Etiket arşivi: tercüme

Avrupa Polonya Hizmetleri 2011

Esselamu Aleykum Ve Rahmetullahi Ve berekatuhu

Avrupa’nın yüz ölçümünün en büyük ve nüfusunun en yoğun olduğu ülkelerden biri olan Polonya’dan tüm ağabey ve kardeşlere binler selam ederiz.

Polonya’nın başkenti Varşova’da dokuz ay önce dershane açıldı ve elhamdülillah çok güzel hizmetler oluyor.

Yirmi altıncı Lamanın dokuzuncu Ricasında kahraman Üstadımızın Rusya’daki esaretinden firar edip “Ta Varşova ve Avusturya’ya uğrayarak İstanbul’a kadar geldim” diyerek hizmetin temellerini ta o zamanlardan attığı Polonya yani Lehistan’dayız.

Buraya gelmeden önce Bosna-Hersek’te ve birçok ülkelerde Risale-i Nurların tercümesi ve neşri ile alakadar olan Erdoğan Nil abi, Polonyalı, 6 yıl önce iman ile müşerref olmuş, tercüman Raşit kardeş ile tevafuken tanışıp tercüme faaliyetlerinin başlamasına vesile olmuş.

Şimdi Hizmet-i Kuraniyede bulunan Raşit, Mucizat-ı Ahmediye, Küçük Sözler, Hastalar Risalesi, Muhtasar Tarihçe-i Hayat, 33 pencere, 23cü söz ve Tabiat Risalesinin tercüme edilmesine muvaffak oldu.

Polonyalı Raşit kardeşimiz bütün vaktini Risale-i Nurların tercümesine sarf ediyor ve kendisinin söylediği “Zamanımız az, bir dakikayı bile zayi etmemek gerek, en kısa zamanda külliyatı tercüme etmeliyiz” diyerek inayet-i İlahiye ile ve dualarınızla şu an şevkle tercümelere devam etmektedir.

Neşriyat faaliyetleri böyle suhuletle ve inayetle devam ederken, diğer yanda Üstadımızın Rusya’dan dönerken uğradığı Varşova şehrinde her gün derslerimiz oluyor, elhamdülillah! Umumi derslerimizi cumartesileri dershanemizde yapıyoruz. Diğer günlerde Lehistanlı ve Türk ağabeylerin evlerinde dersler yapılıyor.

Polonya’da Kur’an-ı Kerimden sonra tercüme edilen ilk İslami kitap Nur Risaleleridir. Bu vesile ile Polonya müftüsüne Mucizat-i Ahmediyeyi gönderdik sonra bizden 500 tane kitap aldı. Bütün çıkan risaleler müftülük aracılığı ile Polonyalı Müslümanlara ulaştırılıyor. Yine müftülüğün vesilesi ile 20 kütüphaneye risaleleri koyduk.

Üstadın Mufassal Tarihçe-i Hayatını okuyup çok etkilenen ve “Ben önceden pasif bir müslümandım ama şimdi büyük bir dava adamını tanıdım, artık benim durmamam lazım” diyen bir Polonyalı Müslüman profesör bizleri Lublin şehrine davet etti. Risale-i Nurun tanıtımı için 3 gün bir salon kiralayıp 400’e yakın Polonyalıyı davet etmiş. İçlerinde birçok ilim adamları, öğretmenler ve eğitimcilerde vardı. Üç gün boyunca çok güzel hizmetler oldu ve 600 kitap satıldı.

Mucizat-ı Ahmediye Risalesi basılmış ama elimize ulaşmamıştı, cuma sabahı bir rüyada, eski binanın içinde ağabeylerle meşveret ediyoruz ve bütün tanıdığımız ağabeyler orada hazır ve birden gür bir seda ile duyduk ki “Peygamberimiz Hz. Muhammed ASM geliyor” hemen karşılamak için büyük bir sevinçle dışarı koştuk ve baktık ki Medine’deyiz. Resul-i Ekrem ASM geldi ve bize dedi ki “Sungur nerede?” Birde baktık ki öbür taraftan Mustafa Sungur ağabey Rasulullah ASM a doğru geliyor.

Resul-u Ekrem ASM emretti ki hemen benim evimin yakınına Sungura bir ev yapınız. Biz hemen bu emir üzerine koştuk ve Mustafa Sungur ağabeye ahşaptan bir ev yaptık. Peygamberimiz ASM bizden birkaç gence kapıda durup Mustafa Sungur ağabeye hizmet etmemizi emretti. Bu rüyanın etkisi ile uyanıp düşünürken Mustafa Sungur ağabey aradı, bende hemen kendilerine bu rüyayı anlattım, Sungur ağabey de “Tercümelerin makbuliyetine ve ileride olacak büyük hizmetlere işarettir” dedi. Cuma namazından sonra Varşova Medrese-i Nuriyemize Mucizat-i Ahmediye risalesi elimize ulaştı ve böylece bu rüyanın tabirini anlamış olduk. 

Mayıs ayında Varşova’ya, başta Fırıncı ağabey ve ehli hizmet abiler, Bosna-Hersek’ten, Estonya’dan, Çek Cumhuriyetinden, Finlandiya’dan abi ve kardeşlerin iştirakiyle çok feyizli ve çok büyük hizmetlere vesile olan bir ziyaret gerçekleşti. Fırıncı ağabey Tataristan asıllı Polonya Diyanet İşleri Başkanı ile görüştü.

Ve Diyanet isleri başkanı Fırıncı ağabeye “Ağabey Polonya’da Risale-i Nurların inkişafı için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız” dedi.

Hizmetler bu derece hızlı inkişaf ederken, Cenab-ı hakkın inayetiyle hapishanelere de kitapları götürdük. Elhamdülillah hapishanede ellerine Risaleler ulaşan 3 kişi Müslüman oldu ve dershaneye sürekli mektup yazarak bize sualler soruyorlar. Ziyaretlerine gittik ve orada çok şaşırdık, mahkûmlar tercüme edilen bütün risaleleri okumuşlar. Hapishane artık onlar için bir Medrese-i Yusufiye oldu. Nurları şevkle okuyan mahkûmlar “Bizler burada Nurlardan dersimizi tamamıyla alıp, inşallah ıslah olarak çıktığımız gün Risale-i Nurların Polonya’daki inkişafı için elimizden gelen her türlü hizmeti yapacağız“. Elhamdülillah Risaleler Hakaik-i İmaniye dersleri ile Polonyalı mahkumları da bizlere kardeş eyledi.

Üstad hazretlerinin Leyle-i kadirde ihtar edilen bir mesele-i mühimmede müjdelediği İsveç, Norveç, Finlandiya’dan da güzel haberlerimiz var.

Finlandiya’da Emre kardeş ailesi ile tercüme faaliyetlerine devam ediyorlar. Hastalar risalesi neşredildi, yakın zamanda da inşallah 23.söz neşredilecek.

İsveç’e gittiğimizde elhamdülillah çok güzel bir hizmet zemini gördük. Orada da tercüme faaliyetleri başladı.

Norveç’ten de çok ısrarla davet ediyorlardı, gittik ve Norveççeye tercümeler başlatıldı.

Dualarınızla oralarda da dershanelerimiz açılacak.

Bir ay öncede Macaristan’a gittik. Büyük Sözler tercümesi bitti neşredilecek.

Macaristan’da iken, Çek cumhuriyetinde tercüme ve hizmetlerle ilgilenen Bekir Bakış abi ile görüştük. Çekçe Tabiat risalesi neşredilmiş.

Estonya’dan da müjdeli haberler var, hizmet için Azeri Vakıf Rasim kardeş gitmiş ve üç gün önce mübarek cuma günü başkent Tallin’de dershanemiz açıldı.

Dualarınızı ve sizleri bekleriz.

Polonya Resul

10.10.2011

www.NurNet.org

Risale-i Nur’ları İspanyolcaya Çeviren Lorena’nın Mektubu

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakattuhu

Kıymetli Kardeşlerim,

Risale-i Nur’ları İspanyolca’ya tercümesini yaptığım müddetçe yaşadıklarımı, basit kelimelerle anlatmam adeta imkansız. Tercüme işine ilk olarak, kardeşlerime yardımcı olmak amacıyla sıradan bir uğraş gibi başladım. Fakat çevirileri tamamladıkça, bu işe çok daha fazla vakit ayırmanın lazım olduğunu hakkalyakin hissettim.

Birçok kardeşime de söylediğim gibi; bu çok büyük bir vazife ve böylesine bir onuru hakedip etmediğimden emin değilim. Bediüzzaman’ın sözlerini tercüme etmek muazzam bir iş. Sadece edebi zorluklardan değil, aynı zamanda, günümüzde okuduğumuz bu eserlerin, yıllar önce yaşamış ve ve kendi zamanının çok ötesinde olan bir kişi tarafından yazılmış olması hasebiyle de muazzam bir iş.

Risale-i Nur’lar okunurken, Üstad’ın maruz bırakıldığı ağır şartlar ve hizmet-i imaniye esnasındaki zor koşullar nazara alınmalı. O zaman bütün külliyat ayrı bir mana kazanıyor. Günümüzde bilgiyi yaymak o kadar kolay ki, bunun için bir tuşa basmak yeterli oluyor, fakat Üstad ve onun sadık talebeleri için bu çok zordu.

Böylesine onurlu bir hizmetin parçası olmanın sorumluluğu altında eziliyorum. Bu çok büyük bir mesuliyet, çünkü biliyorum ki, anadili ispanyolca olan kişiler Risale-i Nur’u benim gözümden ve benim kelimelerimle okuyacak. İnşallah, Allah bana bu işi doğru bir şekilde yapmam için bana yardım eder, amin.

Şu ana kadar bazı kitapların tercümesini bitirmiş durumdayım, fakat özellikle enson 21.lema, ihlas risalesinin çevirisini yaparken çok garip bir durumla karşılaştım. Cümleleri monitörde ingilizcesinden okurken, ellerim klavyede ispanyolca olarak yazıyordum. Yazarken klavyedeki harflere bakmadığım için, sadece yazıyı okuyordum. Ancak birden farkettim ki, herzamankinden çok daha hızlı yazıyorum ve sanki birisi cümleleri bana söylüyor, ben de yazıyorum. Artık okuma, tercüme etme, yazma, kontrol etme süreci geride kalmıştı. Sübhanallah, ben sadece yazıyordum. Hatta yazdığım cümleleri Üstad’ın söylediğini duyuyordum. Müthiş bir şaşkınlık içerisindeydim ki, bir süre durmak zorunda kaldım. Bir klavyeme baktım bir de monitöre, sonra da etrafıma baktım. Bu yaşadığımın ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Sadece ne hissettiğimi biliyorum.

Tercümelere şevkle devam ediyorum ve en büyük arzum ise benim de öğrenmekte olduğum bu nurları, bütün insanların da anlaması ve sevmesi. Allah bu nurlu yoldaki herkesi, bilhassa 10 yıl önce ilk olarak “La ilaha ila-llah, Muhammadan rasul Allah” diyerek islamiyeti kalbime getirenleri muhafaza buyursun, amin

Allah’ emanet olunuz…

Lorena ( Vacide Abla )

Arjantin

www.NurNet.org

Arjantin – İspanyolca Tercüme Çalışmaları Tüm Hızıyla Devam Ediyor

Esselamualeykum ve rahmetullahi ve berekatuhu

Pek muhterem, kıymetli ağabeylerimiz,

Evvela, mubarek şuhur-u selasenizi tebrik ediyor ve Güney Amerika hizmetlerinin bir çekirdeği hükmündeki Arjantin medrese-i nuriyesinden binler selam ediyoruz.

