Etiket arşivi: Dünyanın Dönüş Hızı

Harika DENGE, İşte Böyle Olur…

Aklımızda, fikrimizde ve bütün benliğimizde fırtınalar koparacak çok zevkli bir konuya giriyoruz bugün. Bu nedenle, konuya tam odaklanmamız gerekiyor:

Elektronik ve ilginç hediyelik eşyalar satan bir mağazayı dolaşırken, mıknatısla dönen Dünya KÜRE’LERİ dikkatimi çekti. Yer küremizin boşlukta dönüşü gibi, bu sembolik dünya küreleri de tamamen boşlukta ve kendi eksenleri etrafında dönüyorlardı. Yakından inceledim ve biraz teknik bilgi aldım.

Çok ciddi teknik bilgiler ve özel mühendislik tasarımlarla yapılmış, mıknatısların N & S kutuplarından yararlanarak, bu maket dünya kürelerinin boşlukta ve kendi ekseni etrafında dönmeleri sağlanmış. Mucitlerini, takdir ve tebrik ediyorum…

Tabii mıknatısın manyetik alanıyla çekim (N) sağlanmış, şehir cereyanıyla üretilen manyetik alanıyla da itmesi (S) sağlanmış. Bu çekme ve itme (N-S bir başka ifadeyle [North-South]Kuzey-Güney) manyetik alan arasında 2 mm’lik bir tolerans bırakılmış. Küreyi, iki elle tutarak bu 2 mm’lik tolerans ekseninde tutmaya çalışıyorsunuz. Tam “OLDU” derken, ya “şak” diye yapışıyor veya düşüyor.

Yani ayarlayabilmek için birkaç kez deneme yapmak zorunda kalıyorsunuz. Çok hoşuma gittiğinden, çok sevdiğim, değer verdiğim ve minnettar olduğum birine hediye etmek için, bir adet aldım ve evde de denemeler yapmaya başladım…

İşte bu mıknatısla dönen taklit yer küresini incelerken, taklit edilmeye çalışılmış olan GERÇEK DÜNYA KÜREMİZİ düşünmeye başladım. Ve Güneş ile Dünyamız arasındaki 150 Milyon Km. mesafenin, (+ -) artı-eksi 2 Milyon Km DEĞİŞKEN eksen çizdiği aklıma geldi.

Kesin olarak bilinen şu: Kış mevsiminin oluşması için, Dünyamızın Güneşe olan uzaklığı kış ayında (merkezkaç kuvvetinin dışa doğru itmesiyle) 152 000 000 Km’ye çıkıyor. Yaz ayında ise (Güneşin ÇEKME KUVVETİ ile Güneşe yaklaşarak) 148 000 000 Km. civarına düşüyor. Yani böylece Dünyamız Güneşin etrafında, her yıl ELİPTİK bir yörünge çizerek dönüyor.

Çok RİSKLİ bir şekilde Güneşe yaklaşan Dünya, o korkunç çekim kuvvetine kapılıp Güneşe yapışmıyor da, çekim gücünün en çok olduğu bir zamanda, acaba niçin birden Güneşten uzaklaşmaya başlıyor? (Üstelik te, kendi çevresineaynı sistemle dönen AY ile birlikte!…)

Dünyamız Güneşe 148 Milyon Km. yaklaşınca, yani Güneşin en fazla “en güçlü çekim alanına” girmişken, acaba onu geri döndüren, yani Güneşten zorla uzaklaştıran Güç ve İrade nedir? Yer küremiz, bu müthiş tehlikeyi fark edip uzaklaşacak değil ya…

Mevsimlerin oluşması için şart olan bu hassas mesafeler, acaba tesadüfen mi oluşuyor? Yine mevsimlerin oluşması için şart olan Dünyanın 23,5 derecelik EĞİK dönüşü de acaba tesadüf müdür? Yazı başlığında ve girizgahta arz ettiğim “Mıknatıslı Dönen Küreler” bile tesadüfen olamazken, mutlaka bir mühendislik harikasıyken,  bu harika işler tesadüfen olur mu hiç?…

