Etiket arşivi: malawi

Malawi’de Haftada 100 Risale-i Nur Dersi Yapılıyor

Esselamun aleykum.

Malawi 18 milyon nüfusuyla Afrika’nın en fakir ülkelerinden biri. Nüfusun  %35 ‘i Müslüman.

Kurban faaliyetleri için gittiğimiz Malawi’de ilk göze çarpan halkın fakirliği  oldu. Kurbanları doğru yerde kestireceğimizin  kanaatine  vardık.

Elhamdulillah Kurbanlarımızı bizzat kendimiz kontrol ederek kestik kestirdik. Hizmet bölgelerimize dağıttık. Etleri verdiğimiz insanlar çok memnun oldular ve  dua ettiler.

Buradaki hizmetlerin  2 yıllık bir mazisi var. Bu kısa zamanda  Cenâb-ı Hâkkın inayetiyle hizmetler  çok inkişaf etmiş.  Başkent  Lilongwe’de dersanemiz var ve burada Salih kardeşle beraber  öğretmenler ve şeyhler  kalmaktadır.

Malawi’de Yetimhanelerde, hapishanelerde ve muhtelif yerlerde her hafta 100’e  yakın ders yapılmaktadır.

Salih kardeşimizin kontrolünde dersleri  takip  eden genelde yerli halktan şeyh adıyla andıkları kişiler ve samimi Müslümanlar var.

Hizmet bölgelere ayrılmış ve her bölge kendi arasında düzenli olarak meşveret yapıyor ve bununla birlikte her ay dershanede umumi meşverete katılıyorlar. Yerli halktan çok ciddi manada hizmete sahip çıkanlar var.

Dersler ülkede bölgelere ayrılmış bu bölgelerden;

Başkent Lılongwe’ de ;

5 yerde dersler devam ediyor.

Blentair bölgesi;

Malawi nin büyük şehirlerinden olan  Blentair de 14 yerde dersler devam ediyor .

 Kotakota bölgesi;

Burada 12 tane şeyh ve 8 tane öğretmen hizmetleri takip ediyorlar, bayanlar , erkekler ve öğrenciler olmak üzere 50 yi aşkın ders grupları var.

Selima bölgesi;

Burada 4 tane şeyh hizmetleri takip ediyor. Çoğu erkeklerden oluşan 8  ders oluyor

İntaca bölgesi;

Burada 4 tane şeyh ve bir tanede ablamız hizmetleri takip ediyorlar. 17 tane ders grupları var.

Muzuzu Bölgesi;

Burada 4 tane şeyh hizmetleri takip ediyor. 8 yerde dersleri devam ediyor

Bu bölgelerin dışında 3 tane Hapishane, 3 tane  yetimhane ve okullarda ayrıca dersler takip ediliyor.

Kitap tercümeleri;

Halkın %90 ının konuştuğu yerel dil olan Çeçova lisanında şu ana kadar Küçük sözler, İhlas, uhuvvet, İbadet, Namaz, Ramazan,  İktisat,  Şükür  risalesi basılmış olup halkın istifadesine sunulmuştur. Sünneti seniyye risalesi ise tashihatı bitmiş baskı aşamasındadır.

HİZMET MAHALLERİMİZ VE SON DURUMLARI

Yetimhaneler;

Yetimhanelerde düzenli dersler oluyor.

İmkanları çok kısıtlı. Bulurlarsa sabah akşam yedikleri mısır unundan yapılma tuzsuz yağsız lapa. Yemek yedikleri yer yattıkları yer çok kötü.  17 tane yetim için sadece bir hasır. Üzerlerine atılacak bir çarşafları bile yok ve  elbiseleri yırtık. Bir yetimin genel giderleri aylık 50 tl. Acil olarak battaniye ve giysi lazım. Bu çocukların Anne babaları yok ve bizden şefkat eli uzatmamızı bekliyorlar.

Hapishaneler

Lilongve deki hapishaneyi ziyaret ettik  burada 2000 mahkum var bunların  300’ ü Müslüman.  Her hafta perşembe günü dersler oluyor , derslere mahkumlardan ciddi manada alâka var.   Hapishanenin bulunduğu eyalette bazen günlerce durmadan yağmur yağıyor ve mahkumlar  dışarı çıkamıyorlar koğuşlar namaz kılmaya müsait değil  bizden bir baraka dahi olsa bir mescit talep ettiler ve dediler ki  Hristiyanların kendilerine göre ibadethaneleri  ve kalacakları yerleri var  ama buradaki Müslüman mahkumların Namaz kılacak bir mescidi yok.

