Etiket arşivi: okumak

Gençlere Risale-i Nur’u Daha Etkili Bir Şekilde Anlatmak İçin

Gençlere Risale-i Nur’u Daha Etkili Bir Şekilde Anlatmak İçin

  1. Anlam Dilini Kullanın: Risale-i Nur’daki derin felsefi ve dini kavramları, gençlerin anlayabileceği basit ve sade bir dille açıklamak.
  2. Örneklerle Destekleyin: Günlük hayattan ve gündelik dünyadan örneklerle Risale-i Nur’daki kavramları somutlaştırın. Gençler, pratik ve gerçek hayatla bağlantılı örneklerle daha iyi anlarlar.
  3. Etkileşimli Öğrenme: Dersleri sadece anlatmak yerine, gençlerin aktif katılımını teşvik eden müzakere, grup çalışmaları ve proje tabanlı öğrenme teknikleri kullanın.
  4. Görsel ve İşitsel Materyaller: Risale-i Nur’daki konuları destekleyen videolar, grafikler ve sesli kitaplar gibi görsel ve işitsel materyaller kullanarak ilgilerini canlı tutun.
  5. Sosyal Medya ve Teknoloji: Gençlerin yoğun olarak kullandığı sosyal medya platformları ve mobil uygulamalar aracılığıyla Risale-i Nur dersleri ve içerikleri paylaşın.
  6. Kısa ve Öz Sunumlar: Uzun dersler yerine kısa, öz ve vurucu içeriklerle gençlerin dikkatini çekin. Her dersin sonunu, daha fazla bilgi edinmeye teşvik edecek şekilde bitirin.
  7. Rahat Ortamlar: Samimi ve rahat bir ortamda sohbetler şeklinde dersler düzenleyin. Bu, gençlerin daha rahat hissetmesini sağlar ve katılımlarını artırır.
  8. Soru-Cevap Oturumları: Gençlerin merak ettikleri konuları sorabilecekleri ve açık cevaplar alabilecekleri interaktif oturumlar düzenleyin.
  9. Manevi Deneyimler: Risale-i Nur’un manevi mesajlarını, gençlerin deneyimleyerek öğrenebileceği etkinlikler düzenleyin. Bu, anlamlarını daha derinden kavramalarına yardımcı olur.
  10. Örnek Şahsiyetler: Risale-i Nur’un öğretilerini hayata geçiren örnek şahsiyetler üzerinden dersler verin. Bu şahısların hayat hikâyeleri ve başarıları ve hatıraları gençlere ilham verebilir.
  11. Risalei Nur’un kutsiyetini anlamış kimselerle beraber verimli okuma programları düzenleyin.
  12. Gençleri anlamak ve okumak konularında cesaretlendiren, teşvik eden Allah’ın rahmet ve inayetini hissettirecek bir üslup tercih edin.
  13. Tavsiyelerinizi hayatınızla göstererek rol model olun. Dediğinizi yapın; ama her yaptığınız kemalat manasındaki şeyi söylemeyin ki eleştiriye kapı açmayın.
  14. Gündelik hayattan uzak, uçuk kaçık misaller vermekten ve konuşmalardan uzak durun kaçının.
  15. Risale-i Nur Külliyatı’nı müstakil bir eser değil asırlarca devam eden tefsir geleneğinin bir meyvesi olduğunu ve ayet hadis kaynaklı olduğunu izah edim.
  16. Ders ortamlarında ve birebir ilişkilerde soğuk, sert veya çok lakayt konuşma ve davranışlardan uzak duralım.
  17. Ders ortamlarında kendi reklamımızı yapmakta kaçınıp bakış açısını daima Risalelere yönlendirelim.
  18. İnsanların akıllarında olan soruları cevaplayacak tarzda kaliteli zaman geçirelim.
  19. Karşımızdaki insanla empati yapıp bir zamanlar bizlerin de o yollarda ve konumlarda olduğumuzu hatırlayalım.
  20. Gençlerle daha samimi olup kişisel sorunları varsa onlara da dokunarak Risalelere yönlendirme yapalım.

Bu yöntemler, gençlerin Risale-i Nur’u daha kolay anlamalarına ve benimsemelerine yardımcı olabilir.

Selam ve dua ile..

Muhammed Numan ÖZEL

Kaynak: RisaleHaber

www.NurNet.org

Siperinde, Cihazatında, Ruhunda, Hizmetinde Sıkıntı mı Yaşıyorsun?

Siperinde, Cihazatında, Ruhunda, Hizmetinde Sıkıntı mı Yaşıyorsun?

Risale-i Nur Külliyatı okuyanlar Kur’an-ı Hakimin halis talebeleridir. Yaşadığımız dünyada ve kendi küçük dünyasında elinden geldiği kadar her şeyini bu asra Kur’an-ı Kerimin işari bir dersi olan Risale-i Nur’un nuruyla bakıp anlamaya, mütalaa etmeye çalışır. Bir mesele olduğunda buna dair nurlarda bir yer var mı buna bakar.

Hizmetteki müsbet manaları, manevî fütuhat hamlelerini, şevke medar olan haberleri ve muhtelif sıkıntı ve olumsuzlukları da bu manada bu formülle ele alır.

Nifak veya yanlış okumaların neticesi olarak ortada dolaşan -özellikle sosyal medyada- silik söz, iftira ve karalamalara itibar etmemek nur talebelerinin şiarıdır. İmanını inkişaf ettirmenin yolu ciddi olarak istemekten geçmektedir. Şayet açılmıyorsa manalar niyetimizi ve amelimizi gözden geçirsek fena olmayacaktır. Şunu da es geçmemek lazım ki, ülfet bu yolun bariyerleri gibidir. Her yerde görürüz bu ülfeti.

“Ülfet ve âdet ve yeknesaklık perdeleri altında çok hârika hakikatler gizleniyor.”[1]

“Beşer, nazar-ı sathî ile kâinat kaplarında ülfet kapağı altında olan gıda-yı ruhanîyi zevkedemediğinden kabı ve kapağı yalamakla usanmak ve kanaatsızlık ve hârikulâdeye meyil ve hayalâta iştihadan başka netice vermediğinden meyl-i hârikulâde ile ya teceddüd veya tervic için meyl-ül mübalağa tevellüd eder.”[2]

Demek ki hayatımızı cidden gözden geçirsek bildiğimiz, anladığımız dediğimiz şeyler altında ne kadar nurlar göreceğiz.

Ard niyetli ve suizanlı iddiaların zihinlerde yer edinmesi veya bu telkinlere kulak vere vere insanda tenkid damarı uyanır artık hemen her şeye şüphe ile bakar ve itimad edemez bir maraz-ı ruhi olur. Buna insanın manevi siper ve mevzilerinin ve cihazatının tahrip edilmesi de diyebiliriz.

Bu kadar şiddetli ters rüzgâr ve fırtınaların estiği bir zamanda;

“Ey ehl-i iman! Bu müdhiş düşmanlarınıza karşı zırhınız: Kur’an tezgâhında yapılan takvadır. Ve siperiniz, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın Sünnet-i Seniyesidir. Ve silâhınız, istiaze ve istiğfar ve hıfz-ı İlahiyeye ilticadır.”[3]

Ve bize bu şuuru veren Risale-i Nur’a dört elle tüm varlığımızla sarılmamız gerekir.

Maddî şart ve sebeplerle açıklanabilmesi hiçbir şekilde mümkün olmayan bu durumun kısa bir formülünü Üstadın şu ifadelerinde görebiliriz:

“Velâyetin kerameti olduğu gibi, niyet-i hâlisanın dahi kerameti vardır. Samimiyetin dahi kerameti vardır. Bahusus lillah için olan bir uhuvvet dairesindeki kardeşlerin içinde, ciddî, samimi tesanüdün çok kerametleri olabilir.”[4]

Muvaffakiyet ve zaferlerin devamı, bu niyet-i hâlisa, samimiyet, kardeşlik ve tesanüd manalarının muhafaza ve inkişafı olarak ders alıyoruz.

Farklı alanlarda karşı karşıya gelinen sıkıntıların asıl sebebi olarak ihlas ve uhuvvet düsturlarının sadece okunup ortada terennüm ve tegaddi edilip sahada, icraatta, tatbikatta pek bir izinin görülmemesidir.

Risale-i Nur Külliyatında ihlas ve uhuvvet manalarına gelen mehazları topladım “Evvel ahir tavsiyemiz tesanüdü muhafaza”[5] diyen üstadımın bu manada 650 sayfa kadar risalelerden ihlas ve uhuvvet metinleri çıktı. Yani üstadımız ilmek ilmek uhuvvet ve ihlas manalarını dokumuş risalelerde.

Bu feraset, şuur, dirayet ve ihlas ve uhuvvet manaları bugün ehl-i sünnet itikad ve amelini muhafaza ederek özde Risale-i Nur talebelerini genelde insanlığı maddi ve manevi sıkıntılardan muhafaza etmektedir.

“En iyi çare, cereyanların kuvveti yerine, inayet ve tevfik-i İlahiyeye dayanmaktır.”[6]

“Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmîn…”[7]

“Risale-i Nur’la alâkadar olanlara pek çok selâm ediyorum.”[8]

Selam ve dua ile..

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Emirdağ Lahikası-2 (121)
[2] Muhakemat (50)
[3] Lem’alar (72)
[4] Mektubat (372)
[5] Şualar (312)
[6] Tarihçe-i Hayat (476)
[7] Sözler (147)
[8] Emirdağ Lahikası-2 (26)

Kaynak: RisaleHaber

RİSALE-İ NUR HİZMETİNİN GAYESİ NEDİR

RİSALE-İ NUR HİZMETİNİN GAYESİ NEDİR

 

İnsan, bazen hedef sapması yaşayabilir veya idealini kaybedebilir. Bu sebeple asla ve kat’a şaşırmaması için daima esasatlarını, düsturlarını kontrol etmelidir. Bu kaidelerden uzaklaşıyor mu yoksa bağlı olarak mı devam ediyor murakabesini yapmalı. 

Tüm İslami hizmetlerde ve amellerde ve niyetlerimizde en temel esas Allah’ın rızası ve ihlas olmalıdır. Tüm hayatımızda bu sağlanamazsa insanın manevi dengesi sarsılır.  

Sonuç olarak ulvî bir menba-ı kuvvet olan ittifakı kaybedip, [insanda] ihlas da kırılır ve vazife-i uhreviye de zedelenir. Kolayca rıza-yı İlahî[yi] de [abd] elde edilmez.”[1]

“Ubudiyet, emr-i İlahîye ve rıza-yı İlahîye bakar.”[2]

“hüner, rıza-yı İlahîyi kazanmakladır.”[3]

“ihlası esas tut ve yalnız rıza-yı İlahîyi düşün.”[4]

Medar-ı necat ve halas, yalnız ihlastır. İhlası kazanmak çok mühimdir. Bir zerre ihlaslı amel, batmanlarla hâlis olmayana müreccahtır. İhlası kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı İlahî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlahiyeye karışmamalı.”[5]

Okunan dersler, yapılan mütalaalar istisnasız olarak hepsi bu manalara müteveccihtir. Zaten okunan ve talim edilen şeyler insanı ihlasa, mahviyete götürmüyorsa “Niyet, nazar, mana-i ismi ve harfi” gözden geçirilmelidir. Netice tesanüte, ittihada, ittifaka çıkmıyorsa şayet işler çok vahimdir. Derslerimizde de bu manalar herbir latifemizin burcunda birer sancak olarak sallanmalıdır. Çünkü bunlar heva ve hevese bakan değil bizzat murad-ı ilahi ve Rasulîdir. 

İnsan, katıldığı derslerle, günlük olarak okuduklarıyla manevi olarak şarj olur ve itikad ve amelini daha güzel ve sağlam olarak yapmaya kendinde bir azim hisseder. Bu manada bir araya gelenler birbirine sirayet eder. Sirayet şu anda kâinatta cari olan en kuvvetli ve yaygın olan bir iletişim biçimidir desek haddimizi aşmış olacağımı zannetmiyorum. 

Derslerimiz ilmî ve imanî mevzuların müzakere ve mütalâa sahasıdır. Orada bilen konuşur, konuşan dinlenir; bilmeyen sorar ve bilmediğini öğrenir bu suretle insanın tekemmülatı devam eder. Bir nevi işbaşı eğitimi diyebiliriz buna. Ama illa bilenin okuduğu bir ortam değildir ders rahleleri. Bazen beraber okunur istifade edilir. Bir de illa okunacak ve izah edilecek değildir illa. Çünkü bu izah meselesi bir nevi ilhamdır.

Tüm islami hizmetlerin gayesinin de inkılab-ı İlahî, marziyat-ı Rabbaniyeyi ve ahkâm-ı İlahiyeyi anlamak..”[6] şeklindedir. 

