Risale-i Nur Talebeliğine Nasıl Tayin Oldum

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ HAZRETLERİNİN (R.A) VE RİSALE-İ NUR’UN

BİRİNCİ MUHATABI VE TALEBESİ HACI İBRAHİM HULUSİ YAHYAGİL (R.A.) TARİHÇE-İ HAYATININ ÖZETİ

Hacı İbrahim Hulusi Yahyagil 15 Şubat 1896’da, Ramazan-ı Şerifin birinci gecesi Elazığ’a bağlı olan Kesrik’te dünyaya teşrif buyurmuştur. Babası Yahyazâde’lerden Alaylı zabit Mehmet Hüsrev Efendi, annesi Nazife Hanımdır. İlk tahsilini kendi tabiri ile “El Aziz çarşı camii imamı Sarı Hafızdan hususi bir surette” yapmıştır.

Elazığ’daRüştiye-i askeriyeden mezun olur. Erzincan’da iki sene, İstanbul Çengelköy’de bir sene Kuleli askeri idadisinde tahsilini görür. 1914’de Harbiye mektebine başlar, ancak savaş başladığından Çanakkale’ye21 Ekim 1914’te intikal ederek 19 yaşında savaşa katılır.14 Temmuz 1915’te asteğmen olur, Rumi26 Temmuz 1331 (1915)’de Leyle-i Kadir’de Anafartalar, Conkbayırı muharebesinde yüzünden, göğsünden ve sol kolundan yaralanarak gazi olur. Fransız bir doktor tarafından ölüler arasına ayrılırken Fransızca olarak “İnşallah ben ölmeyeceğim” der. Bunun üzerine hayatta olduğu anlaşılınca Biga ve İstanbul Harbiye hastanelerinde tedavi edilir. 5 ay sonra tedavi olarak Anafartalar’a döner. Daha sonrasırasıyla1916’daKafkas cephesinde, 1917’de Ermeni ve Bolşevik muharebelerinde, Gence ve Bakü’nünzaptı ve Karabağ’ın temizlenmesinde görev yapar. 1917’de Elazığ’a izinli olarak gelerek amcası kızı olan Halise hanımla evlenir. 1918’de Kars’ın ilk olarak alınmasında, 1919-1920 yıllarında Urfa ve Antep’in kurtuluşlarında, milis eğitiminde 1921 Ocak ve MartAyları’nda İnönü muharebelerinde 23 Ağustos1921 de 22 gün süren Sakarya meydan muharebesinde bulunur. Hulusi Bey muharebeden önce âlem-i manada gördüğü bir rüyayı sadıkada kendisine gösterilen ayetten istihraç ile harbin 22 gün süreceğini ve muzaffer olunacağını zabit arkadaşlarına müjdeler. Bu arada 1922’de yüzbaşı olur. 9 Eylül 1922’de İzmir’in alınmasında da bulunur. 6 Ekim 1923’de Elazığ’a tayin olur.1925’de Harbiye’ye döner tahsilini tamamlar.1927’de Midyat’ta eşkıya takibi vazifesinde bulunur. Eylül 1927’de Manisa’ya tayin olur.4 ay sonra 17 Ocak 1928’de Eğirdir Dağ Talimgâh Muallimliğine nakledilir. Ve “Bu bizim Risale-i Nur talebeliğine tayinimizdir.” der.

14 Nisan 1929’da Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile ilk görüşmesini yapar.Bu görüşmeyle beraber Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri iletoplam altı defa, kendi ifadesiyle “imanın şartı kadar” görüşür. Hayatının gayesiniSevgili Üstadım! Evvelce arz ettiğim vecihle ben artık bir şey için yaşadığımı zannediyorum. O da Üstadım olan dellal-ı Kur’anın vazife-i memure-i maneviye ’sini ifada pek cüz’i bir hizmetkârlıktan ibarettir…”cümleleri ile Bediüzzaman’a arz-ı ifade eder.

Daha sonra 1930’da Elazığ’a tayin olur.1933’de binbaşı olur. Sonra Diyarbakır’da bulunur.  1938’de Tunceli harekâtınakatılır.

1940’da yarbay olarak Hekimhan askerlik şubesine,1941’de Elazığ Askerlik şubesine,1943’de ise Karapınar askerlik şubesine tayin edilir. Bundan sonra Pendik’te 2. Cihan harbi sırasındada Karadeniz’de tahkimatta bulunur. 1944’de albaylığa terfi eder. Daha sonra sırasıyla 1945’te Kars askerlik şubesine, 1946’da Sarıkamış askerlik şubesine, 1948’de Urfa askerlik şubesine tayin edilir. 3 Ocak 1950’de emeklilik dilekçesini verir. Geçici bir görevle Denizli askerlik şubesine gönderilir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile son görüşmesinden yirmisene sonra 4 Mart 1950’de Emirdağ’ındaziyaret eder.3 Mayıs 1950’de emekli olur. Aynı seneElazığ’a yerleşir ve hacca gider. 27 Kasım 1957’de Eskişehir’de Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini ziyaret eder. Bu Üstad hazretleri ile maddeten en son görüşmesi olur. İlk görüşmeden sonra her gün 2 defa manen görüşmeleri devam eder. Ocak1972 senesinde ikinci defa haccını ifa eder. 26 Temmuz1986’da Elazığ’da ruhunu Rahman’a teslim eder. Harput kabristanına defin edilir. Cenab-ı Allah rahmet eylesin.

Hayatında hiç bir eser neşretmemiştir. Risale-i Nur eserleri kâfidir demiştir. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine sorduğu suallerle Mektubat ve Barla Lahikasının ekser kısmının vücuda gelmesine vesile olmuştur. Bütün Risale-i Nur külliyatının manevi birinci muhatabıdır. Hayatı boyunca İmana, Kuran’a, İslamiyet’e, Vatana, Millete hizmeti esas alarak fedakarane yaşamıştır.

Yine kendi ifadesiyle “36 Senelik Askerlik hayatımı tertemiz kapadığım için Allaha yüz bin hamd ve şükürler ederim. Cenab-ı Hak Türk Milletine, Hükümetine,Devletine asla zeval vermesin.Bakiye-i ömrümü her türlü siyasi entrikalara ve başka memuriyet ve hizmetlere bulaşmadan,Hükümetim, vatan hizmetine davet edinceye ve ölünceye kadar sükûnetle Milletin namuslu, muti bir ferdi olarak, elimden gelirse insani hizmetlerde bulunarak geçirmek isterim. Allah muvaffak buyursun,Âmin.” demiştir. Hulusi Bey (r.a.)

risale haber