Etiket arşivi: Meral Uzunay

Evlenmede ideal yaş var mıdır?

Hayatımız boyunca beyaz atlı bir prens bekledik” diyor ünlülerden biri. “O prensin gelmeyeceğini kimse bize söylemedi. Bekledik bekledik vazgeçtik…” Masalla gerçeği karıştırsak da evlilikten konuşmayı evliliğe yöneltmeyi seviyoruz toplum olarak. Bilhassa sosyal, bireysel ve psikolojik boyutları açısından evlilik tavsiyesi başta Efendimiz’in (s.a.v) bir sünneti. Efendimiz (s.a.v) “Sizden kimin evlenmeye gücü yetiyorsa evlensin, çünkü evlenmek gözü haramdan daha çok saklar, iffeti de korur” buyurarak evliliğin hem aile hem bireye dönük vasfına işaret ediyor. Günümüzde evliliği tavsiye eden bilinçli abi ve ablalarımız özellikle eş seçiminde dinimizin ön gördüğü kriterlerden de bahsetmeyi bir vazife görüyorlar. Haliyle, gün geçtikçe boşanma oranlarının artması ailenin önemini bilen herkesi endişelendiriyor. Boşanmaları frenleyecek en ideal çözüm evlendirilecek kişilerde dinimize göre aranacak vasıfları daha ön plana çıkarma gayreti olacak. Yanı sıra evliliğin, ailenin ve çocuk yetiştirmenin yükünü omuzlayacak olgunlukta olmak da hayli önemli. Bu durumda evlecek gençlerin aklına gelen ilk soru “Hangi yaşta evlenilmeli?”, “Buluğa erme evlenme yaşı için yeterli midir?” oluyor.

BULUĞ ÇAĞI YAŞA MI İŞARET EDER, RUHSAL OLGUNLUĞA MI?

Evlilik yoluyla ilgi görme, toplumsal bir statü kazanma isteği ve aşkın büyüsü özellikle 15-16 yaşlarındaki genç kızları cezbeder. Bu gençler en çok da bir “ideal” sahibi olma konusunda zorluk yaşamaktadır. Okuma, kendini geliştirme gibi ileriye dönük tasarımlardaki boşluklarını evlenme hevesi doldurur. Evliliği kısa yoldan hayata atılma, değer görme, statü kazanma aracı görürler. Okulu bırakır, evlilik diye tutturur, aşkın büyüsüyle ailelerine baskı yaparlar. “Evlilikten, eşinden beklentilerin nelerdir? Çocuk yetiştirme hususunda neler biliyorsun?” sorularıyla karşılaşınca gerçeklerin farklı olduğu ayrımını görseler de ayılamazlar. Medeni hukuka göre gençler ancak 18 yaşını bitirdikten sonra evlenebilir. Dinimizin belirttiği olgunluk kriteri de benzer yaşları işaret eder. Evlilik yaşı “buluğa erme” ifadesiyle anlatılır. Evlenme yaşının alt limitinde “reşid” olma ve “buluğ” önemlidir ancak her genç için bu kriter yeterli midir? İşte asıl mesele.

Reşit olmak, hukuki anlamda kişinin erginliğe erişmesidir. Kişilerin kendi davranış ve işlemleri ile kendi adına haklar ve borçlar meydana getirebilme olgunluğuna reşit (ergin) olmak denir. “Reşit” kelimesinin diğer anlamları ise, doğru yolu tutan, iyi hareket eden ve akıllı olan gibi vasıflar içerir. Reşid olan kişide aranan kriterler başka bir tanımlamaya göre; işlerini düzgün yürüten, malını koruma konusunda dikkatli olan, gereksiz harcamalardan ve israftan sakınan gibi aklı başında bir kişiden beklenebilecek davranışlardır.

