Etiket arşivi: yardım

Neden Gayr-ı Müslim Ülkeler Yardıma Geldi?

Neden Gayr-ı Müslim Ülkeler Yardıma Geldi?

“Devletler, milletlerin hafif muharebesi; tabakat-ı beşerin şedid olan harbine terk-i mevki ediyor.

Zira beşer, edvarda esirlik istemedi, kanıyla parçaladı. Şimdi ecîr olmuştur; onun yükünü çeker, onu da parçalıyor.” (1)

Dünyada hiçbir şeyin sabit bir şekilde tekdüze hareket etmediği aşikardır. Ama insan bazen gaflet sebebiyle her şeyin sabit ve aynı olduğunu tevehhüm eder. Zaten tevehhümün özelliği de bu değil midir? Yani yok olan bir şeyi varmış gibi kabul etmesi ve insana ettirmesi.

Dünya hayatında insanlığın varoluşundan itibaren birçok külli değişimler olmuştur. İnsan ise, bu değişimlerden etkilenen en temel mahlûktur. Fakat bu değişimler def’i ve ani bir surette olunca insan bu değişimi idrak edememektedir. Ancak kendisinin de içinde bulunduğu bu değişim zamana yayılmış bir şekilde olursa farkında olmadan bu tebeddülata ayak uydurmaktadır. Şayet ayak uyduramazsa bir bocalama yaşayacaktır.

İnsan hilkatinin bir sebebi de içinde bulunduğu Halık-kainat-mahluk üçgenini anlamlandırmak değil midir zaten.

Ülkemiz belki dünyada bu değişim sürecinden en fazla etkilenen ülkedir desek mübalağa etmiş olmayacağımızı düşünüyorum.

Krallıklar dönemi, cumhuriyetler dönemi ve şimdi de “tabakat-ı beşer” zamanına geçiş başladı fakat insan bu sürecin farkında olmazsa anlayamıyor tabiki.

“Avrupa ikidir” (2) sözünü her şeye tatbik etmemiz gerekiyor ki hadisatı doğru tahlil edebilelim. Ülkemizde yaşanan musibette baktık ki Yunanistan, Ermenistan, Çin gibi gayr-ı müslim ülkeler de yardıma geldiler. Birçok kimse de bunların ülkemizde ne işi var diye düşündüğünü tahmin ediyorum.

Her ülke şu anda iki kutuplu bir vaziyettedir. Sağduyulu insanlar ve sağduyusunu yitirmiş insanlar olarak. Bizim ülkemiz olsun başka ülkeler olsun musibetlerde yardım elini uzatanlar genellikle o ülkedeki etkin ve yetkin sağduyulu insanlar sebebiyle olmaktadır. “Tabakat-ı beşer” muhabere ve muhaveresi de bunu ifade etmektedir. Yoksa ülkemize yardıma gelen ekip veya ülkelerin tamamı sağduyulu olduğu veya olmadığı anlamına gelmemektedir.

Yeni bir döneme geçildiği için. Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin “Avrupa ikidir, üç şahsiyetim var…” gibi ifadelerini iyi tahlil edebilmemiz gerekmektedir ki, hadiseleri doğru yorumlayıp sentez ve analizimizi tam yapabilelim.

Musibet eliyle ahirete irtihal eden müminlere rahmet, kalan musibetzedelere de bu musibetin keffaretüzzünub olmasını niyaz ederim.

Selam ve dua ile

Muhammed Numan ÖZEL

1-Sözler (709)
2-Lem’alar (115)

Kaynak: RisaleHaber

 

www.NurNet.org

Hayırseverlere Akçakale’den Son Haberler

Son bir kaç haftadır Akçakale Mülteci Kampı’na, sınır kapısına ve Akçakale içerisindeki durumlara hemhâlız.

Son durumu değerlendirmek üzere Şanlıurfa’daki STK’larca oluşturulan platformda; alınan kararlar gereğince özetleyecek olursak; son bir hafta içinde Suriye’den Akçakale’ye giriş yapan muhacir sayısı on bini aşmış durumda! Bu insanlar sokaklarda caddelerde, boş, sadece beton evlerde yiyecek, içecek, giyecek olmadan bu kış mevsiminde hayatta kalma mücadelesi vermekteler. Bizzat kendimiz Şanlıurfa’da topladığımız yardımlarla gidip müşahede ettiğimiz kadarıyla; evlere giriyorsunuz bomboş bir ev, içeride 4 aile 25-30 mevcut çoluk-çocuk yemeye içmeye muhtaç, yatmaya üstlerine bir battaniye dahi yok!

Her yerde manzara aynı şekilde… Sürekli top-tüfek sesleri, az ilerinize düşen bomba sesleri… Şuan bu kardeşlerimizin en çok elzem derecede ihtiyacı battaniye ve hayatta kalabilmek için geçen senede yaptığımız gibi bozulmayan pişirme gerektirmeyen helva, ekmek, çocuklar için süt, çocuk bezi gibi ihtiyaçlar olsa çok makbul olacağı kanaatindeyiz. Bu hafta sonu Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği bölgedeki misafirlerimize yardımlar ulaştırdı. Mülteciler ülkeleri ve kendilerine yardım eden hayırseverler için dua ediyorlar. Çare Derneği Suriye ekibi olarak hayırseverlerin zekât, sadaka, öşür gibi himmetlerini bu insanlardan esirgememelerini rica ediyoruz.

