Etiket arşivi: Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü

Eski Papaz’dan Acı İtiraf

HALİLİYE VAKFI ile HALİLİYE İLMİ ARAŞTIRMALAR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ  tarafından  “DÜNYADA İSLAM ve İSTİKBAL”… konulu Konferans yapıldı.

Filipinler Müslümanlaşıyor.

 

Birleşmiş Milletler Filipinler Barış Elçisi, Filipinler Mindanao Özerk Bölgesi Yüksek Eğitim Öğretim Danışmanı, Uluslar arası İlişkiler Bölümü Öğretim Elemanı, Filipinler -Türkiye Dostluk Vakfı Başkanı Dr. Muhammet Rıza Derindağ: Müslümanlıktan, Hıristiyanlaşan Filipinlerin, yaşadığı olaylar ile Filipinlerde Müslümanlığın her geçen gün nasıl yayıldığını anlattı. Dr. Muhammet Rıza Derindağ ayrıca; Filipinlerde kiliselerde dağıttıkları Risale-i Nur kitapları ve Papaz’lara verdiği Müslümanlık konferanslardan örnekler sundu. Müslümanlığın Dünya’da giderek yaygınlaştığını vurgulayan Dr. Muhammet Rıza Derindağ; “Türkiye’nin üzerine düşen çok iş vardır. Kur’an-ı Kerim’in Dünya’nın Anayasası olması çok yakındır.” dedi.

İSLAM’IN İSTİKBALİ TÜRKLERİN ELİNDEDİR

Filipinler Ateneo Üniversitesi Antropoloji Profesörü, Risale-i Nur Mütercimi, Mormon Kiliseleri Kuzey Mindanao Baş Papazı Prof. Dr. Quividio Orıgınes: “Türkiye’nin Müslümanlıkta Dünya’nın en güzel yeri olduğunu ifade ederek; “Benim yolum ve istikametim Bediüzzaman Said Nursi olmuştur.Ben Müslümanlıktan ve Müslüman görmekten nefret eden biriydim. Çünkü Bize Müslüman’ları ‘En iyi Müslüman ölü Müslüman’ diye anlatmışlardı. Ama 2006 yılında üniversitede ders verirken, tanıştığım bir Müslüman gençten sonra hayatım tamamen değişti. Bana verdiği Risale-i Nur’u okudum ve o gencin beni davet ettiği derslere katıldım. Katıldığım bu derslerde, Hıristiyanlığın ne olduğunu ve Müslümanlığın ne olduğunu öğrendim. Daha sonra ben de Kilislerde Bediüzzaman Said Nursi’nin derslerini vererek, beş Risale-i Nur kitabını tercüme ederek, bunları ders olarak anlattım. Bediüzzaman Said Nursi okunmalı ve tercüme edilmelidir. Ben şimdi 5 vakit namazı kılmaya ve orucumu tutmaya çalışıyorum. Çünkü sizin Bediüzzaman Said Nursi gibi bir değeriniz var, bunun kıymetini bilmelisiniz. İstiklal Yalnızca Müslümanlık’ta olacaktır. İslam’daki medeniyet güzelliği tüm Dünya’ya hakim olacaktır. Türkiye İslam’ın müdefacısıdır. Hakiki İslamiyet Türkiye’dedir. İslam’ın İstikbali, Türklerin elindedir. Ben Türkiye’de birkaç gün daha kalırsam, memleketime Müslüman olarak döneceğim” diyerek, Müslümanlığın güzelliğini anlattı.

BÜTÜN İSLAM ALEMİ DAİMA TÜRKLERİN ARKASINDADIR

Hıristiyan bir ailede dünyaya gelmiş, misyoner olarak kiliselerde ders vermiş ve on sene önce İslam’ı seçen Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü Başkanı Yüksek Mühendis Abdulhalem Allan Bana: konuşmasında Türklerin, Filipinlilerdeki Müslümanların ve tüm Müslümanların ağabeyi olduğunu vurgulayarak; “Biz 10 bin kilometre ötedeki, siz Türklerin küçük kardeşleriyiz. Sizin ecdadınızın biz kardeşlerinize yaptığı iyilikleri hiçbir zaman ve asla unutmadık. Büyük ağabeyimiz Bize eskiden askerlerini yolluyordu, ama şimdi vakıflarınızı yolluyor. Dünya’da Müslümanlara yardım eden, tek kişiler Türkler’dir. Bizim size dua etmekten başka vereceğimiz hiç bir şeyimiz yoktur. Biz siz Türk’lere devamlı dua ediyoruz. Bütün İslam alemi daima Türk’lerin arkasındadır. Biz Türkleri o kadar çok seviyoruz ki; Türkiye’den bir haber alabilmek için tv ve gazeteleri yakından takip ediyoruz” diyerek, Türklerin üstünlüğünü ortaya koydu.

Konferansta Filipinler de yapılan hizmetlerin tarihçesini,gelişimini ve bu günlere nasıl geldiği anlatıldı.Ayrıca  Filipinlerde Şehit edilen Cevdet BAYKARA ile ilgili duygu yüklü bir Sinevizyon gösterisi yapıldı.

Konferans Sonunda HALİLİYE VAKFI ile HALİLİYE İLMİ ARAŞTIRMALAR VE DAYANIŞMA DERNEĞİ yetkilileri tarafından katılımcılara Urfa hatırası olarak mırra(Acı kahve ) takımı hediye edildi.

 

Haber:H.DERMAN-Göbeklitepehaber.com

Filipinler Risale-i Nur Enstitüsünün Ramazan’a Hazırlık Aktiviteleri

Filipinler Risale-i Nur Enstitüsü, MSU-Iligan Teknoloji Enstitüsünde Ramazan’a Hazırlık Aktivitelerine Öncülük Etti

27 Temmuz 2011

25-26 Temmuz tarihlerinde Filipinler’in Mindanao şehrinde, Mindanao State Üniversitesi – Iligan Teknoloji Enstitüsünde bir dizi aktivite düzenlendi. Filipinler Risale-i Nur Enstitüsünün öncülüğünde gerçekleştirilen faaliyetlere MSU-IIT İdare ve Araştırma Bölümü, MSU-IIT Müslüman İşverenler Birliği (AMMEI) ve MSU-IIT Müslüman Öğrenciler Birliği (MIMSA) da katkıda bulundu. Gerçekleşen faaliyetlerin başlıklarını şöyle sıralayabiliriz:

“Bir İbadet Olarak Orucun Anlaşılması üzerine Dinler arası Sempozyum”; “İslamda Oruç İbadetinin Emir ve Yasakları üzerine kısa bir ders”; “Kitap Satışı ve Sergisi” ve de “Dinler arası İletişim Kafe”.

25 Temmuz sabahı enstitünün mini tiyatrosunda “Bir İbadet Olarak Orucun Anlaşılması” üzerine dinler arası bir sempozyum düzenlendi. Bu etkinlik, sadece MSU-IIT’nin Müslüman temsilcilerinin Mübarek Ramazan Ayını idrak etmelerine değil, aynı zamanda Müslüman ve Hıristiyanlar arasında karşılıklı fikir alışverişine de zemin oldu. Hıristiyanlıktaki oruç ibadeti hakkında bilgi vermek üzere Katolik Kampüs Papazı Father Ilah Agbene ve Cagayan de Oro City Mormon Klisesi Piskoposu Quivido Origines birer konuşma yaptılar. Risale-i Nur Enstitüsünden Olgay Şerbetçioğlu Manila’dan uzun bir yol kat edip, MSU-IIT Müslüman temsilcileri ile birlikte “Ramazanın Hikmetleri” üzerine bilgilerini aktardılar.

Aynı gün öğleden sonra, dinler arası sempozyumun ardından “İslamda Oruç İbadetinin Emir ve Yasakları üzerine bir ders” ile devam edildi. Konu özellikle MSU-IIT’de öğrenim gören genç Müslüman kardeşlerimiz tarafından talep edildi; yöresel geleneklerin perdelemesiyle belirsizleşen oruç uygulamalarındaki ölçüler böylece zihinlerde netleşmiş oldu. MSU-IIT’de gayret gösteren Risale-i Nur talebelerine ciddi destek veren İdare ve Araştırma Bölümü  yöneticisi Alongan Abdulrahman Mangorsi de konuşmacı olarak etkinlikte hazır bulundu.

Ertesi gün, 26 Temmuz’da, Sanat ve Sosyal Bilimler fakültesi öğrenci salonu Müslüman ve Hıristiyan öğrencilerin tanışıp kaynaştıkları güzel bir mekana dönüştü. Hazır bulunan ve salondan geçen öğrenciler bu atmosfer içinde iman ve inanç konularında rahatça fikir alışverişinde bulundular. Konu hakkında derin bilgi birikimi olan Olgay Şerbetçioğlu, Abdulhaleem Baña, Remzi Çalık, Yönetici Alongan Mangorsi, Hadji Ismail Alango ve diğer konuşmacılar İslama ve Müslümanlara ciddi alaka gösteren Hıristiyan öğrencilerden gelen meraklı sorulara cevap verdiler. Diğer etkinliklere nazaran bu faaliyet, İslam’ı daha iyi ve doğru tanıtmak ve bu güzel din hakkındaki asılsız söylemleri ortadan kaldırmak amacına yönelik olarak gerçekleşti. Öğrenci salonundaki serbest konuşmalar sırasında öğrenciler ikram eşliğinde serbestçe sorularını sorma imkanı buldu. Üniversite öğretim üyelerinden Sittie Pandapatan:

 “Öyle sanıyorum ki bu, MSU-IIT tarihinde düzenlenen kendi türündeki ilk etkinlik. Kampüs içinde hiç tartışmadığımız konuları bugün burada serbestçe ve resmiyet olmadan konuşmamız harika bir fikir. Müslümanlar ve Hıristiyanlar arasında karşılıklı bir anlayış geliştirmek için mükemmel bir yol. Öğrenci salonunun rahatlatan ortamı arkadaşça samimi konuşmalar için çok elverişli. Beni ve öğrencilerimi davet ettiğiniz için teşekkür ederim!” dedi.

Yukarıda değinilen etkinliklerden başka Risale-i Nur Külliyatından kitaplar da sunum ve satış için sergilendi. Kitap sergisi ile ilgilenen İbrahim Ağabeyin tesbitine göre iki gün boyunca yapılan satışlar oldukça yüksek olmakla beraber, alıcıların yalnız Müslüman değil Hıristiyan öğrenciler olması da sevince medar oldu. Bu bize gösteriyor ki düzenlenen etkinlikler Müslüman olmayanların da dikkatini çekti ve büyük ihtimalle İslama karşı ilgi ve merakları uyandırdı.

İnşallah Filipinler’in bu bölgesinde de Risale-i Nur İslam’ın nurunu yayacaktır!

Juvanni Yahya A. Caballero / RNIP – Ilıgan Teknoloji Enstitüsü

Risale-i Nur ile Yenilenen ve İnkişaf Eden Bir Hayat

Risale-i Nur Külliyatını tanımadan önce istediğim şekilde bir hayat yaşadığımı zannediyordum. Kalbim dünyevi isteklerle doluydu, zengin olmak hatta Bill Gates’den de zengin olmak istiyordum. Beni mutlu eden meşru veya gayrı meşru her şeyi satın almak istiyordum. Kendim memnun ve hoşnut olduğum sürece diğer insanların hislerini hiç önemsemiyordum. Ailem benim iyi bir evlad olduğumu düşünüyordu, halbuki ben ailenin yüz karasıydım.

Sonra, bazı insanlardan nefret etmeme sebep olan çok sarsıcı bir hadise yaşadım. On yıl boyunca kalbim nefret ve intikam isteğiyle dolu olarak, alacağım intikamın hayaliyle geçti. Annem beni öğrendiklerini uygulayan bir Hristiyan olarak yetiştirmişti; buna rağmen ezberlediğim dualar ancak dilimin ucuna geliyordu. Çocukluğumda öğrendiğim duaların ehemmiyetini kolayca unutmuştum. Allah’ı sadece bir problemim olduğunda veya yardıma ihtiyacım olduğunda hatırlıyordum. Kiliseye gitmeyi bırakmıştım; çünkü rahip her seferinde aynı şeyleri anlatıyordu. Günah çıkarma sırasında rahip günahlarımın affedildiğini söylemesine rağmen içim Allah tarafından gerçekten affedilip affedilmediğim şüpheleriyle doluyordu. Kiliseye sadece ailemi ve öğretmenlerimi memnun etmek için gidiyordum.

Hayatımın hakiki sahibi kendim  olduğuma inandığım için özgür olmak, her istediğimi yapmak istiyordum. İnsanların benim ne kadar güçlü olduğumu görmelerini istiyordum ve insanların bana şunu yapma, bunu yapma demelerinden nefret ediyordum. Ne zaman insanlar “deli misin” “neden bunu yapıyorsun” diye sorduklarında benim ne kadar deli, farklı biri  olduğumu görmelerini istiyordum. Hayattaki düsturum “Yaşadığım sürece hayatın azami tadını çıkarmak” idi. Ta ki Risale-i Nurla tanışana kadar… İhlas ve Uhuvvet risalelerindeki düsturları ilk okuduğumda hayatta bağlandığım bütün prensip ve kurallarım aniden değişti. Özellikle de şu cümleyi okuduğumda:

Bismillahirrahmanirrahim. Onlar ki öfkelerini yenenler ve insanları affedenlerdir ve Allah, ihsanda bulunanları sever.” (3:134)

Bismillahirrahmanirrahim. Muhakkak ki, Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra da onu aşağıların en aşağısına döndürdük. Ancak iman eden ve güzel işler yapanlar müstesna — onlar için ardı arkası kesilmeyecek bir ödül vardır.” (95:4-6).

Ne hissettiğimi anlayamıyordum. Kendi kendime en iyisi bu kitaplarda yazanları tamamen unutayım ve üzerinde daha fazla düşünmeyeyim dedim. Ben düşünmemeye çalıştıkça kitaplar  başka hiçbir şeye yer bırakmayacak derecede zihnimi daha çok meşgul etti. Gururum yüzünden kitaplarda yazanların doğru olduğunu kabul etmek istemiyordum.  Nefsimden gelen sesle mücadele etmeye başladım ta ki düşüncelerimi Sally Abla ile paylaşana kadar. O da bana Allah’ın adalet edenlerin en adaletlisi olduğunu, bu dünyada olmasa bile ahirette mutlaka adaleti yerine getireceğini söyledi. Bunun üzerine intikam isteğimi bir kenara bırakıp risale okumalarıma devam etmeye karar verdim.

Günlük beş vakit namazın hikmetini okuduğumda Müslümanların ne kadar dindar, Allah’a bağlı olduğunu anladım. Uyumadan önce  dua etmeye ve uyandıktan sonra Allah’a şükretmeye başladım. Ramazan risalesindeki Şükür ve İktisad dersini dinledikten sonra Müslümanlarla birlikte oruç tutmaya başladım. Leyle-i Kadire ulaştığımızda ise aileme haber vermeden şehadet getirip İslamı kabul ettim. Ailem bunu öğrendiğinde çok kızdı özellikle de rahibe kardeşim çok karşı çıktı. Ne yapacağımı bilemiyordum çünkü ailem Müslüman arkadaşlarımla artık görüşmememi ve eve geri dönmemi istiyorlardı. Tanıdığım ilk Müslüman ağabey bana Allah’a güvenmeye devam etmemi, Allah’ın bana mutlaka yardım edeceğini söyledi. Elhamdülillah! Gerçekten Allah bana yardım etti ve şimdi ailem beni Müslüman kızları olarak kabullenmiş durumdalar.

