Rahimlerdeki Mucize

embriyoBir bebeğin anne rahmindeki geçirdiği değişim günümüz imkânlarını kullanarak izlendiğinde olağanüstü olaylar dizisi gözler önüne serilir. Rahim içine yerleştirilen mikro kameralarla yapılan çekimler, seyretmesi müthiş zevkli, düşündürücü ve hayrette bırakan görüntüler vermektedir.

Kadın doğumculara göre gebelik süreci 9 ay 10 gün dür. Bu sürecin içine hamilelikten önceki yumurtanın durumunu gösteren 2 haftalık zaman da katılır. Aslında embriyolojik olarak döllenmiş yumurta 3.hafta sonunda ana rahmine ulaşır. Ve gerçek hamilelik 4. haftada başlar. Embriyon rahim duvarına yerleşmek için en elverişli yeri arar, bulur, bir kazı çalışması yapar ve oraya yerleşir. Bu esnada kılcal damarlar yırtılınca hafif bir kanama olur. Hamilelikte ilk üç haftanın görüntüsünden bahsedilemez.
 

4. haftada rahim içindeki  Embriyon

 Embriyon  ultrason görüntüsü

5. haftanın sonunda ancak idrar testiyle gebelik tespit edilebilir. Embriyon henüz 1mm den küçüktür.

5. hafta sonunda Ultrason görüntüsü

6. haftada ilk organ gelişimi başlar. Bu organ ise kalptir ve onunla birlikte gelişecek olan damar sistemidir. Besin maddeleri ve oksijeni taşımak için bu organlara ihtiyaç vardır. Ancak ultrasonda kalp atışları henüz görülmeyebilir. Fakat gebelik kesesi görülür. Embriyon henüz 1 milimetre boyundadır.

6.hafta Ultrason görüntüsü

 

7.haftada hücreler hem çoğalır hem de çeşitlenir. Beyin bu hafta gelişmeye başları. En önemli olay, beynin komutlar vermesi ile kol, bacak ve böbrek gibi bütün organ taslaklarının oluşmaya başlamasıdır.

 

7.hafta Ultrason görüntüsü

8 haftada tüm organlarda hızlı bir büyüme olur. Bebeğin kalp atışının sesleri ultrasonda duyulur. Gebelik kesesi ve içinde bebeğin yüzdüğü sıvı çok açık görülür.

8. hafta Ultrason görüntüsü

9.haftada bebeğin hareketleri görülür. Baş-gövde aynı büyüklüktedir. Beyin her şeyi kontrol ettiği için büyük olması gereklidir. Kollar ve bacaklar kısadır. İleriki haftalarda büyüklükler normal boyutlarını alır. Kalp atışları çok hızlıdır. Çok oksijen taşımak için böyle olması gerekmektedir.

9.hafta Ultrason görüntüsü

10.haftada organların gelişimi tamamlanmak üzeredir. 3 hafta önce başlayan dudak ve damak gelişimi tamamlanmıştır. Ağzın açma kapama hareketleri görülür. Boyu ise 3cm ve ağırlığı 4gr kadardır.

Gebelikte 10 hafta bir dönüm noktasıdır. Bu haftadan sonra adı artık fetüs olacaktır. Yasalarımıza göre de bundan sonra kürtaj yasağı başlar.

11.haftada hamileliğin dörtte biri tamamlanmıştır. Ona fetüs adı verilir. Bundan sonra düşük ihtimali %1 dır. Gebelik sağlam zemine yerleşmiştir. Şimdi duyuların gelişim zamanıdır. İlk duyular tat ve dokunmadır, sonra koku duyusu gelir. Bebek amnios sıvısının tadını alır. İşitme ise 16-24. Haftalarda tamamlanır. Görme duyusu, 32. haftada gelişmeye başlar.

 11 haftalık ultrason görüntüsü

12. haftaya varan bebek %90 sağlıklı doğar. Doktor kontrolü olmasa da doğum gerçekleşir. Ancak kontroller %10 luk problem olabilecek gruba girip girmediğinizi ve doktor müdahalesi gerekip gerekmediğini bilmenizi sağlar.

