Etiket arşivi: Rumeli Anadolu ve Balkanlar İlim ve Eğitim Vakfı

Şehitlerimiz

Kur’an-ı Kerim’de Allah(cc) şöyle buyuruyor. 
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan gelen nimet ve keremin; Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler.”
Yine Allah Resulü (sav) efendimiz’de 
 
“Her kim, bugün düşmandan yüz çevirmeyip sebât eder, şehit düşerse, Cenâb-ı Hak elbette onu cennete koyacaktır. Bugün şehit olanlara Firdevs Cenneti hazırdır. Hücûm ediniz, hamle ediniz!”.
“Sizden biriniz, karınca ısırmasından ne kadar acı duyarsa, şehit olan kimse de ölümden ancak o kadar acı duyar.”
buyurmaktadır.
Sahabe efendilerimizden Haild b Velid ise;
“Sizin, hayat ve şarabı sevdiğiniz kadar, ölümü seven bir orduyla size geldim.”
diyerek ilahi kelimatullah için savaşmanın ve bu uğurda şehit olmanın ne denli önemli olduğunu anlatmıştır.
 
Âhirette en büyük rütbenin peygamberlikten sonra şehitlik olduğu belirtilmiştir.
 
Türk silahlı kuvvetlerimiz 20 Ocak 2018 saat 17;00 da başlayan zeytin dalı harekâtıyla yurdumuzu, ülkemizi, vatanımızı, müdafaa ve hain terör örgütlerinin sınırımızda yapmış oldukları yığınakları, mevzileri yok etmek için vatanımıza göz dikenlere karşı savaşmaktadır.
Ülkemiz insanı asırlardır vatanına, bayrağına, ezanına, Kur’an-ına sahip çıkmış mezalime ezdirmemiş, namusuna namahrem eli değdirmemiş, bu uğurda bu güne kadar yüz binlerce şehit vermiştir. Sadece pkk ile savaşta 26 yılda 41 bin şehit vermiş olan ülkemiz, bu uğurda kararlılığını göstererek ne kadar düşmanımız varsa hepsine karşı ciddi bir mücadele başlatmıştır.
Sınırda ve sınır ötesinde mücadele eden askerlerimiz kadar milletimiz de yekvücut olarak Mehmetçiğimize tam destek vermektedir. 
Bizlerde Rumeli Anadolu ve Balkanlar İlim ve Eğitim Vakfı olarak, Trakya’nın tüm şehirlerinde ilçelerinde ve diğer yerleşim yerlerinde bulunan temsilciliklerimizde ve Yunanistan, Bulgaristan’da bulunan dershanelerimizde, her hafta okunan hatim dualarıyla Mehmetçiğimize manevi desteğimiz tamdır. Allah Mehmetçiğimize zafer nasip etsin inşallah. 
Çanakkale’de Dumlupınar’da Sakarya’da Sarıkamış’ta daha nice cephelerde şimdide Afrin’de mücadele eden şehit düşen tüm askerlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyoruz, sizlere çok şey borçluyuz.
Geride bıraktıkları ana baba evlat ve tüm yakınlarına sabrı cemil diliyoruz.
 
Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri “Mektubat” adlı eserinde bu konuya değinerek asrımızın idrakine uygun olarak bu ayeti bizlere tefsir ediyor. Hayatın çeşitli tabakaları olduğunu belirten Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri şehitlerinde kendilerine özgü bir hayat tabakası olduğunu belirtiyor.
”Nass-ı Kur’an’la, şühedanın, ehl-i kuburun fevkinde bir tabaka-i hayatları vardır. Evet, şüheda, hayat-ı dünyevilerini tarik-i hakta feda ettikleri için, Cenab-ı Hak, kemal-i kereminden, onlara hayat-ı dünyeviyeye benzer, fakat kedersiz, zahmetsiz bir hayatı alem-i berzahta onlara ihsan eder. Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir aleme gittiklerini biliyorlar, kemal-i saadetle mütelezziz oluyorlar, ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kuburun çendan ruhları bakidir; fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahta aldıkları lezzet ve saadet, şühedanın lezzetine yetişmez.”
Evet Bediüzzaman Hazretleri, bu ayeti tefsir ederken şehitlerin kendilerini daha iyi bir aleme gittiklerini bildiklerini ve ölümün acısını hissetmediklerini ifade ediyor.
Kabir alemindeki şehitlerinde aldıkları lezzetin farklı farklı olduğunu belirten Bediüzzaman Hazretleri;  
Nasıl ki, iki adam bir rüyada cennet gibi bir güzel saraya girerler. Birisi rüyada olduğunu bilir; aldığı keyif ve lezzet pek noksandır. “Ben uyansam şu lezzet kaçacak” diye düşünür. Diğeri rüyada olduğunu bilmiyor; hakiki lezzet ile hakiki saadete mazhar olur. İşte, alem-i berzahtaki emvat ve şühedanın hayat-ı berzahiyeden istifadeleri öyle farklıdır. Diyerek bunu çok güzel bir şekilde ifade etmiş.
Bediüzzaman Hazretleri 1. Dünya Savaşı sırasında Doğu cephesindeyken yaşadığı ilginç durumu şöyle anlatıyor ;
Hatta, ben kendim, Ubeyd isminde bir yeğenim ve talebem vardı. Benim yanımda ve benim yerime şehid olduktan sonra, üç aylık mesafede esarette bulunduğum zaman, mahall-i defnini bilmediğim halde, bence bir rüya-yı sadıkada, tahte’l-arz bir menzil suretindeki kabrine girmişim. Onu şüheda tabaka-i hayatında gördüm. O beni ölmüş biliyormuş; benim için çok ağladığını söyledi. Kendisini hayatta biliyor. Fakat Rus’un istilasından çekindiği için, yeraltında kendine güzel bir menzil yapmış. İşte bu cüz’i rüya, bazı şerait ve emaratla, geçen hakikate bana şuhud derecesinde bir kanaat vermiştir.
Allah tüm ülkemizin milletimizin silahlı kuvvetlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Âmin.
Çetin KILIÇ
Kaynak:
Kur’an-ı Kerim Meali
Hadis Külliyatı
Risale-i Nur Külliyatı

Sri Lankalı Gazeteci Asım Alavi: İslâm Âlemi Bediüzzaman’ın Metoduna Muhtaç

40 ülkeden 100 genç ‘birlik ve barış’ mesajı verdi

Geçtiğimiz Pazar günü, Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde okuyan 40 civarında ülkeden 100’e yakın öğrenci “Unity & Peace Platform (Birlik ve Barış Platformu)” çatısı altında İstanbul Boğazı’nda bir yat gezisinde buluştu.

Kültürlerarası Köprü Derneği (ICBA), Rumeli Anadolu ve Balkanlar İlim ve Eğitim Vakfı (RUBA), Hamidiye Kültür ve Eğitim Vakfı, Suffa Vakfı, İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV), Kültürler Arası Eğitim ve Dostluk Derneği (KADDER), Eddai-Kültür Eğitim Vakfı, Üsküdar Kültür ve Eğitim Vakfı (ÜSKEV) gibi 10 civarında sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin yer aldığı programın takdim ve yöneticiliğini ICBA Yönetim Kurulu Üyesi Zübeyir Tercan yaptı.

İSLÂM YAŞAR: İSTANBUL BOĞAZI RİSÂLE-İ NUR AÇISINDAN DA TARİHî MEKÂN

Uluslar Arası Sivil Toplum Kuruluşları Konseyi Genel Sekreteri Şemsettin Türkan’ın açılış konuşmasıyla başlayan yat gezisinde edebiyatçı-yazar İslâm Yaşar, tur boyunca boğazın iki yakasında yer alan tarihî mekân ve yapılarla ilgili bilgiler verdi. Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî’nin hatıralarının bulunduğu Boğaz’daki Nur menzilleri hakkında da bilgiler veren Yaşar, “İçerisinde bulunduğumuz mekân aynı zamanda Said Nursî ve Risale-i Nur hareketi açısından da tarihî bir mekândır. Etrafı seyrederken bu gözle de bakmanızı arzu ederim” dedi.

Boğaz’ı süsleyen mevsim çiçeklerine değinmeyi ihmal etmeyen Yaşar, İlâhî sanatları da tefekkür etmek gereğine de dikkat çekti.

FARKLI RENKLER, FARKLI DİLLER

Gezi süresi boyunca çeşitli ülkelere mensup öğrenciler mikrofona gelerek kendileri ve ülkeleri hakkında verdikleri kısa bilgilerin yanında, organizasyonun farklı kültür ve renklerin İslâm kardeşliği potasında erimesinin güzel bir örneği olduğuna dikkat çektiler.

Ugandalı Musa Mahad Kato’nun, okuduğu aşr-i şerifte “Göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O′nun âyetlerindendir. Bilgi sahibi olanlar için bunda ibretler vardır. (Rum Sûresi: 22)” meâlindeki âyet-i kerimeyi de tilâvet etmesi ayrı bir duygu atmosferi meydana getirdi.

Filistinli Muhammed’in Peygamberimizle (asm) ilgili bir ilâhi söylemesinin ardından Rusya’dan gelen Almir ve Ugandalı Aman da duygularını paylaştılar.

Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Abdurrahim ise “Hepimizi burada birlik ve barış içerisinde bir araya getiren İslâmdır” diyerek, Müslümanların ne kadar büyük bir nimete sahip olduğuna dikkat çekti.

Son olarak, Unity & Peace Platform Koordinatörü ve Ruba Vakfı Yön. K. Bşk. Yrd. Nurettin Kıray’ın dış ülkelerde gerçekleşen Risale-i Nur hizmetleri ve Risale-i Nur’un farklı dillere tercüme çalışmaları hakkında verdiği bilgilerin ardından katılımcılar topluca hatıra fotoğrafı çektirdiler.

SRİ LANKA THE TREND GAZETESİNDEN ASIM ALAVİ:İslâm âlemi Bediüzzaman’ınmüsbet hareket metoduna muhtaç

Sri Lanka’dan Ekmel’in bir ilâhi okuduğu, Azerbaycanlı Şahin’in ve Kamerunlu Hamza’nın duygu ve düşüncelerini paylaştığı program, yine Sri Lankalı bir gazeteci olan Asım Alavi’nin “Lütfen Bediüzzaman’ın yazdığı Risale-i Nurlardan mutlaka istifade ediniz” mesajıyla devam etti.

Kendisiyle özel olarak da görüştüğümüz Alavi, Risale-i Nur’u birkaç senedir tanıdığını ve bu eserlerle ilgili olarak kendisinin en çok Bediüzzaman’ın İslâm’a hizmet metodu dikkatini çektiğini belirtti. Risale-i Nur’u Sri Lanka’da yaklaşık 80 milyon insanın konuştuğu Tamil diline çevirme çalışmalarını da sürdükdüklerini ve şu ana kadar Küçük Sözler, İhlâs Risalesi, Hutbe-i Şamiye ve Hanımlar Rehberi’ni Tamilce’ye tercüme ettiklerini belirten Alavi, Bediüzzaman Said Nursî’nin “müsbet hareket metodu” üzerine bir kitap yazdığını da belirtti. Sri Lanka’da ‘radikal İslâm’ eğiliminin çokça var olduğunu, Said Nursî’nin müsbet hareket metodu üzerine kitap çalışmasını bu sebeple yaptığını belirten Alavi, “Şu an bütün İslâm âleminin Said Nursî’nin bu hareket tarzına çok büyük ihtiyacı var” dedi.

İSMAİL TEZER / Yeni ASYA