Dolayısıyla buluğ döneminde olan ve evlenmeyi düşünen bir gençte karakter ve ruh olgunluğu bakımından bu özellikleri de aramak yerinde olur. Dr. Dilaver Selvi’nin yorumu konuyu etraflıca açıklamaya yetiyor. Selvi, “Bir gencin evlilik çağına geldiğini düşünmek için onda ‘buluğ’, ‘küfüv’ (denklik) ve ‘kabiliyet’in gelişmiş olması şartını aramak gerekir” diyor. Ayrıca Dr. Selvi, buluğ çağına gelen çocukta fiziki olgunluk kadar ruh olgunluğunun da bulunması gerektiğini belirterek evlilikteki 3 ana unsura vurgu yapıyor: “Bunlar; evlenecek genç kız açısından annelik, ev idaresi ve vücudun çocuğu taşıyabilecek güç ve olgunluğa erişmesidir. Gençlerin karşılaşacağı en büyük sorun evlilik yoluyla dahil olacağı ailenin kültürüne, çevresine uyum sağlayabilmeleridir. Kişi bu uyumu gerçekleştirdiğinde evlilik ve çocuk eğitimine ilişkin kabiliyetleri de gelişecektir. Kültürel uyum ancak gençler arasında denklik yoluyla sağlanabilir. Eğer genç bünye-eğitim ve çevre itibarıyla evlilik yükünü taşıyamayacak durumdaysa ona evlilik tavsiye edilmez.

Gençlerin çocuk eğitimiyle ilgili donanımı hususunda ise Selvi, kadının çocuğun bakımıyla ilgili mesuliyetine, erkeğin de çocuğun ve kadının geçimini temin ile birlikte çocuğun eğitiminden sorumlu olduğuna değiniyor. Buluğa erdi diye evlenebilecek gözüyle bakılan 15-16 yaşlarındaki çoğu günümüz gencinde bu ideal özellikleri bulmaya çalışmak hayli güç. Bu yaşlarda evlendirildikleri takdirde evlilik uyumu ve sorumluluklarında aile büyüklerinin yapıcı tutumlarına büyük ölçüde ihtiyaç duyuyorlar.

“İDEAL EVLİLİK KABİLİYET VE EĞİTİMLE GERÇEKLEŞİR”

Bugün evliliklerde, evlenecek gençlerin başlangıçta ideal bir anne baba olabilecek donanımlara sahip olmaları şartından ziyade çevrelerinde bu şartı aramayı tavsiye ediyoruz” diyen Dilaver Selvi, bu ifadeyle hem evlenecek gençlere anlayışla yaklaşılmasına hem de ailelerin gençlerin evliliğinde daha yapıcı bir rol almaları gerektiğine işaret ediyor. “Eğer genç erkek ve kız, çocuk yetiştirme konusunda bilgi ve olgunluğa sahip değilse baba ya da anne, o da yoksa yakın akrabalardan biri onlara yardımcı olacak. İdeal evlilik kabiliyet ve eğitim ile gerçekleşir” diyor.

“EVLİLİĞİN DİNE GÖRE AMACI O YUVANIN CENNETE TAŞINMASIDIR”

Selvi, “Dinimize göre yuva kurmada amaç o yuvanın cennete, taşınmasıdır. Evlilikte eşlerin birbirleri açısında ebedi olmayı istemesi amaçlanmalıdır. Cennet yolu mühim bir terbiye gerektirir. Gençlerde böyle bir idrak yok. Ya maddi nedenlerle ya da evlenmiş olmak için evleniyorlar. Evliliğin manevi yönü ihmal ediliyor. Bu açıdan gençlerde evlilik öncesi, dini yaşayış, hayata bu açıdan ortak bir bakış şartı aranmalı, olgunluk ise sonraya bırakılmalı” diyor ve gençler bu açıdan orta yolu bulabiliyorlarsa evliliğin tavsiye edildiğini aksi takdirde çekimser yaklaşıldığını ifade ediyor.

EVLİLİĞİN TAVI HANGİ YAŞTA?

Resmi verilere göre Türkiye’de son 7 yılda 30-44 yaş arası evlilikler yüzde 70 arttı. Erken evlilikler gibi bu durum da uzmanları endişelendiriyor. Psikologlara göre geç kurulan yuvalar, huzur ve mutluluk yerine sıkıntı getiriyor. İstatistikler de bunu kanıtlıyor: 30 yaş üstü evliliklerde boşanma oranı daha yüksek. Evlilik yaşı 40’a dayanan bekar erkek ve bayanlar bilhassa eğitim ve kariyerleri yükseldikçe uygun eş seçiminde zorlanıyor.