ÇARE DERNEĞİ SURİYE EKİBİ

Çare Derneği’ne mülteci kardeşlerimiz için ulaştıracağınız yardımlar için;

https://www.care.org.tr/?p=content&cl=bagis&l=bagis_yap

Tüketim Ahlakı Nedir?

İslam dini, hayatın birçok alanında olduğu gibi tüketim konusunda da – birçok hikmetlere bağlı olarak- belirli bir sınırlandırma yapmıştır. Helal-haram ölçüsü, israf etmemek ve gösterişten kaçınmak gibi manalar bu sınırlandırmayı ifade eder.

Sınırsız-kayıtsız bir hayat ve sonsuz özgürlük gibi kavramlar, ne dinsel anlayışla ve de insani yaşayışla bağdaşmayan kavramlardır.

İnsan, ne kadar özgür olursa olsun sonuçta Abdullah’tır yani Allah’ın kulu ve kölesidir. Dolayısıyla O’nun çizmiş olduğu dairenin dışına çıkamaz. Çıkarsa nefsin esiri olup şeytanın tuzağına düşer. Zaten “Helal dairesi geniştir. Keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.”(Bediüzzaman)

Tüketim konusunda da insan, sonsuz bir hürriyet sahibi değildir. Meşru olmayan yiyecek ve içecekleri tüketemez. Savurgan davranamaz. İhtiyaç fazlası harcama yapamaz. Yaparsa israf etmiş olur. Ve israfın dinimizdeki hükmü ise haramdır.

Kısacası tüketim ahlakı; tasarrufu, paylaşmayı ve yardımlaşmayı gerektirir. Özellikle de milyonlarca insanın sefil ve aç yaşadığı bu yüzyılda…

Diğer bir yandan ideal bir İslam toplumunda, ihtiyaç sahiplerine yardım,-imkânı olanlara- bir mecburiyettir. Gerçek bir İslam hayatında zengin ile fakir arasında -ekonomik ve insani anlamda- derin bir uçurum olmaz. Çünkü inançlı bir insan, sosyal sorumluluk sahibidir.

Örneğin; zekât ve sadaka gibi mali ibadetlerle zenginin fakire şefkat ve merhamet; fakirin zengine ise saygı ve hürmet duyguları gelişir. Ayrıca zengin, Allah’ın rızasını kazanmakla beraber fakirin kin ve öfkesinden kurtulup tam aksine dua ve dostluğunu kazanır. Bu örnek, İslam denizinin güzelliklerinden sadece bir damla…

Kısacası İslam dini, günümüz insanın aradığı ideal bir mutlu yaşam biçiminin tek adresidir. Cenab-ı Hak, doğru İslamiyet’i ve İslamiyet’e yakışır doğruluğu yaşayan, bilinçli, ölçülü ve faziletli Müslümanlardan eylesin… Âmin…

İbrahim Yardım / İlahiyatçı – Yazar

Kaynak: www.NurNet.Org

Gazze İçin Acil Çağrı! Gönüllü Tıpçılara İhtiyaç Var..

İsrail’in Filistin Gazze saldırıları nedeniyle çok sayıda sivil hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Mevcut yaralıların yanı sıra 2006 yılından beri sistematik olarak devam eden saldırılarda yaralanan binlerce Filistinli ileri tıbbi bakıma ihtiyaç duymaktadır.

Yeryüzü Doktorları Filistin sağlık altyapısının güçlendirilmesine yönelik yürüttüğü pek çok proje yanında acil tıbbi bakım ihtiyacına yönelik de çalışmalar yürütmektedir.

Bu bağlamda Filistin Gazze’de yaralıların tedavileri için yürütülen acil tıp çalışmaları ve geç dönem rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde aşağıdaki ana ve yan dal uzmanlık alanlarındaki gönüllülere çağrı yapılmaktadır.

Gazze’nin sağlık altyapısı ortalama şartlardadır ve temel branşlarda hekim sayıları da yeterlidir. Ancak saldırı dönemlerinde artan hasta sayısı ve ileri cerrahi uygulamalar konusundaki yetersizlikler yaralıların yaşamını tehdit etmektedir. Gönüllü hekimlerimizden saha şartlarını ve riskleri değerlendirerek başvurularını yapmalarını rica ederiz.

Bu bağlamda TİKA ve Sağlık Bakanlığı’nın işbirliği ile gönüllü personel görev izinli sayılmakta ve özlük haklarında bir kayıp yaşanmamaktadır. Başvuru için www.yeryuzudoktorlari.org adresi üzerinden gönüllü başvuru formu doldurup bilgi@yyd.org.tr mail adresine özgeçmişlerinizi göndermeniz yeterlidir.

Tel: +90(212)5861212 (Seda Yılmaz)

UZMANLIK ALANLARI

•Anesteziyoloji ve Reanimasyon

•Beyin ve Sinir Cerrahisi

•Çocuk Cerrahisi

•Genel Cerrahi

•Göz Hastalıkları

•Göğüs Cerrahisi

•Kadın Hastalıkları ve Doğum

•Kalp ve Damar Cerrahisi

•Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

•Ortopedi ve Travmatoloji

•Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

•Radyodiagnostik

•Üroloji

YANDAL UZMANLIK ALANLARI

•Periferik Damar Cerrahisi

•Harp Cerrahisi

•Gastroenteroloji Cerrahisi

•El Cerrahisi

•Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi

İftardan Sonra Müslüman Oldular (Filipinler’den Haberler)

Filipinler, Asya’nın Ayasofya’sı diyorduk ya! Ayasofya’mız peyderpey mescide tebeddül ediyor. Pek yakın bir istikbalde yakınımız var, istikbal semalarıyla Asya’nın zemini teslim olacak yedi beyzayı İslam’a demiyor muyduk? Teslim başladı. Bakın ey Müslümanlar bu söz nasılda tahakkuk ediyor, bu mana nasılda vücut buluyor, o beşaret nasıl hayatlanıyor…

Dem bu demdir. Bu dem son asrı furkanının beşere bihakkın ve bitamamiha hükümran olacağı cennet-asa bir bahar demidir. Âdem’e mağfiret ikliminin yaklaştığı demdir, Nuh’un ufkunda Cudi’nin şahikasının belirdiği demdir. İbrahim’e yıldızlar kadar ümmet muştusunun duyurulduğu demdir. İsmail’in zemzemi bulduğu demdir. Yakub’a Yusuf’un gömleğinin kokusunun geldiği demdir. Yusuf’un rüyayı tabire başladığı demdir. Eyyüb’e hayat ırmağının şifa sunacağı demdir. Musa’ya selvanın nüzul ettiği demdir. Yuşa’nın mukaddes topraklara girmek üzere olduğu demdir. Zekeriyya’ya Yahya’nın müjdelendiği, İmran’a Meryem’in ihsan edildiği, Meryem’in melekten müjdeyi aldığı ve İsa’nın yeniden nüzul etmekte olduğu demdir.

Dem bu demdir. Ve nihayet Nebiler Nebisinin Mekke’yi fethetmek üzere sefere çıktığı demdir. Bu dem Şam’ın, Mısır’ın, Yemen’in, İran’ın, İstanbul’un, Basra’nın, Küfe’nin, Kafkaslar’ın, Buhara’nın fethedilmek üzere olduğu demdir. Ve bin senedir beklediğimiz, Davayı Nübüvvetin hamili ve varisi Şahsi Maneviyi Nuriyenin cihanın etrafı erbaasında pertevefşan olmaya başladığı demdir. Dem bu demdir…

Dün akşam, Filipinlerin Mindanao bölgesi Cagayan De Oro şehri, Nazaret Mahallesi, Datu Dağı ve Türk Şehitliğimize ziyarette bulunduk. Çare Derneği gönüllülerinin vesile olduğu iftara iştirak ettik. Bu kabile 5-6 sene evvel Müslüman olan Higaunun Kabilesinin Datu Jumoya bağlı olan kolu. Bu 5-6 senede Müslüman olan aile sayısı yüzleri geçti. İHH Hollanda ekibi bu kabileye Ramazan yardım paketleri göndermiş. Çare Derneği de 100 aileye iftar vermişti. Fakat iftara gelenlerin içerisinde kabile mensubu olup hala Müslüman olmayanlar vardı. Peyderpey kabile hidayet şerbetini içiyor, bu hidayet kervanına iftardan sonra 3 ablamız 5 abimiz Müslüman olarak katılıyor. Hamd olsun, biz bilemedik iftar zamanında yediğimiz pirinç lapası ile tavuğumuz mu lezzetliydi yoksa şu hidayet şerbetlerini tadanlara şahitlik etmek mi?

Böylece Datu kabilesinde Müslüman olanların sayısı 500’u geçmiş oluyor. İnşallah bu ekilen Nur tohumları ve hidayet fidanlığı zeminimizde; dağlarvari ormanlar ve gülistanlar meyveleri verecek. Bizler de şehitliklerimizden kemali memnuniyetle seyreyleyeceğiz. Ramazan bir hidayet olan Kuran’ın nazil olduğu aydır, bu ayeti hakkalyakin tasdik edip yaşamak isteyenleri Filipinler’e davet ederek ve sizlerden pek makbul dualarınızı istirham ederek yazıma son veriyor, bir kez daha Uzakdoğu’da, Filipinler’de bizleri mahzun bırakmayan Çare Derneği’ne ve yardımseverlerine minnet ve şükranlarımızı arz ediyoruz.

M. Rıza Derindağ, Filipinler, Temmuz 2012

(Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği, www.care.org.tr , 02163283234)