Etiket arşivi: larry hagman

İnsanlardaki “Ebedi Yaşama” Arzusu ve “J.R.”ın Ölümü!

24 Kasım 2012 sabahı haber ajansları, Dallas dizisinin kötü adamı ‘J.R.’ın öldüğü haberini dünyaya yaydılar.

Bir TV dizisindeki ‘kötü adam’ rolüyle, ‘gerçekte kötü adamlığın’ ayni şey olmadığına, ancak kötülüğü iyiliğine galip olana “kötü” denilebileceğine, insanları Cennet’e veya Cehennem’e ancak Allah’ın (C.C.) gönderebileceği gerçeklerine kısaca işaretten sonra, bu ismin hafızamda bıraktığı ibret verici en kalıcı iz olan, kendisiyle yıllar önce yapılan bir röportajında söylediklerinden bahsetmek istiyorum:

O röportajında ‘J.R.’ın, öldükten sonra yok olmamak ve ebediyen yaşamak arzusu için, o zamanki kendi inanç sistemi içerisinde söylediği şu sözler dikkatimi çekmişti:

Öldükten sonra yok olmak istemiyorum. Bunun için, öldükten sonra malikanemin satılmayıp neslimden gelecekler tarafından kullanılmasını, cesedimin toprağa gömülmeyip yakılmasını, cesedimin yakılması neticesinde geride kalacak küllerimin malikanemin bahçesine serpilmesini, küllerimin serpildiği bahçe toprağında çeşitli mevsim sebzeleri yetiştirilmesini vasiyet edeceğim.

Böylece benim vücudumun külleriyle beslenen sebzeleri yiyen neslimin bedeninde, hayatım ben öldükten sonra da devam etmiş olacak.

Onun yıllarca önce Türk basınında da yer almış olan bu sözleri, İslâm imanının da altı esasından biri olan öldükten sonra dirilmenin ve ebedî yaşamak arzusunun insan için ne kadar mühim olduğunu düşündüren, iz bırakan, ibretli bir misaldi.

Kur’an-ı Kerîm’deki âyetlerin üçte biri imanın altı esasından biri olan Haşir’le alâkalıdır ve Risale-i Nur Külliyâtı’nda da ‘Haşre iman’dan geniş şekilde bahsedilmektedir. Kısaca verilebilecek bir misal olarak, Sözler adlı eserde, Yirmi dokuzuncu Söz İkinci Maksad Sekizinci Medar’da, ebed arzusunun tüm insanlar için de genel bir arzu olduğundan şöyle bahsedilmektedir:

SEKİZİNCİ MEDÂR: İnsanın fıtrat-ı zîşûuru olan vicdanı, saadet-i ebediyyeye bakar, gösterir. Evet, kim kendi uyanık vicdanını dinlerse “Ebed!.. Ebed!” sesini işitecektir. Bütün kâinat o vicdana verilse, ebede karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed için mahlûktur. Demek bu vicdanî olan incizab ve cezbe, bir gaye-i hakikîyyenin ve bir hakîkat-ı câzibedârın yalnız cezbi ile olabilir. Onuncu Söz’ün Onbirinci Hakîkatının hâtimesi bu hakîkatı göstermiştir.”

Allah (c.c.) “Vermek istemeseydi, istemek vermezdi”.

İnsana ebedî hayat, Allah (c.c.) tarafından verileceği için, onun isteği de dünyaya gönderdiği insanların içine gene Allah (c.c.) tarafından konulmaktadır. Fakat ebedî hayatın verileceği yer, İslâm imanından gafil birçok insanın arayışında olduğu gibi, bu dünya hayatı değildir; bu dünya bir imtihan yeridir ve insan burada vazifeli bir misafirdir. İnsan, bu dünya hayatı esnasında, aslında kendisini istemese bile kaçınamayacağı ahretteki ebedî hayatının, hangi şartlarda olacağını belirleyecek, kazancı da kaybı da çok büyük ve çok mühim bir imtihanın içinde bulunmaktadır.

1980’li yılların dünyaca meşhur televizyon dizisi “Dallas”ta petrol zengini bir ‘kötü adam’ rolünü oynamış ‘J.R.’ın, bu dünyada 81 yıllık gerçek hayatındaki Allah’a kulluk imtihanını da ‘kötü adam’ olarak mı tamamladığı hakkında bilgimiz olmadığı için, onun hakkında bir şey diyemeyiz ve onu Allah’ın (c.c.) adaletine havale ederiz. Biz, ölmeden önce onun da bir röportajında varlığına dikkat çektiği, ‘bütün insanlardaki ebedî hayat arzusunun’ kendimizde en iyi şekilde tatmin edilebilmesinin, ancak İslâm imanından iyi ders alıp o dersleri hayatımıza iyi tatbikle olabileceğini düşünmeli ve bunun gereğini yapmalıyız.

Prof. Dr. Mustafa NUTKU

www.NurNet.Org