Uykunun En Derin Kuyusu Gençlik

Birilerine bir şeyler anlatıyorsunuz ama rüyada olduğunuzu bilmiyorsunuz yahut birileri size bir şeyler söylüyor ama sizin uykuda olduğunuzu bilmiyor bu zamanda yapılan ikaz, söz ve nasihatler insana tesir etmez. İnsan hayatının en hareketli, heyecanlı ve tehlikeli devresi gençlik zamanıdır. Gençlerin topluma faydalı, dindar, edepli, hayalı, kısaca faziletli yetişmeleri için bir rehbere ihtiyaçları vardır. Kendi başlarına yol ve hedef tespit etmeleri çok zordur.

Gençlerimizi bu derin uykularından uyandırmak ve tatlı rüyalardan hakikate gerçeğe döndürmek ilk önce anne ve babaların görevidir. Çevrenizde olumsuz hareket eden bir sürü genç tanıyor olabilirsiniz amacım bunları konuşmak değil, gayretim; Gençliğin bir değer olduğunu ve bu devrenin çok iyi değerlendirilmesine bir katkı sağlamaktır. Gençliğin hem bedenen hem de ruhen eğitilmeye ve her türlü zararlı alışkanlıklardan korunmaya ihtiyacı vardır.

Gençlik, fiziksel ve ruhsal değişimin en hızlı olduğu dönemdir, bu değişim bireyi mutlak etkileyecektir, etkilenmeler bu dönemde en üst seviyededir, bu dönem gelişimin önemli olduğu bir dönemdir, bedensel değişim, cinsel kimlik ve sosyal rol açısından yetişkin olmaya adım atıldığı dönemdir. Genç, kendine özgü kimlik ve kişilik arayışındadır, ne çocuktur ne de yetişkin bu belirsizlik beraberinde bazı sorunları getirmektedir, gencin bu dönemde anlaşılmaya çok ihtiyacı vardır.

Düşünce ve girişimlerine destek verin, yönelmiş olduğu amacını uygulayabilme sahası açın, bu dönemde sırdaşa ihtiyaç duyacaktır, karşı cinse ilgi duyacaktır asla suçlamayın, bir ideoloji bir dünya görüşü belirleyecektir, doğru bir yaklaşımla doğru bir sonuç elde edilmeye çalışılmalıdır. Genç her şeyi bilinçli ve inadına yapıyor değil, baş kaldırışlar, saygısız gibi davranışlar gerekli destek verilirse çok kolay bertaraf edilebilir.

Gençlere yaşadıkları çağa göre davranmak çok önemlidir. Onları ezmeden, dışlamadan, sabırla bu dönemin atlatılmasına yardım edilmeli. Bu dönemde gerekli sevgi ve güven gösterilmeli.
Bu dönemde çocukların iyi aile çocuklarıyla arkadaşlık ve dostluklar kurmalarını sağlamak, onların davranış ve ilişkilerini hissettirmeden takip etmek ve problemlerin çözümünde asla baskıcı olmadan destek olmak son derece önemli bir davranıştır. Gençlere arkadaş gibi yaklaşmak, en olumsuz taleplerini bile azarlamadan ikna ederek aşmaya çalışmak lazımdır. Sportif ve kültürel etkinliklerle gençlerin boş zamanlarını doldurmak gerekmektedir.

İletişim araçlarını hayatımızdan çıkarmak mümkün olmadığına göre onları bilinçli ve yararlı bir biçimde kullanmayı gençlere öğretmek gerekiyor. Çeşitli sapık mezhep ve din mensuplarının el atmak için fırsat kolladığı gençlerimizi onların ağından kurtaracak en sağlam yöntem, onları sağlam dini bilgi ve duygularla donatmak, dini hayatın manevi tecrübelerinden geçirmektir. Çocuklar ve gençler bir milletin ümididir, geleceğidir. Yarınları kendine emanet edeceğimiz bu güç, ne kadar iyi yetiştirilir, ne kadar dinine, vatanına, geleneklerine bağlı kılınırsa, istikbalden o derece emin olunabilir. 

Her toplum, kendi geleceğini garanti altına alacak, kendi değerlerini yükseltip, geliştirecek fertler yetiştirmeyi hedef edinir. Yeni yetişen nesiller ruh ve bedence sağlıklı, güçlü ve dinamik bir kişilik geliştirdikleri ölçüde, toplum da güç ve kuvvet kazanacaktır. Ayrıca, gençlerin eğitimine ve öğretimine çağın gelişen şartlarını da göz önünde bulundurarak önem veren milletler, daima yükselmişler ve dünyada söz sahibi olmuşlardır.

İnsanlar arası ilişkilerin temelini ve aralarındaki davranışların biçimini bize en güzel tarif eden dinimiz İslam’dır bunun uygulayıcısı Peygamberimiz(sav)dir. Öyleyse Peygamberimiz(sav)in hayatını iyi bilmeliyiz, Onun örnek ve prensiplerini kendi gençlerimize uyguladığımız nispette doğru hareket etmiş olacağız.

Peygamberimiz(sav) “Gençlik deliliğin bir türüdür.”buyurmuştur. Gençlik Allah tarafından insana bahşedilen çok önemli bir nimettir. Peygamberimiz(sav) İslam’ın yayılmasında gençlere büyük görevler vermiş, onların enerjilerini müspette kullanmış, onlara güvenerek kişiliklerinin sağlam gelişmesine yardımcı olmuş, ciddi sorumluluk ve vazifeler vererek iyi yetişmelerini sağlamış. Tarihimiz genç yaşta büyük başarılara imza atan gençlerle doludur. 

Gençlerin ilim öğrenmedeki tüm engelleri kaldırmış, çok müsamahalı davranmış ve hata yapabilme endişelerini ortadan kaldırmıştır. Peygamberimiz(sav)in gençlere ihtiyaç duyulan yabancı dilleri öğrenmelerini tavsiye ettiğini görüyoruz. Onları övmüş başarılarını takdir etmiş, görüş ve düşüncelerine önem verdiğinin göstererek kendi iradelerini kullanmalarını istemiş. Haram ve helali en iyi bilen Muaz b. Cebel’dir demiş. Muaz b Cebel o gün 26 yaşında idi.

Peygamberimiz(sav) en zor işleri gençlere vermiş. 18 yaşındaki Usame b Zeyd’i 40 bin kişilik ordunun başına geçirmiş. Gelişim özellikleri itibariyle gençlerde bazı aşırı eğilimlerin kendisini göstermesi, sıkça rastlanan bir durumdur. Peygamberimiz(sav) bu durumda onlara orta yolu öğütlemiştir. Peygamberimiz (sav) gençleri hür düşünmeye, faydalı şeylerden çekinmeden faydalanma ve sonucu ne olursa olsun doğru bildiğini cesaretle ifade etmeye yönlendirmiştir.

Gençliğin bir başka sorunu da cinselliktir şüphesiz, cinsiyet içgüdüsü zirvede olan gençlerin bu sorununu Peygamberimiz(sav) ciddiyetle ele almış ve en uygun yolla çözmeye çalışmıştır. Gençlik deyince akla sadece erkek çocuklar gelmemeli, gençlerin yarısını kızlar oluşturmaktadır. Peygamberimiz(sav) bilhassa kız çocuklarına özel itina gösterilmesini istemiştir. Risale-i Nur Külliyatının müellifi Bediüzzaman gençliği zarif ve güzel bir güle benzetir. Fayda ve zararı ancak 15 yaşında ayırt edebileceklerini söyler.

Kötü arkadaşlar bu zamanın gençliğini bekleyen en büyük tehlikedir. Anne babalar gençlerin eğitimlerine bu asırda çok önem veriyorlar, onlar için maddi manevi çok fedakârlıklar yapıyorlar. Ancak pozitif bilimleri okuturken, dini bilgilerini tam ve doğru verememişlerse, taklidi iman derecesini geçip tahkiki iman düzeyini yakalayamamışlarsa o gençleri kaybetmek çok yakındır. Ailelerin onu ikna edecek bilgileri yoksa birilerinden bu konuda da yardım almaları gerekir. Yoksa yapılan bütün fedakârlıklar boşa gidebilir. Küfür denizi onu da yutabilir. 

Bediüzzaman “Sizdeki gençlik kat‘iyen gidecek. Eğer siz dâire-i meşrûada kalmazsanız, o gençlik zâyi‘ olup başınıza hem dünyada, hem kabirde, hem âhirette kendi lezzetinden çok ziyâde belâlar ve elemler getirecek. Eğer terbiye-i İslâmiye ile o gençlik ni‘metine karşı bir şükür olarak iffet ve nâmusluluk ve tâatte sarf etseniz, o gençlik ma‘nen bâkî kalacak. Ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebeb olacak.” demiştir.

Yine Bediüzzaman ”Gençlik damarı akıldan ziyâde hissiyâtı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez; bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker ve bir saat sefâhet keyfiyle, bir nâmus meselesinde, binler gün hem hapsin, hem düşmanın endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur.”Buyurmuştur.

Hastanelerin bir kısım hastaları, hapishanelerin bir kısım tutukluları veya kabristanların bir kısım vaktinden önce gelen müşterileri, böyle gençlerin arasından ayrılıp gelmişlerdir. Gençler ahirete iman eder, yaptıklarının hesabını vereceğini bilir ve Cehennem fikrini benimsenmişse, hiçbir kötülüğün içine düşmezler. 

Dünyanın zevk ve mutluluğunu isteyen genç; meşru dairedeki zevklerle yetinse ona kâfidir, yeter. Ama o, aç gözlülük yapar gayri meşru her zevk ve lezzeti tatmak, yaşamak isterse, o lezzetlerin içinde gizli binlerce elemi de birlikte yaşar. Dünyada, kabirde ve ahirette o gayri meşru lezzetlerin acıları, onun peşinden geleceklerdir. 

Türkiye’de 30 yaşın altında 38 milyon genç var. Bu nüfus bilinçli ve donanımlı bir şekilde yetiştirilmeli. İşin başında Eğitim-öğretim gelmekte ama tek başına yetmez, onların gönül dünyalarını manevi iklimlerle doldurmalıyız.

Kuranı Kerimde “Allah’a şirk koşma, anne ve babana saygılı ol, namazını doğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakın, başına gelenlere sabret, küçümseyerek insanlardan yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme, büyüklük taslama, mutedil ol, sesini alçalt.”Buyrulmuştur.

En hayırlı genç odur ki; ihtiyar gibi ölümü düşünüp âhiretine çalışarak, gençlik hevesatına esir olmayıp gaflette boğulmayandır.
Allah say ve gayretimizi zayi etmesin. Âmin.

Çetin KILIÇ

Kaynaklar;
Kuranı Kerim meali
Risalei Nur Külliyatı
Başkan Tayyip Erdoğan
Prof Hasan Kamil Yılmaz
Risale Haber(Dr.Selçuk Eskiçubuk)
Sorularla İslamiyet 
Nur Gezek

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: