Etiket arşivi: pkk

Zülkarneyn Projesi ile Terörle Mücadelede Yeni Yöntem

Ey Zülkarneyn” dediler, “Ye’cüc ve Me’cüc, yeryüzünde fesat çıkarıp duran kimselerdir. Sana bir vergi versek, onlarla bizim aramızda bir sed yapar mısın? (Kehf Suresi)

Yaklaşık 30 yıl boyunca 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybetmesine ve yüzlerce milyar dolarlık  ekonomik kayba neden olan  terör problemin çözümüne yönelik bir strateji çalışmasıdır. Bu konsept çalışmasının ana teması ise Irak sınırımız boyunca uzanan dağ silsilelerinin arasındaki vadi ve geçitlere yapılacak SET inşaatlarıdır. Bu taslak çalışma ile, Irak sınırımıza yapılacak DEVASA boyutlardaki sınır SET’leri olmaksızın terör meselemizin çözülemeyeceği gerçeği ortaya konulmak istenmiştir.

Bilindiği üzere Terör örgütü ülkemizde “düşük yoğunlu çatışma” veya diğer bir deyişle “gerilla” taktiği yöntemi ile faaliyet göstermektedir.   Terörist unsurlar sınırlarımızın dışında Kuzey Irakta, serbest ve güvenli hareket edebilmektedir. Terörist unsurlar sınırımız dışındaki bu alanda korunma ve eğitim, lojistik destek üstlerinden beslenmektedir. Terörist unsurlar, sınır bölgesinin zorlu coğrafi koşullarından faydalanarak Ülkemiz içine rahatlıkla girebilmekte ve eylem yaptıktan sonra rahatça sınırdan dışarı kaçabilmektedirler.

Bu çalışma ekinde  Amerikan Kurmay subayları tarafından hazırlanmış iki ayrı rapor bulunmaktadır. Dünyada bu güne kadar yapılmış “counter insurgency- anti gerilla” mücadelelerinin bilimsel olarak incelendiği raporlarda sınır geçişgenliğinin ortadan kaldırılmasının önemi ortaya konulmuştur. Her iki rapora göre de, sınırdaki geçişkenlik önlenemediği takdirde gerilla terörünün BİTİRİLEMEYECEĞİ  gerçeği bilimsel metodlarla ortaya konulmaktadır.

Sınır ötesinde koruma alanları bulan bir gerilla faaliyetinin, sınır geçişgenliği ortadan kaldırılmadan enterne edilemeyeceği , tarihi örnekler ve bilimsel açıklamalarla ekteki raporlarda detaylı olarak izah edilmektedir.

Gerilla savaşı konusunda bugüne kadar yapılan çalışmalara göre sınır ötesinde lojistik üstleri bulunan terörist unsurları ve sınırdaki geçişkenlikten beslenen terörizmi enterne etmenin  üç yolu  vardır;

 1. Diplomatik Çözüm; (Bu çözüm denendi ama kandil örneğinde işe yaramıyor.)

 2. Sınır ötesi harekat;Ordunun kandile girmesi (bu çözüm çok riskli üstelik geçmişte sınır ötesi harekatlar denendi ama kalıcı bir çözüm olmadığı anlaşıldı)

 3. Çözüm Sınıra bariyer (setler) sınırdaki geçiş noktalarını SET ler ve üzerlerine monte edilecek  elektronik gözetleme sistemleri ile kapatmak.

İlk iki yol çok kolay gibi görünmekte ise de maalesef Vietnam, Cezayir ve Afganistan da ilk iki yol hiçbir netice vermemiştir.  Direkt askeri müdahale seçeneği çok kesin bir çözüm gibi görünmekte ise de, Vietnam örneğinde görüldüğü üzere, istenen istikametin tam tersi yönünde bir felaketle sonuçlanabilmektedir.

Sınır geçişgenliğinden beslenen terörizmi engellemenin üçüncü yolu olan sınır bariyerleri yöntemi ülkemiz tarafından denenmemiştir, ancak denenmiş başka örneklere bakıldığında çok etkili netice verdiği görülmektedir.

