Etiket arşivi: kanada

Barla’dan Kuzey Amerika’ya: Kanada Hizmet Mektubu

Bismillahirrahmanirrahim

Esselamu Aleykum Ve rahmetullahi Ve berekatuhu Ebeden Daima

Aziz sıddık Nur Talebeleri Ağabeylerimiz, Ablalarımız ve kardeşlerimiz,

Bayram Yüksel Ağabeyimizden naklen,“Bir gün Sıddık Süleyman bize anlattı, dedi ki: ‘Üstada içimden bir gün dedim. Biz yazıyor ve okuyoruz. Üstad bu kadar zahmeti neden çekiyor?’ Üstad’ım birden: ‘Kardeşim, göreceksin, ben bunları bütün dünyaya okutturacağım.” (B. Yüksel Son Şahitler)

Yaklaşık 5 ay evveldir Alberta eyaletinin Calgary şehrinde Risale-i Nur hizmeti için medresemizi açmış bulunmaktayız. Elhamdulillah medresemizi açtığımız haftadan beri Risale-i Nur derslerimiz haftalık mutad olarak devam etmektedir. Risale-i Nur’u Üstadın talebelerinin gösterdiği çizgide doğrudan insanlara göstererek ve onlara ulaştırarak oluşan hizmetlerden bir kaç parça numuneyi dua hükmünde olması için sizlerle paylaşmak istedik.

Elhamdulillah geçtiğimiz ayda hem bizim medresemizde erkekler için ve bir kardeşimizin evinde de hanımlar için yaklaşık 4-5 günlük Alberta eyaleti olarak bir okuma programı gerçekleştirdik. Elhamdulllah çok feyizli ve güzel oldu. Bu vesile ile bazı aileler arasında daha iyi tanınmasına vesile oldu. Türkiye’de daimi yapılan okuma programları gibi burada yurtdışındada daha çok ihtiyaç olduğunun farkına vardık. Nur Talebelerini bir araya getirebilmek ve onları Kanada’da Nuh’un gemisi hükmündeki bu Nurani mekana davet etmek ve beraber bu manevi sofradan istifade etmek elbet bura Nur Talebeleri için medar-ı feyiz ve lezzet olmuştur.

Buradaki hizmetlerimizde zaman zaman tanıştıklarımıza yine Risale-i Nur’ları takdim ediyoruz. Gerek cami imamlarına gerek farklı anadili konuşan göçmenlere ve Kanada’nın yerli halkına ve Üniversite talebelerine gerek Risale-i Nu’run parçalarından kitaplar olarak gerek Risale-i Nurdan bir broşür takdim ediyoruz.

Aynı zamanda Risale-i Nurdan eserleri verdiğimiz insanların teveccühleriyle karşılaşınca ihtiyacın şiddetini anlıyoruz çünkü Kanada dahilinde yerli yabancı bir çok insan imansızlık bataklığına düşmüşken Risale-i Nur onların imdadına yetişip sahil-i selamete çıktığını müşahede ediyoruz. Muhataplardan bir kısım insanlarında ”Bizim bu kitaplarlarda gördüğümüz kuru ağacın yeşillenmesi misalleri gibi konularla yetiştiğiniz için çok şanslısınız çünkü bize tebliğ noktasında böyle yaklaşımlar olmuyor” diyenleri duydukça gerçekten Üstadın dediği gibi Nurlara ekmek hava su gibi ihtiyaç olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Hususan Türkiye’den ağabey ve ablalarımızın gönderdiği kitaplarla hapishanelere ulaştırdığımız kitaplarla bizlere gelen hidayet haberleri ile anlıyoruz ki Resulullahın (sav) in sahaberle başlayan iman hizmetinin büyük bir parçasının Risale-i Nurla devam ettiğini bizzat görüyoruz.

Bazı mahkumların Mucizat-ı Ahmediyeden okuyunca çok etkilenmeleri ve Risale-i Nur ile İslamiyeti kabul eden bazı mahkumlarında Risale-i Nurun diğer kitaplarını merak ile sormaları bize bu kanaatı veriyor.

