Balkanlar Ziyareti

Ramazan ayında Trakyadaki kardeşlerimizin gerçekleştirmiş olduğu Bulgaristan, Kosova ve Makedonya ziyaretleri esnasında çekilen fotoğrafları ve video.

Fotoğraflara dikkat edecek olursanız Balkanlarda hala Osmanlıdan kalan tarihi eserlere ve camilere rastlandığını göreceksiniz. Hatta diyeceksiniz ki aynı Türkiye.

Murad Hüdavendigar makamında ve manen diyorki buraları biz aldık ve hala İslamiyet ile şereflenmiş topraklar bizimdir. Biz Viyana kadar dayandım ama siz Risale-i Nur’larla dünyanın bütün ülkelerini fethedip İslamiyet ile şeferlendireceksiniz.

Fotoğraflar:

Video:

İnsan’ın Yaratılışı!

İnsanın yaratılışının nasıl olduğunu birde bu video ile bakınız. Ama önce Risale-i Nur’dan bir iki vecize zikretmek isteriz.

Meselâ, insan gibi yüzler muhtelif cihazat ve âlâtın makinesi hükmünde olan bir vücudun, bir katre sudan; ve yüzer muhtelif âzâsı bulunan bir kuşun, basit bir yumurtadan; ve yüzer muhtelif kısımlara ayrılan bir ağacın, basit bir çekirdekten icadları, kudret ve ilme şehadet ettikleri gibi, gayet kat’î ve zarurî bir tarzda, onların Sâniinde bir irade-i külliyeye delâlet ederler ki, o irade ile, o şeyin herşeyini tahsis eder. Ve o irade ile, her cüz’üne, her uzvuna, her kısmına ayrı, has bir şekil verir, bir vaziyet giydirir. (20. Mektup)

Hayvanat içinde beni dahi menşeim olan bir katre sudan yaratan yaratmış, mucizâne yapmış, kulağımı açıp gözümü takmış, kafama öyle bir dimağ, sineme öyle bir kalb, ağzıma öyle bir dil koymuş ki, o dimağ ve kalb ve dilde rahmetin umum hazinelerinde iddihar edilen bütün Rahmânî hediyeleri, atiyeleri tartacak, bilecek yüzer mizancıkları, ölçücükleri ve Esmâ-i Hüsnânın nihayetsiz cilvelerinin definelerini açacak, anlayacak binler âletleri yaratmış, yapmış, yazmış; kokuların, tatların, renklerin adedince târifeleri o âletlere yardımcı vermiş. (4. Şua)

BİSMİLLÂH her hayrın başıdır.

Madem herşey mânen “Bismillâh” der; Allah namına, Allah’ın nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi “Bismillâh” demeliyiz. Allah namına vermeliyiz, Allah namına almalıyız. Öyleyse, Allah namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız.

SUAL: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiyat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah ne fiyat istiyor?

ELCEVAP: Evet, o Mün’im-i Hakikî, bizden o kıymettar nimetlere, mallara bedel istediği fiyat ise üç şeydir: Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir.

Başta “Bismillâh” zikirdir. Âhirde “Elhamdülillâh” şükürdür. Ortada, bu kıymettar harika-i san’at olan nimetler Ehad, Samed’in mucize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derk etmek fikirdir.

Bir padişahın kıymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp hediye sahibini tanımamak ne derece belâhet ise, öyle de, zahirî mün’imleri medih ve muhabbet edip Mün’im-i Hakikîyi unutmak, ondan bin derece daha belâhettir.

Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen, Allah namına ver, Allah namına al, Allah namına başla, Allah namına işle, vesselâm.

Kur’an Sergisinin Kitabı da Çıktı

Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenen “1400. Yılında Kur’an Sergisi”nin şimdi de kitabı çıktı. Eser, Emevi, Abbasi, Selçuklu, İran, Osmanlı dönemlerinde yazılmış nadir Kur’an-ı Kerim örneklerini bir araya getiriyor.

Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Kadir Gecesi’nde anlamlı bir sergiyi Müslüman âlemiyle ve sanatseverlerle buluşturmuştu. Emevi, Abbasi, Selçuklu, İran, Osmanlı dönemine ait yüzlerce el yazması cüz ve Kur-an’ı Kerim’in yer aldığı “1400. Yılında Kur’an Sergisi” 5 Eylül 2010’dan beri müzede teşhir ediliyor. Serginin en önemli özelliği Kur’an’ın ilk nüshaları olarak kabul edilen 250 bin yapraklık Şam Evrakı’nın nadir parçalarını gün yüzüne çıkarıyor olması. 1 Aralık’a kadar sergilenecek olan ve büyük ilgi gören koleksiyon kitaplaştırıldı. Antik A.Ş. Kültür Yayınları’ndan çıkan eser, kutsal kitabımızın İslam ülkeleri ve Osmanlı topraklarında 8. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan tarihi süreç içindeki en nadir örneklerini gün ışığına çıkarıyor. Kitaptan elde edilen gelirin çoğunluğu Kur-an’ı Kerim’lerin restorasyon ve konservasyon çalışmalarında kullanılmak üzere müzeye bağışlanacak. Kitabı kaleme alanlar arasında Türk ve İslam Eserleri Müzesi Müdürü Seracettin Şahin ve eski Diyanet İşleri Eski Başkanı Dr. Tayyar Altıkulaç gibi isimler var.

Eğer O razı olsa…

Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.
O razı olduktan ve kabul ettikten sonra, isterse ve hikmeti iktiza ederse, sizler istemek talebinde olmadığınız halde, halklara da kabul ettirir, onları da razı eder. Onun için, bu hizmette, doğrudan doğruya, yalnız Cenâb-ı Hakkın rızasını esas maksat yapmak gerektir.

Dünyanız Nurlansın.

Exit mobile version