12 haftalık Ultrason görüntüleri

Bundan sonraki her hafta yeni değişiklerle fetüs gelişir ve ana rahmindeki mucizevî değişiklikler tamamlanır. Haftalar haftaları kovalar ve 9 ay 10 gün sonra bebek dünyaya gelir.

 Dünyanın her yerinde bu olay birbirinden habersiz ama benzer şekilde yaratılır. Aynı şekil, aynı yüz hatları ile bütün organlarda birbirine uygunluk vardır. Öyleyse bebekleri hepsi birbirine benzemekle beraber her birini de kendine özel yaratan, Biri olmalıdır. O Yaratıcı ise kimseye muhtaç olmayan ve herkesin kendisine muhtaç olduğu tek varlık olan Allah’dır.

Bu yukarda gelişimini anlattığımız embriyo kendi lisanıyla bize bağırıp şöyle diyor:”Bana bu yüzü, bu uzuvları ve bu organları veren kim ise bana benzeyen bütün bebeklerin de Yaratıcısı, Sanatkârı da O dur. Ve bütün canlıları yaratan da O’ dur.”

       İşte ana rahmindeki bu bebeğin lisanı bilinmeyen, anlaşılmayan bir dil değildir. Her şey kuralına göre birbirini takip eder ve türünün özelliklerine göre de gelişim gösterir. Bu dil artık bilinen bir âlemden gelip bilinmeyen bir âleme giden bir dil olmuştur. Bu fetüsün ileriki hallerini ancak onun Yaratıcısı bilebilir. Biz ancak geçmiş zamanın dilini okuyabiliriz.

       Anne karnındaki her fetüs farklı yüz hatları ve kendine özel ayrıcalıklı görünüşü ile Yaratıcısının irade, istek ve rahmetinin hiçbir şeye tabi olmadığını gösterir. Her şeyi kendi istediği gibi yarattığına kanıttır.  Daha henüz hiçbir şeyin ortada izi yoktur. İlmi sonsuz olan Allah’dan başkası olmadan önce bu dili bilemez. Ana rahminde yüzün binde bir aleti görünmekle bilinemez. Bu yüz daha hangi şekilleri alacaktır, doğumundan ölümüne kadar nasıl değişime uğrayacaktır, kimse onları bilemez.

       Son olarak ana rahmindeki her fetüs farklı yüz hatları ve kendine özel ayrıcalıklı görünüşü ile Yaratıcısının irade ve isteğini gösterdiği gibi O’nun tek Yaratıcı olduğunun da ispatıdır.

Cenab-ı Hakk’ın rahm-ı mâderdeki çocukların sîmâ-yı maddî ve mânevîlerinde iki cilvesi var:


Birisi: Vahdetini Ehadiyetini ve Samediyetini gösterir ki, o çocuk âzâ-yı esasîde ve cihazat-ı insaniyenin enva’ında sair insanlarla muvafık ve mutabık olduğu cihetle, Hâlık ve Sâniinin vahdetine şehadet ediyor. O cenin bu lisan ile bağırıyor ki: “Bana bu sîmâ ve âzayı veren kim ise, bütün esasat-ı âzâda bana benziyen bütün insanların sânii dahi O’dur. Ve hem bütün zîhayatın sânii O’dur.”

İşte rahm-i maderdeki cenînin bu lisanı, gaybî değil, kaideye ve ıttırada ve nev’ine tabî olduğu için mâlûmdur, bilinebilir. Âlem-i şehadetten âlem-i gayba girmiş bir daldır ve bir dildir.

İkinci Cihet: ve sîmâ-yı vechiye-i şahsiyesi lisaniyle Sâniinin ihtiyarını, iradesini ve meşietini ve Rahmet-i hassasını ve hiçbir kayd altında olmadığını, bağırıp gösteriyor. Fakat bu lisan, gayb-ül-gaybdan geliyor. İlm-i ezelîden başkası, kabl-el vücud bunu göremiyor ve ihata edemiyor.

Rahm-i mâderde iken bu sîmânın binde bir cihazatı görünmekle, bilinmiyor!

Elhasıl: Cenînin sîmâ-yı istidadîsinde ve sîmâ-yı vechiyesinde hem delil-i Vahdaniyet var, hem ihtiyar ve irade-i İlâhiyyenin hücceti vardır.(LEMALAR,16.LEMA)

Dr.Selçuk Eskiçubuk