“Bu itibarla, o zamanlarda bütün fikirler, kalbler, ruhlar marziyat-ı İlahiyeyi bilmek ve öğrenmeğe müteveccih.. Bunun için, istidad ve iktidarı olanlar o zamanlarda vukua gelen bütün ahval ve vukuat ve muhaverattan ders almakla, içtihadlara zemin teşkil eden yüksek istidadlar vücuda..”[7] getirebilir. 

 

Hülâsa: Risale-i Nur, Kur’an’ın bu asırda en yüksek ve en kudsî bir tefsiridir. Hakikatleri semavîdir, Kur’anî’dir. O halde Kur’an okundukça o da okunacaktır. Risale-i Nur, mücevherat-ı Kur’aniye hakikatlerinin sergisidir, pazarıdır. Bu ulvi pazarda herkes istediği gibi ticaret yapar. Uhrevî, manevî zenginliklere mazhariyeti temin eder.

   Bu kadar maruzatımızla ifade etmek istedim ki:

Maksadımız; imanımızı kurtarmaktır, imana hizmettir, Kur’an’a hizmettir.”[8]

 

Selam ve dua ile 

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Lem’alar (153)
[2] Lem’alar (131)
[3] Lem’alar (152)
[4] Lem’alar (152)
[5] Lem’alar (133)
[6] Sözler (491)
[7] Mesnevi-i Nuriye (91)

[8] İşârât-ül İ’caz (308)

 

www.NurNet.org

SAYFALAR ÇEVİRMEK KÜLLİYATLAR DEVİRMEK Mİ.. 

SAYFALAR ÇEVİRMEK KÜLLİYATLAR DEVİRMEK Mİ.. 

 

Risale-i Nur Külliyatını okumak bir disiplindir. Eser okurken bazı şeyler bizim elimizdedir. Hızlı okuyabilir ve saatte 15-20 sayfa okuyabiliriz biraz daha yavaş okursak 5 sayfaya kadar düşebilir sayfa sayımız.

Fazla sayfa okumak daha fazla istifade gibi görülebilir ilk bakışta. Ne kadar çok sayfa okursam, sayfa çevirirsem o kadar istifade edeceğini düşünmek bir düşünme hatasıdır. Okumayı ve istifade edebilmeyi tek bir formül, tarz, metod, usule bağlanamaz çünkü eğitim, kültür, zekâ, mizaç farklılıkları söz konusudur.

Mesela işitsel bir zihin için sadece okumak, görsel bir zihin için okuyup yorumlamak, dokunsan bir zihin için de şekiller ve temsillerle akla yaklaştırmak gerekir.

İstifadeye sebep olan en önemli kriter insanın kitapla hem hal olduğu süredir. Çevrilen sayfa sayısı değildir.

“Kemmiyetin, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti yok. Asıl ekseriyet, keyfiyete bakar.”[1]

Bu hakikate işaret etmektedir. Kendimi misal olarak alayım. Bazen saatte 30 sayfa okurum, bazen 20, bazen de saate en fazla 5 sayfa okurum.

Okuma hızı ile metnin derinliğini kavrama birbirinin aleyhinedir. Hız yükseldikçe kavrama sathîlleşir. Araba olarak düşünürsek hız, direksiyon hakimiyeti ve dikkatte odaklanmayı azaltır.

Risale-i Nur gibi çok geniş ve derin manaları ihtiva eden bir eseri, güya “çok okumuş” olabilmek, külliyatlar devirip, sayfalar çevirmek için hızlı okumaya kalkmak, ülfet ettiği ve öğrendiği zahirî manalarla yetinmek ve sathî kalmaktır ki, bu da gaflete sebep olacaktır. Sayfalar çeviren külliyatlar deviren bir çok kimsenin gaflete dalması ülfetle hemhal olmasının sebebi de budur.

Diğer ve en ehemmiyetli şey nedir dersek şayet hemen akıllarda İhlas, Takva, Sadakat, küliyatın düsturlarına bağlılık olarak ampuller yanacaktır.

Külliyatı okumakta bir de niyet çok önemlidir. Bir şey olmak için okunmamalıdır. İlim ALLAH rızası için tahsil edilmeye çalışılır. Sadece kuru okumakla ilim tahsil edilmez sadece kitap kıraat edilir ki, kıraat de malumata ve sayfalar çevirmeye sebep olur.

