Osmanlıca’nın Önemi, Kaldırılış Sebebinde Gizli…

Çok değer verdiğim araştırmacı-yazar Uğur Akkafa kardeşim, bu konuda “İSLAMİYET’E DÜŞMAN olanların, OSMANLI’YA düşman oldukları çok bilinen bir durumdur. Şaşırmamak lazım. Elbette OSMANLICA onları rahatsız edecek!” diyor. 
 
Fakat bu konu, yani özlenen ve ihtiyaç duyulan “Osmanlıca Eğitimi” konusu, gereksiz olarak o kadar çok köpürtüldü ki, maneviyat ve mukaddesat düşmanları tarafından öyle çok karşı çıkıldı ki, genç kardeşlerimizin kafalarının karışmaması ve fikirlerinin bulanmaması mümkün değil.Bu nedenlerle, şu masum gençliğin hatırı için bu GERÇEKLERİ, belgeleriyle ortaya koyma zamanı geldi. Hiç kimse kusura bakmasın!…
  • İşte o dönemin ikinci adamı İsmet İnönü’nun kendi kitabından, harf devriminin asıl amacı: 
“Harf devriminin tek amacı ve hatta en önemli amacı okuma yazmanın yaygınlaşmasını sağlama değildir. Okur-yazar oranının düşük oluşunun yegane sebebi alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi. (Gerçekten de en kolay öğrenilen alfabe, Kur’an ve Osmanlı alfabesidir… Bkz.: Kamer Suresi, 17, 32. & 40.  yetler.) 
 
Harf Devriminin temel gayelerinden biri, yeni nesillere GEÇMİŞİN KAPILARINI KAPAMAK, Arap-İslam dünyası ile BAĞLARI KOPARMAK ve DİNİN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ ZAYIFLATMAKTI. (…) Yeni nesiller, eski yazıyı öğrenemeyecekler, yeni yazı ile çıkan eserleri de biz denetleyecektik. (…) 
 
Din eserleri eski yazıyla yazılmış olduğundan okunmayacak, dinin toplum üzerindeki etkisi azalacaktı.”…
(Bakınız; İnonu, Hatıralar, C. II, sh. 223.) 
 
Allah aşkına, tekrar ve daha dikkatli okuyarak, lütfen elinizi vicdanınıza koyunuz ve bir kere daha düşünüzünüz. Harf devriminin amacı ve gayesi neymiş?… 
 
Görüyorsunuz ki açıklama yapmaya bile gerek kalmıyor, değil mi? 
 
Harf devriminin amacından açık- seçik Din ve maneviyat düşmanlığı fışkırıyor… 
 
Bugün de aynı zihniyetin, şimdiki müspet gelişmelere karşı çıkmaları, hatta savaş açmalarının sebebi de elbette din ve maneviyat düşmanlığıdır. (Uğur kardeşim yerden göğe haklı.)
 
Bu nedenle de bu güzel gelişmelere karşı çıkan aykırı sesler, asla ciddiye alınmayacaktır ve bu kervanın yürümesine daha da bilinçli ve kararlı bir şekilde destek olunacaktır… 
 
Benzer bir olaya dikkat çekmek istiyorum. 1912 Yılında Fransızlar tarafından FAS’I işgal edildikten sonra, 1956’ya kadar Müslümanlara akla hayale gelmeyen baskılarla zulümler ettiler, her şeylerine müdahale ettiler, fakat asla “harf devrimi” yapmadılar. Çünkü bu, o millete yapılacak en büyük biz zulümdü…  
 
Bildiğiniz gibi bir teknik araştırma için bendeniz 1986 yılında Japonya’daydım. Bu arada onların alfabelerini de yakından inceleme fırsatım oldu. Japon alfabesinin öğrenme süresi İKİ sene sürüyormuş. Latin alfabesinin öğrenme süresi ise 3-5 ay sürüyor.Oysa Kur’an ve Osmanlı alfabesi 3 gün ile 10 arasıdır. Bendeniz bir iş adamı ve Makine Teknisyeni olduğum (yani resmi din görevlisi olmadığım) halde, bu eğitimi 10 saate veriyorum. Yani hiç Kur’an okumasını bilmeyen yetişkinlere (30-40 kişiye aynı anda, 45 Dk. Ders, 15 Dk. teneffüs usulü ile) iki seneden beri de Kur’an öğretiyorum.Üstelik de aynı günde, yani sabah 09:00’da 40 kişi bir sınıfa alınıyor, akşam 19;30’a Kur’an öğrenmeye kararlı olan bu 40 kişi, evlerine Kur’an okuyarak gidiyor. Bu kadar hızlandırılmış olmasının sebebi; eğitime “Hafıza teknikleri, gurup eğitimi ve beyin fırtınası” eklenmiş olmasıdır. 

Burada vurgulamak istediğim husus; İsmet İnönü’nün de bildiği ve “..Harf devriminin yegane sebebi, alfabenin öğrenilmesinin zor olduğu değildi.” şeklinde vurguladığı gerçeği TE’YİD içindir.

Üstelik de Osmanlıca Eğitimi o kadar zevkli ve keyifli bir meşguliyettir ki, her ders kolay ve ilginç bulmacaları çözer gibi geçiyor. Ben yarım asırlık yaşımdan sonra öğrendim ve Risale-i Nurları bile artık Osmanlıca yazılan eserlerden okuyorum.

Osmanlıca Türkçesiyle yazılan bütün kitaplara, makalelere, sarayların ve çeşmelerin üzerindeki yazılara boş boş bakmıyorum artık. Kolayca okuyorum ve tüm dost ve arkadaşlarıma da Osmanlıca Eğitimini desteklemelerini ve mutlaka öğrenmelerini tavsiye ediyorum. 

Eminim ki öğrendikten ve keyif almaya başladıktan sonra, bu okurlarım bendenize teşekkürler veya gıyabımda dualar edecekler…

A. Raif Öztürk
Kaynak: RisaleAjans