Etiket arşivi: Badıllı Abi

Nur’un Kahraman Ağabeyi Abdülkadir Badıllı Ve Bazı Sineklerin Vızıltıları

Abdülkadir Badıllı Ağabey, benim bildiğim kadarıyla, ömrünün en az 60 yılını, Risâle-i Nur okumaya, okutmaya ve Nurlar hakkında eser telif etmeye tahsis etmiştir. Kendine mani olur diye ömrünün çok geç senelerinde evlenmiş ve evlatlarını da Nur talebesi olarak yetiştirmiştir.

Maalesef vefatından sonra bazı sinek vızıltılarını duymaya başladık ve üzüldük. Ancak Abdülkadir Ağabey’in kabrinde sevinmesi için bazı hakikatları dile getireceğiz.

– Abdülkadir Ağabeyin arkasından, bütün Türkiye ve hatta Avrupa’dan gelen binlerce Nur talebesi ağladı ve rahmet okudu; bunların içinde Bediüzzaman’ın mutlak vekilleri olan Abdullah Yeğin Ağabey ile Hüsnü Bayram Ağabey de bulunuyordu. Mehmed Fırıncı Ağabey de onun duacılarındandı.

Gülen grubunun sadeleştirme yoluyla Nurları tahrif etmesine yıllar önce o muhalefet ettiği için, Nurları menfaat aleti olarak kullanan bu ekibin bazı şahısları, onun aleyhinde yazdılar ama, Nur’un asliyetini korumak için gayret gösteren Nur Talebeleri onun duacısıydı.

– Mustafa Kemal’i sevenler ona hayatındayken de vefatından sonra da muhalif oldular; ancakl onun Süfyan olduğunu Bediüzzaman’dan öğrenenler ona duacıydı.

Risâle-i Nur tahrif edildi diye zırlayan bazı Kürtçüler onun aleyhinde konuşmuş olabilirler; ama Abdülkadir Ağabey’in Kürtler ile Türklerin İslamiyet kardeşliğinde birleşmeleri gerektiğinin avukatı olduğunu ve bu konuda hemze-i vasıl vazifesi gördüğünü bilenler rahmet okudu.

– Bazı ilahiyatçıların, Risâle-i Nur’daki hadislerle ileri geri konuşmalarına karşı 1000 küsur sayfalık Risâle-i Nurların Kudsî Kaynakları adlı muhallede eserini bilenler rahmet okudu; hadislere saygısızlık edenler alyhte konuşabilir.

Maalesef Üstad’ın Abdülmecid Ağabey yoluyla yeğeni olan bir şahıs menfaati zedelendiği için aleyhte konuşabilir; ancak Bediüzzaman’ın diğer bütün yakınları cenazeye katılarak duacı oldular.

– Abdülkadir Badıllı Ağabey, bu milletin ve Nur talebelerinin kalbinde, Mufassal Tarihçe-i Hayat ile ebediyyete kadar rahmet dilekleri ve dualar ile yaşayacaktır; ona karşı çıkan sivrisineklerin sesi kısa zamanda kesilecektir.

Abdülkadir Badıllı Ağabey, Hz. Ömer ve Yavuz Sultan Selim mesleğinde idi; hakkı konuşmaktan çekinmezdi; dilsiz şeytan olanlar elbetteki onun aleyhinde konuşacaklardır.

ALLAH RAHMET EYLESİN.

Prof. Dr. Ahmed Akgündüz

www.NurNet.Org

Uç Beyi; “Abdulkadir Badıllı”

Sessiz bir kale….

Uzakta ama dik…

Taşların kıyamı…

Gölgesi sakince yayılıyor ovaya…

Güneşi ilk karşılayan, son uğurlayan.

Ufkumuzu süsleyen direniş silueti…

Kalbimizin taraçalarına kanat sesleriyle dokunan kartal uçuşu…

Bir dağ başı yalnızlığı…

Pınar başlarında duru derviş bekleyişi…

Yitiğimizi arayan gece nöbetçisi…

Unuttuklarımızı hatırlatan uç beyi…

Kalemimiz, kalemiz…

Abdulkadir Badıllı

***

O, Üstadının sadece hatırasını değil hatırını da ayakta tuttu.

Üstad’ı görmüş olmanın ayrıcalığına yaslanıp hatıralara sarılanlardan olmadı.

Geçmişe sığınmadı; geleceği inşa eden altın tuğlalara omuz verdi.

Derdi Üstad’ın imajı değil mesajı oldu.

Ortalıkta görünmek yerine, uzak köşelerde, sessiz odalarda  Bediüzzaman’ca söylemenin çilesini çekti. Alın teriyle ödedi Üstad’ı görmüşlüğünün bedelini… Akıl teriyle imzaladı sadakatini.

Yapılan yanlışlara bağırarak değil, doğruyu sakince ortaya koyarak karşılık verdi.

Eserler yazdı. Üstadı doğrulamak için binlerce sayfanın, yüzlerce kütüphanenin, onlarca ülkenin nazını çekti.

İnce bir fikir işçisi o. Ne alkış bekler ne nümayiş.

Elinden geleni yaptı. Dilinden geleni söyledi. Kalbinden geleni ortaya koydu.

Risale-i Nur’u maya metin bildi, çoğalttı metni, çoğaldı Risale’yle…  Tüketmedi, üretti.

Siyasal heyecanların yol açtığı savrulmalara, hakikatin sesini yükselterek cevap verdi.

Yanlışlar çoğaldıkça, iç sancısı çoğaldı, uykudan ve rahattan, servetten ve şöhretten vazgeçip doğrunun ırmağını daha gümrah akıtmaya koyuldu.

***

Kötülükleri azaltamıyoruz bari, iyilikleri çoğaltalım dedi…

Sadece 16 yaşında bir delikanlıydı Üstadını gördüğünde.

Dudakları hasretle uzandı bilgenin güngörmüş eline..

Öptü…

Ki pek izin verilmezdi.

Abdülkadir istisna olmayı hak etti demek ki.

Sonra çekti başını delikanlının bilge.. .

Usulca öptü başını…

Bize, çağın yetimlerine, genç Abdulkadir’in saçlarından bin şefkat busesi gönderdi…

Aldık, kabul ettik…

Sevdik…

Sessizce hep yanımızda kalsın isterdik..

Olmadı…

Olamazdı da!

***

Buseyi gönderiyoruz sahibine..

Bugün…

Uç beyine veda ediyoruz tebessümle…

Ölümü bin tebessüm görenin son görüldüğü yerde…

Senai Demirci

Abdülkadir Badıllı Ağabey Vefat Etti

Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatta olan son talebeleri arasında bulunan Abdülkadir Badıllı ağabey vefat etti.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebelerinden Abdülkadir Badıllı ağabey Hakkın rahmetine kavuştu.

Uzun süredir bağırsaklarındaki rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören Badıllı ağabey, Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesinde yoğun bakımda yatmaktaydı.

ABDÜLKADİR BADILLI AĞABEY

1936 yılında Ş.urfa´ya bağlı Akziyaret nahyesinin Şeyhzeliha köyünde dünya gelmiştir.babası Abdurrahman annesi Havvadır. 1953 yılında Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini iki üç kere ziyaret etmiş ve Said Nursi kendisini talebeliğe kabul etmiştir.1953´ten bügüne kadar risale-i nur hizmetinde hayatını devam etmiştir.Harran Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktora ünvanı verilmiştir.Arapça,Farsça,Osmanlıca ve Kürtçeyi biliyor.Urfadaki mekanı tabiri caizse bir Bediüzzaman arşiv hanesi.Sait Nursiye ait bir çok kıymetli eşya ve bu arada Mevlana Halid-i Bağdadi hazretlerinin meşhur cübbesi orada.

BADILLI AĞABEYİN ESERLERİ

Üç ciltlik Mufassal Tarihçe,Risale-i Nurun Kudsi Kaynakları, İşarat-ül İcaz tercümesi, Mesnevi-yi Nuriye tercümesi, Bediüzzaman Ve Din Tılsımları,İslam kardeşligi içnde türk-ilişkileri,Güneş üflemekle sönmez, son olarak risale-i nurda cuma hutbeleri adında bir çalışması var.

Risale Ajans