Biz oraya gidip namazın ehemmiyetinden bahsediyoruz dördüncü sözü  okuyoruz ama  bu Müslüman mahkumların Namazı kılacakları yer yok .

Buraya Bir mescit yapmamız gerekmektedir. Ehli hamiyete duyurulur.

BAZI MÜLAHAZALAR

Fakir  ve aç olmalarına rağmen  karınca gibi çalışıyor bu millet…birkaç kişinin ancak kaldırabileceği yükleri  anneler sırtlarında yavruları olduğu halde taşıyorlar insan gözlerine inanamıyor.!

İnsanlar ailelerine az biraz mısır unu götürmek için dağların eteklerinden odun yüklerini zayıf bedenleriyle kilometrelerce aşağılara başlarıyla indiriyor …

Bazen bir tebessüm çok işe yarıyor hemen dost oluveriyorsunuz..

Hizmetler adına yapılacak çok iş var.

Dualarınızı bekleriz.

Zülküf YILDIRIM (www.rubavakfi.org)

25 Ekim 2013

www.nurnet.org

Artık Tanzanya’da Kuran-ı Kerim Ve Risale-i Nurlar Ateşe Verilmesin!

Essalamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Barakatuh,

Çok Saygı değer 27-31 Ağustos 2012 1.Uluslararası Risale-i Nur Tercümanları Toplantısı Organizatörlerine,

Sizlere bu mektubu, yukarda bahsedilen, son derece aydınlatıcı ve iyi organize edilmiş İstanbul toplantısından dolayı teşekkürlerimi bildirmek amacıyla yazıyorum. Ne kadar güzel bir tevafuktur ki, bu toplantıdan hemen sonra, Afrika ve Avrupaya yayın yapan İkra televizyonunda Risale- i Nur ve Bediüzzaman Said Nursi hakkında yayımlanan bir belgeseli izledim. İstanbul’daki tarihi toplantıdan hemen sonra, son derece mükemmel bir şekilde sunulan bu belgeseli izlemek benim için büyük bir keyifti doğrusu.

İkra televizyonu belgeselinde; Risale-i Nurun bugüne değin beş civarında ülkede tanınıp bilindiği anlatıldı. Oysa katıldığım İstanbul toplantısında elliye yakın ülkeden katılımcı vardı ve her katılımcı en az bir veya birden fazla kendi ülkelerinde konuşulan en yaygın dile tercüme edilmiş Risale-i Nurları zikrettiler. Bu İstanbul toplantısına, Tanzanya’dan, Swahili dilinde yayımlanmış dört Risale-i Nur tercümesiyle katıldım.

Swahili dili Afrika Birliğinin resmi dilidir ve Tanzanya, Kenya, Somali, Uganda, Ruanda, Burundi, Kongo, Malawi, Zambia, Namibya, Güney Afrika ve Mozambik’in de aralarında olduğu Doğu-Orta ve Güney Afrika’da yeralan 45 milyondan fazla insan tarafından konuşulmaktadır. Swahili dilini konuşan tüm bu insanların Risale-i Nurları okumaları ve anlamalarını sağlamak ve böylece inançlarını, sevgilerini, Allah’a ve Hz. Muhammed(S.a.v.)’e itaaatlerini arttırmak, müslüman olmayanların müslüman olmalarını sağlamak, bu yolda çaba harcamak ne kadar harika bir düşünce!

Gerçekleştirmek istediğimiz bu ulvi gayelere varma yolunda birçok güçlükler de bizleri beklemektedir. Ülkem Tanzanya’da Efatha Kilisesine mensup ve kendini bir peygamber olarak gören bir kişi tarafından, müslüman bir şeyhe ait matbaa ateşe verildi. Matbaada olan üç adet Risale-i Nur tercümem ve birçok Kuran-ı Kerim bu yangında yandılar. Bu kişi son derece pervasız zira adaletin elinden herzaman kaçmayı başarabilmekte! Sizlerden rica ediyoruz; lütfen karşı karşıya olduğumuz basım zorluklarına karşı bizlere elinizden gelen yardımı ulaştırın. Basılan kitaplar buraların halklarına ulaştırılsın ve böylece ila-yı kelimetullahı gerçekleştirme yolunda mesafeler kat etmiş olabilelim..İnşaallah.

www.NurNet.org

Risale-i Nur Mütercimlerinin Isparta Ziyareti

1. Uluslararası Risale-i Nur Mütercimleri Toplantısı Isparta ziyareti ile son buldu.

Ruba Vakfının organize ettiği, yaklaşık 50 değişik ülkeden misafirlerin geldiği programın son iki günü Bediüzzaman’ın Risale-i Nurları ilk defa yazmaya başlamış olduğu ve nurun ilk medresesi olan Barla ve Isparta ziyaretleri ile son buldu.

Cumartesi sabah namazından sonra programın düzenlendiği Topkapı’da bulunan, Hamidiye Vakfının Nusret hizmet binasında misafir olarak kalan bazı mütercimler ve İİKV’de misafir olan mütercimler alınarak yola çıkıldı.

Isparta Valisi Ziyaret Edildi

Isparta’ya varıldığı zaman ilk ziyaret edilen mekân Isparta Valiliği oldu. Isparta Valisi Memduh Oğuz, Isparta Kültür Eğitim Vakfı’nın misafirleri olarak gelen Risale-i Nur Mütercimlerini ve Ruba Vakfı heyetini makamında ağırladı.

Vali Oğuz, öncelikle 5 dakikalık zaman zarfı içerisinde Isparta’yı anlattı, akabinde gelen yabancı misafirlerin niçin geldiklerini ve Isparta hakkındaki düşüncelerini sordu.

Dünya Barla’ya Bakacak

Isparta şehri dünyada ki gül üretiminin yüzde 65 karşılamaktadır. Malumunuz gül İslamiyette Hz. Peygamberimiz ile ilişkilendirilmiştir. Peygamberle ilişkilendirilen bir çiçeğin Isparta’da yetiştirilmesinde elbette bir işaret vardır. Bunun dışında Isparta’da enva-i çeşit meyve yetişmektedir, bereketli topraklara da haizdir. Bununla beraber Anadolu’da yetişen birçok âlim Isparta’da ki medreselerde eğitim görmüş ve yetişmiştir… Şeklinde beyanatlarından sonra Vali Bey “Ben inanıyorum ki, ileride bir makine çıkacak ve Isparta’nın en çok ilhama mazhar olunan yer olduğu anlaşılacak. Nasıl cep telefonları bazı yerlerde çekiyor, bazı yerlerde çekmiyor aynen öylede Bediüzzaman’ın Çam dağında katran ağacının başına çıkması boşuna değil, ilhama en çok mazhar olduğu yer orasıdır.” “Isparta Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra gelmektedir. İlk üç şehir müşerref, Isparta ise muvazzaf şehirdir.” “Bizim temennimiz, nasıl dünyanın ilim merkezi Türkiye’dir aynı şekilde Türkiye’nin merkezi Isparta, Isparta’nın da merkezi Barla olacak ve dünya Barla’ya bakacaktır.” “Muvazzaf şehir derken, nasıl bir şehrin kaynakları bakır ise, o şehrin görevi bakırı çıkarmaktır. Isparta’nın da kaynağı ilim olduğu için vazifesi ilimleri ortaya çıkarmaktır.”

Memduh Oğuz: Isparta Kahramanlarını Biz Bastıralım

Vali Bey konuşmasından sonra gelen heyetin düşüncelerini aldı. Tanzanya, Malawi, Irak, Hindistan, Malezya, Endonezya vb. ülkelerden gelen mütercimleri dinledi. Birçok misafir “Biz kendi ülkemizde bir devlet görevlisiyle bu kadar rahat görüşmüşlüğümüz yok ve sizinle böyle görüşmemiz bizi gerçekten çok etkiledi. 5 dakika içerisinde Isparta’yı bize anlatmanızda ayrıca tebrike şayan bir hareketti. Bizler Bediüzzaman’ın yaşamış olduğu bu mekânları görmek için geldik ve sizinle tanışıp ayrıca bilgi aldığımız için gerçekten kendimizi fazlasıyla minnettar hissediyoruz.”

Kerkükten gelen bir misafirimizin “Benim Arapça olarak hazırlayıp bastığım Isparta Kahramanları isimli, Bediüzzaman’ı ve talebelerini anlatan kitabım var. Birçok ülkede de neşredildi” demesi üzerine Vali Bey “O kitabı Türkçeye çevirip bize gönderiniz bizde Isparta Valiliği olarak o kitabı basalım” dedi.

Isparta İlim ve Kültür Vakfı’nda görevli olan Turhan Örnekçi’ye dönerek “Turhan abi, yaşça benden küçük ama kendisine abi diyorum ben ve benim yerime kendisini sizlere Isparta’yı gezdirmek üzere tevkil ediyorum, keşke ben müsait olsaydım da ben gezseydik” dedi.

Son olarak Vali Bey’e Ulegder ve Ruba Vakfı işbirliğiyle basılan “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” kitabı ile “Islam in Modern Turkey” kitabı hediye edildi.

Bediüzzaman’ın Evi

Valilikten çıktıktan sonra ki durak Bediüzzaman’ın hayatının son döneminde kalmış olduğu evdi. Üstadın evini ziyaret esnasında Üstad’ın odası, eşyaları tek tek anlatıldı ve hayatının son dönemi nasıl geçtiğine dair bilgiler verildi.

“Bediüzzaman varisim olarak ifade ettiği altı talebesiyle bu evde kalıyordu. Evin önünden geçenler, evin kapısına gelip zile basanlar, evi ziyaret edenler falakaya yatırılıyor ve bir daha gitmeyeceğim dedirttirilene kadar dövülüyordu ve bu dönem Bediüzzaman’ın sürgün hayatı içerisindeki en rahat dönemiydi.”

Cumartesi Dersi

Akşam ve yatsı namazları Bediüzzaman’ın evinden kılındıktan sonra istikamet Isparta Kültür ve Eğitim Vakfının mekânına olacaktı.

Bu sefer yüzlerce kişinin doldurmuş olduğu salonda, gelen misafirler hem Risale-i Nurlardan bahsedecek hem de bulundukları ülkelerden hizmetleri anlatacaklardı.

Afrika’da Risale-i Nurlar Parlıyor

Güney Afrika’da hizmetlerin hızla inkişaf ettiğini ve yeni bir mülk bina aldıklarını ve burada 120 bin tane Risale-i Nur dağıtıldığını ve çevre ülkelere Risale-i Nurların gönderilerek insanların kalplerinin İslamiyet’e daha fazla ısındırıldığından bahsedildi.

Malawi, elektrik yok, su yok, millet aç, fakir bir ülke. Elektrik olmadığı için geceleri erkenden yatan bir ülke. Avrupa ülkelerinin burayı sömürdükten sonra Hanefi ve Şafiileri adeta bir birlerine düşmanmış gibi gösterip aralarına nifak ve adavet tohumunu ekip gittikleri bir ülke. Yapılan Risale-i Nur sohbetleri ile İslam kardeşliğinin gözler önüne serildiği bir ülke. Bu hafta bu kadar yokluk içinde karanlıkta sohbet yaptık, haftaya kesin gelmezler diye kardeşlerin ümitsizlik içerisinde gittiği ama bu hafta 20 ise ertesi hafta 40 ondan sonraki hafta 80 kişinin iştiyakla sohbetlere katıldığı, mum altında Risale-i Nurların okunduğu, kardeşliğin yeniden ve İslam’a uygun bir şekilde tesis edildiği mekân haline gelmeye başladı yer.

Nijerya’da okullar öğleden önce bittiği için genel olarak öğleden sonra özel kurslara talebelerin gönderildiği ve bu talebeler için ufakta olsa Risale-i Nurları anlatan bir kursun yapıldığının müjdesini aldık.

Endonezya’da eskiden bazı köylerde Osmanlı padişahlarının isimlerinin hutbede zikredildiğini ve Risale-i Nurlar vasıtasıyla Türkiye ile Endonezya’nın tekrardan birbirine yakınlaşmaya başladığını işittik.

Barla Ziyareti

Pazar günü sabah ilk Sav’a akabinden Barla’ya geçiyoruz.