İletişim Uzmanı Canten Kaya, üniversite mezunlarının evlenme yaşının 30 ila 40 yaş arasında görülme oranlarındaki artışa dikkat çekiyor. “Bu yaşlardaki evlilikler beni endişelendiriyor” diyor. Evliliklerin 20 yaş öncesinde gerçekleşmesini de 40 yaş kadar sıkıntılı buluyor. 30 yaş sonrasında evlenen kadınların doğurganlık kalitesi açısından risklerle karşılaşabilme ihtimali uzmanların bahsettiği geç evlenme tehlikelerinden biri. Canten Kaya’nın bir başka tespiti ise, artık Anadolu gençliğinin askere gitmeden önce evlenmeye yanaşmaması. Kaya, gençlerin hem eğitim ve meslek açısından hem de bilimsel verilere göre beynin gelişim aşamaları yönünden ideal evlilik yaşının erkekte ve kadında 24 olduğu görüşünde. Kaya, “Bilimsel olarak beynin 3 bölgesinin de gelişimi 24 yaşa kadar sürer. Beyinsel ve psikososyal gelişim tam anlamıyla 24 yaşa kadar sürdüğü için evliliğin de bu dönemde olması gerektiğini düşünüyorum. Evliliğin tavı bu yaşlardır” diyor.

BAZI TALEBELER EVLİLİKTEN BİR SÜRE MEN EDİLEBİLMİŞ

Eğitimli gençlerden çocuk eğitimi hususunda beklentiler hayli yüksek. Bu gençlerin evlilik öncesinde temelde anne baba, çocuk eğitimi hususunda ise bir muallim ve muallime olabilecek olgunluk ve bilgiye sahip olmaları bekleniyor. Bu konuya ilişkin geçmişte alimlerinin çeşitli uygulamaları da mevcut. İmam Cafer (r.a), bazı talebelerinden bir müddet evliliklerini ertelemelerini istiyor. Benzer bir şekilde, İmam Ebu Hanife (rh.a) de talebesi İmam Ebu Yusuf’u bir müddet evlilikten men ediyor. Öncelikle talim ve terbiye safhasını tamamlamasını, öğrenmesi gereken ilimleri mutlaka almasını öğütlüyor. “Aksi takdirde tahsil hayatın yarıda kalır. Ayrıca ailenin helal bir şekilde geçimini temin edebilmen için de bir işin olmalıdır. Böyle bir duruma gelince hayat çizgin daha da belirginleşecektir” diyor. Zira, Ebu Hanife’nin (rh.a) bu talebesi sıradan biri değildir. Hocasının tavsiyeleri neticesinde Abbasiler döneminde şeyhülislamlık payesine kadar yükselmiştir. Dolayısıyla iki büyük zat olan İmam Cafer ve İmam Azam Ebu Hanife evlilik yaşını standart olarak yorumlamamış, talebelerinin ilim ve çeşitli hallerine göre beliren şartlar gereği evlilikten bir süre men etmişler ve evlilik müessesesinin ciddiyetini vurgulamışlardır.

EVLENECEK KİŞİLERDE ŞU 3 ÖZELLİK MUTLAKA ARANMALI

Bir eşle hayatı paylaşacak görüşe sahipler mi? Çocuk yetiştirmede bir öğretmen gibi davranabilme olgunluğu gösterebilecekler mi? Çocukları manevi değerlere göre yetiştirebilecek donanımları var mı? Eğer evlenecek kişiler henüz çocuk sayılacak yahut daha ileri bir yaşta olsa bile kendini idare etmekten aciz ise ve insanlarla geçinmede zorluk yaşıyor, ortak noktada buluşmakta sıkıntı çekiyorsa, ailesiyle sürekli bir iletişim ve değer çatışması halinde yaşıyorsa evlenme ve çocuk yetiştirme adına henüz kıvama geldiği söylenemez. Böyle bir gençte evlenme yaşı biyolojik yaşla ölçülmeyip olgunluk seviyesi kriter alınmalı. Çünkü evliliğe bilinçli olarak yaklaşan her gencin evliliğe dair belirlediği ideallerden biri de ideal aile ve ideal bir fert yetiştirme amacı olmalı. Bu idealleri gerçekleştirmek için öncelikle kendisinde bu bilinci kazanma isteği bulunması gerekir.

