Etiket arşivi: hizmet vakfı

Hizmet Vakfı/Envar Neşriyat Malezya Kitap Fuarında

Hizmet Vakfı/Envar Neşriyat Malezya Kitap Fuarında

Malezya Uluslararası Kitap Fuarında Tevafuklu Kur’ân ve Risale-i Nur yoğun ilgiyle karşılandı

Hizmet Vakfı/Envar Neşriyat, Tercüme Risale-i Nurlar ve Neşrettiği Kur’an-ı Kerim Mushafları ile Malezya Uluslararası Kitap Fuarında yerini aldı. Fuar, 10 günlük sure ile 30 Mart – 9 Nisan tarihleri arasında kitap sevdalılarına kapılarını açtı. Yaklaşık 2,5-3 milyon ziyaretçinin geldiği fuar, çeşitli ülkelerden 900 yayıncının katıldığı, Uzakdoğu’nun en kapsamlı  kitap fuarlarının başında geliyor.

Hizmet Vakfı/Envar Neşriyat, Tevafuklu Kur’ân’a yoğun ilgi Malezya Uluslararası Kitap fuarında, yadsınamayacak kadar ilgi görmektedir. Türklerin standı nerede diye diğer ilam ülkelerinden ve milletlerinden özellikle gelip bu tevafuklu nüshaya bakıyorlar.

Risale-i Nur Külliyatının çeşitli dillere tercümeleri de stantta yer almakta ve çok yoğun talep ve ilgi görüyor. Geçen sene gelip Risale-i Nur ile tanışanlar, kitapları okuduktan sonra hamiyet-i islamiyenin uyanıp acaba dinimiz için neler yapabiliriz diyerek bir taharriye girdiklerini söylediler. Risalelerin verdiği intibah ile say u gayret ettiklerini ifade ettiler.

Hizmet vakfının tercüme Risale-i Nur eserlerinden başka yayın listesinde önemli yer tutan Hamid Aytaç Hatlı hüsn-ü hat Tevafuklu Mushaflarda çok beğenildi. Götürülen Mushaflar daha fuarın ilk günü çok fazla beğeni aldı. Özellikle deri ciltli özel baskılı kaliteli Mushaflar ziyaretçilerce çok takdirle karşılandı. Geçen sene fuarın ikinci günü bu tevafuklu nüshalar tükenmiş olup, medreseler tarafında toplu sipariş verilmişti.

Malezya İslami Müzesinde sergilenen Osmanlı Hattatlarının yazdığı hüsn-ü hatlı Kur’anlar ve gelen yoğun ilgi işaret ediyor ki, tevafuklu Kur’anlara Malezya’da ve bu bölgede çok ihtiyaç var. Tevafuk bizim şiarımız olduğunu da isbat ediyor.

 

Geçen sene yaşanan fuar hatıraları

“NEREDE TÜRK VARSA ORADA KUR’AN VARDIR”
Çok samimi Malay Müslüman Salim Nokta Amca.. “Fuara sadece ve sadece Türkleri görmeye geldim” dedi, şöyle anlattı: “Bismillah dedim girdim, fuarın girişinde ‘Türklerin standı var mı? Onlar nerede?’ diye sordum.” ‘Evet, Türkiye’den gelen bir Türk katılımcı var,’ demişler ve standımızın yerini tarif etmişler. Ve bize şöyle dedi: “Ben Türkleri görmeye geldim, başka standa gitmedim.

Türkler varsa, Kur’an getirmişlerdir. Nerde Türk varsa, orda Kur’an vardır. Siz İslam’la mezc olmuşsunuz. Sizler İslam’ın özünü, cevherini keşfetmişsiniz ve ona samimane gönül vermişsiniz. İslam’ın güzelliği her şeyinize aksetmiş, sizi maddeten ve manen güzelleştirmiş” dedi. “Osmanlı hattını görünce duygulanıyorum, gözlerim yaşarıyor” deyince, bizler de duygulandık.

Salim Nokta amcamız, benim soyadım “Nokta” dedi. “Biz, Allah’ın yanında bir nokta hatta hiçiz, biz Allah’ın öyle kulları olalım ki, onun rızası yolunda yardan felekten geçelim. Gerekirse bizi kimse bilmesin, adımız bile olmasın mezar taşımız da, isimsiz kahramanlar olun. Yeter ki Yaradan’ı memnun edelim, razı edelim” dedi. Ve ekledi “İnsanın ruhu ebedi, fiziksel vücudu, mali, serveti faniye gidiyor. O yüzden imanla, salih amellerle ruhunuza yatırım yapın, ta ki saadet-i ebediyeye vasıl olasınız.” Salim Nokta amcayla, 2 saatten fazla muhabbet ettik ve Asay-ı Musa hediye edildi.

 

SİZİN TARİHİNİZ VE KONUMUNUZ SİZİ GERÇEK VAZİFENİZE ÇAĞIRIYOR
Emekli Malay Profesör Ghazali Hoca da “Sizin tarihiniz ve konumunuz, sizleri gerçek vazifesine çağırıyor, bunu Türkiye’den başka ülke yapamaz.” dedi. Bu da bizlere Türkiye’nin İslamiyet’i omuzlamaktaki sorumluluğunun ne kadar çok önemli olduğunu zerrelerimize kadar hissettirdi.. Cenab-ı Hakk, bu millete ve bu devlete toplumuyla beraber kâinatın sebeb-i vücudu olan bu yükü layıkıyla taşımayı nasip etsin. Âmin. Malezya’da tevafuklu Kur’an’a olan yoğun ilgi ve Salim Nokta amcanın samimi düşüncelerinin akabindeki Malezya’daki bir derste Tarihçe-i Hayat’tan “Tevafuk Mucizeli Kur’an” hakkındaki aşağıdaki metnin tevafuk etmesi şevkimize bir şevk daha kattı: “Yakında tab’edilecek “Mu’cizeli Kur’an”da Hâfız Osman hattı aynen muhafaza edilmekle beraber; Kur’anın lafzî mu’cizeleri gösterilmiştir. Bu Kur’anın Âlem-i İslâm başta olmak üzere bütün dünyaca ne büyük bir alâka ile karşılanacağı şübhesizdir.”  (Bkz. Risale-i Nur ve Haric Memleketler, Tarihce-i Hayat.)

ŞEHİD AHMAD AMMAR

Risale-i Nurun geniş imani ve Kur’âni hakikatları izah tarzını gören her yaştan her meslek grubundan Malaylar, risaleleri temin ettiler. Genel olarak halkta Nurlar hakkında müsbet bir izlenim var. Malezya İslami Gençlik Hareketinin eski başkanının oğlu Ahmad Ammar’ın, 20 yaşında Nurları öğrenmek için gittiği İstanbul’da trafik kazasında şehit olması ve Malezyadaki Nur talebelerinin de gayretleri Nurların ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi adının daha fazla duyulmasına vesile olmuş. Yemek almak için ayırdığı son parasını da Risale-i nura harcayan genç Malaylı Lise talebesi 2 kardeş, kendi dillerine çevrilmiş Nurlardan aldılar. Bir kardeş, aldığı 3-4 kitaba bir de Mirac Risalesini eklemek istedi. Ama son aldığı kitap olan Miraç Risalesi için ödediği para, ayırdığı yemek parasıydı. Öteki kardeşi uyarınca anladık, hemen Miraç Risalesini hediye ettik, çok memnun oldular. Cebindeki son parasıyla bile Risale almak isteyen kahraman Malay genç, bize “Ahmad Ammar” ruhlu gençlerin Malaylar içinde çokça bulunduğunu gösterdi.

“Said Nursi Hazretleri, en son ve en kamil Mütekellimdir”


Bir üniversitenin kelam bölümü kurucu dekanı Nurlardan sitayişle bahsetti, yeni çevrilen İngilizce Tarihçe-i Hayattan temin etti ve külliyatı istedi, okulunda her hafta Nur derslerinin konulmasını talep etti. “Said Nursi Hazretleri, en son ve en kamil Mütekellimdir. Nurlarla çalışmak benim için bir şereftir” dedi. Bu satırı yazarken aynı anda ondan mesaj gelmesi tevafuk etmesi, hüsn-ü niyetine ve hizmetine bir işaret olduğuna kanaatimiz geldi. “Cenab-ı Hakk’ın varlığını anlatan kitap arıyorum” Yaklaşık 4-5 saat mesafeden Penang şehrinden gelen bir üniversite hocası, “kâinattan delillerle Cenab-ı Hakk’ın varlığını anlatan kitap bakıyorum” dedi. Ayet-el-Kubrayla tanıştırdık. “Penang’dan bu kitaplari bulmak için gelmişim” dedi. İngilizce Tarihçe’yi ve epey bir küçük kitap aldı.

“Osmanlı ve Bediüzzaman hayranıyım”
Beş sene evvel Ustadı duymuş biri standımıza geldi ve Nurların içindeki konulardan bahsedilince ilgisi ve hayreti artıyordu. Bütün külliyatı aldı, bize seneye fuara mutlaka katılın diye talepte bulundular. Ah! dedi. “Biraz daha genç olsaydım, Türkiye’ye gelip Türkçe ve Osmanlıca öğrenirdim, çünkü ben bir Osmanlı ve Bediüzzaman hayranıyım” dedi. Başka bir Malay ise Türkiye’ye gittiğinde birisi kendine Tabiat Risalesini hediye etmiş. Standtan 10’dan fazla kitap ald. Bu da bize hiçbir şeyin boşa gitmediği ve Cenab-ı Hakkın hiçbir şeyi israf etmediği hakkında güzel bir ders oldu.

“Benim bu kitaba ihtiyacım var”
Hindu inancına sahip biri “kendimi sizin standta, risalelerin önünde buldum. Nurları tanışmak nasipmiş” dedi, Allah’ın sonsuz kudretinin delilleri olduğundan hüve nüktesi örnek verilerek bahsedildi. Nurlar bu gence ulaşmış oldu. Yine Budist bir gence, Allah’ın varlığından bahsedildi. Yine bir doktora öğrencisi Sözler mecmuasını aldı, “benim bu kitaba ihtiyacım var” dedi. Buraya fuara gelmeyi hiç düşünmediği halde, sevk-i ilahi ile Cenab-ı Hak manevi yaralarına merhem olması için fuarda Sözler mecmuasına ulaştırıyor. Singapur’dan bir öğretmen, “Biz gençleri muhafaza edemiyoruz!” diye dert yandı? Nurlardan bahsettik, Gençlik Rehberini temin etti. Çevreyle ilgili yer bakana, Lem’alar’daki KUDDÜS bahsini okuduk, çok hoşuna gitti. Kanada asıllı bir konuşmacı/yazarla tanışıldı. İnternette sohbet videoları ve kitapları olan bir zat. Arapçadan İşarat-ül İ’caz ve Mesnevi-yi Nuriyeyi aldı. Duayla ilgili bir kitap yazıyormuş. 23.Sozdeki dua bahsini gösterdik, çok beğendi, kitabına ekleyecek inşallah. Tunganlı bir Çinli Müslüman, tevafuklu Kur’an’a hayran kaldı. Kur’anlardan ve Risalelerin Çince tercümelerin Çin’e götürmek için aldı. Arkadaşlarına hediye vermek için 9-10 kitap alan üniversite öğrencisinden, bir bölgenin il meclis üyesi olan Syed bey, kendi halkı için ve tanıştığı ateist Amerikalı bir öğretmene Nurlardan hediye vermek için temin etti. Yine başka Malay, Yeni Zellandalı çifte nasıl İslamiyet’i anlatabilirim diye kitap ararken, fuarda 23.Söz’ü elinde buldu.

“Rumi’yi ararken Üstad Bediüzzaman ile tanıştı”

Bunun gibi İngilizce Tarihçeyi alıp derslere iştirak etmek isteyen Malezya Yeşilay Müdüründen, Kur’an kursunda Nur derslerinin yapılmasını talep eden Abdullah hocadan, Rumi’yi ararken Üstad Bediüzzaman hazretleriyle tanışan, öğretmenleri ve şeyhlerinin tavsiyesi üzerine külliyat alan ve epeyce kitap alıp ertesi gün tekrar kitap almak için geri dönen gibi onlarca güzel anısıyla çok verimli geçen Malezya fuarının on günlük süresi de sona erdi. Fuarı ziyarete gelen yayıncılar çok büyük ilgi gösterdikleri

Hizmet Vakfı Standında sergilenen Tercüme risaleleri, Malezya ve etrafındaki bölgelerde neşrini ve dağıtımını yapmak üzere talepler sundular.  İlk etapta İngilizce Tarihçe ve Tevafuklu Kur’anlar Malezyanın en büyük kitap mağazasındaki yerini alıyor. Malezya Uluslararası kitap fuarında bizi Kur’anının hizmetinde istihdam eden Cenab-ı Hakk’a hudutsuz şükrümüzü arzederiz.

www.NurNet.org

“Lahikaları Okutmayandan Korkarım”

Dıştan güdümlü din ve vatan hainleri fetöcüler şimdi de vefat etmiş olan mutlak vekil ağabeylerin adını kullanmaya çalışıyorlar.

Merhum Zübeyir Gündüzalp Ağabey (R.A), dışarının maşası olan Feto İzmir’e yeni geldiğinde, lahikaları okutmadığını duyunca:“Lahikaları okutmayandan korkarım. Sonu doğru çıkmaz.” demişti. 

Sonra sadeleştirme adıyla tahrif ihaneti için Zübeyir Ağabey’den -sözüm ona- cevaz almak için geldiğinde, Merhum Zübeyir Ağabey’in çok şiddetli mukabele ettiğini, kitabında “İyi bir zılgıt yedik” tabiriyle yazmış. 
 
Mel’unun o gelişinde ifade ettiği bir itirafı aynen yazıyorum: “Onbinlere vaaz ediyoruz; mendillerini ıslatıyorlar. Camiden çıkınca aynı tas aynı hamam. Değişen birşey olmuyor. Ben şimdi onbinleri ağlatmaktansa; şöyle 7-8 kişiyle Risale-i Nur dersi yapmayı tercih ediyorum.” demişti.

İşte enaniyet-i fir’avuniyesinin sevkiyle ve dıştan aldığı bir ihaleyle sadeleştirme adı altında, te’sirine böylesine şahid olduğu asrın Kur’an dersi ve manevi mu’cizesi olan böyle bedi’ bir tefsire üç defa ihanet teşebbüsünde bulunmuştur. 
 

Birincisinde Merhum Zübeyir Ağabey’den (R.H) -kendi tabiriyle-zılgıt yemiş.
İkincide bütün Nur Cemaati’nin şiddetle reddiyesine muhatab olmuştu.
Üçüncüsünde Merhum Mustafa Sungur Ağabey, Üstadımızın altı mutlak vekilinin imzaları ile bir mektupla ikaz edilmek istenmiş.

Red ile tuğyan edince -videoda var- Merhum, Üstadımızın Mutlak vekili Mustafa Sungur Ağabey; elli sene sabır ile tahriften vazgeçirmeye çalışmasından sonra yine tuğyan edince.. yani Allah’ı bırakıp emperyalist kafirlere dayanmayı tercih edince; videoda var: “Bu niye böyle oldu!. olmaması lazımdı….Ha! Bunun içinde Üstadımıza karşı bir çekememezlik vardı. Üstadımızın makamında gözü vardı. Lanet olsun!. Elleri, bacakları kırılsın!..” buyurdular.

İşte o zamandan beri AZİZÜN-ZÜNTİKAM, İslam kahramanı Sayın Erdoğan’ın, istihdam-ı Rabbani ile, dirayetle istihdamı ile emperyalist İslam düşmanları örgütünün öznesi olan bu mel’unun ellerini, bacaklarını kırmak üzere ve İslam’ın bekası ve Asr-ı Saadet’ten sonra bir de ilim ve fen asrında, Kur’anın ilmi ve manevi mu’cizesi Risale-i Nur’la güneş gibi parlamasının hamlelerini idrak ediyoruz.
 

Merhum Tahir Mutlu Ağabey üzerine uydurdukları yalan ise; üç isimden bir isim olarak o menfurun Hizmet Vakfı heyetine girme teklifi, Merhum Rüştü Tafral’dan gelmiştir. Hizmet Vakfı’nın ilk başkanı Tahiri Mutlu Ağabey idi. Şimdi Hüsnü Bayram Ağabey’dir. Onun başkan olma mes’elesi de menfur bir yalandır. Bizzat Merhum Tahiri Ağabey’in hizmetinde bulunan kardeşimiz Hizmet Vakfı’nda bulunmaktadır. 
 
Şürür-uş-şeyatıynın uşaklarının da malumatı olsun.
Eyüp Ekmekçi – risaleajans.com

3. Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısı Yapıldı

Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısının üçüncüsü 07 – 09 Kasım 2015 tarihleri arasında “İlim Araştırma Merkezi Kompleksi”nde gerçekleştirildi.

Dünya çapında tercüme yapmış ve yapmakta olan Mütercimler ve Musahhihler tecrübe ve birikimlerini paylaşmak üzere Hizmet Vakfı ve RNK Neşriyat organizasyonluğunda yapıldı.

50 ülkeden gelen misafirler toplantı süresince Risale-i Nur’ların dünya dillerine tercüme edilmesi ile ilgili temel meseleler ele alınarak ve detaylı müzakereler ve Risale-i Nur’dan mütalaa dersleri yaptılar.
Hoşgeldiniz ve Takdim

Kur’an-ı Kerim tilâvetiyle başlayan program hoşgeldin ve takdim konuşmalarıyla devam etti.

Mütercimler Toplantısı “Risale-i Nur büyük bir ilim hazinesi. Son zamanda bu asrın insanlarına yönelik büyük bir Kur’an-ı Kerim tefsiridir. Risale-i Nur’un tercümesi kolay bir şekilde yapılamıyor. Buradaki tercümanların çoğu dil olarak mana olarak Risale-i Nur tercüme edecek kişiler. Fakat tercümelerde bazı hassasiyetleri gözetmek gerekiyor. Tercümelerin kalitesi hakkında, tercümelerde dikkat edilecek hususlar hakkında, Risale-i Nur’un Kur’an’a mahsus bazı tabirler nasıl izah edilebilir bu gibi konularda görüşmeler yapılacak.” diye ifade edildi.

Selamlama Konuşmaları

Üstadımızın Talebelerinden Hüsnü Bayram Ağabey Risale-i Nurların tercümelerinin sıhhatinin önemini ve şimdiye kadar tercüme edilmeyen “Tarihçe-i Hayatı” kitabının ingilizce baskıya hazırlandığını müjdeledi.

Üstadımızın Talebelerinden Abdullah Yeğin Ağabey de “Uhuvvet Risalesi”nden ders yaptılar.

İstanbul Vali Yardımcısı Osman Ateş gelen misafirlere hoşgeldin dileklerinde bulundu.

Yaklaşık 50 dile tercüme yapmakta olan Mütercim ve Musahhihlerin tanıtımı yapıldı.

Tezekkür ve Sual-Cevap

Faruq Rasul Yahya “İyi Bir Tercüme Nasıl Yapılır.”

İhsan Kasım Salihi “Tercüme sürecinin başlaması ve tercüme yaparken göz önünde bulundurulacak ehemmiyetli hususlar” başlığı altında konuşmasında
Tercüme esnasında şunu gördüm; mütercim san’atında ne kadar uzman, üslûbunda ne kadar güçlü, lügat hazinesinde ne kadar zenginlik olursa olsun, tercümesini yaptığı metnin manalarıyla ve fikriyle ruhen dolup taşmazsa, gönlü ve kalbi inşirah bulmazsa, o metni muhataba ulaştıramaz. Zira okuyucu güzel sözlerden ve hoş cümlelerden çok, ruhtaki bu çoşku ile kalpteki bu inşirah tesir eder.” diye ifadelerde bulunurak bazı hususları nazara verdi:

Kur’an-ı Azimin tefsirini tercüme ettiğimizden asla abdestsiz tercüme yapmamak..
Mütercimin ve Musahhihin Risale-i Nur Külliyatını en az bir-iki defa bitirmesinin lüzümü..
Acz ve zaaf ile Kudret-i İlahiyeye iltica ile tercüme yapılan metinle ruhî ve kalbî irtibat..
Mevlamızın bizi istihdam ettiği tercüme işinde rıza-i İlahî düşünürek hizmet etmek..
Bu düşüncede olunca Allah size yardımcılar (temize çekme, kaynak ulaşımı, edebiyatçı, dilbilimci gibi) gönderiyor.
Manayı ifade eden orjinal bir tercüme yapmak..

Hasbi Şen “Tercümelerde Allah’ın İsimleri, Hadisler ve Ararapça Terimlerin Kullanılışı”

Kenan Demirtaş; İhsan Kasım Salihi – Istılahi Terimler (Risale-i Nur’da Geçen Kavram ve Terimler) Çalışması Sunumu

Muhammed Sayed; Halil Jada; Hüseyin Osman – “Tarihçe-i Hayatın Arapçaya Tercümedeki Tecrübelerimiz”

Samir el-Hayek ” Risale-i Nur’un Tercümesindeki Hassasiyetler”

Ali Rıza Davut Korkmaz “Tercümelerde Tashihat”

Mütelaa Dersleri

Arapça: Münir Türen “Namazın Muayyen Beş Vakte Tahsisinin Hikmeti”

İngilizce: Ali Çetinkaya -“Risale-i Nur Külliyatında Duanın Hangi Cihetleri Öne Çıkarmıştır”

Arapça: Muhammed Sayed” Âyet-ül Kübra’dan Seçilmiş Kısımlar”

İngilizce: Osman Yapar “Risale-i Nur Hizmetinin Bazı Mümtax Hasiyetleri”

Arapça: İhsan Kasım Salihi “El-Hakku Ya’lu”

İngilizce: Muhammed Rıza Derindağ “Hizmet Dusturları – İhlas, Uhuvvet, Tesanüd”

Arapça: İhsan Kasım Salihi “Bismillah Hakkında”

Katılım Belgesi Takdimi

Oturumlar sonunda Mütercimlere” Abdullah Yeğin, Hüsnü Bayram, Said Özdemir” Ağabeylerin imzaladığı katılım belgesi Kur’an-ı Kerim ve bir çok Risale takdim edildi. Ardından tüm katılımcılar hatıra resim çektirildi.

10 Kasım günü Hizmet vakfın “Sinan Paşa Medresi”inde verdiği yemekle hitam buldu.

Kaynak: NurNet.Org






Yunanistan’da Bir İlk: Risale-i Nur Sergilendi

Her şey halis bir dua ile başladı ve amin diyen halis gönüllerle… Bu dua ve aminler dalga dalga ta Anadolu’ya kadar yayıldı. Bu dua ve aminler kalplerin çarpıntısını değiştirdi. Bu dua ve aminler zihinleri ve himmetleri harakete geçirdi. Bu dua ve aminler Selanik’in Yunanistan’a bağlanmasının 100.cü yılında bir ilke imza attı. Evet 100 yıldır ilk defa, Osmanlı döneminde “Balkanların Kudüs’ü” diye anılan Selanik de, İslam’ın nurunu, Kur’an’ın nurunu, Risale-i Nurları sergileyen Garbi Trakya’dan bir dernek bir stand kuruyor. Bunun şuuru tabii ki bu fuarla ilgilenen herkesi son derece heycanlandırıyor ve de endişelendiriyordu.

RNK Neşriyat olarak başvurulan fuarı İskeçe (Xanthi) UHUVVET Kültür ve Eğitim Derneği temsil etti. Fuardaki sergimizin en çekici kısmı İstanbul Hizmet Vakfı’nın Derneğimize getirip hediye ettikleri ve herkesin kalbine hitap eden o güzel Kur’anlardı. Daha sonra başta Yunanca’ya çevrilen ve diğer dillerle raflarımızı dolduran ve zihinleri nurlandıran Risale-i Nurlardı. Bir de “İşte size Anadolu’dan Edirne Lokumu!” diye ikram ettiğimiz ve tüm nefisleri standımıza celb eden o çok lezzetli lokumlar.

Tabii ki burasını yalnız bırakmayıp bizi ziyaret eden ve her türlü destekte bulunan İstanbul, Edirne, Bursa, Bulgaristan, Erzincan’dan kardeşlerin olması buradaki vazifelerin çok daha kolay olmasına vesile oldular. Ve de perdenin arkasında bulunan başta Ruba Vakfı, RNK Neşriyat, Sözler Neşriyat, Envar Neşriyat, Nesil Yayınları, Hizmet Vakfı tüm hazırlıkların temelini oluşturdular.

24 Mayıs Regaib Kandilinde başlayan ve 27 Mayıs Pazar akşamı biten fuardaki standımızın ilk ziyaretçilerinden ve ziyaret defterimizi ilk imzalıyan Selanik’teki Türk Konsolosluk’unun Başkonsolosu Sayın Tuğrul Biltekin oldu. Daha sonra ziyaretçilerin arkası kesilmedi. Devletin her kesminden Elhamdülillah ziyaretçiler geldi. Polisler, askerler, din görevlileri, papazlar, üniversite öğretim görevlileri, öğretmenler, her yaşta öğrenciler, doktorlar, hastalar, gazeteciler, ve tabi ki yazarlar, kısacası halkın her kesminden insanlar doldu boşaldı. Aynı zamanda Yunanistan’ın en büyük universitelerinden biri olan Aristotelyo Üniversitesinin Rektörüne ve Selanik Belediye Başkanı olan Sayın Butaris’e de tüm tercümelerimizden verme fırsatımız oldu.

Ancak tüm bunların ötesinde en ilginç ziyaretçilerimizden biri bizi ilk gün ziyaret eden 60 yaş cıvarında olan Zoi (Hayat manasına gelir) teyze oldu. Bu teyzenin ana dili gibi Türkçe konuştuğunu duyunca merak ettik sorduk. Bu teyze de bize “evladım benim anacım ve babacım yıllar önce Yunanistan’a Barla diye bir köyden gelmişler, sen nerden bileceksin Barla’yı?” demez mi? Biz tabi neye uğradığımızı şaşırdık. Bizde teyzeye “peki teyzecim sen tüm bu kitapların senin köyün olan Barla da yazıldığını biliyormusun?” deyip ona Yunanca kısa tarihçeden yerini kitapta gösterince bizim gözler dolar, onun da gözleri iki çeşme misali akmaya başlar ve güçlükle sakinleşir…

Bir diğeri ise ilk gün bizimle tanışan ve ikinci gün bize bir kutu kurabiye ile gelen bir memur oldu. Hatta bize özellikle katkı maddesi olmayan ve müslümanların rahat yiyebileceği bir kurabiye olması için özellikle aradığını ve bulup bize getirdiğini söyledi.

Bunlar gibi daha bir çok örnekler ve ikramları görünce, tüm bunları ilk defa bir fuar macerasına girişen bizlerin işi olamayacağını ancak ve ancak Yüce Mevla’mızın inayeti ve ikramı olduğunu görüyor ve secdeye kapanmaktan başka şükür tarzı olmadığını anlıyoruz.

Sonuç olarak gördük ki, bizlerin belki 10 yılda ulaşamadığımız kitleye fuar aracılığı ile 4 günde ulaşıldı. Gelenlerden bir sürü Yunanca Kur’an, siparişi aldık. Ve onlara verdiğimiz binlerce broşürleri okuyupta bize fikrini bildirenlere bedava bir kitap göndermeye söz verdik. Hatta bize gelen mail yorumlarından bir tanesinde bir yunanlı diyor ki, “o çok lezettli lokum ve maddi (kitap) manevi ikramlarınızdan dolayı size teşekkür ediyor amacınıza en kısa zamanda başarıyla ulaşmanızı diliyorum.

Bizler bu fuardan ders aldık ve anladık ki: Yunanistan da İslam bilinmiyor, Kur’an bilinmiyor, hakikatleri bilinmiyor. Az bilenler de sadece televizyonun anlattıkları çarpık bilgilere sahip. Bizim haşire inandığımızı, Hz. İsa’ya, İncil’e, Musa’ya, Tevrat’a inandığımızı duyup ta şaşıran o kadar çok kişi ile karşılaştık ki, biz dahi şaştık. Hatta bir Yunanlı dedi ki, “ee, bu durumda bizim ne farkımız kaldı ki?

Fuarın sona ermesi bizlerin artık yepyeni bir yola başladığımızın işareti gibi idi. Yani, tercümelerin hızlanması ve bir an önce hakikatlerin herkese ulaşılabilmesi için gece gündüz çalışmamız gerktiğini anladık. Hatta bir kardeşimiz şunu itiraf etti: “Ben sekiz senedir ilk defa bu kadar şevklendim ve memleketimde hizmet etmem gerektiğini daha iyi anladım.

Evet herşey bir dua ile başladı, ve herşey duanın devamıyla devam edebilir. Çünkü dualarımız, dualarınız olmasa neyin ehemmiyeti kalır ki?… vesselam….

Yunanistan adına, Yunanistandaki olan ve olacak olan Nur talebeleri adına, dualarınıza devamlı muhtaç…

Ayrıca fuarda çekilen fotoğrafların tamamına Ruba Vakfı’nın Facebook sayfasından ulaşabilirsiniz… Tıklayınız…

UHUVVET Kültür ve Eğitim Derneği / NurNet.Org

Dönerci Emin Usta 2500 Kitap Dağıttı

Kırklareli’nde dönercilik yapan Emin Usta’nın geçen sene (2010) da döner salonunda müşterileri için Risale-i Nurlara ait kitap köşesi açması ve hediye etmesi büyük bir ilgi görmüştü. O zaman yaptığımız haberi okumak için tıklayın.

Aynı şevk ve gayretle devam

Risale-i Nurları hediye ve okutma faaliyeti büyük bir ilgi ve alakaya vesile oldu. 2500 kitaba ulaştı. Müşterilerin gün geçtikçe kitaplara duydukları alaka şu bahsi hatıra getirdi. “Risale-i Nurlarda beş on dakika okumak, yazmak, dinlemek suretiyle meşguliyet hakiki talebe-i Ulum şerefini kazandırır.” [E. Lah. 103 ] Kalbe ferah, ruha rahat, rızka bereket, maişette suhulet, işlerinde muvaffakiyet. Talebelik faziletini almakla bütün Risale-i Nur talebelerinin has dualarına hissedar olmaktır.

Alıp okuyanlar, arkadaşlarına, çocuklarına, yakınlarına da tavsiye ediyorlar. Ve düşüncelerini şöyle ifade ediyorlar; bu eserler küçük fakat büyük bir manevi boşluğu dolduruyorlar. Bizlere yaratılış gayemizi, nereden gelip, nereye gidiyoruz? Buradaki vazifemiz nedir? Şeytan ne için yaratılmış? Masumların başına gelen zelzelelerin, hastalıkların hikmeti nedir? Gibi yüzlerce sorulara tatmin edici cevaplar veriyor. Diyorlar…

Yahudi olan bir müşterisin kanaati ise; Ömrümde küçük sözler kadar tesirli bir kitap okumadım. Bunu arkadaşlarla mütalaa ettim. Hepsi ifade ve mana derinliği karşısında hayrette kaldılar.

Kitap kampanyasını devam ettiren Emin Usta bu alakadan çok memnun olduğunu ve bu münasebetle gördüğü bir rüyayı naklediyor:

Risale-i Nur kitaplarını zorlana zorlana bir tarafa doğru itiyorum. Birden kitaplardan sağlam bir kale vücuda, meydana geliyor. Yani dağıtan ve okuyanlara manevi bir Sedd-i Kur’ani olup onları bu zamanın insi ve cinni şeytanlarının şerlerinden, cereyanlarından, günahlardan muhafaza ediyor.

Emin Usta kitap faaliyetiyle birlikte yeni bir kampanya daha başlattı. Her yaprağında Ayet, Hadis, Dua ve Vecize dolu bir kitap hacminde olan Hizmet Vakfı’nın bastığı Ruba Vakfı’nın dağıttığı 2012 takvimlerini de müşterilerine hediye ediyor. Bu faaliyetleriyle samimiyetini, yakınlığını arttırdığını imanlarını takviye ettiğini söylüyor.

Hedefinin 62.000 olan Kırklareli nüfusu olduğunu ifade ediyor. Cenab-ı Hak Emin Usta’yı ve böyle hizmet edenleri hayırlı hizmetlerinde muvaffak kılmasını ve emsallerini arttırmasını temenni ve dua ediyoruz.

Barla Lahikalarında, Hulusi Abi’nin “nerede bulunursam bulunayım inayet-i Bari ile aldığım dersi dinletecek bir muhatap bulmaya çalışacak ve neşri hakikat yolunda acz ve fakrıma bakmıyarak, duanızla elimden gelen her çareye başvuracağım için müteselli oluyorum.” ifadesi ve nurlardan aldığımız dersler muvacehesinde:

1. Sefahatin şiddetli hücumuna karşı en tesirli çarenin Risale-i Nur dersleri olduğu,
2. Nur talebelerinin muhtaçlara nurları ulaştırmak için her vesileyi değerlendirmelerinin lüzumu,
3. Şimdiki şartlarda hapishane, hastane, huzurevi vs gibi yerlerde de derslerin yapılabileceği,
4. Aynı derslere devamın güzellikleri ile beraber yeni dersler ihdas edilmesi için ciddi gayret edilmesinin lüzumu’na bir örnek teşkil etmiş oldu bu haberimiz.

Kırklareli Nur Talebeleri / NurNet.Org