Ruhani şifa niyetiyle okumak, uhuvvet ve tesanüd sayesinde veliyy-i kâmil hükmündeki şahs-ı mânevîye kuvvet vermek gibi şeyler de niyetimizde olmalıdır.

Bu gibi esbaba riayet, feyiz alabilmenin ve istifade edebilmenin asıl manevî sebepleridir.

Burada maksadım ne Risale-i Nurlar gazete gibi okusun ne de zikir çeker gibi veya evrad okur gibi okunsun! Amacım tahkikle ve istifadeye sebep olacak verimli okumalar yapmaktır.

Risale-i Nur, ilim içinde imandır ve marifettir. Marifetullah dersleridir.

İşte bu açıdan, notlar alarak ve bazı kısımları yazarak çalışmak ehemmiyetlidir.

“Risale-i Nur’u yazmanın” beş uhrevî faydasından dördüncüsü olan “kalemle ilmi tahsil etmek”[2] maddesi halen de yürürlüktedir.

Malûmdur ki, Rabbimizin birinci emri “Oku!” olmuştur. Devamında aynı emri tekrar etmiş, ama “Alleme bi’l-kalem”[3] kaydını koyarakokumakla yetinilmemesi gerektiğine “ilmin kalemle tahsil edilebileceğine” dikkati çekmiştir.

Hakkı Efendi (rh) hakkında: “Vazifedarane kalemi her gün istimal etmeyenler… hususî isimleriyle has şakirtler dairesi(nden) isimleri muvakkaten tayyedildi”[4] denilerek, yazarak çalışmanın “has talebe” statüsüne yükselten ve bizzat ismiyle duâya mazhar eden bir fazilet olduğu hissettirilmiştir.

Risale-i Nur Külliyatı ile tahkik ederek meşgul olmak has talebeler dairesine giremeye de sebeptir. Çünkü yazarak ve notlar alarak okumak ve nurlara çalışmak, hiç şüphesiz daha etkili, daha kalıcı ve “talebelik ciddiyetine” daha çok yaraşır.

Külliyatı birkaç defa okuyanların artık düz okumak yerine doğrudan kendi dert- lerine, yani zihnî ve hissî hastalıklarına deva olarak buldukları cümleleri yazmaları ve not almaları, bu şekilde kendilerine hususî hizipler, derlemeler, toplamalar (ajanda) yapmaları fevkalâde faydalıdır.

Çünkü herkesin ihtiyacı, her meseleye aynı şiddette olmaz. Hem bir kez yazmak, üç defa okumaktan evlâdır. Dolayısıyla kalem “talebenin” altıncı parmağı olmalıdır.

Yazma işlemini talebeliğin birinci şartı gibi görenlerin ifratına mukabil, onlara benzeriz korkusuyla kalemi büsbütün bırakmak da tefrit olsa gerektir. “Okuyucu” veya “Yazıcı” gibi isimlendirmelerin lâfzî tanımına takılıp kalmamak gerekir. Belki hem okur, hem de yazar olmak daha iyidir. Göz gibi eli de sevaba sokmak günah değildir!

Zaten asıl talebelik ve yazmak “hayatımız bir kalem, onunla sahife-i a’mâlimize geçecek” şekilde o hakikatleri yaşamaktır. Yazmak da artık neşir için değil, iyice kavramak, hatırda tutmak ve yaşamak içindir.

Bir nur talebesinin maneviyatı kalem ve kitapla ayakta durabilir ancak. Okuruz ve dimağ ve not defterimize yazarız. Bu şekilde gaflet, lakaytlık, ülfet belalarından korunur ve kurtuluruz.

“Cenab-ı Hak bizi ve sizi, bu zamanın cazibedar fitnesinden kurtarsın ve muhafaza eylesin, âmîn…”[5]

 

Selam ve dua ile

Muhammmed Numan ÖZEL

[1] Mektubat ( 44 )
[2] Lemalar (167)
[3] Alak 96/1-5.
[4] Barla Lahikası (372)
[5] Sözler ( 147 )

Risale-i Nur Külliyatını Etkili okuma teknikleri

Risale-i Nur Külliyatını Etkili okuma teknikleri

-S. Neden Etkili okuma teknikleri kullanmalıyız?