Set denilence aklımıza ilk olarak tarihte yapılmış tarihi Çin Seddi ve binlerce benzeri gelmektedir. Cezayir savaşında kullanılan ve Tunus/Cezayir sınırına inşa edilen “Morice”  Hattıda bu konseptin yakın tarihte uygulanmış başarılı örnekleri arasında sayılabilir. Ancak elimizde çok daha güncel ve ilginç örnekler de bulunmaktadır. Projemize adını veren ZÜLKARNEYN seddinin küçük bir numunesi 2008 yılında ABD-Meksika sınırına inşa edilmiştir.  Aşağıdaki resimler 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre genişliğindeki bu toprak SEDDE aittir. Amerika-Meksika sınırında bulunan “Smugglers Gulch” (kaçakçılar vadisi) denilen yer yaklaşık yüzyıldır kaçakçıların ve silahlı çetelerin yuvalandığı bir yerdir. 2008 yılına kadar Amerikan sınır devriyeleri burayı kontrol altına alamamışlardır. Meksika’dan gelen ABD ye yönelik uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığının en önemli geçiş noktasını sınırdaki bu vadi oluşturmaktadır. Meksika’daki uyuşturucu kartellerinin büyük terör örgütlerinden hiçbir farkları yoktur. 2008 yılında Federal Hükümet bu vadiye bir set inşa etmesinden sonra, sınıra yapılan bu set sayesinde bölgedeki her türlü yasa dışı kaçakçılık ve silahlı çete faaliyetleri son bulmuştur.

Set yapılmadan önce Kaçakçılar vadisi

Set tamamlandıktan sonra Kaçakçılar vadisi.

Smuglers Gulch (Kaçakçılar vadisi) Set inşa edilirken

Şemdinli’den başlayan Irak sınırı ise çok sarp dağların zirve hattından geçerek doğu-batı yönünde uzanmakta ve Türkiye-Suriye-Irak sınırlarının kesişme noktası olan Habur-Dicle (Hezil) Çayı kavşağında son bulmaktadır. İngiltere ile Türkiye arasındaki uzun görüşmeler sonucu 1926’da imzalanan Ankara Anlaşmasıyla belirtilen Türkiye-lrak sınırı çizilmiştir.331 km uzunluğundaki Türkiye-lrak sınırının özellikle 224 kilometrelik bölümü çetin doğa koşullarının yaşandığı çok sarp ve engebeli bir araziden geçmektedir.

Sınıra yakın bölgelerden ve PKK’nın geçiş yollarından Fotoğraf kareleri

Türkiye Irak sınırı yaklaşık 300 kilometre uzunluğundadır. Bu sınırın büyük çoğunluğu geçit vermeyen yüksek dağlardan ve bu dağların arasındaki derin vadi ve geçişlerden oluşmaktadır. Türkiye Irak sınırı arasındaki terörist sızmalar, yüksek sıradağların arasındaki vadilerdeki, patika ve geçitlerden sağlanmaktadır. Söz konusu bu geçitler Devasa SET’ler ile kapatıldığında Dağların kendisi tabii birer engel haline gelecektir.

Ayrıca Terör örgütünün en önemli ekonomik kaynaklarından birisi şüphesiz kaçakçılardan almakta olduğu haraçlardır. Terör örgütü, bağımsız bir devlet gibi, yüzlerce Kilometre uzunluğundaki bir bölgedeki ekonomik faaliyeti kontrol etmektedir.

Malum olduğu üzere Dağlıca baskınına gelen teröristler, kaçakçı zannedilmiş ve müdahale edilmemiş idi. Uludere olayında ise kaçakçılar terörist zannedilerek bombalanmış ve terörle mücadele sekteye uğramış idi. Sınırların geçişe kapatılması neticesinde bu tarz sorunların ortaya çıkması engellenebilecektir.

Sınırlar kontrol altına alındığında teröristlerin- kaçakçı veya çobanlarla karıştırılma riski de büyük ölçüde ortadan kaldırılacaktır.

Terör örgütünün bünyesini  “sınır içindeki terörist unsurlar” ve “sınır dışındaki unsurlar” olarak ikiye ayrılmaktadır. İki kısımdan oluşan Terör örgütü bünyesinin etkili bir şekilde birbirinden koparılması ancak sınır SET leri ile mümkündür. Yani yıllardır tekrar edilen “Terörün belini kırmak” fenomenini bu ülkenin inşaat mühendisleri ve istihkam subayları birlikte gerçekleştirecektir.

Projeye yönelik çeşitli itirazlar olabilecektir. Bu nedenle;

Gerekliliği;  Ekte sunmakta olduğumuz askeri doktrin çalışması. Sınır kapatılmadan teröre çözümün mümkün olmadığını, yani projenin gerekli olduğunu, ortaya koymaktadır

Uygulanabilirlik, tarihteki 3000 kilometrelik Çin Seddi örneği bir kenara bırakılsa bile, resimlerde görünen “Smugglers Gulch” örneği projenin uygulanabilir olduğunu, ortaya koymaktadır

Projeye karşı akla gelebilecek ilk itirazlardan birisi, Bölgenin çok dağlık olması nedeniyle, bölgede birçok geçiş alnı olduğu Teröristlerin bu geçişleri kullanabileceği ve yapılacak SET’lerin işe yaramayacağı iddia edilebilir.  Ancak arazi şartları o kadar çetindir ki, Dağ dorukları ve kayalıklar birer doğal engel oluşturmakta ve çok yerde arazinin kendisi yaya geçişine bile izin vermemektedir. Bu nedenle sanıldığının aksine PKK terör örgütü bile bir yerden biryere intikal ederken belli geçişleri kullanmak mecburiyetindedir.

Terörist gerillalar malzeme olmaksızın tek tük birtakım geçişler yapabilseler dahi bu geçişler gerillaya önemli bir fayda sağlamayacaktır. Hiçbir terör örgütü lojistik olmadan (silah,gıda,tıbbi malzeme,haberleşme araçları ve mermi, mühimmat) olmadan faaliyet gösteremez. Geçitler ve vadiler istihkam mantığına göre dizayn edilmiş setlerle tutulduğunda, sınır bölgesindeki dağların tepelerinden kayalık alanlardan Lojistik malzeme geçirebilmek imkansız hale gelecektir.

Terör örgütü tarafından sınırlarımız içerisine getirilen uçaksavar silahları

Sınıra kadar kamyonlarla geldikleri tahmin edilen militanlar, buradan itibaren katırlara yükledikleri Doçka marka 3 adet uçaksavarı Dağlıca mevkisine götürdü.

Terör örgütünün sınırdan rahatça geçirebilmekte olduğu Lojistik malzeme olmaksızın faaliyet göstermesi mümkün değildir. Sınır hattında derinlemesine uzanan vadilerdeki patikalardan ulaştırılan ağır silah Doçka uçaksavar, Bixi makineli tüfek, ve RPG, silahları olmaksızın Terör örgütünün karakol basabilmesi veya çatışmaya girebilmesi mümkün değildir.  Bu nedenle teröristler belli geçiş noktalarını ve patikaları kullanmak zorundadır.

Aşağıdaki haberde teröristlerin Kavaklı kampı ve Hakkari arasındaki geçişi tek bir noktadan sağlayabildiğini açıkça ortaya koymaktadır.  Bu geçiş üzerindeki köprü kapatıldığında Teröristlerin faaliyetleri sekteye uğramaktadır.

PKK’nın Kampa Giden Tek Köprüsü – haber365.com

http://www.haber7.com/guncel/haber/928542-pkk-acilsin-koylu-ise-kapansin-istiyor

Sınır setleri konseptinin yapılmasının önündeki en büyük engellerden biri ise, kamuoyunda SET konseptinin, sınır duvarları ile karıştırılmasıdır. Sınıra duvar inşa edilmesi konsepti, daha çok Filistin, İsrail arasında olduğu gibi gözlemin kolay olduğu düz arazilerde kullanılabilecek bir yöntemdir. Kayalık ve engebeli vadilerde ise tek başına duvar şeklindeki bir hat yapılması, askerin görüşünü engelleyeceğinden sınır güvenliğine faydadan çok zarar verebilecektir.

PKK, İsrail ve Ergenekon Himayesinde

Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi Abdulkadir Badıllı, terör olaylarında yaşanan zafiyete dikkat çekti

Güneydoğu’nun önemli kanaat önderlerinden biri olan Bediüzzaman Said Nursi’nin talebesi Abdulkadir Badıllı, terör olaylarında yaşanan zafiyete dikkat çekti. Terörü canavar olarak değerlendiren Kürt kökenli Badıllı, yeni anayasanın baltalanmak istendiğine vurgu yaptı.

KÜRTLERİN HAKKI PKK TARAFAINDAN ENGELLENİYOR

PKK terör örgütünün kadın, çocuk demeden hunharca saldırdığını ifade eden Badıllı, terör saldırısını İsrail’in Filistin’e düzenlediği saldırılara benzetti. PKK’nın İsrail ve Ergenekon himayesinde olduğunu ileri süren Badıllı, örgüte destek veren iç ve dış güçlere karşı kapsamlı mücadele yapılması gerektiğini kaydetti.

Badıllı, PKK’nın Kürtlere bazı haklar verilmesini istemediğini dile getirdi. Saldırıların sebebini yeni anayasa hazırlıklarına bağlayan Badıllı,

“Bunların yapmak istediği şey yeni anayasayı baltalamak. Onlar Türkiye’yi zorlayacağını düşünüyorlar. Güya bir Kürdistan kuracaklar ama bunu diyemiyorlar. KCK da BDP de bunu diyemiyor. Ancak gerçek hesapları o. Anayasa hazırlıklarının ilk gününde bu hadisenin olması manidardır. Yeni anayasada Kürtlere bazı hakların verilmesini ümit ederken Kürtlere bazı hakların verilmesi PKK tarafından engelleniyor”

diye konuştu.

