Etiket arşivi: Çetin Kılıç

Şefkat

Latifeler farklı kaynaklarda farklı isimlendirilse de Üstad Bediüzzaman latifeleri Vicdan, asab, his, akıl, heva, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye, kalb, ruh ve sır şeklinde isimlendirmiştir.

Gelelim konumuza ; Allah insana koymuş olduğu latifelere had koymamıştır, şehvetini gadabını aklını, hevesini kullanmada kabiliyet noktasında sınır yok, şehvetiyle yüzlerce namusu pespaye edebilir, aklıyla en şiddetli canavardan daha fazla zararlı bir mahluk olabilir, diğer latifeler de hakeza. Bunlara had koyacak olan Allah’ın şeriatıdır. Taşkınlığa meyletmek isteyen kulun önüne haram, günah çıkar onu o fiilinden vaz geçirir, böylelikle toplum asayişi temin edilir, aksi halde dünya yaşanmaz bir hal alırdı, nitekim bazı coğrafyalarda bu örnekleri görmekteyiz. Şefkat bu latifelerden biridir bu latîfeyi Allah’ın istediği, öğrettiği şekilde kullanamazsak ruhumuz, kalbimiz ciddi yara alır, huzursuz ve mutsuz oluruz.

Etrafımızdaki savaşlar, ölenler, öksüz kalan, yetim kalan çocuklar, özürlü doğan ve yaşayan insanlar, çile çeken azab içinde kıvranan insanlar, vahşi hayatın içinde kalan masum hayvanlar, hastalar, hastalıklar, dahası çırpınan bi çareler. Bu şiddetli ve insanı üzen, teessür eden durum, sınırsız şefkat sahibi olan Allah (cc)’ın haşa şefkatini sorgular hale getiriyor, tamda bu burada kalbimizin imdadına Erhamürrâhimîn olan, Ahkemülhakimin olan, Haliki Kerim olan Hikmet sahibi, Rahmet sahibi Mevlam yetişiyor. Manen diyor ki:

Senin bu teesürün o Hakîm ve Rahimin hikmetini, rahmetini bir nevi tenkit hükmüne geçer. Rahmeti İlâhiyeden fazla şefkat olmaz. Onun hikmetinden daha mükemmel hikmet olmaz, asilerin cezalarını mazlumların mükafatlarını en iyi verecek O dur, sen bunu düşün, senin iktidarın dışında olan bu hadiselere Onun merhameti ve hikmeti ve adaleti ve Rububiyeti noktasında bakmalısın.

(Bir hikaye)
İki evladı olan babanın çocuklardan biri briket imal ediyor, diğeri ise çiftçilik yapıyormuş, baba işlerinin nasıl olduğunu sormuş, briket yapan
-Babacığım bu yıl yağmur yağmazsa briketler kurur bizde bol kazanç elde ederiz, demiş.

Diğer çiftçilik yapan çocuk ise
– Babacığım bu yıl bol bol yağmur yağarsa mahsuller çok olur bizde bol kazanç elde ederiz, demiş.

Bizim olaylardan şikayetimiz hikayede olduğu gibi nefsimizin arzularından kaynaklanıyor. Oysa olaylar hikmeti İlâhîyenin ezeli düsturu ile tanzim ediliyor, bizim arzumuz değil İnayeti ezelî’ye nin kanunu işliyor. Biz aklımızla dünyaya mühendislik yapmaya kalksak ya briketçiyi ya çiftçiyi mağdur etmek zorunda kalacaz, ama Rezzak olan Allah her ikisinin de rızkını bir şekilde veriyor. Zelzele bahsinde de gördüğümüz gibi o hadiselerin yüzlerce hayırlı neticeleri ve gayeleri var, zararlı tevehhüm ettiğimiz bir tek netice yüzünden o vazifeden vaz geçmek yüzlerce hayırlı neticeleri terk etmeye sebebiyet verir. Buda hikmete hakikate, Rububiyet’e muhalefet olur. Her dertlinin derdine yetişen Rahmanürrahim her biçarenin imdadına yetişen Rahmanürrahim ferdin hevesine göre değil hakiki menfaatine göre yardım eder. Bazen dünyada istediği cam parçasına mukabil ahirette bir elmas verir.

Nefsimiz sadece tiyatro sahnesini yahut kamera önünü görür, onların önünü arkasını göremez, filmde ızdırab içinde kıvranan biri hatta ölen öldürülen birinin, yönetmen “stop” dediğinde ızdırab çekerken gördüğümüzün neşe içinde, ölmüş olanın yaşadığını görüyoruz. Dünya da aynen böyledir, burada haline üzüldüğümüz birinin cennette Allah’ın rahmetine mazhar olabileceği çok muhtemel, nitekim şehit olan bazı insanların yüzlerinin çok mutlu bir hal aldığına şahit oluyoruz.
Yeter ki rıza göstermeyi, teslim olmayı bilelim. Her şey merkezinde.

