Şeytana Musallat Olanlar

Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A’lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık’ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl’in ruhuyla bir seviyede kalacaktı. Mektubat ( 44 )

Şeytan insanın tekemülatı için elzemdir. Eğer şeytan insana musallat olmasa idi insanın kainatı yutabilecek istidada malik olması istidad ve kabiliyetlerinin içinde mevcud olan elmasiyet ve kömüriyet hakikatlarının tezahür edip açığı çıkması hasebiyle elzemdir.

Düşünelim ki; bizler cüz-i ihtiyarimizi istimal edip bir yere geldik. Ama çok büyük bir âbide var. Âbideye giriş yaptık. Girişte vâr olan cihazlardan geçiyoruz. Ama geçerken bakıyoruz üzerimizdeki metalik âletleri bir kutuya koyuyoruz ve geçiyoruz. Eğer cihazca risk arzeden maddeler varsa makine sinyal verecek ve görevli bizden üzerinizde şu.. şu.. var mı? Diyecektir. Sorun teşkil eden maddeyi bıraktıktan sonra makineden geçeceğiz. Makine bizim düşmanımız değil kendisine yüklenen programa uymaktadır. Dünya da insan için bir x-r cihazıdır. Peki bizden ne istiyor sende zararlı bu.. bu var demesi Musibetlerdir. insanın başına indirilen darbeler ve yüzüne vurulan tokatlar, onun sarhoşluğunu izale ile ayıltacaktır. Mesnevi-i Nuriye ( 220 ) bizim için Allahımızın rızasına giden yolda musibetlerle, çilelerle vb. sıkıntılarla tasaffi edecek ve habibiyete gidecek yolun bir bezeki, süsü olacaktır. İşte başımıza gelen musibetler, tokatlar bizlerin aklını başına getirecektir.

x-r’den geçtikten sonra elimize çantamızı alarak kutuda ki emanetleri alarak ilerleyeceğiz. Asansör gelecek ve -15 +15 olmak üzere 30 kat var. Bizler de ihtiyarımızı istimal edecek ve bir yeri seçeceğiz. Gideceğimiz yer hangi katta ise o kata dokunacağız.

İşte insana mel’un şeytanın musallatı da asansörün yukarı (+) kat tuşları ile (–) kat tuşları arasındaki ihtiyarı kullanma sebebidir.

 

İnsan;

Nur-U İman İle A’lâ-Yı İlliyyîne Çıkar;

Cennet’e Lâyık Bir Kıymet Alır.

 

Ve zulmet-i küfür ile,

esfel-i safilîne düşer;

Cehennem’e ehil (olacak) bir vaziyete girer.

 

Çünki iman, insanı Sâni’-i Zülcelal’ine nisbet ediyor; iman, bir intisabdır. Öyle ise insan, iman ile insanda tezahür eden san’at-ı İlahiye ve nukuş-u esma-i Rabbaniye itibariyle bir kıymet alır. Küfür, o nisbeti kat’eder. O kat’dan san’at-ı Rabbaniye gizlenir. Kıymeti dahi yalnız madde itibariyle olur. Madde ise, hem fâniye, hem zâile, hem muvakkat bir hayat-ı hayvanî olduğundan, kıymeti hiç hükmündedir. Sözler ( 311 )

Musallat olan şeytan’a kulak verirse insan şeytanın ordusuna iltihak etmektedir. Şu medenîlerden çoğunun, eğer içini dışına çevirirsen, görürsün: Başta maymunla tilki, yılanla ayı, hınzır. Sîreti olur suret. Sözler ( 712 ) ve bu mana ile siretimiz Maymun, Tilki, Yılan, Ayı, Hınzır karekteri ve ahlakı ile bezenecektir.

Eğer nur-u iman ile a’lâ-yı illiyyîne çıkarsa; Cennet’e lâyık bir kıymet alırsa şeytana emeline ulaşamadığı için saçını başını yolduracaktır. Şeytan rezil olacaktır ve kafasını taşlara vuracaktır.

İşte insanı insan yapan iman ve şeytana kulak asmamaktır. Eğer şeytana tabi olursa şeytan sevinir. Eğer şeytana tabi olmazsa şeytan o insanı terakki ettirecek ve o terakki ile şeytana bu defa insan musallat olacaktır.

Nefsini ıslah eden kimseler,

Kur’anla hemhal olanlar,

sünnet-i seniyyeyi kıblenameli pusula kabul edenler,

Risale-i Nur’u hergün düzenli okuyanlar ve tatbik edenler,

Risale-i Nur’un Lahikaları ile tarz-ı hareket edenler,

Şeytana musallat olup şeytanın papucunu ters giydirenler olacaktır.

Selam ve Dua ile

Muhammed Numan ÖZEL

www.NurNet.org