Etiket arşivi: M. Fatih Özbilen

Efendim, Sen

Efendim, Sen
Öyle bir Nur’sun
Ve Getirdiğin öyle bir Nur ki,
Değil cinler, insan, melek ve tüm hayatlar,
Belki tüm kainat ve gökler ve yer,
Sana minnettar.

Seninle kıymet buldu, ölümle yaşayan ve uzakta-bilinmez mahluklar.
Ölümü bize en büyük heyecan yaptın,
Ölüm, getirdiğin lügat ile
Kavuşmak ve buluşmak ve sevinmek oldu.

Sen yokluğu yok ettin.
Başıboşluğu boş ettin.
Tesadüfü tard ettin.
Karanlık bir nokta kalmadı, her zerreden şemsleri tulu ettin.
Sabırsız ve mahzun ve meyus mahlukatı
Gelişinle, Getirdiğinle mesrur ve mesut ettin.

Sen öyle seviliyorsun ki,
Herkes önce Sana dua ediyor..
Dudaklarından ve ahvalinden dökülen her ses ve her kelime
O kadar kıymetli ki,
İsraf olmasın diye tüm dikkat ve asırlar birbiriyle yarışıyor.
Buna rağmen
Hala Seni kalplere sığdıramadık.
Kitaplar şöyle dursun.
Hala tarif edemedik seni
Destanlar, şiirler öylece duruyor.

Efendim, Sen
Öyle bir Nur’sun
Ve Getirdiğin öyle bir Nur ki,
Değil cinler, insan, melek ve tüm hayatlar,
Belki tüm kainat ve gökler ve yer,
Sana minnettar.
Sana Aşık.
Sana fedai.
Sana sabırsız
Sana geliyor
Sana varıyor
Ve Allah, Sana veriyor en büyük makamı, övülenlerin en büyük tahtını.

Bize de getir, bizi de götür, bizi de al Yanına.

(Emirdağ Çiçeği, Gül-ü Reyhan’a döndü.)

M Fatih Özbilen

Şark Yanıyor! (Şiir)

Şark yanıyor
Ümmet şiiri yanıyor
En garptan başlayan frengi illeti
Benim garbımla şarkımı
Garip gafletle yakıyor.

Şark yanıyor
Haklılık maskesinde
Bir şeytaniyet sağıma geçmiş
Bin dört yüz yıllık şiirimle
Allah ve Resul haklarını yakıyor

Şark yanıyor
Nebilerin doğduğu beşiklerin
Kapılarında kızıl ateş
Süt anneliğine bürünmüş 
Meşhur nesilleri yakıyor

Şark yanıyor
Garpta kardeşi garbi olmuş
Garip mağrur ve milli kalbiyle
Düşüveriyor gevşek sabır maskesi
Şarktaki garibi yakıyor

Şark yanıyor
Kardeşlik türküleri biriktirilmiş
Kıpkızıl bir ateş üzerinde. 
Milliyetçi bir üflemekle
Elmas kafiyeleri yakıyor

Şark yanıyor
Resulullah çağırılırdı
Gönül yangınlarına su diye
Şimdi bedeviliğe dönmüş  
İntikam ve hak ateşi yakıyor 

Şark yanıyor
Birbirini tanıyamamış
İki kardeş, iki komşuyu
Yahudimsi fitnekarların
Hileleri, yalanları yakıyor

Şark yanıyor
Üstadları cenupta mahvolmuş
Su diye sahralarda..
Gözü, kulağı iki kardeşinde 
Heyhat! Kardeş kardeşi yakıyor.

Şark yanıyor
Cenup, şimal ve diğerleri
Üstadlar talebelerini bekler
Seni diyorum ey Kürd ve Türk
Kenetlenmeyen ellerin yakıyor

Şark yanıyor
Şeytanca sınırlar çizilmiş
Yine sınırlara çekiliyor
Senin dinde sınırın var mı
İmandaki gafletin yakıyor

Şark yanıyor
Bırak devleti devlete
Siyaseti siyasete
Sen ahiret yolcususun
Cehennem aksini yakıyor

Şark yanıyor
Bırakın hisleri, dünyalıkları
İntikam, mazlum haklarını
Tepeden, cahil bakışları
Dessaslar hissileri yakıyor

Şark yanıyor
İslam’ın kalbi burası
Şah damarları buradan geçiyor
Bilendi tüm kafir ve münafıklar
Uzaktan yakınımızı yakıyor

Şark yanıyor
Bir asır önce garp yanıyor diye
Yetişmişti Bir Said-i Kürdi
Nerede şimdi Said-i Türki’ler
Fitne, Kürdü Türkü yakıyor

Şark yanmasın
Af ve sabır geri dönsün
Haklar mahşere kalsın
Helallik verirsen Cennetler senin
İman, İslam ve kardeşlik yanmasın.

Muhammed Fatih Özbilen

www.NurNet.Org

En İyisi (Şiir)

İki çığlık
Biri ölümün
Biri doğumundur.

İki doğum
biri zalimin
Biri alimindir.

Herşeyin zevci
Herşeyin zıddı
Bir’in ikili takdimidir.

İkililerin Deresi,
zamanı da birdir.
Bazen kırmızıya boyanır,
Bazan yeşile.

Sarıbenek ve kırmızı benek ise
Birlikte yüzer.
Beraber sunulur
Alim ve zalim avcıların oltalarına.

Sen en iyisi
Benekliden de vazgeç.
Yumurtalar milyonlarca aksın.

Sen en iyisi
Benlikten de geç
Irklar, renkler aksın.

Sen en iyisi
Benden de geç,
Dualılar, duasızlar aksın.

Sen en iyisi
Bensizden de geç
Dünya akıbetine aksın.

Sen en iyisi Dünyadan da geç,
Kıyamet, ahiretine aksın.

Muhammed Fatih Özbilen

www.NurNet.Org

İki Ateş (Şiir)

İki ateş arasındayım
Cehaletimin ve kaderimin.
İki kalem ateşi
Biri yazmadığı,
Biri de yazdığı için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım,
Gafletimin ve emirlerin.
İki yaşam ateşi
Birini yaşadığım
Birini yaşamadığım için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım
Evhamın ve tevekkülün.
İki anahtar ateşi
Biri açıldığı
Biri açılmadığı için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım
Düşmanımın ve dostun.
İki cephe ateşi
Biri kandırdığı
Biri kandırıldığı için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım
Öfkemin ve sabrın.
İki zor ateşin
Biri zorladığı
Biri zorlamadığı için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım
Nefsimin ve kalbin.
İki mızraklı ateşin
Biri bedenime
Biri dünyaya battığı için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım.
Gayrin ve Müslimlerin.
İki ayrı ateşin.
Birine benzediğim
Birine de benzeyemediğim için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım.
Sebeplerin ve kaderin.
İki bilinmez ateşin
Birine bel bağladığım
Birinden kaçtığım için
Yanıyorum.

İki ateş arasındayım
Rabbim!
Ateşlere üfleyen!
Herbir İsim ve Fiiline
Herbir Şuun ve Kudretine dayanıyorum.
Yangınımı söndür!
Yangınlarımızı söndür Allahım!

Muhammed Fatih Özbilen

www.NurNet.Org

Ben Ayasofyayım!

Ben Ayasofyayım
Karşımda turistik bir mabed
Fiillerim mavi bir cami.
Gösterişe ve ritüele dönmüş
Tüm ibadetlerim.

Suç ve suçlu bende.
Cehalet mührü vurdu üstüme,
Gayret, ders ve saflık katilleri.
İlim aktı gitti batı sahillerine
Ben bir müzeyim.

Minarelerim dimdik
Ama iki kelime çıkmaz ağzımdan
Karşımda halısı güzel bir zengin
Ben ise abdest kiriyle gezilen
Bir dilenciyim

İmarım kadim
Tabibim İstanbul
Ben ezanla iyileşmiştim
Ama sesi güzel müezzin ile değil
Kuran’ın kölesiyim.

Yedi, yetmiş
Yedi yüz değil
Ben bin dört yüzlük bir şiirim
Ama şair de kalmadı, bensiz
Fatih’in virgülüyüm.

Ben Ayasofyayım
Kitapların yolculuğu bitmişti
Ama nasipsiz bir el bana ilişti
Eski kitaplar tekrar raflarda
Bin sene gerideyim.

Fatih, nerdesin?
Açtığın kapılar hala kilitli.
Açılmaya da korkuyorum aslında
Yedi uyuyan mağarada gibi
Halen ülkemde esirim.

Ben Nebi’nin kelimelerinden
Doğdum, büyüdüm
Gaflet günahıma yenildim
Tövbe ediyorum Allahım!
Aç beni ve yeni müjdelerini.

Ben Ayasofyayım.
Fatih’in virgülü,
Mehdi’nin minberi,
Nebi’nin müjdesi,
Rabbimin terbiyesiyim.

M. Fatih Özbilen

www.NurNet.Org