-C. Daha hızlı ve anlayarak okuma becerilerinizi geliştirmemize yardımcı olabilir.

“En iyi” okuma teknikleri kişisel tercihlere ve hedeflere göre değişebilir. Ancak genel olarak, hem hızlı okumayı hem de anlama düzeyinizi artırmanıza yardımcı olabilecek bazı etkili okuma teknikleri şunlar olabilir:

Hızlı Göz Gezdirme: Metni önce hızla tarayarak başlayın. Başlıklar, alt başlıklar ve özetler size genel bir fikir verir.

Ana Fikri Yakalama: Metnin ana fikrini veya amacını anlamak önemlidir. Paragrafların ilk ve son cümlelerine odaklanarak bu ana fikri yakalayabilirsiniz.

Kelime Gruplarıyla Okuma: Kelime gruplarını bir arada okuyarak tek tek kelimeleri takip etmek yerine akıcılığı artırabilirsiniz.

Sık Sık Soru Sorma: Okurken kendinize sık sık sorular sorun. Bu, odaklanmanıza ve anlama düzeyinize yardımcı olabilir. Neyi okuduğumuzu, neden okuduğumu ve niçin okuduğumu sormalıyız kendimize.

Not Alma: Önemli noktaları, vecizeleri veya kavramları not almak ve vecizeler üzerine vecizeleri yorumlayarak metni daha iyi anlamamıza ve hatırlamamıza yardımcı olabilir.

Hızlandırılmış Okuma Teknikleri: Subvokalizasyonu (sessizce okuma) ve göz sıçramalarını azaltarak hızlanabilirsiniz. Ancak anlama seviyenizi korumak önemlidir.

Bağlamı Anlama: Metindeki cümlelerin ve paragrafların birbiriyle nasıl ilişkili olduğunu anlamaya çalışmalıyız. Bu bağlantıyı kurmak, metni daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Pratik Yapma: Düzenli olarak farklı metin türleri okuyarak pratik yapmak, okuma hızınızı ve anlama kabiliyetimizi geliştirebilir.

Günlük Okuma Hedefleri Belirleme: Kendinize her gün belli bir sayıda sayfa veya belli bir süre okuma hedefi belirlemek, alışkanlık geliştirmenize yardımcı olabilir. Düzenli olarak okumalar yapmak anlama ve muhakeme kabiliyetinizi de arttıracaktır.

Odaklanma ve Rahatlık: Okurken dikkatinizi dağıtan faktörleri minimize edin. Rahat bir okuma ortamı oluşturmak da önemlidir. Telefon, bilgisayar vb. şeylerle iletişimi kesmelisiniz. Sürekli telefon, saat vs. ile ilgilenmek dikkatinizi dağıtabilir.

Unutmayın ki herkesin okuma hızı ve tarzı farklıdır. Bu teknikleri deneyerek siz kendiniz için en iyi yöntemleri bulabilirsiniz.

Verimli okuma teknikleri, hem hızlı okumayı hem de anlama düzeyinizi artırmayı amaçlar. İşte verimli okuma için kullanabileceğiniz bazı yöntemler:

Hedef Belirleme: Okuma amacınızı ve neyi öğrenmeye çalıştığınızı belirlemek, odaklanmanıza yardımcı olabilir.

Önizleme: Metni hızlıca gözden geçirerek başlıklar, alt başlıklar, resimler ve özetleri inceleyin. Bu, metni daha iyi anlamak için bir temel oluşturabilir. Önemli noktaları vurgulayarak gözünüzü metinde gezdirmek de faydalı olabilir.

Konteksti Kavrama: Cümleleri ve paragrafları tek tek değil, bir bütün olarak düşünerek okuyun. Bağlamı anladığınızda anlama seviyeniz artacaktır.

Zaman Yönetimi: Belirli bir süre boyunca yoğunlaşıp okuyun, ardından kısa bir ara vererek dinlenin. Bu yöntem, verimli okumanızı destekleyebilir.

Geribildirim Alma: Okuduğunuz kitap hakkında başkalarının görüşlerini veya yorumlarını almak, farklı bakış açılarıyla görmeye yardımcı olabilir.

Unutmayın ki, sürekli olarak pratik yapmak ve esnek olmak, okuma becerilerinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.

KUR’AN-I KERİM’DE OKUMA VE BİLGİ EDİNME KONULARIYLA İLGİLİ PEK ÇOK AYET BULUNMAKTADIR. İŞTE BAZI ÖRNEKLER:

  • “Oku” Ayeti (Alak Suresi, 1-5): “Rabbinin adıyla oku! O, insanı ‘Alak’ adlı bir embriyo halinden yarattı. Oku! Rabbin en büyük cömerttir, Kalemle öğrettiği gibi insana bilmediğini öğretti.”
  • “Bilgi Sahiplerini Üstün Kılma” Ayeti (Mücadele Suresi, 11): “Allah, içlerinden iman edenlere ve iyi işler yapanlara, kendilerinden öncekileri nasıl üstün kıldıysa, onları da yeryüzünde mutlaka öyle üstün kılacaktır. Onlar için seçtiği dinini onlara yerleştirecek, onları korkularından emin kılacaktır. Bana kulluk etmelerini, bana hiçbir şeyi ortak koşmamalarını emrederim. Kim (Allah’a) kulluk ederse, artık o, hakkıyla kulluk etmiş olur.”
  • “Bilmediklerinizi Sorun” Ayeti (Nahl Suresi, 43): “Bilmedikleri şeyleri sana sorarlar. De ki: ‘Bilmedikleri şeyleri size ben de söylemem. Sizin için Allah, bir hayır yazmış olur.’ Eğer ben onlara anlatsaydım, o zaman siz, inkâr edenler, yalancılar olurdunuz.”
  • “İlim Sahiplerine Saygı” Ayeti (Fatır Suresi, 28): “Onlar, Allah’ın fazlından insanlara verdiği ilmi yalan saymazlar. Oysa ki bu, ancak kalplerin içinde olan bir ilimdir. Allah, onların ne yaptıklarını çok iyi bilir.”
  • “Bilgi Edinmek İçin Yolculuk” Ayeti (Casiye Suresi, 20): “Ve yeryüzünde dolaşıp gezip Allah’ın yaratmasından nasıl meydana geldiğini düşünsünler.”

Bu ayetler, bilginin ve okumanın İslam dininde ne kadar değerli olduğunu vurgulayan örneklerdir. Dinin öğrenilmesi, anlaşılması ve bu bilgiye dayalı yaşam şeklinin benimsenmesi büyük bir öneme sahiptir.

PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED’İN (ASV) HADİSLERİNDE OKUMA, ÖĞRENME VE BİLGİ EDİNMEYLE İLGİLİ PEK HADİS-İ ŞERİF YER ALMAKTADIR. İŞTE BAZI ÖRNEKLER:

  • “İlim Öğrenmek” Hadisi: “Kim bir yol üzerinde Allah için bir ilim öğrenirse, Allah onun için cennet yolunu kolaylaştırır.” (Sahih Müslim)
  • “İlim Arayışı” Hadisi: “Kim bir yere, ilim öğrenmeye giderse, Allah onu cennet yollarından bir yolculuk yapmış gibi kaydeder. Kim de ilim tahsil etmek gayesiyle bir yere gitmezse, ona Allah, cehennemden bir yolculuk yapmış gibi kaydeder.” (Tirmizi)
  • “Bilginin Değerine Dair” Hadisi: “Allah bir kimsenin hayrını dilerse ona dinde anlayış verir. Kim bir insanın yüzünü hoşnut ederse Allah da onun yüzünü hoşnut eder. Kim bir insanın yüzünü çirkinleştirirse Allah da onun yüzünü çirkinleştirir.” (Tirmizi)
  • “Bilgi Sahiplerine Saygı” Hadisi: “Mü’min için hem öğreten hem de öğrenilen kişi hayırlıdır.” (Tirmizi)
  • “Bilgi ve Amel” Hadisi: “Kişinin ameli, ilim sahibi olduğu gibi olmaz.” (İbni Mace)
  • “İlim Sahiplerine İhsan” Hadisi: “Kim bir kavme İslam ile bir iyilik getirirse, o iyilik kendisine yapılan ihsandır. Kim de bir kavme kötülük getirirse, o kötülük kendisine yapılan bir kötülüktür.” (Tirmizi)

Bu hadislerde görüldüğü gibi, Efendimiz Hz. Muhammed (asv), ilmin ve öğrenmenin değerini vurgulamış, insanların bu yolda çaba sarf etmelerini teşvik etmiştir. İslam’ın öğrenmeye ve bilgi edinmeye verdiği önem, hadislerde açıkça ifade edilmektedir.

