Etiket arşivi: dünya kadınlar günü

Dünya Kadınlar Günü Nedir? (8 Mart)

Dünya Kadınlar Günü ya da Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin  New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlarlar. Ancak polisle işçiler çatışır, fabrikada yangın çıkar ve fabrika önünde kurulan barikatlardan işçilerin kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verir.

Alman sosyal demokrat partisi işçi önderlerinden Clara Zetkin, 1910 yılında Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında 8 Mart tarihinin “Dünya Kadınlar günü” olarak kutlanmasını önerir, ancak 1921 yılında Moskovada 3.Uluslararası Kadın konferansında 8 Mart tarihinin ”Dünya emekçi kadınlar günü” olarak kutlanmasına karar verilir. Birleşmiş Milletler 16 Aralık 1977 de 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul eder. 1857 yılındaki üzücü olaydan BM lerin bu günü kutlamak için verilen karara kadar aradan tam 120 yıl geçmiştir.

Günümüzde de Dünya ülkelerinde bu kutlamalar yapılmaktadır. Ancak konu bağlamından o kadar çok saptırılmıştır ki bu yozlaşmanın kahramanları maalesef yine kadınlar olmuştur. Emeğinin hakkını almak için greve giden işçilerin mücadelesini anlatan bu gün maalesef bazı Ülkelerde yozlaştırılarak kutlanmaktadır. İşte size bir örnek: “Bu yıl Danimarka’nın başkenti Kopenhag’daki ‘Ulusal Müze’ 100’üncü kadınlar gününü 100 yıllık iç çamaşırı defilesi ile kutladı. Defilede her kilo, boy ve yaşta 40 kadın İç çamaşırının tarihinin anlatıldığı giysilerle podyuma çıkarak gönüllü mankenlik yaptılar. “

Batı toplumunda ve sosyalist toplumda kadının işçi olarak çalışma hayatına girmesi bizden çok önce olmuştur. Osmanlı’da kadınların kırsal alanda üretime katılması vardı. Köylü kadını erkeği ile beraber üreticidir. Hem tarım işçisidir hem de ev ekonomisinde büyük yeri vardır. Tanzimat ile başlayan süreçte İse kadınlar, toplumsal hayata bir özne olarak katılmaya başlamışlardı. Kadınlar; imalat sektöründe, dokuma sanayinde özellikle pamuk ve ipek dokumacılığında Osmanlı’da çalışmaya başlamışladı. Ama onları çalışma hayatına iten bir başka faktör de Balkan savaşları ve 1. Dünya savaşlarıdır. Bu savaşlara katılan erkekler dolayısıyla kadınlar memur, müstahdem ve askeri terzi olarak da çalışma hayatına girmişlerdir. Geçim derdi kadınları geçmişte çalışma hayatına sokmuştur. Ama günümüzde bazı kadınlar çalışma hayatına girip memur ve işçi olarak çalıştıkları gibi bazıları da çalışma yerine zengin koca bulup hayatını garanti altına alma adına kendilerini tehlikelere atmaktadır.

Çalışma hayatının koşulları zordur. İşçilerde vardiyalı çalışma sistemi, çalışan annenin servis, hamilelik, hastalık, emzirme ve kreş gibi sorunları, çalışma hayatından kadını kısıtlayan sorunlardır. Kadına kapılarını çalışmaları için açan devlet ve özel sektör onların işyerindeki bu gibi sorunlarını halen çözebilmiş değildir. Bir tarafta kadını çalışma hayatına iten nedenler bir tarafta çalışma hayatının zor koşulları onları yıldırmış durumdadır. Onlar çalışıyor ama mutlu değildirler, haklarını alamamaktan şikâyetçilerdir. Düşük ücretle ağır işlerde çalışmaktadırlar.

Bediüzaman kadınlara genel olarak şu öneride bulunmaktadır:

*mübarek taife-i nisâiye, fıtraten yüksek ahlâka menşe olduğu gibi, fısk ve sefahatte dünya zevki için kabiliyetleri yok hükmündedir. Demek onlar daire-i terbiye-i İslâmiye içinde mesut bir aile hayatını geçirmeye mahsus bir nevi mübarek mahlûkturlar. Bu mübarekleri ifsad eden komiteler kahrolsunlar! Allah, bu hemşirelerimi de bu serserilerin şerlerinden muhafaza eylesin. Âmin.

*Maişet derdi için, serseri, ahlâksız, frenkmeşrep bir kocanın tahakkümü altına girmektense, fıtratınızdaki iktisat ve kanaatle, köylü mâsum kadınların nafakalarını kendileri çıkarmak için çalışmaları nevinden kendinizi idareye çalışınız, satmaya çalışmayınız. Şayet size münasip olmayan bir erkek kısmet olsa, siz kısmetinize razı olunuz ve kanaat ediniz. İnşaallah, rızanız ve kanaatinizle o da ıslah olur. Yoksa, şimdiki işittiğim gibi, mahkemelere boşanmak için müracaat edeceksiniz. Bu da, haysiyet-i İslâmiye ve şeref-i milliyemize yakışmaz. (LEMALAR, 24.Lema)

Clara Zetkin, daha iyi çalışma koşulları için başlatılan grev sonucu ölen 120 kadının anısına önerdiği, “Emekçi kadınlar günü”nü, bizzat kadınlar tarafından yozlaştırılması için önermedi. Bu uğurda canını verenlere saygılı olun!

Ey kadınlar!, kendinize gelin, kendi ellerinizle böyle incitici işlere alet olmayın. Ailesini, geçindirmek için bugün çalışmak zorunda olan binlerce kadın var. Çözüm bekleyen onlarca sorun varken, bu uğurda mücadele veren kadınların anısına hürmetsizlik etmeyin. Onurunuzu siz kadınlar korumazsanız, başkası hiç korumaz. Dünya kadınlar gününü kutlayacaksanız günün mana ve önemini hiç unutmayın!

İç çamaşırı defilesi yaparak Dünya kadınlar günü kutlanmadığı gibi sokakta dans ederek, göbek atarak da kadına şiddet protesto edilemez. Böyle anlamsız şeyler yerine her yıl kadın sorunlarını çözmek için neler yaptıklarınıza dönüp de bir bakın, yeter.

Dr. Selçuk Eskiçubuk

www.NurNet.Org

Kim, Kimdir? Ne, Nedir? Ne Zaman? (2015 Yılı Önemli Günler Listesi)

2015 YILI ÖNEMLİ GÜNLER TAKVİMİ

Aşağıda belirtilen günlerde sağında * bulunanlarla ilgili bilgi almak için yazının üzerine tıklayınız..

Not: Eklenmesini istediğiniz önemli günler için info@www.nurnet.org adresine mail atmanız yeterlidir.

 

OCAK

1 Ocak : Mekke’nin Fethi (630) *

2 Ocak : Gönenli Mehmet Efendi’nin Vefatı (1991)

6 Ocak :  Sultan 4. Mehmed’in Vefatı(1693)

15 Ocak : Akşemseddin’in (K.S.) Vefatı (1459) – (İstanbul’un Manevi Fatihi) *

16 Ocak : Sultan 3. Murad’ın Vefatı (1595)

18 Ocak : Çandarlı Ali Paşa’nın Vefatı (1467) – (İstanbul’u Fetheden komutanlardandır)

20 Ocak : Darül Aceze’nin Kuruluşu (1895) – (2. Abdulhamit tarafından kuruldu)

21 Ocak : Sultan 1. Ahmet’in Vefatı (1617)

21 Ocak : Sultan 3. Mustafa’nın Vefatı (1774)

22 Ocak : Yavuz Sultan Selim Han’ın Ridaniye Zaferi (1517)

24 Ocak : Hazreti Ali’nin (R.A.) Küfe’de Şehid Edilmesi (661) *

27 Ocak : Osmanlı Devletinin Kuruluşu (1299)

29 Ocak : Türkçe Ezanın İlk Defa Fatih Camiinde Okutturulması (1932) *

 

ŞUBAT

1 Şubat : Ayasofya Camii Müzeye Çevrilmesi (1935) *

3 Şubat : Ali Ulvi Kurucu’nun Vefatı (2002) *

4 Şubat : İskilipli Atıf Hocanın İdam Edilmesi (1926) *

6 Şubat : Sultan 2. Ahmed’in Vefatı (1695) *

9 Şubat : Ömer bin Abdülaziz-i Emevi’nin Vefatı (720) *

10 Şubat : 2. Abdülhamit Han’ın Vefatı (1918) *

17 Şubat : Şeyh Şamil’in Vefatı (1871)

19 Şubat : Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin 1.Dünya savaşında Ruslara Esir Düşmesi (1916) *

20 Şubat : Sıddık Sabri Efendi’nin Vefatı (1954) *

23 Şubat : Peygamberimiz(sav)’in Veda Hutbesi’ni İradı (632) *

24 Şubat : TBMM Tarafından Said Nursi Hazretleri’nin İtibarının İade Edilmesi (1993) *

 

MART

2 Mart : Emir Sultan’ın (K.S.) Vefatı (1430) *

3 Mart : Hilafetin Kaldırılması (1924) *

4 Mart : Selahaddin Eyyubi’nin Vefatı (1193) *

5 Mart : Yeşil Ay Cemiyeti’nin Kuruluşu (1920) *

8 Mart : Yıldırım Beyazıt Han’ın Vefatı (1403)

8 Mart : Dünya Kadınlar Günü

10 Mart : İmam Caferi Sadık’ın (R.A.) Vefatı (765)

12 Mart : İstiklal Marşı’nın TBMM ‘de kabulü (1921) *

13 Mart : Bedir Savaşı (624) *

14 Mart : Tıp Bayramı

16 Mart : İstanbul’un İngilizlerce İşgali ve Yağmalanması (1920) *

17 Mart : İslamköylü Hafız Ali’nin Vefatı (1944) *

18 Mart : Çanakkale  Zaferi (1915) *

18 – 24 Mart : Yaşlılar Haftası

23 Mart : Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin Vefatı (1960)

24 Mart : Harun Reşid’in Vefatı (809)

27 Mart : Uhud Savaşı (625)

28 Mart : Sultan 3. Selim Han’ın Vefatı (1789)

 

NİSAN

2 Nisan : Zübeyir Gündüzalp’in Vefatı (1971) *

3 Nisan : Tahiri Mutlu’nun Vefatı (1977) *

4 -10 Nisan : Polis Haftası *

5 Nisan : Gazi Osman Paşa’nın Vefatı (1900)

7 Nisan : Ahmed Davudoğlu Hocanın Vefatı (1983)

9 Nisan : Mimar Sinan’ın Vefatı (1588) *

11 Nisan : Hudeybiye Barışı (628) *

20 Nisan : Kutlu Doğum Haftası (571) – Peygamber Efendimiz (sav)’in Miladi Takvimle Dünyaya Teşrifleri. *

23 Nisan : Regaib Kandili *

23 Nisan : TBMM Açılışı & Egemenlik ve Çocuk Bayramı (1920)

 

 

MAYIS

3 Mayıs : Fatih Sultan Mehmed Han’ın Vefatı (1481) *

4 Mayıs : Halid bin Zeyd Ebu Eyyüb El Ensari’nin Vefatı (672) *

6 Mayıs : İmam Azam Ebu Hanife’nin Vefatı (767) *

7 Mayıs : Binbaşı Asım Bey’in Vefatı (1935) *

15 Mayıs : Mirac Kandili *

20 Mayıs : Sultan Genç Osman’ın Şehid Edilmesi (1662)

26 Mayıs : Sultan 2. Beyazid’ın Vefatı (1512)

27 Mayıs : Elmalı Hamdi Yazır’ın Vefatı (1942) *

28 Nisan – 4 Mayıs : Kardeşlik Haftası

29 Mayıs : İstanbul’un Fethi (1453) *

31 Mayıs : Dünya Sigarayı Bırakma Günü *

 

HAZİRAN

1 Haziran : Berat Gecesi

4 Haziran : Sultan Abdülaziz Han’ın şehid edilmesi(1876)

8 Haziran : Miladi Takvime Göre Peygamberimiz (sav)’in Vefatı (632)

15 Haziran : Bilali Habeşi’nin (R.A.) İlk Ezanı Okuması (622) *

16 Haziran : Ezanın Aslıyla Okunması (1950) *

17 Haziran : Hazreti Osman (ra)’ın Şehid Edilmesi (656) *

22 Haziran : Nasrettin Hoca’nın Vefatı (1284) *

30 Haziran : Sultan 2. Mahmud’un Vefatı (1839)

 

TEMMUZ

8 Temmuz : Türkiye Radyosunda İlk Kez Kur’an-ı Kerim Okundu (1950)

13 Temmuz : Kadir Gecesi *

13 Temmuz : Hazreti Aişe’nin (R.A.) Vefatı (676) *

17 Temmuz : Ramazan Bayramı *

17 Temmuz : Abdülkadir Geylani (K.S.) Hazretlerinin Vefatı (1166)

25 Temmuz : Hulusi Yahyagil’in Vefatı (1986) *

28 Temmuz : 3. Selim’in Şehid Edilmesi (1808)

30 Temmuz : Prens Bismarck’ın Ölümü (1898) *

31 Temmuz : İmam Ahmed bin Hanbel’in (R.A.) Vefatı (855)

 

AĞUSTOS

1 Ağustos : Kıbrısın Fethi (1571)

22 Ağustos : Ceylan Çalışkan (R.H) Vefatı (1963) *

23 Ağustos : Hazret-i Ebu Bekir (R.A.)’ın Vefatı (634) *

31 Ağustos : İmam Buhari’nin (R.H) Vefatı (870)

 

EYLÜL

2 Eylül : Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması (1925)

6 Eylül : Şeyh Edebali’yi Anma Günü *

7 Eylül : Kanuni Sultan Süleyman’ın Vefatı (1566) *

16 Eylül : Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nin Vefatı (1959) *

17 Eylül : Adnan Menderes’in İdamı (1960) *

19 Eylül : Son Sahabe Ebu’t Tufeyl Amir bin Vasile’nin (R.A.) Vefatı (718)

22 Eylül : Yavuz Sultan Selim Han’ın Vefatı (1520) *

24 – 27 Eylül : Kurban Bayramı *

26 Eylül : Türk Dil Bayramı *

 

EKİM

1 Ekim : Camiler Haftası

10 Ekim : Hz. Hüseyin (ra)’ın Kerbela’da Şehid Edilmesi *

12 Ekim : Sokullu Mehmet Paşa’nın Şehadeti (1579)

13 Ekim : Ömer Nasuhi Bilmen Efendi’nin Vefatı (1971) *

14 Ekim : Hicri Yılbaşı *

2. Hafta : Aile Haftası *

15 Ekim : Şeyhül İslam Hoca Saadettin Efendi’nin (R.A.) Vefatı (1599)

16 Ekim : Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri’nin (R.A.) Vefatı (1628) *

25 Ekim : Uluğ Bey’in Şehadeti (1449)

29 Ekim : Cumhuriyet Bayramı *

29 Ekim – 4 Kasım : Kızılay Haftası 

31 Ekim : Dünya Tasarruf Günü *

 

KASIM

3 Kasım : Hazreti Ömer (R.A.)’ın Şehadeti (644) *

13 Kasım : Mehmet Zahid Kotku Hazretleri’nin Vefatı (1980) *

17 Kasım : Dünya Komşular Günü *

19 Kasım : Bayram Yüksel’in Vefatı (1997) *

22-27 Kasım : Ağız ve Diş Sağlığı Haftası *

24 Kasım : Öğretmenler Günü *

26 Kasım : Dünya Müslüman Kadınlar Günü *

 27 Kasım : Abdülhakim Arvasi Hazretleri’nin Vefatı (1943)

29 Kasım : Filistin Halkıyla Dayanışma Günü *

 

ARALIK

1 Aralık : Mustafa Sungur’un Vefatı (2012) *

4 Aralık : Cemel Vak’ası (656) *

11 Aralık : İmam Rabbani Hazretleri’nin Vefatı (1624) *

15 Aralık : Sultan 2. Selim’in Vefatı (1574)

17 Aralık : Mevlana Celaleddin Rumi’nin Vefatı (1273) *

18 Aralık : İmam Gazali’nin (ra) Vefatı *

20 Aralık : İmam Şafii Hazretleri’nin (ra) Vefatı (820) *

22 Aralık : Mevlid Kandili *

27 Aralık : Mehmet Akif Ersoy’un Vefatı (1936) *

30 Aralık : Yavuz Sultan Selim Han’ın Kudüs’ü Fethi (1517)

31 Aralık : Ahmet Arvasi’nin Vefatı (1988)

 

Derleyen: NurNet.Org

Tavuk Gibi Erkekler, Horoz Gibi Kadınlar

Ekmek taşıyan kadınlarDünya Kadınlar günü haftasında medya öyle haberler hazırlıyor, öyle afişler kullanıyor ki, bu haber ve afişleri görenler, bütün erkeklerin ‘kadınları dövme fantezisi olan psikopatlar’ olduğunu düşünür.

İnternet sayfası vasıtasıyla, kadınlara uygulanan şiddeti gündeme getirmek için hazırlanan bir sitenin sloganlarından birisi ‘İsyan et! Dans et! Ayaklan!

Bu bakış açısı ve bu mantık, kadın ve şiddet sorununu çözemez. Problemin kaynağını doğru görmeyenlerin üreteceği çözüm yöntemleri, problemin büyümesinden başka bir şeye yaramaz. Yanlış teşhis yanlış tedavi anlamına gelmez sadece. Yanlış teşhis, küçük problemlerin büyümesine kapı aralar. Dizleri ağrıyan birisine göz damlası damlatmaya benziyor, bizim medyanın konuyu gündeme taşıma biçimi.

Doğu’da ezilen Kadın!

Dünya kadınlar günü konuşulurken, dünyanın doğusunda ezilen, eve hapsedilen, ikinci – üçüncü eş olmak zorunda kalan Ortadoğu kadınları gündeme getirilir bir biçimde.

Ortadoğu da kadın merkezli sıkıntıların çok olduğu gerçeğini kimse inkâr edemez. Ancak ‘bu halin suçlusu İslam dini’ gibi göstermeye çalışanlar, insanlığı kandırmak için her türlü takla atan batı kafasından başkası değil.

Dünyanın batsında (Avrupa, Amerika) üretilen bütün bombalar, dünyanın doğusunda patlarken, ‘Doğu’da kadın eziliyor!’ diyenler, kadınlar günü dolayısıyla doğuya saldıranlar, timsah gözyaşı döküyorlar.

Kadını kurtarmak için erkeğe saldırmak!

Birbirini tamamlamak için yaratılmış iki cinsi, birbirine eşitleme söylemi ile yarıştıran batı, yaptığı hatayı haklı göstermek için erkeğe saldırıyor. Allah karşısında erkek ile eşit yaratılmış olan kadını, ‘Erkeği günaha sürükleyen, insanlığın cennetten kovulmasına sebep olan varlık’ olarak yıllarca aşağılayan batı, bu sefer kadını erkekleştirerek, kadını cinsel bir obje olarak kullanarak ‘Kadın hakları’ kılıfıyla kadına kadınlığını unutturdu.

Horoz taklidi yapan tavuklara döndürdü kadınları batı uygarlığı. ‘Modern kadın’ tabiri ile çağdaş gösterilmeye çalışılan kadın, ne tavuk kalabildi, ne de horoz olarak kabul gördü.

Kadın ve Erkek eşit olamaz, olmamalı…

‘Hayvan Okulu’ adlı hikaye, kadın – erkek eşitliği söyleminin, yaratılışa ne kadar ters bir söylem olduğunu göstermek açısından önemlidir.

Bir gün ormandaki hayvanlar bir araya gelerek okul açmaya karar verirler.

Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturdu. Tavşan, müfredatta koşmanın bulunmasını istemektedir. Kuş, uçmanın dâhil olmasını, balık, yüzmenin dâhil olmasını ve sincap, ağaca tırmanmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söylemektedir.

Bütün bunları bir araya getirip, bir müfredat programı yaptılar. Ve bütün hayvanların bu dersleri görmesini istediler. Tavşan, koşu dersinde A alıyor olmasına rağmen, ağaç tırmanmak onun için çok ciddi bir sorundu. Sürekli kafa üstü düşüyordu. Bir süre sonra beyni hasar gördü ve artık eskisi gibi koşamadı. Artık koşuda A almak yerine, C alıyordu. Ve tabii, ağaç tırmanmada ise her zaman zayıf alıyordu. Kuş, uçmada çok başarılıydı, ama sıra toprak kazmaya geldiği zaman, o kadar başarılı değildi. Sürekli gagasını ve kanatlarını kırıyordu. Bir süre sonra, toprak kazma notu hâlâ F olmasına rağmen, uçma notu C’ ye düşmüştü. O da ağaca tırmanmakta çok zorlanıyordu.

Sonuçta, sınıf birincisi olan hayvan her şeyi yarım yapabilen, geri zekâlı yılan balığı oldu. Ancak eğitimciler çok mutluydu çünkü herkes bütün dersleri görüyordu.

