Peygamber Efendimiz davranışlarıyla örnek oluyordu

Peygamberimiz (sas), insanların nasıl olmasını istiyor ve hedefliyorsa, önce bizzat kendisi yaşamış ve fiilî olarak örnek olmuştur. Resulullah yapılan işlerde sahabeyle beraber olmuş, böylece onların çalışma isteklerinin artmasına vesile olmuştur.

Hz. Peygamber’in (sas) insan unsurunu verimli kullanmasında en etkili faktör, bizzat kendisidir. O, insanların nasıl olmasını istiyor ve hedefliyorsa, önce bizzat kendisi yaşamış ve fiilî olarak örnek olmuştur. Zaten O’nun örnek olma yönü Kur’an’da da vurgulanır: “And olsun, size, Allah’ı ve âhiret gününü umanlara ve Allah’ı çokça zikredenlere, Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab Sûresi, 33/21)

Peygamberimiz en güzel örnek ve rehberdir. Biz hayatın her alanında O’na uyarız. Zira bizler için gerçek hayatı O ve diğer nebîler temsil etmişlerdir. Peygamberimiz, yapılan işlerde bizzat sahabeyle beraber olmuş, böylece onların çalışma isteklerinin artmasına vesile olmuştur. Zira, Peygamber Efendimiz her hususta zirvede bir temsil ortaya koymuş, O’nun bu temsili insanları çok ciddi motive etmiştir.

Peygamberimiz, mescit yapımında herkesle birlikte kerpiç taşımıştır. Hendek Savaşı öncesi Medine’nin etrafına hendekler kazılırken bizzat kendisi de çalışmıştır. Bu durum sahabenin çalışma iştiyakını artırmıştır. Sahabe, Peygamberimiz’in çalışmasını naklederken, açlıktan karnına taş bağladığını, toprak taşıdığını ve vücuduna toz toprak bulaştığını söyler. Hattâ sahabedeki yorgunluk ve açlığı gördüğü zaman da, onların kuvve-i maneviyelerini takviye için zaman zaman şu şiirleri okumuştur: “Allah’ım âhiret hayatından başka hayat yoktur. Sen ensar ve muhacirleri bağışla“; “Allah’ım Sen olmasaydın biz hidayete eremezdik, namaz kılamaz, zekât veremezdik. Sen üzerimize sekîne indir ve düşmanla karşılaşırsak bizim ayaklarımızı kaydırma.” Sahabe de, “Biz hayatta kaldığımız sürece cihad etmek üzere Hz. Muhammed’e biat ettik.” sözleriyle bu coşkuya katılmıştır.

Peygamberimiz’in bizzat kendisinin örnek olmasıyla ilgili dikkat çekici bir başka misâli de Huneyn Savaşı’dır. Savaşlar can pazarıdı, hayatın ölüme en yakın yamaçlarıdır. Bazen zafer kazanılır, bazen bozgun yaşanır. Huneyn Savaşı’nda da Müslümanlar beklemedikleri bir bozgun tehlikesiyle karşı karşıya kalınca, Peygamberimiz dağılan orduyu toplamak için tek başına ortaya atılmış ve “Ben Peygamberim, yalan yok, Ben Abdulmuttalip’in torunuyum!” diyerek bozulan orduyu tekrar harp düzenine koymuştur. O, bu sözüyle, Fil Vakası’nda Abdulmuttalip, Allah’ın izniyle sağ-salim kurtulduğu gibi ben de o zâtın torunuyum, diyerek bu badirenin atlatılabileceğine işaret ederek onları tekrar toparlanıp kendilerine gelmeleri hususunda motive etmiştir.

Yrd. Doc. Dr. Hasan Yenibaş

* Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: