Toplumsal Tehditlerin Temeli

Ahlâk bozulması, insan ve toplum için bir tehdittir.

Ahlâk, insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen, toplumsal değerlerin tamamına verilen bir isimdir. Toplumun sağlıklı bir şekilde işlemesi için ahlâkî değerlere ve etik kurallara sıkı sıkıya bağlı olunması gerekmektedir. Her toplumun ahlâk kuralları değişkenlik gösterebilir lakin dünya genelinde ortak bir ahlâk tabiri var. Ancak, günümüzde dünya genelinde ahlak bozulması giderek artan bir sorun haline gelmiştir. Bu da toplumsal yozlaşma ve erozyonları beraberinde getirmektedir.

Ahlâkî değerlere saygı gösterilmemesi, toplumun huzurunu ve uyumunu tehdit etmektedir günümüzde. Ahlâk yoksunu insanların hiçbir toplumda yeri olmadığını ve sevilmediklerini de belirtmemiz lazım.

İnsan, fıtrî, ahlâkî değerlere sahip bir varlıktır. Zaten İslam toplumu fıtrat toplumudur. Fıtrata uygun olmayan şeyleri reddeder.

Ahlâkî davranışlar, insanın toplum içinde kabul görmesini ve diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmasını sağlar. Yani ahlâk her insanın toplumsal vazifesidir. Ahlâkî olmayan davranışlar ise toplumsal çatışmalara, güvensizliğe ve hoşgörüsüzlüğe sebep olur. Bunun neticesinde ötekileştirmeler, yaftalar, üstten bakmalar toplumda yayılmaya başlamasıyla adeta ahlâk hicrete başlar.

Ahlâkî değerlere olan bağlılık, fertlerin vicdani sorumluklarının farkında olup, toplumun refahı için çalışmalarını sağlar. Bu cihetle ahlâk vicdanı ihtizaza getiren, uyandıran erdemler bütünüdür.

Ahlâk bozulması, bireyin kişisel çıkarlarını toplumun çıkarlarının üzerine koymasıyla ortaya çıkar. Örneğin, dürüstlük, saygı ve adâlete dayalı ahlâkî kuralları ihlal etmek, insanın kısa vadeli çıkarlarına hizmet edebilirken, uzun vadede toplumda güvensizlik ve haksızlık ortamı oluşumuna yol açabilir. Bu dolaylı olarak insanın başına sıkması gibi bir intihar eylemidir.

Ahlâksızlık, insanların birbirlerine olan güvenini zedeleyerek, insanlar arasındaki ilişkileri zayıflatır ve toplumun birlik ve beraberliğini sarsar. İnsanlar beraberken bile tam manasıyla bir ve beraber olamamalarını netice verir. Günümüzdeki “Toplumsal Yalnızlık” ahlâksızlığın meyvesidir. Toplumun ahlâkî bozulmadan etkilenmemesi neredeyse imkânsızdır. Zamanın hızı, konfor ve zevk düşkünlüğü de bu bozulmayı hızlandırır. Çünkü hız ve haz asrına dönüş durumda zaman.

Ahlâkî değerlerin önemsenmediği bir toplumda hoşgörü, hürmet ve sorumluluk kavramları geri plana itilirken, bencillik, kıskançlık ve hırs gibi olumsuz duygular öne çıkar. Bu durum, insanların birbirlerini istismar etmesine, haksız kazanç elde etmesine ve başkalarının haklarını ihlal etmesine ve toplumsal güvensizliğe zemin hazırlar.

Ahlâk bozulmasıyla mücadele etmek, toplumun birlik ve beraberliğini korumanın temel yoludur. Bu cihetle herkes ahlâk kurallarını pekiştirmek, geliştirmek ve daha üst seviyeye çıkartmakla mesul ve mükelleftir. Ahlâkî eğitim: ailede başlar. Eğitim ve öğretim süreciyle gelişir. İnsanların ahlaki prensiplere vakıf olmasını sağlar ve etik değerlere dayalı davranışların teşvik edilmesini sağlar.

“O derece ahlâk bozulmuş ve metânet ve sadâkât kaybolmuş ki, ondan belki yirmiden birisine îtimad edilmez. Bu acib hâlâta karşı, fevkalâde sebât ve metânet ve sadâkât ve hamiyet-i İslâmiye lâzımdır; yoksa akîm kalır, zarar verir.”[1]

Toplumun liderleri, ahlâkî değerleri benimseyen ve uygulayan rol modeller olmalıdır. Ayrıca, hukuk sisteminin ahlâkî değerlere uygun olarak düzenlenmesi ve ahlâkî ihlallerin gereken cezalarla karşılanması önemlidir.

Sonuç olarak, ahlâk bozulması insan ve toplum için ciddi bir tehdittir. Ahlâk değerlerine uygun davranışlar göstermeyen insanlar, toplumun huzur ve düzenini tehlikeye atar.

Ahlâkî değerlere saygı duyarak, insanlar arasındaki ilişkileri güçlendirebilir, toplumda hoşgörü ve dayanışmayı sağlayabiliriz. Unutmayalım ki, ahlâk bozulması toplumun geleceğini olumsuz etkiler ve ileriye dönük bir sorun olarak kabul edilmelidir. Bugün belki biz etkilenmeyebiliriz ama bizden sonraki toplum ve nesil kesinlikle etkilenecektir. Bu sebeple ahlâkî görevleri korumakla herkes mükelleftir.

Peki ahlâk nasıl düzelir dersek bunun cevabı:

“Ve hamiyet-i İslâmiyenin galeyanı ile ahlâk da tekemmül ve teali eder.”[2]

Bir atasözü ile bitirmek istiyorum yazımı. “Dedesi limon yer, torununun dişi kamaşır.”

Ne mutlu ahlâkî erdemlere sahip olanlara.

Selam ve dua ile..

Muhammed Numan ÖZEL

[1] Tarihçe-i Hayat (291)
[2]Divan-ı Harb-i Örfi (52)