Barla, ehl-i imanın manevi imdadına gönderilen Risale-i Nur Külliyatının telif edilmeye başlandığı ilk merkezdir. Barla, millet-i İslâmiyenin, hususan Anadolu halkının başına gelen dehşetli bir dalâlet ve dinsizlik cereyanına karşı, Kur’an’dan gelen bir hidayet nurunun, bir saadet güneşinin tulû ettiği beldedir. Barla, rahmet-i İlâhiyenin ve ihsan-ı Rabbanînin ve lûtf-u Yezdânînin bu mübarek Anadolu hakkında, bu kahraman İslâm milletinin evlâtları ve âlem-i İslâm hakkında, hayat ve mematlarının, ebedî saadetlerinin medarı olan eserlerin lemean ettiği bahtiyar yerdir.” Tarihçe-i Hayat

Bayram Yüksek ağabey bir gün içinden “Ya ne işimiz var burada, su yok, ekmek yok, elektrik yok vs. vs. Isparta’da her şey var Üstadımız neden buraya bizi getirir ki” diye içinden geçirdikten sonra Üstadın yanına varınca “Kardeşim bir gün gelecek Barla’yı duymayan kalmayacak, Isparta’yı duymayan Barla’yı duyacak. Barla Risale-i Nurların merkezi olacak.” mealinde müjdeli sözlerini söyler.

Hakikaten de Üstadımızın ifadelerinin fazlasıyla doğru çıktığını gözümüzle müşahede ediyoruz. Sadece bu sene 19 Mayısta Barla’yı 20 bin kişi ziyaret etmiş. Hangi köy bu kadar ziyaret edilebilir ki. Isparta Valisi’de yazın burada yüzlerce kamp oluyor demişti.

Bediüzzaman Valinin Yanına Oturur

Vali Bey’in Barla’yı sıkça ziyaret ettiğini anlatırlar. Geçen sene Vali, SDÜ Rektörünü de alarak Barla’ya Üstadın evini ziyarete giderler. Caminin imamı Abdullah hoca Vali ve Rektöre eşlik ederken hanımı da Valinin ve Rektörün hanımına eşlik eder.

Vali Bey eline Risale-i Nur’u alır ve orada Rektör’e ve Abdullah hocaya ders okur,  yan oda da hanımlar dersi dinlemektedir. Ders bittikten sonra Abdullah hocanın hanımı “Vali Bey eline Risale-i Nurları alıp okumaya başlayınca yakazaten gördümki Bediüzzaman geldi ve Valinin yanına oturdu, okuma bittikten sonrada kalkıp gitti.” der. Anlatılanlar rüya değildir, gerçeğin ta kendisidir.

Çam Dağı

Son durağımız Çam Dağıdır. Arabayla Çam Dağına kadar çıktık. Üstad “Bir gün gelecek benim talebelerim benim bu gittiğim dağın yolunu yapacaklar” demiş. Evet, bizde talebelerinin yapmış olduğu o yoldan arabalarımızla Çam Dağına çıkıyoruz ve çıktık. Çam Dağının eşsiz manzarası ve kesilen katran ağacının yanına dikilen fidanı gördükten sonra, Zarif Ahmet abimiz Üstadın Çam Dağı ile alakalı hatıralarını da dinledikten sonra tekrar İstanbul’a doğru yola çıktık.

Uzun olması gerekirken kısa ve özet olarak anlatmaya çalıştık sürçü lisan ettiysek affola.

Said / NurNet.Org

Malawi’den hizmet haberleri ve selam var!

Esselâmü aleyküm !

Muhterem ağabeylerimiz ve sevgili kardeşlerimiz.

Malawi’ de dershaneyi açtıktan sonra buradan ilk mektubumuz olacak. Malawi halkı, Allah’ın izniyle açılan dershanemizi safây-ı kalple kabul edip hırz-ı cân etti, hâzâ min fadli Rabbi. Önce Kurban faaliyetleri vesilesiyle tanıştığımız bazı cami heyetleriyle ve cemaat gruplarıyla dersler yaptık. Ve bu derslerimizin ve ziyaretlerimizin düzenli olacağını ifade ettik. Onlardan da; “bizim için gelseniz de olur, gelmeseniz de” gibi bir tavır bekledik. Evimize döndükten birkaç gün sonra telefonla arayıp hal-hatırımızı sordular. Tekrar ne zaman geleceksiniz, sizi gene bekliyoruz diye iştiyak izhar ettiler. Bu da bizim için şevke vesile oldu. Fakat memlekette petrol problemi bazen bu ziyaretlerimizi aksatmaya sebep olsa da, biz onlara kitapları kendilerinin okumalarını, ve zaman zaman bir araya gelip ders yapmalarını tavsiye ettik. Öyle yaptıklarını haber alıyoruz. Biz de imkan nisbetinde onlara iştirak ediyoruz.