Çetin Kılıç

Kaynak: Risale-i Nur

Türkiye Yüzyılı

Arif milletimiz sağ duygusuyla seçimini yaptı, şer odakların bir araya gelerek oluşturduğu gurubu al aşağı ederek, yetkiyi mütedeyyin insanlara verdi. Hürriyet, meşrûtiyet ve müsâvât diyerek Osmanlı’nın altını oyanlar benzer bir hikâyeyi özgürlük, demokrasi, özerklik vesaire diyerek bu seçimde de ortaya koydular.

Necip milletimiz ferasetiyle üzerine düşeni hakkıyla yerine getirdi. Şu çok iyi bilinmelidir ki, bu sonuç sadece seçim kararı alındıktan sonra yapılan çalışmaların neticesi değildir, bu sonuç ehli sünnet cemaatlerin, vakıfların, derneklerin yüz yıldır verdiği mücadelenin sonucudur. Ehli sünnet inancına sahip bu insanlar, şu parti veya bu parti için değil, İslam dininin dünyaya hakim olması en gür sedanın İslamın sedasının olması, Müslüman halkın eski savletine kavuşması, dünyaya barışın ve huzurun gelmesi için çalıştı kıyamete kadar da çalışacak. İnsanlar dünyada mesut olurken ahiretlerinide kurtarsın, Yaradanını bilsin Peygamber (sav)’i tanısın ve itaat etsin, kitabını okusun anlasın ve ona göre yaşasın. Duamız budur.

Bu davada atalarımız kan dökmüş şehit olmuş, şimdi onların torunları davanın erleri bu uğurda bu hedefte her kim varsa, bir damla ter döktü ise döküyorsa çalışıyor gayret ediyorsa daima duacısıyız, her daim yanındayız. Allah yar ve yardımcısı olsun.

Çetin Kılıç

Beşerden İnsana

Ve O, sudan bir beşer yarattı.” (Furkan, 25/54). Allah cc Kuranı Kerim de” beşer” yarattım buyuruyor.
Peygamberimiz (asm.) Her çocuğun İslâm fıtratı üzere doğduğunu haber vermektedir. insanın yaratılışında mevcut olan kabiliyetlerin yerli yerince kullanılması ile insan olmaya doğru yol alınır. Ahlâksızlıkların tümünde bu sermayenin yanlış kullanılması söz konusudur. Cemale kemale varıldıkça insan mertebesine çıkılır.

İnsanın yaratılışında iman etme kabiliyeti olduğu gibi, hiçbir insanın gıybet edilmekten hoşlanmaması, yalan söylemenin zorluğu, doğru söylemenin ise rahatlığı, kıskanma duygusu namus mefhumu, borç para istediğimiz bir dostumuzun, alacağını fazlasıyla geri istemesinden rahatsız olmamız, bütün bunlar bizim istidadımızı doğru kullandığımıza şahitlik eder.

İnsan tabiatına yerleştirilmiş bulunan bütün bu özelliklerin mecralarını bularak tekâmül etmesi gerekir. İslâm fıtratı üzere doğan yavruları batıl inançların, menfi ideolojilerin yahut sefahat odaklarının eline düşmekten korumak başta anne babaların görevidir. Şekil verilmeye müsait bir macun, kalıplara dökülmeyi bekleyen maden cevheri veya eğilmeye müsait bir fidan gibi olan bu yavrucuklarımızı bu günün sefahet bataklığına bırakamayız, bırakmamalıyız. Dupduru, saf ve berrak bir pınar suyu gibi tertemiz neslimizin üzerine toz toprak saçmak suretiyle bulandırılıp başka bir mahiyete sokmak isteyenlere karşı uyanık olmalıyız.

Allah korusun temiz ve selim fıtrat, küfür ve günahlarla kirletilip, köreltilebilir.

Temiz fıtrat kirletilip bozulunca, beşer ikinci bir fıtrat kazanmış demektir, insan olabilmekten uzaklaşmıştır. Oysa Allah’a kulluk etmek için dünyaya gönderildik. Onun rızası dairesinde hareket edip kurtuluşa ermek gayemiz olmalı. Mevlam rızasına nail olup kurtuluşa erenlerden eylesin, Âmin.

Çetin Kılıç
Kaynak; Risale-i Nur, sorularla islamiyet.

Huzurlu Yaşamak Adına

Fennin ittifakı ve ilmin ve âlimlerin şehadetiyle yaratılanların en güzeli, kâinat meyvesinin en mükemmeli, mahlukatın en ehemmiyetlisi, mevcudatın en kıymetlisi insandır.
Böylesine değerli bir mahlukat olan insan dünyaya nasıl bakmalı, yaşam felsefesi nasıl olmalı, diğer yaratılmışlarla münasebeti ne olmalı, en önemlisi Rıza-i İlahiyeye kavuşmanın yolu nedir, bu konuyu ele alalım istedim.

Ömrün nihayet bulduğunda sana refakat etmeyecek hiçbir şeye kalbini bağlama, seni terk edip arka çeviren berzah seferinde arkadaşlık etmeyen, hususen senin kabir kapısına kadar bile yanında olmayacak olan, kısa zamanda seni bırakıp gidecek ve günahınıda senin boynuna takan, sıkıntı ve zor zamanda anında seni terk eden fani şeylere kalbini bağlamak akıl kârı değildir.

Eğer aklın varsa kulluğuna ubudiyetine, dünya ve ahiret tekemmülüne zarar verecek, seni meşgul edecek işleri bırak, ehemmiyet verme, gitmeleri seni terketmeleri halinde kederlenme.

Sen kendine bak, Allah sana öyle latifeler yüklemiş ki ebedden, ebedî zâttan başkasına razı olamaz. Ondan başkasına teveccüh edemiyor, Yaradanından gayrısına tenezzül etmez. Bütün dünyayı ona versen o fıtri ihtiyacı tatmin edemez. O latifelerin sultanı duyguların sultanı Allah (cc) dır. Seni yaratanın emrini dinle itaat et kurtul.

Ayrıca şunu iyi bil ki Cenab-ı Hakkın yaradılmışlarının hiç birisini kendinden büyük zannetme, kendinide hiçbir şeye kibir edecek derecede büyük tutma, çünkü mahlukat Allah’ın sevgisi noktasında eşittir. Üstünlük sadece takvadadır. Allah’a yakınlık onun rızasına nail olmak emrine itaat etmekle olur. İnsan olarak yaradılmış olsan dahi ubudiyetin yoksa, vazifesini ifa eden sair mahlukat senden üstündür.

Baba sulbü, ana rahmi, dünya meydanı, kabir, berzah, inşallah cennette son bulacak bu yolculukta bir ağacın altında gölgelenmek kadar bile olmayan dünya hayatında emre muhalif hareket ederek ebedî hayatına zarar verme. Nefsinin hoşuna giden o kadar tuzaklar var ki, büyük cihatta olduğunu unutma. Cennet kolay, cehennem lüzumsuz değildir. İmtihan meydanından kazanmış olarak çıkmak duasıyla.

Çetin KILIÇ

Kaynak : RNK

Bayram

Biz, kimlerin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi oranın süsü yaptık (kehf). Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.(enam).
Rahîm olan Halıkımız, Kerim olan Rezzakımız, her şeyi hikmetle, sanatla yaratan Rabbimiz, bütün ruhları, bir bayram yeri olan bir eğlence yeri olan dünyaya göndermiş, bu süslü, nakışlı dünyanın hesapsız nimetlerinden istifade etsinler diye de onlara en münasip cismani birer vücut giydirmiş.

Şöyle bir etrafımızı temaşa edelim. Süsler hep var nakışlar hiç eskimiyor, gök yüzünde yıldızlar, yıldızlar çekiliyor bulutlar, yeryüzü bir beyaz bir yeşil, deniz masmavi dalgalarından çıkan nağmeler, ağaçlar tıpkı gelin gibi süslü, çiçekler, böcekler, rüzgarın sesi, hiçbiri bir an olsun yalnız bırakmıyor bizleri, bu kıtada değilse başka kıtada, bu ay değilse başka bir ay, bu gün değilse başka bir gün, bu dakika bu saniye değilse başka bir zaman diliminde varlar.

Bütün ruhlar adeta bir resmi geçit gibi gözümüzün önünden geçen bu güzellikleri temaşa ediyor tefekkür ediyor zevk ediyoruz. Bahar mevsiminde çıkan o sinekler, böcekler, çiçekler herbiri bizi o cazibeleri ile seyre davet ediyor. Öyle şiirler öyle nağmeler müteala ediliyor ki akıl tarifinden aciz kalıyor.

Fakat bu ilahi bayram ziyafeti mevt ile son buluyor. Her bir tarife resmi geçit töreni bitip neticeler alınınca merhametli Rabbim onu istirahat alemine alıyor, vazifesini icradaki performansına göre mükâfatlandırıyor, istidadına göre hazineyi rahmetinden ücretlendirilir.
Bu bayramlardan en ziyade istifade eden, enaniyetinde boğulmayan insan rahat bir kalp ile buradaki temaşaya bedel Allah’ın cemalini görmeye gidiyor.

Bayramınız mübarek olsun.
Rabbim hakiki bayramlara eriştirsin inşallah.

Çetin KILIÇ

On yedinci sözden istifade edilerek yazılmıştır.