ASKERİYENİN İÇİNDE HAİNLER Mİ VAR?

Ordunun zafiyetlerine de değinen Badıllı, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ordunun bu kadar zafiyeti neden? Kontrolde bekleyen askerler vuruluyor, ölüyor ama saldırganlar kaçıyor, bulunamıyor. Hani insansız hava uçaklarımız vardı. Elimizde büyük bir ordu, hükümet var. Bu kadar güce rağmen neden bunlar oluyor? Ben de şüpheleniyorum. Askeriyenin içinde hain mi var? Ümit ediyorum ki öyle değildir. Eğer öyleyse Allah muhafaza buyursun, tehlikeli bir durum.”

Örgüt yandaşlarına verilen cezaların azlığını eleştiren Abdulkadir Badıllı, caydırıcı olmayan cezaların hukuk boşluğundan kaynaklandığını iddia etti. Badıllı, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Demokratik hukuk var ama eğer karşınızda bir canavar varsa onu temizlemek de bizim hakkımız. Onun için ben diyorum ki evvela örgüte destek veren iş ve dış kaynaklara taviz verilmemeli. 100 bin 200 bin askerle dağlar didik didik aranmalı. Mağaralara bir bir girilmeli yerle bir edilmelidir.”

Cihan

Bediüzzaman’ın reçetesi terörü de önleyecek.

Risale Akademi’nin, Akademik Araştırmalar Vakfı (AKAV) ile birlikte düzenlediği “Münazarat Ekseninde Milliyet Fikri ve Demokrasi” konulu konferans 1 Ekim 2011 tarihinde yapılacak.

 Akademisyenler, yazarlar ve gazeteciler Münazarat sorularını cevapladılar:

İşte 4. soru ve özetlenen cevaplar:

 4-Münazarat bağlamında sarfettiği: “Şu eserin nağamâtını dinlemek için, bir Kürt cesedini giymek, bir vahşi hayâlini başına takmak gerektir. Yoksa ne istimâ helâl, ne semâ tatlı olur.

 Bugün Kürtlerle empati kurabilmenin vesileleri neler olabilir?

Doç. Dr. Kenan Ören:

 Bediüzzaman Hazretleri burada Kürtleri anlamak ve onların duygularını kavrayabilmek için kendimizi onların yerine koymamız gerektiğini vurguluyor.

Kürtlerin hayat tarzları, hayal dünyaları, yaşadıkları coğrafik alanların üzerlerindeki etkileri, geçmişte kendilerine reva görülen aşağılama, sürgün gibi işlemlerin dünyalarında oluşturan yıkımları iyi anlamak gerekiyor.

Ancak burada şunu vurgulamakta da fayda vardır. Türkiye tarihinde sadece Kürtler mağdur duruma düşmemişlerdir. Dersim hadisesi, Kubilay hadisesi gibi vakalar, Bediüzzaman’a reva görülen zulümler, Necip Fazıl, Osman Yüksel gibi inançlı insanlara “İrtica” adıyla uygulanan haksızlıklar ve işkenceler ve hatta bütün bunların dışında sağ-sol ayrımı yapmadan 12 Eylül hadisesinde uygulanan yargısız infazlar ve bunların taraflarında meydana getirdiği yıkımlar gösteriyor ki, geçmişte her kesim bu zulümlerden payını almıştır. Ancak bu kesimlerin içinde en sert tepkiyi PKK gibi oluşumlarla yansıtan Kürtler olmuştur.

Bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilmeye çalışılamaz. Önceki haksızlıklar bu haksızlıka düzeltilemez. Bu yüzden, Bediüzzaman’ın reçeteleriyle bu haksızlıkların giderilmesine çalışılmalıdır.

Erkan Okur:

Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Gündemi yakalayıp bizim Münazarat’ı baştan sona okumamıza güzel bir teşvik edici oldunuz. Bu gerçekten güzel bir akademi okulu maşallah, elhamdulillah.

Eski hal yerine yeni hal ile bakıp empati kurulduğu zaman hasenatı seyyiatına, sevabı hayrına galebe eden kazanıyor diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Ahmet Battal:

Sizin, sorunuzda Kürt sorununda çözümün taraflarından biri olarak Kürtler diye tarif ettiğiniz ve bugün derdi gücü Kürt hakları olan -bir kısım- Kürtlerin empatiye değil ıslaha ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Sadece ıslahlarına katkı için “ne oldu da böyle oldular” sorusunu sormak lazım ki buna empati denebilir mi? Sanmam. Elbette sorunun Türk milliyetçilerinden kaynaklanan boyutu ayrı mesele. Orada da ıslahtan başka çare yok. Bize dua düşer, fiilî ve kavlî.

Yazının tamamı için tıklayınız

www.RisaleAkademi.com