BU KİTAPLAR BAŞKA KİTAPLARA BENZEMİYOR

Burada bize hizmetlerimizde yardımcı olan rehberimiz Abdülmecit Abiyle beraber 3 okulu ziyaret ettik. Türkiye’den getirdiğimiz kitaplarımızdan bahsettik. Öğrencilere İslam ve iman ile alakalı faydalı dersler verebileceğimizi ifade ettik. Okul idaresi güzel karşıladı, memnun oldu. Bir program dahilinde bu okullarda ders yapmaya başladık. Fakat buradaki halkın yaygın olarak kullandığı lisan Çeçova dili. Bizim mutlaka bu dilde de kitaplarımız olması ihtiyacını hissettik. Bize yaşlı mübarek bir şeyhi tavsiye ettiler. Başta Kur’an-ı Kerimi ve çok dini kitapları çeçova diline tercüme eden bu zata tercüme etmesi için Küçük Sözleri gönderdik. Ve bu kitabın tercümesini bitirdi. Telefonlarda bize ifadesi: “Ben bugüne kadar çok kitaplar tercüme ettim ama bu kitap başka kitaplara benzemiyor, beni çok etkiledi. İslamiyeti derinliklerimde hissettim. Gelin tanışalım, beraber hizmet edelim.

Üstadımızın 10. Lem’ada :”Bu hizmet-i kudsiyenin kerameti üç nevidir. Birinci nevi: O hizmeti ihzar etmek ve hadimlerini o hizmete sevketmek“, ifadelerini hatırladık, Cenab-ı Hak’ka şükrettik. Bu şeyhi daha sonra Türkiye’den gelen Abdullah ve Alparslan ağabeylerle beraber ziyaret ettik, tanıştık. Şimdide ihlas ve uhuvvet risalelerini tercümeye başladı.

80 KİŞİ MÜSLÜMAN OLMAK İSTİYOR

Bu arada kurban faaliyetlerinde tanıştığımız ve irtibat halinde olduğumuz bir cemaatten bir telefon aldık. Bir köyün yarısı, yani 80 kişi kadar bir grubun Müslüman olmak istediklerini, ne yapmak gerektiğini sordular. Bizde öncelikle oradaki şeyhlerle istişare edip Kur’an-ı Kerim ve manevi tefsiri olan Risale-i Nur okutmalarını ve bazı fıkhi bilgileri öğretmelerini tavsiye ettik. İçlerinden 30 kişiye de daha güzel istifade edebilecekleri başka bir şehirdeki şeyhin yanına 2 haftalık bir programa gönderdik. Önümüzdeki hafta bu kardeşlerimizin isim değiştirme merasimleri olacak Abdullah ve Alparslan ağabeylerle beraber yanlarına gideceğiz. Videoya çekip size de göndereceğiz. Koyacağımız ilk isim de MUHAMMED SAİD olacak İnşaallah.

Bu arada Abdülmecit Abiyle hapishane hizmeti başlatmakta arzu ediyoruz. Dua edin Cenab-ı Hak muvaffak etsin. Buranın hapishaneleri de Medrese-i Yusufiye olsun.

Kotakota şehrine derse gittiğimizde yeni bir cemaatle tanıştık. Cemaatin ismi “ NUR CEMAATİ’ ymiş” . Fakat Nurlardan haberleri yok. Bizde Nur Cemaatiyiz dedik ve onlara Nurları verdik, dersler yaptık. Son derece memnun oldular ve bizi her zaman derse bekliyorlar.