Küremiz saatte 1670 Km. (otomobilin 16 katı bir) hızla döndüğü halde, dış yüzeyinin %70’ini kaplamış olan denizler, göller ve nehirlerdeki sular, acaba niçin savrulmuyor? Bizler ve cisimler niçin hiç savrulmuyoruz ve niçin hiç hissetmiyoruz? Dünyamızı 90 Km sarmalayan 7 katlı atmosfer tabakası, bu süratli dönüşten niçin etkilenmiyor veya niçin dağılmıyor?… 

Ayrıca; Dünyamız böylesine korkunç bir hızla kendi ekseni etrafında dönerken, aynı zamanda (kendisine 384 399 Km. uzaklıkta, %11 Eliptik yörüngeyle dönen AY ile birlikte) Güneşin etrafında da 108 000 Km (otomobilin 1 080 katı bir) hızla dönmektedir.  Dünyamız Güneşin etrafında böylesine sür’atli bir şeklide, üstelik (aynı, dünyanın Güneş etrafında dönüşü gibi) ELİPTİK bir yörünge çizerek dönerken, bu HASSAS DENGELER acaba niçin hiç bozulmuyor?…

Şimdi derin bir nefes alarak, konuya iyice odaklanalım:

Dünyamız ve Güneş sistemimiz Samanyolu galaksisinin, merkezine 26 000 IŞIK YILI (Bir Işık Yılı: 9 460 730 472 580 Km.) uzaklıkta ve Avcı kolu spiralinde bulunmaktadır. Güneş sisteminin galaksi merkezinin (ekseninin) etrafındaki dönüş hızı saatte yaklaşık 720 000 Km olduğu hesaplanmaktadır. (Bu hız daDünyamız için müthiş bir savrulma sebebidir.)

Yaklaşık 200 milyar yıldızı bünyesinde bulunduran Samanyolu Galaksisinin, uzay içindeki yüzme hızı ise saatte 950.000 km’dir. (100 Km giden otomobilin 9 500 katı.) Yani yerküremiz, Samanyolu ve Güneş sistemi ile birlikte bir saniyede 263 kilometre gibi bir hızla Vega yıldızına doğru yol aldığı da biliniyor… (Bu müthiş hız da bir savrulma sebebidir.)

Acaba Kainat milyarlarca yıldan beri, o hassas nizamını nasıl devam ettiriyor? Asla tesadüfen olamayacağına göre, hangi İlim, hangi Kudret, hangi İradeye bağlı olarak devam ettiriyor?

Bu güç nasıl bir güç? Bu ilim nasıl bir ilim? Bu irade nasıl bir iradedir?…

İşte bu kusursuz düzeni kuran ve devamlılığını sağlayan, bizleri ve tüm evreni yaratmış olan İlim, İrade ve Kudret, Allah’tır cc. Bizler işte bu İlme, bu Kudrete, bu İradeye ve bu Rabb-i Rahime, saygı, sevgi ve tazim ile SECDE ediyoruz ve O’nu her şeyden çok seviyoruz…

SÖZLERİN EN DOĞRUSU: Enbiya Suresi, 33. A.; Geceyi, gündüzü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O’dur; (ki) her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.” 

Mülk Suresi, 3-4. A.; “O, (Allah ki) biri diğeriyle ‘tam bir uyum’ içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir ‘çelişki ve uygunsuzluk’ göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık(bozukluk) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir”. 

Enbiya Suresi, 30. A.; “O inkar edenler görmüyorlar mı ki, (başlangıçta) göklerle yer, birbiriyle bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her canlı şeyi sudan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı?” Enbiya Suresi, 16. A.; “Biz, bir ‘oyun ve oyalanma konusu’ olsun diye göğü, yeri ve ikisi arasında bulunanları yaratmadık…!”  Mülk, 2. A.; “Hanginiz daha güzel işler yapacaksınız diye, sizi sınamak için, ölümü de hayatı da yaratan Odur.”

A. Raif Öztürk