Bu meşhur hikaye ‘Bu eğitime ‘Eşit eğitim hakkı’ dediler’ diye bitiyor. Kadın erkek eşitliğini, kuş sürünecek, tavşan uçacak mantığıyla sağlamaya çalışmak, tavuklara horoz, horozlara tavuk görevi vermek kadar komik ve yanlıştır.

Erkeklere ‘Böbürlenerek yürümeyin’ diyen Allah, kadınlara ‘Kırıtmayın’ diyor. Çünkü ikisinin de zaaflarını Allah biliyor. Adalet budur işte!

Modern ve Muhafazakâr Cahiliye

Batı’nın kadına yaşattığı sıkıntının adı Modern cahiliyedir. Yaratılışı, kalbi ve ruhu merkezli değil, bedeni merkezli bir kadın algısı, tam bir cahiliye adetidir.

Batıyı eleştirirken Doğu’nun problemlerini de doğru okumak gerekir. Özellikle ülkemizde ‘Din ve Kadın’ adına uydurulmuş o kadar çok hurafe var ki, bu hurafelerin yayılmasına sebep olan kitapları eleştirmek bile cesaret istiyor.

Bizim dindarlarımızda yaşanan problemi ‘Muhafazakar Cahiliye’ benzetmesinden başka bir benzetme ile anlatmak çok zor.

Allah ‘İnsan zayıf yaratılmıştır’ derken, bizim birçok hocamız ‘Kadın zayıf yaratılmıştır’ diye yazdı yıllarca.

Allah ‘İnsanı yarattığını’ söylerken, bizim hocalarımız, ‘Allah erkeği yaratıp, erkeğin kemiğinden kadını yarattığını’ anlatıp durdu senelerce.

Allah, Kadın ve erkek arasına mesafe koyarken, bizimkiler duvar örüp, kadını dört duvar arasına kapattı yıllarca.

Allah insanoğlunun nankör olabileceğini söylerken, bizim hocalarımız ‘Kadın milleti nankördür’ diye anlattı yıllarca.

‘Batı’nın çekici ile Doğu’nun Örsü arasında kalan kadın’ benzetmesi, kadın merkezli problemleri çok güzel özetliyor.

Kadına dair problemleri ne ‘Modern Cahiliye’ kafası ne de ‘Muhafazakar Cahiliye’ kafası çözemez. Kur’an ve Sünnet üzerine kafa yoracak Kadın müfessirler zihinsel emek harcamaya başlamadığı sürece, erkek yorumlarına mahkum sıkıntılardan kurtulamayacağız bu meselelerde.

Sahi Kur’an Tefsiri üzerine kafa yoran kaç bayan hatırlıyorsunuz? Veya Müfessir denilince aklınıza hiç kadın ismi geliyor mu? İslam kadının Tefsir yazmasını mı yasakladı ki, böylesi büyük bir boşluk var ortada?

Kadının kadına uyguladığı şiddet!

Erkeğin kadına uyguladığı şiddetten daha fazlasını, kadın kadına uyguluyor. Bahsettiğim şiddet fiziksel bir şiddet değil.

İhanet eden bir erkek, bu ihaneti başka bir kadın ile yapıyor. Evli erkeği yoldan çıkartan kişi, yine başka bir kadın değil mi?

Kocasının kayınvalidesi tarafından şımartıldığından şikayetçi olan bir kadın, oğlunu şımartarak büyütüyorsa, hemcinsi olan gelinine ‘psikolojik şiddet’ uygulamanın zeminini hazırlamış oluyor.

‘Annen olarak bana gösterdiğin saygıyı, eşine (gelinime) göstermezsen, sana annelik hakkımı helal etmem!’ diyen, kaç kadına rastladınız?

Allah’a karşı duruşumuz

Kadının erkek karşısında ki durumunu, erkeğin kadın karşısında ki tavrını konuşuyoruz sürekli. Piyasada konuya dair yüzlerce kitap var. Birbirlerini tamamlamak için yaratılmış olan iki cins, birbirleriyle savaşıyor gibi bir algıyla yazılıyor, bu ve benzeri kitaplar.

Kadının erkek karşısında, erkeğin kadın karşısında ki duruşunu düzeltmek istiyorsanız, ikisinin de Allah karşısında ki duruşunu düzeltin.

Dünya Kadınlar günü dolayısıyla, Kadına şiddeti konuşmaktan, ANNE olmayı konuşmayanlar, hiçbir soruna çözüm üretemezler.

Said Çamlıca