CAMİLERDE YAPILAN DERSLER

Salima ve Kotakota şehirlerindeki derslerimizde en azından 20-30 kişi iştirak ediyor.Derslerimiz camilerde oluyor. Namaz kılıyoruz, gelen cemaatle tanışıyoruz. Şeyhler çeçova diline tercüme ediyor. Dersten sonra cemaate götürdüğümüz ikramları takdim ediyoruz. Ve onlarla okunan ders hususunda sohbet ediyoruz. Ne anladıklarını soruyoruz.Aldığımız cevaplar bizi memnun ediyor. Ve diyoruz; bu kitapları Afrika’nın bu mütevazi insanları bile anladıktan sonra herkes anlar. Demek Risale-i Nurlar anlaşılabilir eserlermiş Elhamdülillah.

Buraya ilk geldiğimiz günlerde tanıştığımız bir hristiyan dostumuz vardı. Zaman zaman bizi arar yanımıza gelmek isterdi. Bizde Salima’ya derse giderken beraber gidelim dedik. 3 hristiyan beraber geldiler. Yolda biryerde mola verdik , bir şeyler yedik. Salima’ya varınca camide namaz için mecburmuyuz dediler. Biz dinimizde zorlama yok, siz bizim dostumuzsunuz. Girmesenizde dostluğumuz azalmaz dedik. İçlerinden birisi ben de girip sizin gibi ibadet etmek istiyorum ne yapmalıyım dedi. Bizde, sen bizi taklit edersin dedik. Dersten dönerken, dininizi bana da öğretirmisiniz diye tekrar tekrar söyledi. Cenab-ı Hak inşallah hidayet nasip eder, islamiyetle müşerref olur, dua edin.

Burada çalışan Türklerle de Perşembe akşamları ders yapıyoruz.

MÜSLÜMANLAR KABA DEĞİLMİŞ

Dershanemizin bulunduğu sitenin tamamı hristiyan aileler. Yan komşumuz Koreden gelmiş bir misyoner. Dershanemize davet ettik, geldiler. Biz de İsa aleyhisselâmı peygamber olarak tanıdığımızı, en az sizin kadar sevdiğimizi v.s. bahsettik. Evden çok memnun ayrıldılar. Biz Müslümanların çok kaba insanlar olduklarını zannediyorduk, hiç de öyle değilmiş dediler. Daha sonra onlarda bizi akşam yemeğine davet ettiler, icabet ettik.

Hasıl-ı kelam burada insanlar Risale-i Nurlara ve imana çok muhtaç. İnşaallah Nurlar onlarında kalplerini NUR, gönüllerini NUR, yüzlerini NUR edecek, ülkeye bereket ve selamet getirecek diye ümit ve iman ediyoruz.

Umuma binler selam ediyoruz, dualarınızı bekliyoruz.

Esselâmü Aleyküm ve Rahmetullahi ve bereketühü

Malawi Nur talebeleri adına M.Salih Bayrakdar – Hasan Aras

15.02.2012

www.NurNet.Org

Afrika Malawi’de Risale-i Nur Dersanesi Açıldı

AFRİKA’NIN SICAK KALBİ –MALAWİ-

Kurban bayramından bir ay evvel MALAWİ’nin başşehri LİLONGWE ‘de, Cenab-ı Hakk’ın lutf-u ihsanıyla bir NUR DERSHANESİ açıldı. UŞAK’tan giden üç kardeşimiz de orada hizmete başladılar.

Afrika ülkeleri arasında “Afrika’nın sıcak kalbi” olarak bilinen MALAWİ, 15 milyon nüfuslu, Mozambik’in kuzeyinde küçük bir devlet. Daha önce Güney Afrika’dan Yunus kardeş bu ülkeye birkaç defa gidip gelmiş, bazı kimselerle tanışmıştı. Bu defa dershane açmaya, Uşak’tan 3 vakıf kardeşle beraber gittiler. Uçak Malawi’nin başşehri Lilongwe’ye indiğinde çok büyük bir kalabalıkla karşılaşmışlar. Yerlere kırmızı halılar serilmiş. Etraftan sevgi gösterileri kardeşleri şaşırtmış. Meğer 20 Afrika ülkesinin iştirak ettiği bir toplantıya katılmak için Malawi’ye gelen yabancı ülke devlet erkanı bazı şahıslar da uçaktaymış. Bir tevafuk ki hizmete giden NUR Erlerine de böylece bir hoşamedi yapılmış.