ROMANTİK KÖRLÜK MÜ, KENDİ KENDİNİ ALDATMA MI?

Denir ki, iyi bir hayalperest olmak, kötü bir evlilik için kafidir. Hayalperestlik de belki hüsrana çıkan en kısa adres. Evlilik kararı verirken gençlerin dikkate aldığı kriterler evliliğin sağlıklı ya da mutsuz olmasına yol açıyor. Ama gelin görün ki gençlikte bu kriterler hayli abartılı olabiliyor ve evlilik sorunları adına tavsiyesine başvurulan kişiler tarafından çoğu kez espri konusu oluyor. Özellikle yaşı 30 ve üzeri olan erkeklerin ve kızların beklentileri arttığından eşte aranan vasıflar da çeşitleniyor. Kızlar erkeklerin bir eşte aradığı kriterleri eleştiriyor, erkekler de kızların beklentilerinden çekiniyor. İşte hayli gerçek olduğu kadar ironisi yüksek yorumlar:

Kızlar: Erkekler mücahide arıyorum diye konuşuyorlar ama aslında başörtülü bir artist arıyorlar. Hepsinin kafasında belirli bir artist tipi var.

Erkekler: Kızlar konuşmaya başladığında sanırsınız ki Hz. Aişe gibi dini bilgilere vakıf ve Hz. Fatma gibi dünyevi hırslardan uzak duruyorlar. Birkaç görüşmede istedikleri ev, araba ve giyim kuşamı öğrenince marka ve kariyer hırsları ortaya çıkar. Kızlar da kendilerine jön arıyorlar.

Bu tip eleştiriler belki de son 40 yıldır genç kızlar ve erkekler cephesinde süregeliyor. Hakikaten evlilik öncesinde Efendimiz’in tavsiyesi olan kadında ve erkekte güzel ahlak ve dindarlık aranması ilkesi evliliğin ilk 5 yılındaki boşanma oranlarına bakılırsa yeterince dikkate alınmıyor.

EVLENECEK GENÇLERE MUTLULUK İÇİN 10 İPUCU

Sağlıklı ve mutlu bir birlikteliğin dolayısıyla sağlıklı ve mutlu bir toplumun devamı açısından; evlilik kararını vermek çok önemli bir hadisedir. Bu da daha mantıklı ve uygun karalar verilerek sağlanabilir. İletişim uzmanı Canten Kaya’nın özetlediği, eş seçimine dair ipuçları konuyu her yönüyle özetliyor:

1. Sadece mutlu olmayı değil, eşinizi de mutlu etmeyi düşünün.
2. Büyüklere danışın.
3. Duygularınızı mantık süzgecinden geçirmeyi ihmal etmeyin.
4. Birbirini tanıma adına nişanlılık dönemi önemlidir. Nişanlılık dönemi evliliğin vitrinidir. Bu dönemde ortaya çıkan sorunların evlilikte de yaşanma ihtimali çok yüksektir. Evlenince geçer ya da değişir düşüncesine kapılmadan bu sorunlara dikkat edilmeli. Ayrıca nişanlılık dönemi eş adayını tanıma adına önemlidir. Ailelerin de uyumu açısından nişanlılık dönemi uzmanlara göre 6 ay-1 yıl kadar sağlıklı bir zemin gözetilerek uzatılabilmelidir. Bu sürenin gereğinden fazla uzaması da doğru değildir.
5. Birbirinize samimi ve dürüst davranın.
6. Birbirinizi değiştirmeye çalışmadan olduğunuz gibi sevin ve kabul edin.
7. Eş adayınızın mutlu bir aileden gelip gelmediğini kontrol edin.
8. Kendinizi evliliğe ne kadar hazır hissetiyorsunuz?
9. Aranızda “denklik” olsun.
10. Tanışmalarda beklentilerinizi karşılıklı netleştirin.

Meral Uzunay / Semerkand Aile Dergisi