçok cihetle şükrün anahtarı hükmünde olduğu bize gösteriyor.

Yâ Rabbi! Ramazan-ı Şerif hürmetine, Müslümanların üzerinde yıllardan beri dönüp duran bu kara bulutları dağıt, savaşlar, katliâmlar artık bitsin, kin, adâvet ve husûmetin yerine;  barış, huzur ve sevgi gelsin. Âmin…

Rüstem Garzanlı

27.05.2019

Dipnotlar:

1- İ. Ebiddünya.

2- Buhari.

3- Tirmizi.

4- Bakara, 2. 185.

5- Mektubat, 29. Mek. 7. Nükte