İki hafta evvel Calgary Üniversitesi kampüsünde açtığımız stand ile Risale-i Nuru Üniversite gençiğinde tanıtma fırsatı bulduk. Standımıza gelen Üniversite talebelerinin bir çoğu broşürlerimizden ve Risale-i Nur’dan alarak merak ettiklerini hatta bazılarının Bediüzzaman’ı daha önce duyduk demeleri en baştaki naklettiğimiz hatırayı çok iyi bir şekilde hatırlatıyor.

Hatta standımıza gelen öğrencilere sofizm dersi veren Mısırlı bir öğretim görevlisinin Risale-i Nurlardan ve broşürlerden alıp bende burda talebelere Nurları tanıtayım demesi ve üstüne üstelik başka bir Ünversiteye bizi davet etmesi Risale-i Nur hizmetinin herkes tarafından yapılabileceğini ve ne kadar geniş olduğunu ve Risale-i Nur hizmetine özellikle öğretim görevlilerinin ne kadar sahip çıkması gerektiğini gösteriyordu.

Ayriyeren standımıza gelen bazı Kanadalı gençlerin Risale-i Nurda geçen Hz. İsa konularını sormaları ve aldıkları cevaplar ile haşir Risalesini tabiat Risalesini birde Mucizat-ı Ahmediyeden almak istemeleri Üniversite gençliği arasında Risale-i Nurların inkişaf edeceği kanaatı veriyordu. Orda bunuda iyi anladıkki Risale-i Nur özellikle altyapısı darvinizm olan dersleri alan üniversite gençliğine şifa gibi geliyordu.

Calgary Üniversitesinde yaklaşık 60 kişinin bir anda namaz kılacağı bir yer tahsis etmeleri ve ayrıyeten abdest için hususi yerler yapılması ve Cuma günü büyük salonlar tahsis etmeleri bizi çok sevindirirken aklımıza ilk gelen hala bizim yüzde 99’u müslüman olan Türkiye’deki Üniversitelerinin bir çoğunda ibadet yeri olmaması bizleri hüzünlendirdi. Ümid ediyoruz ki aynı çalışmalar Türkiye’de de yapılır.

Burada mektubumuzu kısa kesiyoruz. Ve buna benzer bir çok hizmet misalleri olduğunu ve buralara Nur Talebelerinin gelmeleri ve Risale-i Nur medresesi açmaları noktasında çok ihtiyaç olduğunu hatırlatır ve dualarınızı ve sizleri buralara bekleriz.

Risale Ajans

Kanada Diyanet Vakfı İçin Girişimler Başlatıldı

Toronto’daki Kanada Türk İslam Kültür Derneğine ait Pape Camsi’nde, Washington Din İşleri Müşaviri Yaşar Çolak, New York Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Mollaoğlu, Toronto Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mahmut Demir ve Türk toplumuna ait dernek ve vakıfların yöneticilerinin katıldığı istişare toplantısında, Kanada Diyanet Vakfı’nın kuruluşu ve Kanada’daki din hizmetlerine ait sorunlar ele alındı.
 
Gerçekleştirdiği açıklamalarında Washington Din İşleri Müşaviri Yaşar Çolak Amerika’da bugün gelinen mesafenin 30 yılda alındığını belirterek, “Burada da 30 yıl beklememiz gerekmiyor. İnşallah vakfımızı kurduğumuzda, size ve milletimize yakışır, estetik ve fonksiyonel bir merkezle hizmet kervanına devam edeceğiz” diye konuştu.
 
New York Din Hizmetleri Ataşesi Hasan Mollaoğlu, tarihi bir güne şahitlik ettiklerini vurgulayarak, “Bu kurumsallaşma yıllar önce yapılmalıydı. Ancak Din Hizmetleri Ataşemizle yeniden bir heyecan, yeniden bir yapılanma ve Diyanet İşleri Başkanlığının vizyonu ve misyonuna sahip bir şekilde kurumsallaşarak, gelecek onlu, yirmili yıllarımızı planlamak durumundayız” diye konuştu.KAYNAŞTIRACAK BİR KURUMSALLAŞMA

Konuyla ilgili olarak Anadolu Ajansı (AA) muhabirine açıklamalarda bulunan Toronto Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mahmut Demir, çalışmalarla ilgili olarak Kanada Türk toplumunun kendilerini bir araya getirecek ve kaynaştıracak bir kurumsallaşmayı arzu ettiğini ifade etti.

Demir, ”Bu üst yapı için diyanet adı çok büyük önem arz ediyor. Diyanetin adının geçtiği her yerde insanların saygı duyduğunu ve sahip çıktığını görüyoruz. Türk toplumunda diyanet ismi üzerinde bir zihin birlikteliği var. Bunun da kurumsal bir yapıya dönüştürülmesi için önayak olacağız. Toplumumuzun beklentilerinin farkındayız. Bu beklentiyi boşa çıkarmamak ve hayata geçirmek için, bu toplantının hemen ardından Kanada Diyanet Vakfı’nın kurulması çalışmalarına başlayacağız” diye konuştu.
 
Toplantı süresince yapılan istişarelerde, Kanada Diyanet Vakfı’nın kurulmasını takiben ABD’de yapımı bitme aşamasına gelen Maryland Türk Kültür ve Medeniyet Merkezi’ne benzer bir projenin, Toronto’da da gerçekleştirilmesi benimsendi.
AA

Kanada’da Risale-i Nur Festivali

Risale-i Nurlar Kanada’da Festivallerde Tanıtıldı

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhü

Aziz ve muhterem ağabeyler ve kardeşler,

Evvela binler selam ile, herbir sözü “eczahane-i kudsiye-i Kur’âniye’ den birer reçete” olan Risale-i Nurların daha çok insanlara ulaştırılması, muhtaç ve hasta gönüllerin şifa bulması konusunda katkılarınıza teşekkür eder dualarınızı istirham ederiz.

Elhamdülillah Risale-i Nurlar her tarafta intişar ediyor ve dünyanın her yerinde rağbet görüyor. Kanada da bunlardan birisi.

Geçtiğimiz günlerde Kanada’nın başkenti Ottawa’da binlerce insanın ziyaret ettiği iki festival gerçekleştirildi; Eid Festivali ve “Muslim Summer Festival”. Her ikisine de katılanların sayısı binlerler ifade edilebilir elhamdülillah.

Önce Bayram Festivalinden söz edelim. Tekbir, tesbih, tahmid ve salavatlardan sonra Bayram Namazı kılındı.

Bayram namazından sonra akşam saatlerine kadar, Bayram Festivali yapıldı. Biz, daha önceden ayarladığımız köşede, poster, kitap, broşür ve dergilerle Risale-i Nurları muhtaçlara ulaştırmaya çalıştık.

Ziyaretçilere, 19. Söz den Üçüncü Reşha, 33. Sözden Onuncu pencere, bazı vecizeler ve Risale-i Nurlar ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi hakkında detaylı bilgi alabilecekleri web adreslerinin yer aldığı broşürler verildi. Bu vesile ile, kitap, dergi, broşür şeklinde katkı sağlayan kardeşlere tekrar teşekkür ederiz. Allah ebeden razı olsun.

Ziyaretçilerin bir kısmı Risale-i Nurları hiç duymamış, duyan çok az bir kısmının ise üstünkörü bir bilgiye sahip olduğunu görünce, tanıtıcı faaliyetlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

“Vicdanın ziyası ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecellî eder. O iki cenah ile talebenin  himmeti  pervaz eder. İftirak ettikleri vakit, birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüd eder” şeklinde vecizeler vasıtasıyla Risale-i Nur, kalp ve akılı birlikte muhatap almakta ve kelam sıfatından gelen Kur’an ile kudret sıfatından gelen kâinat kitabını birlikte mütalaa etmeyi öğretmektedir şeklinde mesajlar gönüllerde yer buldu.

Ziyaretçilerin bazılarına, hazırladığımız broşürde de yer alan 10. Pencere; “Şu kâinattaki mevcudatın birbirine teâvünü, tecavübü, tesanüdü gösterir ki, umum  mahlûkat  birtek Mürebbînin terbiyesindedirler, birtek  Müdebbirin idaresindedirler, birtek Mutasarrıfın taht-ı tasarrufundadırlar, birtek  Seyyidin hizmetkârlarıdırlar…”manaları anlatıldı.

Bazılarına da Bediüzzaman Hazretlerinin ittihad-ı islamın önemini anlatan “Bizim üç düşmanımız var; Cehalet, Fakirlik ve İhtilaf. Bu üç düşmanla Marifet, Sanat ve İttifak silahı ile mücadele edeceğiz” ifadesi ile Hutbe-i Şamiyeden özet bilgi ve daha başka vecize veya bolümler okunup ayaküstü de olsa kısa dersler yapıldı.

Bazılarına daha önce de risalelerden bahsedilmiş ve 23. Söz, 33. Söz, Hutbe-i Şamiye veya Tabiat Risalesi gibi küçük kitapçıklardan verilmişti. Festival sırasında samimane tanıtım gayretleri ile diğer kitapları da görmelerinin bakış ve düşüncelerine tesir ettiğini söylemek mümkün. Mesela, geçen sene yapılan bir konferansta yaptığı konuşmadan sonra hediye ettiğimiz 23. Sözü, Mısırlı bir profesör festivalde de görünce daha çok ilgilendi. İstanbul’daki ve Ezher’deki sempozyum görüntüleri ile külliyattan diğer büyük kitapları da inceledi. Ottawa’da çok insanın saygı duyduğu, birçok İslami kitapların yazarı olan ve hutbeler veren bu profesör kitapların yayın listesini alarak arkadaşlarına da tanıtma sözü verdi. Bu şekilde çok misaller sıralanabilir.

“Evet, ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!” müjdesini hatırlayarak sözlerimizi tamamlıyoruz.

“Muslim Summer Festival”

Bu Festivalde de poster, kitap, broşür ve dergilerle Risale-i Nurlar tanıtıldı. Tunus, Cezayir, Pakistan, Mısır, Fas, Lübnan, Yemen, Somali ve Bosna gibi ülkelerden ayrıca Müslüman olan veya henüz olmayan Kanadalı insanlardan ziyaretçilerimiz oldu.

Risale-i Nur; bu asrın insanlarına Kur’an dersi veriyor, Kur’an’ın dört temel maksadı olan Tevhid Nübüvvet, Haşir, adalet ve ibadeti ikna edici bir şekilde anlatan kalp, ruh, akıl ve sair latifeleri doyuran hissedar eden bir tefsirdir; Kur’an hazinesinin anahtarları hükmündedir, gibi ifadelerle tanıttıktan sonra, bazı ziyaretçiler telefon ve e-posta adreslerini vererek sohbetlerimize gelmek istediler.

Festivalde tanıştığımız Lübnanlı Prof. Fayez, şöyle dedi: “Ben 2008 den beri bu festivale geliyorum, ilk defa gayesi ve manası çok mühim olan bir faaliyet görüyorum. Bazıları kendi ürünlerini satmak için tanıtım yapıyor, bazıları insanların öncelikli ihtiyacı olmayan konu ve kitaplardan bahsediyor. Ama siz bana çok farklı geldiniz. Siz marifetullahdan bahsediyorsunuz. Ve bunun için insanları bu kitaplarla buluşmaya çağırıyorsunuz.” diyerek ekledi “Sizin yeriniz, sohbetiniz var mı? Varsa eğer ben de gelmek isterim”.

Festivalden bir hafta sonra derse geldiğinde ise, bir tevafuk oldu. Bize Türkiye’den hamiyetli bir kardeşimizin gönderdiği ve o gün ulaşan pakette Küçük Sözlerin Arapçası vardı. Bu Lübnanlı misafir Arapçasından okuyarak ilk günden sahiplenip bize okudu. Bedevi Arap çöllerinde seyahat eden biri mütevazi diğeri mağrur iki adamın halini anlatan yeri okuduktan sonra, “İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise bir çöldür. Aczin, fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Madem öyledir; şu sahrânın Mâlik-i Ebedî ve Hâkim-i Ezelîsinin ismini al. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın.” cümlelerini okudu.

Burada biraz durakladı, elini kalbine götürdü biraz düşündü duygulu bir şekilde “derin!.. derin!.. çok derin ifadeler bunlar” dedi. Bunlar camilerimizde vaaz olarak verilse ne kadar güzel olur diye de ekledi.

Kendisine o gün elimize gecen Arapça Küçük Sözler ve Hutbe-i Şamiye’yi hediye ettik. Cevşen, tevafuklu Kur’an ve Arapça Risaleleri ilk fırsatta alacağını söyledi. Her hafta derse geldiğinde o Arapçasından, diğer kardeşler İngilizce ve Türkçeden ilgili yeri okuyarak mütalaa ettiğimiz dersler çok orijinal oluyor ve bize de şevk veriyor, elhamdülillah.

1993 yılından beri Kanada’da yaşayan Bosnalı ve burada yeni bir camide imamlık yapan kardeşimize Risale-i Nur’lardan bahsetmeye çalıştık, meğer tanıyormuş. “Bediüzzaman en beğendiğim İslam alimlerinden birisidir” diyerek ekledi “Türkiye Pakistan değil, Türkiye Libya değil, Türkiye Mısır değil, Türkiye medeniyet kökleri olan ve diğer İslam ülkelerinin özendiği ve gıpta ettiği bir ülkedir. Nerede bir mazlum ve mağdur olsa en güçlü yardım ve ses Türkiye’den gelmektedir. Biz de Türkiye’nin güçlü ve başarılı olmasına dua ediyoruz.”

Ziyaretçilerden bazıları Müslüman değildi. Bunlarla da küçük bir ders yapmamız üzerine verdiğimiz broşürdeki web adreslerinden devamını mutlaka bularak okuyacaklarını söyleyip memnun bir şekilde ayrıldılar. Yapılan derslere küçük bir misal; “Karıncayı emirsiz, arıyı yasubsuz bırakmayan kudret-i ezeliye elbette beşeri nebisiz bırakmaz”. Kâinatı bu kadar mükemmel ve hikmetli yaratan ve her şeyi insana hizmetkâr kılan Rabbimiz insanlara da yaratılış gayesini anlatan; Necisin? Nereden geliyorsun? Nereye gidiyorsun sorularına doğru ve mukni cevap veren peygamberleri göndermesi, O’nun hikmetinin gereğidir. Âdem(AS), Nuh(AS), İbrahim(AS), Musa(AS), İsa (AS) ve bütün peygamberler ve son peygamber Hz. Muhammed (ASM) bu maksatla insanlara rehber ve tarif edici olarak gönderilmiştir…

Kanada’da büyümüş ve 18 yaşında Müslüman olmuş Caribbean’lı Abdülhak kardeşle dört saat kadar Risale-i Nur ders sohbetimiz sonrasında “The Words” kitabı hediye edildi. Namazı gençlere nasıl anlatabiliriz sorusuna -ki kendisi gençlere yönelik bir programda öğretmenlik yapıyor, 4. Söz, 9. Söz ve 21. Söz vb yerlerden ders yapıldı.

“Bir zaman, bir büyük hâkim, iki hizmetkârını, herbirisine yirmi dört altın verip, iki ay uzaklıkta has ve güzel bir çiftliğine ikamet etmek için gönderiyor…”temsili hikâyeciğinden sonra“O hâkim ise, Rabbimiz, Hâlıkımızdır. O iki hizmetkâr yolcu ise: Biri mütedeyyin, namazını şevkle kılar; diğeri gafil, namazsız insanlardır. O yirmi dört altın ise, yirmi dört saat her gündeki ömürdür. O has çiftlik ise Cennettir. O istasyon ise kabirdir. O seyahat ise kabre, haşre, ebede gidecek beşer yolculuğudur. Amele göre, takvâ kuvvetine göre, o uzun yolu mütefâvit derecede kat’ ederler. Bir kısım ehl-i takvâ berk gibi, bin senelik yolu bir günde keser. Bir kısmı da hayal gibi, elli bin senelik bir mesafeyi bir günde kat’ eder. Kur’ân-ı Azîmüşşan şu hakikate iki âyetiyle işaret eder. O bilet ise namazdır. Bir tek saat, beş vakit namaza abdestle kâfi gelir. Acaba yirmi üç saatini şu kısacık hayat-ı dünyeviyeye sarf eden ve o uzun hayat-ı ebediyeye bir tek saatini sarf etmeyen, ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulm eder, ne kadar hilâf-ı akıl hareket eder!”gibi izahları çok beğendi. Sonraki görüşmemizde bu dersleri başkalarıyla da paylaştığını ifade etti.

Sonraki hafta Asa-yı Musa’dan altıncı meseleyi ders yaptık. “Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlıkı tanıttırıyorlar.” Burada dünyanın eczaneye, kâinatın bir kitaba benzetilmesi misali ve ardından yapılan izahları orijinal buldu.

Bu zamanda hem imanı kazanmak hem de imanı kurtarmak, muhafaza etmek çok mühim gibi ifadelerimiz üzerine, “imanı kurtarmak kavramını ilk defa duydum biraz açıklar mısınız?” dedi. Felsefenin, materyalizmin, dünyevileşmenin ve her taraftan sel gibi hücum eden günahların sebep olduğu manevi yaraların insanın imanını zayıflatması ve adım adım küfre götürmesi tehlikesine karşı Risale-i Nurları okuyarak yaraların tedavisi, şüphelerin giderilmesi ve ilgili soruların cevaplandırılması ile imanımızı kurtaracağız veya koruyacağız inşallah dedik, çok memnun kaldı.

Üniversite Müslüman öğrenciler derneğinde çalışan Ahmad ile 5 gün önce Bayram Festivalinde tanışmıştık. Yaz Festivalinde yanımıza geldi ve inanmayan insanlara Allah’ın varlığını nasıl izah etmeliyiz diye sordu.

Biz de “Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket  hâkimsiz olur?…” manalarını anlattık. Yazılan bir kelime kâtibini, elimizdeki kalem ustasını gösterdiği gibi 100 trilyon hücreden oluşan, göz, kulak, kalp, beyin gibi her bir azası başlı başına mükemmel bir makine olan insan, yazılan kelimeden veya elimizdeki kalemden daha basit değil. Dolayısı ile bu mükemmel insan ve şu muhteşem kâinat Yaratıcımızın hem ilmine, hem hikmetine, hem kudretine, hem de rahmetine işaret ve delalet etmektedir, manalarını anlatmaya çalıştık.Daha sonra, bu kardeşimiz başka sorular da sordu ve hepsinin de güzel bir cevabini bulabileceğini anlayınca, sonra görüşmek üzere memnun bir şekilde ayrıldı. Arasıra e-posta ile yazışmaktayız.

Böyle çok misaller var ama bu kadarla iktifa edip, sözlerimizi Hz. Üstadın ifadeleri ile tamamlamak istiyoruz.

”Dünya madem fanidir. Hem madem ömür kısadır. Hem madem gayet lüzumlu vazifeler çoktur. Hem madem hayat-ı ebediye burada kazanılacaktır… Hem madem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır.

Elbette, en bahtiyar odur ki, dünya için âhireti unutmasın,  âhiretini dünyaya feda etmesin, hayat-ı ebediyesini hayat-ı dünyeviye için bozmasın, mâlâyâni şeylerle ömrünü  telef etmesin, kendini misafir telâkki edip misafirhane sahibinin emirlerine göre hareket etsin, selâmetle kabir kapısını açıp saadet-i ebediyeye girsin”

“Fakat biz Risale-i Nur şakirtleri ise, vazifemiz hizmettir; vazife-i İlâhiyeye karışmamak ve hizmetimizi onun vazifesine bina etmekle bir nevi tecrübe yapmamakla beraber, kemiyete değil, keyfiyete bakmak, hem çoktan beri sukutu ahlâka ve hayat-ı dünyeviyeyi her cihetle hayat-ı uhreviyeye tercih ettirmeye sevk eden dehşetli esbap altında Risale-i Nur’un şimdiye kadar fütuhatı ve  zındıkanın ve dalâletin savletlerini kırması ve yüz binler biçarelerin imanlarını kurtarması ve biri yüze ve bazı bine mukabil yüzer ve binler hakikî mü’min talebeleri yetiştirmesi, Muhbir-i Sâdıkın ihbarını aynen tasdik etmiş ve vukuatla ispat etmiş ve ediyor…”

Duanıza muhtaç kardeşleriniz, Ottawa, Kanada

www.risaleinur.ca

tahirturgayistanbul@gmail.com

canada.kardes@gmail.com

www.NurNet.org

Kanada’da Risale-i Nur Okuyarak Müslüman Oldular

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu

Aziz ve muhterem abi ve kardeşlerimiz Kanada’dan binler selam eder ve dualarınızı bekleriz daha önceki mektuplarımız da dile getirdiğimiz gibi burada oluşan bazı hizmet haberlerini sizinle paylaşmak isteriz.

Elhamdülillah Risale-i Nur dünyanın her yerinde kendini okutturmaya devam ediyor. Üstadımızın “biz Risale-i Nurun okunduğu yerde manen hazır gibiyiz” cümlesi ne kadar manidar olduğunu buralarda daha iyi görüyoruz.

Malumunuz üzere Kanada’nın Edmonton, Ottowa, Toronto ve sair eyaletlerinde Risale-i Nur hizmetleri devam ediyor, buralara herhangi bir nur talebesi geldiğinde Risale-i nur hizmetinin burada ne kadar çok ihtiyacı olduğunu hissediyor ve hissetmektedir. Ayriyeten Kanada’ya mahsus internet sitemiz ve sosyal medyadaki çalışmalarımız devam etmektedir.

Burada zaman zaman düzenlenen festivallere katılıp Risale-i nurları tanıtma fırsatı oluyor, yüzlerce kişiye Risale-i nuru broşür ile ulaştırmayı Cenâb-ı hak nasib ediyor. O broşürlerden nasiplenen bir abimiz devamında verdiğimiz ayetül kübra ile katolik hristiyan olan ruhunda gerçek islamiyeti arayan bir abimiz kelime-i şahadet getirmesi ve ardından küçük sözleri beraber okumaya devam etmemiz insanların üstadımızdan direk ders almaya ne kadar muhtaç olduğunu burada daha çok görmüş ve yaşamış oluyoruz.

Artık bu kanadalı abimiz rabbimizin bize günde 24 altını verdiğini söylüyor. Ayriyeten yine bir hastanede bulunan kanadalı birinin kendisine Risale-i Nurların takdim edilmesi vasıtasıyla bir müddet sonra şahadet getirip müslüman olması Risale-i Nurların nasıl kendi hizmetini yaptığını ve üstadımızın hizmetin başında olduğunu gösteriyor.

Ayriyeten Toronto üniversitesine gönderdiğimiz risale i nurlar vasıtasıyla üniversite heyetinin çok memnun kaldığını gönderdiğimiz risale i nurların ana kitap koleksiyonu için kataloglanacağını toronto üniversitesi nin özellikle ortadoğu ders programında olanlar said nursi’nin kitaplarını üniversitemizde görmekten memnun olduklarını dile getirdiler elhamdülillah üstadımızın Risale-i Nurlar dünyanın kanun-u esasisi olacaktır manasını ankaribuzzaman müşahede edeceğiz . bütün kitap gönderen broşür gönderen ve emeği geçen herkese teşekkür ve tebrik eder buralarda ne kadar çok ihtiyaç olduğunu unutmamanızı temenni ederiz.

Kanada Nur Talebeleri

www.NurNet.org