OKUMAK VE BİLGİ EDİNMEK İLE İLGİLİ BAZI MEŞHUR SÖZLER:

  • “Bir saatliğine hükmetmek istersen, kitap oku.” – Çin Atasözü
  • “Kitaplar olmadan dünya boş bir orman gibidir.” – Thomas Jefferson
  • “Bir insanın dünyasını değiştirmek istiyorsanız, ona bir kitap verin.” – Malcolm X
  • “Okuma, insanın yaşamına renk katan bir mürekkeptir.” – André Maurois
  • “Okumak, düşünmektir; düşünmek, yaşamaktır.” – François-Marie Arouet Voltaire
  • “Kitaplarla dolu bir oda, bir arkadaştır.” – Çin Atasözü
  • “Bir insanın en sadık dostu ve en sadık danışmanı kitaptır.” – Samuel Smiles
  • “Kitaplar, insanların unuttuğu veya henüz öğrenmediği şeyleri hatırlatan dostlardır.” – Charles W. Eliot
  • “Bir insanın en büyük serveti, öğrenmiş olduğu şeylerdir.” – İmam Şafi
  • “Kitap okumak, insanın tüm dünyasını genişletir.” – Jacqueline Kennedy Onassis
  • “Bir insanın en büyük lüksü, kitaplarla dolu bir odada vakit geçirmektir.” – Mark Twain

Bu güzel sözler, okumanın değerini ve gücünü anlatıyor. Kitaplar ve okuma, insanların düşünce dünyasını genişletir, bilgiyi artırır ve hayata daha zengin bir perspektifle bakmamıza yardımcı olur.

  • “Kendini oku…” Sözler (687)
  • “dikkatle oku!” Lemalar (253)
  • “okumak ve okutmakla tam terbiye almak lâzım geliyor.” Şualar (193)

ZÜBEYİR GÜNDÜZALP’TEN OKUMAKLA ALAKALI SÖZLER

Nefsin desiselerini açıklayan eserleri sık sık kendinize hitap ederek okumak bu hastalığın yegâne deva ve dermanıdır. Başkalarını ıslah için evvelâ kendimizi ıslah etmek icap eder.

Bir Dava Adamından Notlar (13)

• 180 değil, 1080 defa okunsa yine az.

En mühim iki şey:

okumak;

uhuvvet ve ihlâs, yani samimiyet dairesinde hizmet.

• İstidatları inkişaf ettirmek için çok okumak.

Daima okumak.

• Dem ve damarlarımıza karışacak derecede okumak.

• Az da olsa devamlı okumak.

Okumak, yazmak, dinlemek, susmak.

• Satır satır, kelime kelime okumak.

• “Hizmet, hizmet” derken şahsî dersini unutanın, hizmeti muvakkat olur.

Şimdi oku, kabirde okuyamazsın.

Hususî okumanı terk etme.

• Büyük zatların sözünde bazen yetmiş mana bulunur.

• Her şey, her mesele okumakla halledilir. Zira eserlerde hepsi var. Fakat insan görmüyor.

• Oku, oku, her gün oku. Okudukça oku ki, ruhun nur-u İlâhî ile parlasın. Kalbin nur-u Kur’an’la temizlensin. Aklın nur-u İslâmla işlesin ve yükselsin.

Hem de nazar-ı dikkate almak lâzımdır ki: Kim bir şeyde çok tevaggul etse; galiben başkasında gabileşmesine sebebiyet verir.

• Büyük zatların sözünde bazen yetmiş mana bulunur.

• Her şey, her mesele okumakla halledilir. Zira eserlerde hepsi var. Fakat insan görmüyor.

• Oku, oku, her gün oku. Okudukça oku ki, ruhun nur-u İlâhî ile parlasın. Kalbin nur-u Kur’an’la temizlensin. Aklın nur-u İslâmla işlesin ve yükselsin.

Bir Dava Adamından Notlar (26)

• Okumak, okumak, okumak, yine okumak…

Okumaktan yorulunca ne okuduğunu okumak veya kitâb-ı kebîr-i kâinatı okumak…

Bir Dava Adamından Notlar (29)

Selam ve dua ile..

Muhammed Numan ÖZEL

Kaynak: RisaleHaber