Etiket arşivi: seccade

Ölüme Hazırlıklı Olabilmek

Bediüzzaman Hazretleri “Hayat zannettiğin hâlât yalnız bulunduğun dakikadır” diyor. Evet İnsanoğlu çok aciz. Aciz olduğu kadar iktidarı kısa bir varlık. Hayat zannettiği şey yalnız yaşadığı andır. Ne beş dakika geçmişe gidebilir ne de beş dakika sonra başına gelecekleri bilebilir.

Hepimiz ölümü düşünmeden planlar kurmaktayız.

Kimimiz makam mevki derdine düşmüş.

Kimimiz para pul derdine düşmüş.

Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi ve ölümü aklımıza bile getirmeden ‘’tulu emel ‘’ ile yaşıyoruz.

Sanki dünyada ebedi kalacakmış gibi dünya hayatına aşırı bir şekilde bağlanmışız. Halbuki yarına kadar kalacağımız ne malum? Fakat bizi avutan tulu emeldir. Bu avuntu ile günlerimiz geçiyor. Ölümü aklımızdan bile geçirmiyoruz.

Bir kitapta okumuştum. Osmanlılar zamanında en pahalı olan evler  mezarlıklara komşu olan evlermiş. Bu evlerin pahalı olma sebebi eski insanların ölümü akıllarından çıkarmama düşünceleri imiş.

Tabii bu düşüncenin bir dayanağı var.O da Allah Resulü’nün “Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz” hadisidir.Eski insanlar bu hadisi kendilerine düstur edinmişlerdir.Bu hadise göre yaşamaya çalışarak yanlış yapmamaya ve gaflete düşmemeye çalışmışlardır.

Ya günümüz insanı olan bizler için ise ölüm,ya akraba ya da dostların taziyelerinde okuduğumuz Fatihalarla aklımıza gelir. Taziye bittikten hemen sonra her şeyi unuturuz.

Rivayet olunur ki:

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bir gün eline üç çomak aldı. Onlardan birini önüne, İkincisini yanına dikti. Üçüncüsünü ise yanından uzaklaştırdı.

Sonra buyurdu ki:

-“Bu nedir biliyormusunuz?

Ashab (r.a.):

-“Allah (c.c.) Resulü daha iyi bilir dediler.”

Resulüllah (s.a.v.) buyurdu:

-“Şu önüme diktiğim insandır, yanıma diktiğim ise ecel, uzağa attığım ise emeldir; Adem oğlu emeli almağa koşar, fakat ecel ona yakın olduğu için emele ulaşmadan onu yakalar.”

Hazreti Peygamberin (sallallahu aleyhi ve sellem) hadiste açıkladığı gibi eğer emellerimize ulaşmaya çalışırken ecel bizi yakalarsa o zaman ne yapacağız.

Bir düşünelim. Mal, mülk, çoluk, çocuk bizi ecelin elinden kurtarabilir mi?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Sonuç olarak şairin dediği gibi yarın bize musalla taşında yararı olmayacak şeylere kalbimizi bağlamayalım. Günde bir iki saat olsa da vaktimizi kurtuluşumuza vesile olacak olan ibadetlere verelim. O zaman hayatımızı hakkıyla yaşamış oluruz.

Yazımı bitirirken şimdiden Bütün Müslüman Kardeşlerimin Kurban Bayramını tebrik eder.Zulüm altında inleyen  Müslümanlara kurtuluş vesilesi olmasını diliyorum.

Hamit DERMAN

Medrese-i Yusufiyeden (Hapishaneden) Gelen Mektuplar 1

Daha önce duyurularda bildirdiğimiz üzere Hapishaneden gelen mektupları yayınlamaya başladık. RNK Neşriyata gelen mektuplardan birisi.

Selamun Aleyküm Kıymetli Serdar Arkadaşım. Rabbimizin Rahmeti, Bereketi, Nurları, Nimetleri ile Selamı Sizin ve Cümle Neşriyat ailesinin üzerine olsun İnşallah.

30 Mayıs tarihli mektubunuza şimdi yanıt yazma olanağı buldum. 2 Haziran itibariyle ilk ameliyatımı oldum. Şimdi tedavi amacı ile kapalı cezaevine geçici bir süre için getirildim.

Hamdolsun Hastalar Risalesini okuduktan sonra daha iyi oldum. Taşıdığım arkadaşla yaren oldum.

Elhamdülillah böyle bir musibeti yüce Rabbim bana nasip etmiş, ne kadar şükretsem azdır. Yeter ki Mevla kalplerimize hastalık vermesin.

Neşriyatta durumlar nasıl? Rabbim her daim yar ve yardımcınız olsun.

Mektubunuzu yoğun bakımdan çıktıktan sonra aldım. Varlığınız beşeri gücüme güç kattı. Cenab-ı yaradan sizlerden razı olsun.

Burada yaşantımızla örnek olmaya gayret gösteriyorum. Bana yollamış olduğunuz Hastalar Risalesi adlı büyük eseri hastanede hastalıkları ile ah eden benden daha çok ihtiyacı olduğuna inandığım bir kardeşe verdim. 3 gün aynı odayı paylaştım. Hastalar Risalesi ile kendi özünü buldu. Bu süre içerisinde kendisine elif-be’yi öğrettim. Orada kaldığımız süre içerisinde bizlerde bulunan hastalıkla şükür etmeyi öğrendim. Buna vesile olduğunuz için Rabbim hepinizden razı olsun. Sizler için dua etmekteyim. Sayenizde bir yaren daha kazandım. Bana, gittiği cezaevinden mektup yolladı. Orada onun konumunda olan bir arkadaşa rastlamış, onunda nasiplenmesi için risaleyi o arkadaşına hediye etmiş. Bana arkadaşındaki değişimleri uzun uzun yazmış. Böyle bir hayra vesile oldunuz. Rabbim hayrınızı kabul eylesin.

Ben sigara kullanmıyorum, cezaevinde sabit bir gelirle hayatımı idame ettiriyorum. Nesil yayınları aydan aya koli gönderiyor. Bende dağıtıyorum. Kimi camii vakfı seccade, tespih, takke yolluyor bende onları dağıtıp hizmet etmeye çalışıyorum. Çoğu yerden Kur’an talep ettim ama gelmedi. Serdar arkadaş her ay 50 lira arttırabilirim. Bunu neşriyata yollamak istiyorum. Allah yolunda yürüyen bir kardeşime faydalı olmak istiyorum. Yardımımı ulaştırabileceğim bir yer varsa bana bildirebilir misin? Uzun süredir cezaevindeyim. Kulun verdiği biter elbet rabbim bizleri yolunda yürüyenlerden eylesin. Mektuplarıma yanıt yazma özelliği gösterdiğinizden ötürü sizlere minnettarım.

Rabbim her işinizde yar ve yardımcınız olsun. Sizlerden razı olsun. Neşriyatta selamlarımı iletirsiniz. Hepiniz Allah’a emanet olunuz.

Sevgi ve Dua ile…

Kardeşiniz H.E.Ş.

(E-Tipi Kapalı Cezaevi…)

Bu mektup H.E.Ş.’nin 3. Mektubu olup 28.06.2010 tarihinde yazılmıştır.

Mektupların devamı gelecektir…

www.nurnet.org