Tesanüd nedir? 

Tesanüd: “Birbirine istinat etme, birbirinden kuvvet alma, dayanışma, belli bir maksat için birlikte çalışma” demektir. Kâinat da bir fabrika gibi çalışıyor. Ondaki bütün elementler, bütün sistemler birbirine yardım ediyor ve muntazam bir tesanüd içinde hareket ediyor.

Meselâ: Bitkiler  hayvanlara, hayvanlar insanlara, insanlar da bitkilerin imdadına bilerek veya bilmeyerek yetişiyor ve  tesanüd  içinde bir hayat düzeni devam ediyor. 

Konumuz insanlar arasında dayanışma (tesanüd) olduğu için asrın müceddidi Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin gösterdiği fedakârlık ve dayanışma üzerinde misal verelim. O hayatı boyunca insanlık adına çalışmış ve âlem-i İslâm’ı tesanüde dâvet etmiştir. 

Şöyle ki:

Henüz genç yaşlarında iken 1911’de  Şam’daki Camî-i Emevîde, Şam ulemasının ısrarıyla, içinde yüz ehl-i ilim bulunan on bin adama yakın bir azîm cemaate bir hutbe irad eder. Hutbesinde İslâm âleminin içinde bulunduğu sıkıntıları altı kelimeyle beyan eder, asrımızda emsali görülmemiş yüksek bir tesanüdü sergiler. “Evet, bizim en kuvvetli nokta-i istinadımız olan hakikî tesanüt ve birbirinin kusuruna bakmamaktır.” 1 diyor. 

Bu ifadeyle mü’minlere şunu ilân ediyor! Hakikî tesanüdün, yani dayanışmanın en önemli temeli “inanç birliği ve İslâm kardeşlik bağları”dır. Eğer  âlem-i İslâm tevhit inancının etrafında el ele verir ve İslâm kardeşlik bağlarını kuvvetlendirirlerse o zaman hakikî tesanüd yakalanmış  olur.

Müslümanlar birbirlerine destek olmalı, birbirlerinin kusurlarıyla uğraşmamalıdır. Bu düstur cemaat içinde de olmalıdır. Kusur ve hatalar tenkit etmeden, kırıcı olmadan münasip bir lisanla söylenmeli; teşhir edilmeden cemaat içinde meseleler halledilmelidir. “Bu hizmet-i Kur’ânîyede bulunan kardeşlerinizi tenkit etmemek ve onların üstünde faziletfuruşluk nev’inden gıpta damarını tahrik etmemek lâzımdır”. 

Cemaat, şahs-ı manevîyi teşkil ettiği için maddî ve manevî cihetle her bir ferdin büyük bir temsilcisidir. Açıkça ifade edilirse fert cemaati, cemaat da şahs-ı maneviyi teşkil ediyor. Yani cemaat içinde tesanüdü sağlamak ihlâs ile olur. Şayet cemaat içinde ahenk olmaz ise, cemaat dağılır ve vazifesini yapamaz hale gelir. 

Rüstem Garzanlı 

14.11.2019

Dipnotlar:

1- Şuâlar, 14. Şuâ. 

2- Lem’alar, 21. Lem’â.