Sevabı en çok Ramazanlar dileğimizle…

Geçen seneki Ramazan’ın son iftarında bu seneki Ramazan’ımızı hasretle hayal ederek: Muhtemeldir ki, gelecek Ramazan’a ulaşamaz, mutlu bir Ramazan’ı daha tutma saadetine erişemeyiz.. diye hayıflanmıştık.

Bugün diyoruz ki, işte size bir mutlu Ramazan daha.. İşte size inşa Allah mükellefiyetlerini yerine getireceğimiz, sevabı en çok bir Ramazan daha.. Öyle ise buyurun, hep birlikte şimdiden şükredelim Rabb’imize.. Bizi böylesine sevabı en çok günlere bir daha ulaştırdığı, 11 ayın sultanına bir daha kavuşturduğu için…

Nitekim bugün çevremize baktığımızda görüyoruz ki, geçen Ramazan’ı birlikte yaşadığımız nice dostlarımız, yakınlarımız yoktur bu sevabı en çok Ramazan’da aramızda. Onlar yaşadıkları Ramazan’ların mükâfatını görmek üzere ayrılmışlar aramızdan.. Biz de onlarla birlikte göçebilirdik bu âlemden.. Ama Rabb’imiz lütfetmiş, bir Ramazan’a daha ulaştırmayı takdir buyurmuş.. İşte bu lütfun şükrünü eda için şimdiden niyetimizi kesinleştiriyor, ay boyunca görevimizi yerine getirmeye azm-ü cezm-i kastederek diyoruz ki:

Rabb’imiz! Akşamları teravihlerimizi büyük bir aşk ile kılacak, geceleri sahurumuza aynı aşk ile kalkacak, gündüzleri orucumuzu da aynı şevkle tutacağız… Sene boyunca, benimsediğimiz kötü alışkanlıklarımızı terk ederek ay boyunca melekleşmeye yöneleceğiz. Bunda azimli, cezimli ve kararlıyız inşa Allah..

Şeytan vesvese verse de, nefsimiz zorluk çıkarsa da, ‘ortalık sıcak, günler uzun’ gibi evhamlar pompalamaya yönelse de diyoruz ki:

Ey bize böyle vesvese verip şevksizlik ve ümitsizlik telkin eden nefis ve şeytanımız, biz biliyoruz ki sizin göreviniz de bu!. Siz ümitsizlik ve şevksizlik telkin edeceksiniz bizlere. Böylece bizim bu karşı koyuşumuz irademizin ve imanımızın ispatını yapan cihadımız olacak, Rabb’imizin rızasını kazandıran imtihanımızı teşkil edecektir. Ey şeytan! senin telkin ettiğin bu zorluk hissi olmasaydı bizim karşı koyuşumuzun sevabı ve değeri de bu kadar yüce ve yüksek olmayacaktı.

Evet, bilhassa bu mübarek ayda daha farklı bir tövbe, istiğfar içinde olacağız. Çünkü bu ayın her gecesinde Rabb’imizin hitabını duyar gibi olacağız. Kullarına Ramazan boyu geceleri hitap eden Rabb’imiz buyuracak ki:

Yok mu kullarımdan sene boyunca maruz kaldığı günahlarına tövbe, istiğfar eden? Kabul edeyim tövbe ve istiğfarlarını.

Yok mu günahlarından dolayı üzülüp af dileyen? Affedeyim günahlarını. Ay boyunca her gece kullarına böyle hitap eden Rabb’imizin bu davetine icabet etmemek; ancak şeytanı ve nefsi sevindirip imanı ve kalbi yerindiren bir gaflet olur. Böylesine büyük bir gaflette boğulmayacak, böylesine aziz bir fırsatı da kaçırmayacağız inşa Allah. Ay boyunca hep tövbe, istiğfar halinde yalvaracağız Rabb’imize. Şimdiden büyük bir ümitle el açıp diyoruz ki:

Rabb’imiz! Bizleri kendine kul, Habib’ine ümmet kabul eyle. Hatalarımızı bağışla, ibadet aşk ve şevkimizi kavi ve sabit eyle. Yaşadığımız müddetçe cümlemizi hizmette sadık, himmette sabit eyle. 11 ayın sultanını hakkımızda huzur ve kurtuluşa vesile eyle..

Hizmet ve himmet dolu sevabı en çok Ramazanlar dileğimle..

Ahmed Şahin / Zaman

 

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: