Sünnet-i Seniyye’ye Tabi Olmak ve Tıp İlminden Bir Misal

Bu zamanın mühim bir hastalığı, fenlere adeta yeni bir din gibi tapmak (!).. Fenleri -yenilenmelerinin ve değişmelerinin ardı arkası kesilmediği halde- ‘hayatta en hakikî mürşid’ gibi kabul etmeğe kendini sunî bir şekilde zorlamak ve böylece de en hakikî mürşit olan Kur’an ve Hadislerin irşad ve tebliğini kabul etmemek için bir yol aramak (!)..

Ne gariptir ki aynı fenler, bazı insanları, imana da, küfre de götürebilen fikir yollarındaki yanlış seçim ve tercihlere karşı ikaz ve irşad ediyor; asıl ‘hakikî mürşide’ dikkatleri çekiyor.

Bu mevzuda verilebilecek misallerden biri, birçok insan tarafından hakîr, kerîh, çirkin, sebeb-i vücudu anlaşılmaz ve lüzümsuz gibi değerlendirilen sülük adlı hayvanla alakalıdır.

Hayatta en hakikî mürşit fendir” diyerek tedavi maksadıyla sülük kullanılmasına dair Sünnet-i Seniyyeyi de hakîr görmek cüretine teşebbüs edenler, tıp ilminin en ileri olduğu Amerika’da sülüğün “tıp harikası” olarak ilân edilmesi karşısında acaba ne diyeceklerdir?

Bugün, Amerika’nın birçok hastanesinde binlerce sülük kullanılmakta ve bu hastanelerin en meşhur doktorları dahi “sülük olmasaydı ne yapardık?” demektedir.

Tarihin çok eski çağlarından beri hacamat (kan almak) vasıtası olarak başvurulan sülük, Resulullah (S.A.V) tarafından da kullanılmış ve tavsiye edilmiş olduğuna göre, bunun elbette birçok hikmeti olduğu düşünülmeliydi.

Şimdiye kadar sadece kan almak işlemlerinde tedavi maksadıyla kullanılmış olan sülüğün, bu gün modern tıbbın bilhasa mikrocerrahi sahasında fevkalâde mühim vazifeler yapabileceği anlaşılmış bulunmaktadır.

Mikroskop altında yapılan ameliyatlarda, sülükler bir cerrahın en ideal yardımcısı olmaktadır. Çok ince damarların birleştirilmesinde ve buradan kan deveranının temininde sülükler, hem damarları birbirine yapıştırıcı ve hem de damarlardaki tıkanıklığa mâni olucu rol oynamaktadır.

Bu şekilde, bir kaza neticesinde kopan çok küçük çocukların parmaklarını bile, sülükler yardımıyla yapılan ameliyatlarla başarılı bir şekilde yerine bağlayabilmek mümkün olmaktadır.

Bu mevzuda son günlerde dünya medyasında yer alan son haber de şu oldu:

“Amerika’da, bir köpeğin saldırısına uğrayan 19 yaşındaki genç bir kızın kopan kulağı sülük yardımıyla yerine dikildi.

Olay Amerika’nın Rhode Island şehrinde gerçekleşti. Pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğrayan 19 yaşında bir kız kolundan yaralandı ve sol kulağı koptu. Plastik cerrahi uzmanları, kopan kulağın yeniden dikilmesine imkan vermeyecek şekilde çok fazla hasar aldığını söyledi. Uzman cerrah Dr. Stephen Sullivan;

“- Normalde kopan bir kulak plastik cerrahlar tarafından yerine dikilebilir ama, vücuttan ayrılan parçanın bıçak gibi düz bir kesik yerine köpek ısırığı ile parçalanmış olması durumu zorlaştırır” şeklinde açıklama yaptı.

Rhode Island hastanesinde genç kızı ameliyat eden doktor Sullivan, kopan kulakta mikroskop ve aşırı hassas cihazlar kullanarak 0,3 mm çapında bir atardamar buldu ve kulağı bu atardamarla kızın başına mikroskobik dikişlerle tutturdu.

Kulağa temiz kanı taşıyan atar damarla bu şekilde bağlantı yapan doktor, kirli kanın toplanacağı toplardamar bulamadığı için farklı bir çözüm üretti ve kulakta biriken kirli kanı temizlemek için sülük kullandı. Dr. Sullivan;

“- İnsan vücudunda, damarlar yeniden yapılabilmektedir. Biz sülükleri, toplardamarlar yeniden oluşana kadar, geçici bir kan tahliyesi yöntemi olarak kullanacağız” dedi.

İki haftadan uzun bir süre düzenli olarak hastaneye giden kızın dikilen sol kulağına sülük uygulanarak, oksijensiz kirli kan çekildi. Bu süreçte kulakta yeni damarlar oluşmaya başladı ve sülük tedavisi aralarla uygulanmaya devam edildi. Neticede, kulakta gereken bütün damarlar yeniden teşekkül etti ve sülük tedavisine son verildi. Geriye belli olmayan ufak bir yara izinin kaldığını açıklayan Dr. Sullivan;

“- Kulak kopması hasta için bir ölüm-kalım meselesi değil ama, hayat kalitesini arttırmak adına çok önemli. Bu operasyon ve sülükle tedavi sayesinde, onun başına böyle bir kaza geldiğini farkına varılmasının imkânı yok” diye açıklama yaptı.

Bugüne kadar bu olay gibi tıp literaturüne geçen kulak dikilmesiyle ilgili sadece 50 başarılı operasyon bulunuyor. Bunun sebebi de, kulakta bulunan damarların çok ince ve küçük olması.

2004 yılında Amerika Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) kan ile beslenen sülüklerin sağlık sektöründe kullanılabileceğini onaylamıştı.

Tıp ilminin şimdikine nisbeten çok geri olduğu 14 asır önce, tedavi maksadıyla bu hayvanı bizzat kullanmış ve ümmetine tavsiye etmiş olan Peygamberimiz (SAV)’in sözlerindeki ve davranışlarındaki isabeti, bugün dünya çapındaki tıp otoriteleri vasıtası ile, bir kere daha ispatlanmış ve onun Sünnet-i Seniyyesine tabi olmanın önemine tekrar dikkat çekilmiş olmuyor mu?

Prof. Dr. Mustafa Nutku

www.NurNet.Org

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: