Etiket arşivi: cenaze

Bediüzzaman’a Midyat’ta ikinci Cenaze Namazı Kılındı

Gıyabî kılınan cenaze namazı
(25 Mart 1960 Cuma)

Doğu Anadolu’nun tanınmış âlimlerinden Şeyh Seyda namiyle bilinen Cizreli Muhammed Salih Varan Efendi uzun yıllar Cizre’de talebe yetiştirmiştir. Yedi yıldan beri ilçenin Serdahl (Bağlarbaşı) köyünde oturmakta idi.

Bediüzzaman Said Nursî’nin Urfa’ya geldiğini haber alınca bir grup talebesiyle Said Nursi’yi ziyaret için Urfa’ya müteveccihen hemen yola çıktı. Fakat Midyat’a geldikleri zaman Bediüzzaman’ın vefat haberini aldı.

Bunun üzerine Şeyh Seyda, Midyat’ta binlerce insanın iştirakiyle Bediüzzaman’ın cenaze namazını kıldı. Camiden taşan kalabalıklar cadde ve sokakları doldurmuştu.

O gün Midyat mahşeri bir günü yaşadı. Yediden yetmişe bütün Midyatlılar Bediüzzaman’ın gıyabî kılınan namazına iştirak etmişlerdi.

Nur Kahramanı ve İnsan Seli..

Bir önceki hastalığında, Sema hastanesinde kendisini ziyaret etmiştim. Tekrar sağlığına kavuştuktan sonra da birkaç defa çeşitli etkinliklerde ve BEDÎ apartmanında da görüşmüştük kendisiyle. Ölüm; hepimize çok yakın ve ummadığımız bir zamanda geleceğine inandığımız halde, Sungur abimim vefatını öğrenince, çok şaşırdım ve birkaç saniye bocaladım. Oysa bu gerçekten, Peygamberler bile müstesna değildi. Kendimi toparladıktan sonra ilgili haberi okumaya devam ettim.

En çok ilgimi çeken husus ise son gününde, maneviyat âleminde geçen ilginç bir gelişme ile Diyanet işleri Başkanımızın “vefat ânına” davet edilmesiydi.

Şöyle ki:

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, o gece rüyasında önemli bir toplantı sırasında, masada heybetli bir adam görür. Yaklaşır ve kim olduğunu sorar. Adam: “Ben Mustafa Sungur’un babasıyım. Sungur gözünü açtı, seni bekliyor” der.

Mehmet Görmez bu rüya üzerine Mustafa Sungur acaba iyileşti mi, diye yakınlarını arar. Mustafa Sungur ağabeyin, uzun zamandır hastanede bilinci kapalı vaziyette yattığını öğrenir. Prof. Görmez ertesi gün ilk uçakla İstanbul’a gelir ve Mustafa Sungur abiyi ziyaret eder.

Aylardır bilinci kapalı vaziyette yatan Mustafa Sungur ağabeyin gözleri açılır ve Diyanet İşleri Başkanımıza “Es Selamu Aleyküm” dedikten sonra, gözlerini yavaşça kapatır ve bir-iki dakika içinde vefat eder. Bu zamanlama tesadüf olabilir mi hiç?…

Yüce Rabbim ganî-ganî Rahmet eylesin…

Diyanet İşleri Başkanımızın kıldırdığı cenaze merasimine, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile AK Parti İl Başkanı Aziz Babuşcu katıldı. Fatih camiinin içi tamamen dolduğu gibi, camiin avlusu dahi bir insan seli gibiydi.

VASİYETİ:

Babasının Eyüp Mezarlığı’ndaki defin işlemleri sonrası Cihan Haber Ajansı’na açıklamalarda bulanan Muhammed Sungur, “Babam her fani gibi, gayri faniden rufakiyeye intikal etti. Bu Allah’ın kanunudur. Her nefis ölümü tadacaktır.” ifadeleri kullandı.

Babasının hayatını iman ve hakikatleri anlatmakla geçirdiğini söyleyen Sungur, “Babam 17 yaşından itibaren, tüm hayatını Kuran Hakikatleri davası yolunda sarf etti. Hakikatleri neşrederek yaşadı. Her gün ya bir derste ya da bir toplantıda, birilerine iman ve hakikati anlattı. Cenabı Hak inşallah cennetlerde buluşturur.” diye konuştu.

Babasının şöhretten hoşlanmadığını söyleyen Sungur, esas meselenin Cenabı Hakkın rızası istikametinde hareket etmek olduğunu dile getirdi. Sungur, “Üstadımız kendini bir hiç olarak görmüştür. Üstadımız mahiyet, tevazu bunların üzerinde çok duruyor. En büyük sır, en büyük vazife Allah’ı tanıtmak ve Allah’la yaşayabilmektir. Efendimiz (a.s) ‘Birisinin senin elinle hidayete gelmesi dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır.’ şeklinde buyurmuştur.” ifadelerini kullandı.

Cenaze merasimine gelenlere dualar eden Muhammed Sungur şunları söyledi: “Babam da sevdiklerinin, dostlarının yanına gitti. Dostlarıyla buluşmaya gitti. Ölüm firak değil, belki lika-dır. Kavuşmaktır, buluşmaktır. Yurt içinden ve dışından gelen tüm kardeşlerimizden ve dostlarımızdan Allah razı olsun.”

Bir NUR KAHRAMANI olan Mustafa Sungur abi için yazılması gerekenler, köşe yazılarına ve sütunlara sığmayacağı için, sizleri H.İhsan Atasoy hocamın, “Üstâdın Manevî Evlâdı, FENÂ FİNNÛR – MUSTAFA SUNGUR” adlı eserine havale ediyorum.

Mutlaka okuyunuz…

A. Raif Öztürk / Moralhaber.net

Zübeyr Gündüzalp’in kız kardeşi Ayşe hanım vefat etti

Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi merhum Zübeyr Gündüzalp’in kız kardeşi Ayşe Sıttıka Umulu, 86 yaşında Konya’nın Ermenek ilçesinde hayatını kaybetti. Ayşe Sıttıka Umulu için Ermenek Siphaş Camii’nde cenaze namazı kılındı.

Cenaze namazına, Ermenek Sanayici ve İşadamları Derneği üyeleri ile Umulu’nun yakınları ve sevenleri katıldı. ERSİAD Başkanı Ali Karaçayır, ‘Vefa abidesi Zübeyir Gündüzalp ağabeyin muhtereme kız kardeşi Ayşe Sıttıka Hanımefendi’ye Cenab-ı Hakk’tan rahmet ve mağfiret, Haydar ağabeye ve kederli yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ederim. O bizim Zübeyir ağabeyimizin emanetlerinden olduğu için halamız sayılırdı.’ dedi.

Umulu’nun cenazesi, namazın ardından aile mezarlığında defnedildi. Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi Gündüzalp, 2’si kız 4 kardeşti.

Cihan