Birkaç ay sonra, Marawi’deki dersanede kalmaya karar verdim ve Mindanao State Üniversitesinde AB-İslami Çalışmalar bölümüne kaydımı yaptırdım. Elhamdülillah! Risale okumak bana çok yardım etti. Dersanede kalmak hayatımdaki en zevkli ve tatlı şey oldu. İslam’daki hakiki kardeşliğin hakiki önemini dersanede kaldığım sürede anladım. Dersanede sabrımı genişletmeyi ve kardeşlerimi Allah rızası için sevmeyi öğrendim. Unutmayı ve affetmeyi, kusurlarımı kabul edip özür dilemeyi öğrendim. Fark ettim ki Allah, Allah olduğu halde Rahmeti ve Affı en geniş olandır, aciz bir insan olarak ben nasıl affedemem? Neden insanları affedemediğimi ve gururum yüzünden düştüğüm hataları fark ettim.

Şu cümleyi okuduğumda çok utandım:

Bir insan eğer kendisini yaratan Halık’ına şükretmeyi bilmiyorsa insan ünvanına layık değildir.” Hayatımdaki hayır ve bereketleri fark etmeyi ve bunlar için Allah’a şükretmeyi öğrendim. Gerçek arkadaşım olduklarını düşündüğüm insanları kaybettim ama elhamdülillah, Allah İslam dairesinde bana daha hakiki ve samimi kız ve erkek kardeşler verdi. Şimdi ailemden uzaktayım ama elhamdülillah! beni Allah rızası için sevip alakadar olan yeni ve daha geniş bir aileye İslam dairesinde sahip oldum.

Anne babaların evladlarına olan şefkat ve fedakarlıkları hakkındaki mektubları okuduğumda şimdiye kadar ailemin özellikle de annemin bana olan şefkatini takdir etmediğim için çok utandım. Yaratılmış olan her şeyi Halık’ından ötürü sevmeyi öğrenince anne babama olan muhabbetim inkişaf etti. Risale-i Nur Külliyatını okudukça hayattaki bütün sorularım cevabını bulmaya başladı. Daha önce hayatın gayesinin ne olduğunu ve hayatta ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Risale-i Nur Külliyatını okuduktan ve hayatın gayesini anladıktan sonra Allah’tan beni affetmesini istedim, halime şükrettim ve bana hayat için bir şans daha vermesini istedim.

Sonra birden zamanın, ömrün ne kadar kıymetli olduğunu fark ettim, her günkü 24 altınımı bir hiç için boşa harcamıştım. Risale-i Nur ve Kur’anın ışığıyla içinde yürüyüp gittiğim karanlık yol aydınlandı ve hakiki mecrasına döndü. Şimdi hayatımın gayesinin, hedefinin ne olduğunu biliyorum ve sadece Halık’ıma hizmet etmek istiyorum. İnşallah okulda öğrettiğim dersler ve sosyal yardım faaliyetlerimiz vasıtasıyla diğer insanların da İslam’ın güzelliğini görmelerine vesile olmak istiyorum. Aynı şekilde ailemin de ve kendi hatalı hayatımdan ötürü kötü örnek olduğum insanların da doğru yolu fark etmelerine vesile olmak istiyorum. Beni doğru yol olan İslam’a hidayet eden Halık’ıma ve doğru yolu fark etmemde vesile olan insanlara çok minnetdarım. Bize İslam’ı ve kemal-i imanı ihsan eden Allah’a hamd olsun.

Salvy Nualda Niones / Filipinler

Not: Bu yazı orijinal haliyle “Risale-i Nur Institute Of Philippines Lahika Connections” dergisi Şubat sayısında yayımlanmıştır.