Bir görevli gelip Yunus kardeşe; nereden geliyorsunuz ? Toplantıya mı geldiniz? Diye sorunca, o da: Türkiye’den geliyoruz, biz de toplantılar yapacağız demiş. Daha önce tanıştığı bazı milletvekillerinin de isimlerini söylemiş. Kardeşlere hemen hürmetle V.İ.P den çıkış yaptırmışlar. Suhuletle işlemleri hallolmuş ve iyi bir otele nakletmişler. 2-3 günlük bir otel hayatından sonra da, dubleks bir daire kiralayıp dershaneyi açmışlar. En güzel şekilde döşeyip yerleşmişler.

Eşyaların alınması esnasında tanıştıkları Adil isminde bir kardeş de dershanenin müdavimi olmuş. 29 yaşında, mimar. Grafik ve dizayn işleri yapıyormuş. Kurban dağıtımı esnasında bize lazım olan broşürü de Adil kardeş hazırladı ve 10,000 adet basıldı. Üç sayfası İngilizce, diğer üç sayfası da Çeçova diline onun tercümesi. Üstadımızın resmini de koyarak Risale-i Nur’dan güzel bir broşür oldu. Tam bize lazım olanı Cenab-ı Hak tam zamanında bize göndermiş ve bizimle tanıştırmış. Elhamdülillah.

Biz de Uşak’tan bir vakıf kardeşle beraber Kurban bayramından bir hafta önce Malawi’de olduk ve hemen faaliyetlere başladık. Kardeşlerle ve oralı Abdülmecid ağabeyle beraber, Ege bölgesinden cemaatimizin gönderdiği 735 kurbanın tedariki için 1 hafta boyunca epeyce dolaştık. Lilongwe’nin kuzeyinde bulunan SALİMA ve KOTAKOTA vilayetlerinde yoğun bir gayretin neticesinde Cenab-ı Hak 735 kurbanı bizzat isim zikredek, başında bulunarak kesilmesine muvaffak etti. Haza min fadli Rabbi.

Kurban faaliyetlerinin bir meyvesi olarak, bu 2 şehirde tanışılan cami heyetlerinin arzusuyla ders başlatıldı. Her hafta gidilerek bu derslere devam edilecek, İnşallah.

Bu arada bir müjdeli haber de Salima’dan geldi. Kurban faaliyetleri esnasında 3 hristiyan Müslüman olmuş geçen hafta derse 3 yeni Müslümanı getirip kardeşlerle tanıştırmışlar.

Rehberimiz Abdulmecid Abi, faaliyetlerimizin resmiyet kazanması için bizim bir enstitü kurmamız gerektiğini, gayr-ı resmi faaliyetlerin ülkede mahzurlar getirdiğini söyledi. Kardeşler de kısa ismiyle “Nur Enstitüsü”nü kurdular. Şimdi daha rahat bir şekilde cemaatimizin de duasıyla inşallah güzel hizmetlere vesile olunur.

Biz Malawi’deyken Adil kardeş gece gene dershanedeydi. Kardeşlerle sohbet uzamış 33. sözden dersler yapılmış ve neticesinde kitap Adil’e hediye edilmiş. Zeynel kardeş kitabı imzalamış ve altına tarih yazmış. Tarih aynen şöyle 11.11.2011 ve gece saat 01:00, kitap verilen de Nurun Malawi’deki 1.talebesi Adil. Herhalde bu kadar 1’in bir araya gelmesi tesadüf değil, tevafuktur dedik, Allah’a şükrettik. Ve sabah namazında Adil’den gelen mesaj bizi daha çok sevindirdi. Çünkü Adil mesajında sabaha kadar yatmadığını ve kitabı bitirdiğini yazıyordu.

Malawi’de Güney Afrika’daki gibi bir güvenlik probremiyle karşılaşmadık. Ülkenin her yerinde rahatca gezilebiliyor. İnsanları da sıcak kanlı ve cana yakın. İnşallah Cenab-ı Hak kalplerini NUR’a açar, gönüllerini musahhar eder de, kardeşlerimizin büyük bir fedakarlıkla, bu kadar uzak bir mesafeye sırf rıza-ı ilahi için gittikleri bu ülkede bereketli hizmetlere vesile olunur.

Bu hususta cemaatimizden dua rica ediyoruz. Binler selam ediyoruz.

Uşak Nur Talebeleri namına

Lütfi Çolak

www.NurNet.org