Etiket arşivi: tebessüm

Hz. Muhammed (S.A.V.)’in Ahlâki Vasıfları

Ayet-i kerimeler, hadis-i şerifler ve İslâm büyüklerinin mübarek sözlerinin ışığında, Yüce Resulüllah (s.a.s.)’ın ahlâkî vasıflarını özetlemeye çalışalım.

* Rasulüllah (s.a.v.);

* Çok adildi,

* Nefsine hâkimdi,

* Cömertti, şefkatliydi,

* İnsan severdi, Dosttu,

* Edep ve hayâ abidesiydi,

* Sert değildi, yumuşak idi,

* Güler yüzlü, tatlı sözlüydü,

* Çok mütevazı idi, vakurdu,

* Sözünde mutlaka dururdu,

* Boş ve lüzumsuz konuşmazdı,

* Karşısındakini candan dinlerdi,

* Çocukları çok sever ve okşardı,

* Beyaz giymeyi tavsiye ederlerdi,

* Fazilet sahiplerine saygı gösterirdi,

* Kimsenin ayıbını yüzüne vurmazdı,

* İlim, hikmet çağlayanı, sabır timsaliydi,

* Dünya malına asla rağbet göstermezdi,

* Dinlemesini, söylemekten fazla severdi,

* Hayatı iman ve cihad olarak görmüştür,

* Zulüm ve sömürünün amansız düşmanıydı,

* Eli çok açıktı, cömertliği deryadan farksızdı,

* Sofradan daima doymadan, yarı aç kalkardı,

* Atılgandı, tehlikeden korkmazdı, heybetliydi,

* İnsanların faydası için, kendi rahatını terk ederdi,

* Daima Hakk’ın ve haklının yılmaz savunucusuydu,

* Namazı noksansız kıldıranların en hafif kıldıranıydı,

* Kimseye fena söylemez, kimsenin sözünü kesmezdi,

* Herkesin isteğini mümkün olan ölçüde, yerine getirirdi,

* Temizliğe son derece ehemmiyet verir ve riayet ederdi,

* Kahkaha ile gülmez, fakat daima mütebessim bulunurdu,

* Çalışmaya, ilim ve irfana, icat ve keşiflere teşvik etmiştir,

* Sosyal adaleti ve kardeşlik hukukunu en güzel o uygulardı,

* Modern medeniyetin öncüsü ve insanlığın manevi mimarıdır,

* Uyurken mübarek sağ elini, mübarek yanağının altına koyardı,

* Özel işlerini kendisi yapardı. Döşeği içi hurma lifi dolu deridendi,

* Güleceği zaman mübarek elini, mübarek ağzının üzerine koyardı,

* Akrabasını ve komşusunu hatırdan çıkarmaz, onlara ikramda bulunurdu,

* Gelmiş ve gelecek insanların en cesur ve en kahramanı, en kuvvetlisiydi,

* İlk defa insan haklarını tam manasıyla o açıklamış ve bunu tatbik etmiştir,

* İnsanlara madde ve mevkisine göre değil, takva ve ahlâkına göre değer verirdi,

* Hanımlarına karşı insanların en yumuşağı ve ikramlısıydı, 0nlara karşı daima tebessümlüydü,

* Ekseri yediği arpa ekmeği ve hurmaydı, Allah’ın huzuruna kavuştuğu vakit, evinde az bir arpadan başka yiyecek maddesi bulunmamıştı,

* Ne yer, ne içerse hizmetçisine de aynısını verirdi, vefat ederken son anlarında dahi “Elinizin altındakilere (hizmetçi ve işçilere) iyi davranmamızı, onların haklarını gözetmemizi ve namaza dikkat etmemizi” tavsiye buyurmuştu.

* Cahil bir toplumu, dünyanın en insani, en müreffeh devleti haline getirmiştir, O’nun tebliğ ettiği İslam Nizamı’nı hayatlarına gerçek manasıyla tatbik eden cemiyetler, yine aynı şekilde dünyanın ve insanlığın efendisi olurlar,

*Rasulüllah (s.a.v.) her yönden örnek alınacak en mükemmel insandır, Her Müslüman’ın O’nu en güzel şekilde öğrenip tanıması; Onun yüce ahlâkını yaşamaya ve yaşatmaya çalışması lazımdır,

ÇÜNKÜ O’NUN AHLÂKI, KUR’AN AHLÂKI İDİ.

Cenab-ı Allah (C.C.) bizleri O’nun şefaatinden mahrum etmesin!

Ahmet Tanyeri – DİYARBAKIR

www.NurNet.org

Günlük Hayatta Uygulayabileceğimiz Sünnetler

1. Hayırlı işlerde sağı kullanmak.

2. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak.

3. Yemeğe besmele ile başlamak, Allah’ın sonsuz ikram ve nimetlerini tefekkür ederek yemek, sonunda da hamd etmek.

4. Yemekte tabağın kendi önümüze gelen tarafından yemek.

5. Yemeğe sofradakiler ile beraber başlamak.

6. Acıkmadıkça yememek, tam doymadan yemeği bırakmak.

7. Tabağa az yemek koydurtup artık bırakmamak.

8. Selâmı yaymak. Eve girince ilk söz olarak ev halkına selâm vermek.

9. Selâmla birlikte samimiyetle, tebessüm ederek musafahada bulunmak.

10. Hediyeleşmek ve gelen hediyeye aynıyla veya daha güzeliyle karşılık vermek.

11. Az gülmek, gülünce kahkaha ile değil, tebessüm ederek gülmek. Mütebessim olmak.

12. Çoğu zaman susmak, tefekkür etmek, ihtiyaç olunca konuşmak.

13. Tane tane, orta bir ses tonuyla konuşmak. Çok mühim şeyleri üç defa tekrar etmek.

14. Nefsî ve dünyalık bir şey için öfkelenmemek; buna mukabil bir hak zâyi olduğunda ve uhrevî meselelerde yeri geldiğinde Allah ve din hakkı için öfkelenmek.

15. Doğru sözle şaka ve mizah yapmak.

16. Boş işler (malayani) ile iştigal etmemek.

17. Ayakkabı giyerken önce sağdan başlamak, çıkarırken de önce soldan çıkarmak.

18. Takke ve sarıkla başı kapatıp namazı öyle kılmak.

19. Soğan ve sarımsak kokusuyla mescid ve meclislere yaklaşmamak.

20. Misafire elinde bulunandan ikramda bulunmak. Misafir ve ziyaretçileri temiz bir kılık kıyafetle karşılamak.

21. Esnemeyi mümkün olduğu kadar gizlemek. Ağzı elle kapayarak gidermeye gayret etmek.

22. Dâvete icabet ve hediyeyi kabul etmek.

23. Kapıyı üç defa vurmak, cevap verilmezse geri dönüp gitmek.

24. Emin ve muttakî insanlarla istişare etmek, neticedeki karara tevekkülle uymak.

25. Cömertlik. “Cömert Allah’a yakın, cimri ise Allah’a uzaktır. Cömertlik kökü cennette olan bir ağacın dünyaya sarkmış dalıdır. Kim o dala tutunursa, o dal onu cennete çeker.”

26. Çok tefekkür etmek. “Tefekkür gafleti izale eder. Ölümü tefekkür etmek fani lezzetleri acılaştırır. Eşyanın üzerindeki fena damgasını gösterir.”

27. Borçlanmalarda durumu yazıyla veya bir şahitle tevsik etmek. Böyle bir tedbir asla itimatsızlık sayılmaz. Anlaşmalarda değişik tevil ve tefsirlere yol açacak boşluklar bırakılmamalıdır. Durumu net olarak tesbit etmek lâzımdır.

28. Ölmüş kimseleri hayırla yad etmek.

29. Mevtanın ardından yüksek sesle ve çırpınarak, saç baş yolarak ağlamamak. Böyle yapmak kadere itiraz ve Cenâb-ı Hakk’ın takdirini itham etmek olur.

30. Hasta akraba, dost ve arkadaşları ziyaret etmek. Onlara tesellî ve ümit vermek. Ziyareti uzun tutmamak. Hastanın hoşa gitmeyecek hallerini başka yerde anlatmamak.

31. Sıla-i rahimde bulunmak. “Akrabayla alâkayı kesen bir kimsenin bulunduğu meclise Allah’ın rahmeti inmez.”

32. Anne-babaya itaat etmek, onlara ihsanda bulunmak, kalplerini kırmamak ve hayır duâlarını almak.

İşte sünnet-i seniyyenin yaşanmasında daha bunlar gibi birçok hikmetler vardır. Bu sebeple, her Müslüman sünnet-i seniyyeyi yaşamayı ve yaşatmayı kendisi için en mühim vazife olarak görmelidir.

Risale-i Nur Enstitüsü