Cenab-ı Hakkın inayeti ve Ağabeylerimizin samimi dualarıyla Arjantin’de Nur Hizmetleri başlayalı üç ayı geçti. Elhamdulillah, bu kadar kısa süre içerisinde, tahminimizin fevkınde gelişmeler birbirini takip etti. Tercümelerin başlaması ve kitap fuarı faaliyetlerinin yanısıra, şimdi kitap basımına kadar gelebilmeyi Cenab-ı Mevlamız nasib etti.

Yirmi üçüncü söz şu an baskıda ve inşaallah önümüzdeki Cuma günü teslim alacağız. Bunun yanında en son halleriyle matbaadan aldığımız hastalar risalesi ve küçük sözler elimizde nümune olarak hazır, baskıya girmeyi bekliyorlar. İmkanlarımız elverdiğinde, hemen bu kitapların da basımını gerçekleştireceğiz, inşallah.

Arjantin hizmetlerinin belki de en önemli kısmı diyebileceğimiz, Nurların ispanyolca lisanına tercüme çalışmaları da tüm hızıyla devam ediyor. En son yirminci mektup, yirmibirinci lema ihlas risalesi ve onbirinci lema olan mirkatüssünne bitmiş durumda. Tercüme çalışmaları esnasında Vacide Hanımıın başından geçen acib bir hadiseyi ve hissiyatını anlatan mektubu okumak için tıklayın.

Geçtiğimiz günlerde, burada Ömer bin Hattab adındaki kolej tarafından bir konferans düzenlendi. Bu konferansın adı Arjantin’de İslam Gençliği, konuşmacı olarak lise talebesi Zekeriya Abdulcanab ve Arap Konsolosluğunda çalışan Şehy Abdulkerim katıldı. Bizim de dinleyici olarak katıldığımız bu konferansta çok kişilerle tanışma fırsatımız oldu. En başta Şeyh Abdulkerim’e ve Pakistan elçiliğinde çalışan Perviz isimli bir zata, Risale-i Nur’un, Kur’an-ı Kerim’in bu asrın anlayışına sunulan bir dersi ve tefsiri olduğunu ifade edip birer kitap hediye ettik. Üniversite, lise hatta ilköğretim talebeleri ile de uzun sohbetlerimiz oldu. Yine bu kardeşlerimize de nurlardan hediye ettik.

Buradaki mısırlıların alakadar olduğu El Ahmed isimli caminin iki imamı El Ezher mezunu Şeyh Abdunnabi ve Şeyh Muhammed Cafer, Nurları duymuşlar fakat okumak nasib olmamış. Şeyh Abdunnabi ismindeki zata bundan hemen hemen bir ay önce Arapça Sözler mecmuasını takdim etmiştik. Kitaba şöyle bir göz gezdirdikten sonra, beş ay içinde okuyabileceğini söylemişti. Birkaç gün evvel Cuma namazı sonrasında tekrar görüştüğümüzde ise bir hafta içinde Sözler mecmuasını bitireceğini bize söyledi. Halbuki okumaya yaklaşık bir ay önce başlamıştı. Demek Risale-i Nur’un cazibesine kayıtsız kalamadı ki, kısa süre içinde Sözlerin sonuna gelmişti. Ve iştiyakla haftaya Lemalar mecmuasını getirmemizi istedi.

Yine bu camide Ebubekir isminde arjantinli bir müslüman kardeşimizle tanıştık. Yirmi Üçüncü söz ve Küçük Sözleri verdik. Aradan bir hafta sonra tekrar camide karşılaştığımızda hem Nurların ehemmiyetinden hem de Üstadımızın Tarihçe-i hayatından bahsedelim dedik. Ama baktık ki; Ebu Bekir, Üstadımızın kısa tarihçe-i hayatını adeta bize özetliyor. Ayrıca bu zat kendı imkanları, yani fotokopi ile küçük sözleri çoğaltıp dağıtacağını söyledi. demek nurların burada çok ihtiyaç olduğunu o da idrak etmişti. zaten burada kitap verdiğimiz ve görüşlerini aldığımız birçok kişiden duyduğumuz cümleler hemen hemen aynı.diyorlar ki; “ispanyolca lisanında islami kaynak çok az ve bu eserlerin biran önce tercümesinin yapılıp, basılıp, latin amerikadaki insanlara hızla ulaştırılması lazım.”

Cuma namazlarını ve bazı vakit namazlarını takip ettiğimiz El Ahmed Camii, insanlarla birebir irtibat kurabileceğimiz, hizmet için çok münbit bir zemin. Burada beş altı sene önce müslüman olan, üniversiteli ve liseli bir çok genç kardeşimizle tanışma imkanı buluyoruz. Ve Türkiye’de olduğu gibi bu kardeşlerimizi dershaneye çay içmeye davet ediyoruz. Bu gençlerle Cuma namazı sonrası medresemizdeki bir nevi talebe derslerimiz devam ediyor. Hatta bu derslerden birisinde Birinci söz bismillah bahsini okuduk. Üstadımızın üslubu onları etkilemiş olmalı ki sonrasında geri kalan kısmı mail olarak adreslerine göndermemizi istediler. Çünkü, maalesef halihazırda, kitap halinde basılmış Küçük Sözler mecmuası elimizde yok.

Elhamdülillah, bu El Ahmed Camiinde hizmet için çok münbit bir zemin var. Fakat şimdiki dershanemizin buraya uzak olmasından ulaşım sorunumuz vardı. Uzun zamandır aramamıza rağmen mescide yakın bir daire bulamamıştık. Ümitlerimizin tükendiği bir zamanda, Rabbimize yüzbinlerce şükürler olsun ki, camiye yürüyerek beş dakika uzaklıkta bir yer tuttuk. İnşallah birkaç gün içinde taşınacak olduğumuz yeni medresemiz, Ömer bin Hattab kolejine de çok yakın. Bu sayede oradaki talebelere de daha kolay ulaşabileceğiz.

Son olarak, önümüzdeki on gün içinde buradan bin kilometre uzaklıkta bir eyalet olan Cordoba’da bir kitap fuarı bizi beklemekte. Orada dağıtacak olduğumuz 10 bin adet broşürümüz şu anda hazır. inşallah, 23.söz ve hastalar risalelerini de yetiştirmeyi ümid ediyoruz. Bu kitap fuarına en azından bir hafta katılmayı ve şimdiden tanıştığımız, oralı bazı Müslümanlar vasıtasıyla yeni kitaplarımızdan, oradaki Müslümanlara da ulaştırmayı hedefliyoruz.

Allah’ın yardımı ve siz kıymetli Ağabeylerimizin dualarıyla, burada yapacak daha çok işimiz var. Rabbim buradaki muhtaç gönüllere, layık ellere bu nurları ulaştırabilmeyi nasip etmesi için dua ediyor, dua bekliyoruz…

Arjantin-Buenos Aires’ten  kardeşleriniz

Arif, Abdullah

www.NurNet.org

Risale-i Nur’u Yunancaya Tercüme Eden Ahmed Beşir ile Yapılan Röportaj

Ahmed Beşir Abi ile Mayıs 2011 ayının son günlerinde, ailesi ile birlikte gezi amaçlı geldiği İstanbul’da, kalmakta olduğu vakfın lobisinde son derece sıcak bir atmosferde geçen bir röportaj yaptık.

Kendisi aslen Yunanlı. Mesleği inşaat mühendisliği. Hıristiyan bir Yunanlı ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Mesleği icabı Yunanlı bir firmanın mühendisi olarak gittiği Kenya’da 1973 yılında İslamla müşerref olmuş. Kendisi Arapça diline de son derece hakim. Zira Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde bulunan Muhammed İbn-i Saud Üniversitesinde Usul-ud Din bölümünde eğitim almış. Halen İngiltere’nin Manchester şehrinde İngilizce öğretmeni olan eşi ve dört çocuğu ile birlikte yaşamakta. Kendisine sormuş olduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar şöyledir :

– Risale-i Nurlarla tanışmanızı ve genel olarak duygu ve düşüncelerinizi aktarır mısınız?

“Risale-i Nurlarla bundan yaklaşık 5 sene önce Yunanistan’ın Gümülcine şehrinde bulunan nur dershanesinde tanıştım. Beni derinden etkileyen bir eser oldu. Kanımca en etkileyici hassasiyeti insanları bir araya getiren birleştiriciliği. Diğer bir ifadeyle, bu eserler Nuh’un gemisine benzer bir fonksiyona haiz. Bu nedenle bu eserleri vatandaşlarım olan Yunanlıların da tanıması gerektiğini düşündüm ve tercüme faaliyetlerine giriştim.

Halen, devam etmekte olan Mucizat-ı Ahmediye’nin tercümesinde editörlük yapıyorum. Tercüme çalışmalarım İngilizceden Yunancaya ve Arapçadan Yunancaya şeklindedir. Bu çalışmalarda İngilizce öğretmeni olan eşimin de büyük desteklerini aldığım için çok şanslıyım doğrusu.

Vurgulamak istediğim bir husus daha var. Mary Weld( Şükran Vahide)’e ait olan ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatını konu alan Islam in Modern Turkey isimli eserin Yunancaya tercümesi son derece hayatidir ve bu tercüme ivedilikle planlamaya alınmalıdır kanaatindeyim. Öte yandan yaşamakta olduğum Manchester kentinde her Perşembe risale-i nur dersleri yapılmakta olup bu derslere katılmaktan son derece memnunum. Ülkeme yaptığım ziyaretlerde de nur dershanelerini ziyaret ediyorum.”

– Yunanistan’da İslamın geleceği hususunda neler söyleyeceksiniz? 

“Yunanistan eğitim sistemi ve toplumun genel yapısı itibariyle İslama bakış açısı biraz önyargılı ve İslama geçen Yunanlı sayısı son derece az. Yapılacak olan Risale-i Nur tercümeleri ve nur dershaneleri bu olumsuz durumun iyileştirilmesi açısından önemli diye düşünüyorum.”

Kendisine teşekkür ettik ve yapmakta olduğu bu hizmetlerde muvaffakiyetler dileyerek vedalaştık…

www.NurNet.org

Risale-i Nur Rusça’ya Tercüme Ediliyor

Risale-i Nur’lar, günümüz Rusya’sında çeşitli sahalarda hususen gençler ve ehli ilim nezdinde çok önemli bir yer edindi ve çokça okunmakta.

Rusya’da birçok millet var. Binaenaleyh bu milletlerden Risale-i Nur’ları hem Rusça hem Türkçe rahat okuyabilenler bulunmakta.

Risale-i Nurların Rusça tercümeleri henüz bitmedi ve bu tercümelere olan ihtiyaç da had safhada. Bununla beraber kabiliyetli ehli ilim hizmet meselelerine sahip çıkmakta. Onlarla beraber çalışmak niyetiyle devamlı Kur’ân hakikatlerini öğrenmek ve bu hakikatlerin neşriyatı için daha düzenli ve sistemli çalışmak gayretindeyiz.

Erzurum Tercüme Heyeti

www.NurNet.org

Editörün Notu: Risalelerin Rusça’ya çevrilmesi projesinde gönüllü çalışmak isteyenler için iletişim: