Tevbekar gençten daha sevimli hiçbir insan yoktur… Pek acelecidir bu insan!

Günün Ayet-i Kerime meali…

Bismillahirrahmanirrahim

İnsan, bazan şerri, tıpkı hayrı istercesine ister. Pek acelecidir bu insan!” [İsrâ Suresi 17,11]

“İnsan, peşin zevk peşindedir. Âhiret nimetlerini de dünyada görmek ister. Acelecilikle, vakti gelmeyen nimete çarçabuk ulaşmak isteyen, ondan mahrum kalmakla cezalandırılır. Öyleyse müminler beddua değil, sabır ve ihtiyat ile hayra dua edip yararlı işler yapmalıdırlar.”

……..

Günün Hadis-i Şerif’i…

Bismillahirrahmanirrahim

Resulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem buyurdular ki:

Allah’a tevbekar gençten daha sevimli hiçbir insan yoktur.

(Camiussagir)

…….

Risale-i Nur’dan;

Halbuki, imânın rükünlerinden(esaslarından, temellerinden) birisinde hâsıl olacak bir şüphe veya inkâr, dinin teferruâtında (detaylarında) yapılan lâkaydlıktan pekçok defa daha felâketli ve zararlıdır.

Bunun içindir ki, şimdi en mühim iş, taklidî imânı tahkikî imâna çevirerek imânı kuvvetlendirmektir, imânı takviye etmektir, imânı kurtarmaktır.

Herşeyden ziyâde imânın esâsâtıyla meşgul olmak, katî bir zarûret ve mübrem(vazgeçilemez) bir ihtiyaç, hattâ mecburiyet hâline gelmiştir.

Bu, Türkiye’de böyle olduğu gibi, umum İslâm dünyasında da böyledir.

Evet, temelleri yıpratılmış bir binânın odalarını tâmir ve tezyine(süslemeye) çalışmak, o binânın yıkılmaması için ne derece bir fayda temin edebilir? Köklerinin çürütülmesine çabalanan bir ağacın kurumaması için dal ve yapraklarını ilâçlayarak tedbir almaya çalışmak, o ağacın hayatına bir fayda verebilir mi?

İnsan, saray gibi bir binâdır. Temelleri erkân-ı imâniyedir(imanın esaslarıdır).

İnsan bir şeceredir(ağaçtır). Kökü esâsât-ı imâniyedir(dinin esaslarıdır).

İmânın rükünlerinden en mühimi, imân-ı billâhtır, Allah’a imândır; sonra nübüvvet(peygamberlik) ve haşirdir(tekrar diriltilme). Bunun için, bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim, İmân ilmidir.

İlimlerin esâsı, ilimlerin şâhı ve padişahı İmân ilmidir.

İmân, yalnız icmâlî bir tasdikten ibâret değildir. İmânın çok mertebeleri vardır.

Taklidî bir imân, husûsan bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner.

Tahkikî İmân ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imânı elde eden bir kimsenin İmân ve İslâmiyeti dehşetli dinsizlik kasırgalarına da mâruz kalsa, o kasırgalar bu İmân kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkûmdur. Tahkikî imânı kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi bir vesvese veya şüpheye düşürtemez.

…….

Cevşen’den;

77.
Allah’ım, ismin hürmetine sana el açıyor (hacetimi) senden diliyorum;
Ey yardım eden,
Ey emân veren,
Ey (açıklanması gerekenleri) açıklayan,
Ey (hiç bir şeyden) sarsılmayan,
Ey (her şeye) muktedir olan,
Ey (her şeyi) doğru ve kâmil olan,
Ey övgüye layık olan,
Ey azamet ve yücelik sahibi olan,
Ey azab ve kahri) şiddetli olan,
Ey (alemde olup biten herşeye) şahid olan!
Münezzehsin sen,
Ey kendisinden başka bir ilah olmayan…
Kurtar bizi ateşten ey Rabb’im!

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: