Allah, dünya genelinde nur talebelerinin teşkil ettirdiği şahs-ı manevi-yi nuriden hissemizi, istifade ve istifazamızı azim eylesin. Zaten istifade ve istifaze lazım ve melzum gibidir. Biri birisiz olması mümkün değildir. Birisi istifade ediyorsa bunun zahir alameti istifazadır (feyiz). Feyzi varsa muhakkak bir şekilde istifade etmiş gibidir.
Okumak anlamayı, anlamak istifadeyi, istifade ise istifazayı iktiza eder şeklinde ifade edebiliriz. Çünkü insanın latifeleri bu surette tatmin olmaktadır.
Doğru okumak ve okuduğunu anlamak için insanın elinden geleni yapması gerekmektedir. Bazı metodlar başkalarına ters veya yanlış gelebilir. Bunu da normal karşılamak gerekir. Çünkü farklı fıtratlar ve zeka türlerinin istifadesi farklıdır.
Mesela, işitsel zeka sahipleri en fazla istifadesi okunması ve metnin işitilmesidir. İşitsellere müzakere ve müteala yapılamaz.
Görsellere, bir şeylerin dimağda teşekkülü için izah etmek gerekmektedir. Görsellere sadece okuma yaparak onların fazla miktarda istifazalarını beklememeliyiz.
Bir de dokunsal olanlar var. Bunlara daha detaylı anlatımlar yapılarak hatta şekiller çizilerek maketler üzerinde anlatım yapılarak istifade edebilirler.
Bu yazmış olduğum sıralamada birbirini hoş görmeyenler birbirini reddederek farklı bir halete bürünebilirler. Zaten şahsen anlamadığım şey budur. Anlayış ve metod farklarının hoşgörülmemesi ve tek bir anlayışın hakim kılınarak diğerlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik teşebbüslerdir.
Nur talebelerinin medar-ı niza ne ihtilaf şeyleri sümenaltı ederek uhuvvet ve muhabbetini muhkemleştirmeye çalışması elzemken bu farkları ötekileştirmeye sebep sayarak adeta tekfir etmesi de içler acısı bir durumdur.
Mahrem mesele ve hatıraların sanal ortamlarda paylaşılarak naehillerin meselelere müdahil olmasına zemin hazırlamak ise, en kibar ifade ile içler acısı bir tutumdur.
Bu sebeple ihtilafi şeylerle meşguliyetin zihinde olumsuz izler ve psikolojide yaptığı tahribatlar ve insanlarda kusur avcısı gibi hallere sebep olunacağı için bunlarla meşgul olunmamalı.
“Kardeşim, hizmeti düşünmeyin, hizmeti en muhalife dahi Cenab-ı Hak yaptırır. Sizin düşüneceğiniz; uhuvvet, muhabbet, ittihat ve tesanüttür. En fazla düşüneceğiniz bunlardır. Bugün bize en fazla lâzım olan budur.” [1]
“Herhangi bir yere giderken, dünya işi için bile olsa muhakkak hizmeti niyet ediniz, hizmetle alâkalı bir iş yapınız. Tâ ki başınıza gelen her hadise hizmet hesabına geçsin…” [2]
Külliyatta o kadar mehaz varken, nice sahih bu manayı destekleyen nakiller de mevcutken kendimiz gibi düşünene muhabbet, uhuvvet, ittihad ve tesanüd göstermek gayrını tenkis ile tekfir boyutuna gitmek manevi olarak kıyamet alameti ve okunanla tatbikatın çelişmesinden başka bir şey değildir.
Eskiden yüz düşmanlık ve adavetimiz dahi olsa da, onları helâl edip hatırlarını kırmamağa çalışacağımıza, Kur’anın ve imanın ve uhuvvet-i İslâmiyenin ve maslahatımızın emriyle ve irşadıyla karar verdik.” diyerek, bu hapsi bir mübarek dershaneye çeviriniz. [4]
Risale-i Nur nifak ve şikakı, tefrikayı, fitne ve fesadı kaldırıp; kardeşliği, uhuvvet-i diniyeyi, tesanüd ve teavünü yerleştirir. Risale-i Nur mesleğinin bir esası da budur. Risale-i Nur gurur ve kibir ve hodfüruşluk ve zillet gibi ahlâk-ı seyyieden kurtararak, tevazu’ ve mahviyet ve izzet ve vakar gibi güzel ahlâklara sahib kılar. [5]
Selam ve dua ile
Muhammed Numan ÖZEL
[1] (Son Şahitler, c. 4, Said Özdemir Hatırası)
[2] Said Özdemir Ağabeyden bir nakil
[3] Sözler (152)
[4] Sözler (153)
[5] Sözler (765)
Kaynak: RisaleHaber
www.NurNet.org