Vicdanlara sesleniş! Bir insan neden canına kıyar?

Vicdanlara Sesleniş !

Enes Kara’nın anne babasına, kardeşlerine ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum, Rabbimiz sabr-ı cemil ihsan eylesin.

Mühim ve esas olan, ölümün yeri zamanı değil, ölüme gidiş sebebi ve keyfiyeti iken, ekser nazar perde arkasını göremediğinden, görünen kısmından da biraz bahsedelim inşallah.

Bir insanın dünyayı anlamlandıramayıp hayatına son vermesini işiten herkesin, müteessir olup “Bir gencin bu elim yolu tercih etmesi nedendir? Benim bu hadisede hissem nedir? Acaba elimden bir şey gelebilir miydi?” demesi gerekirken; bunun yerine, meseleye vâkıf olmadan birilerini suçlaması ve karalaması en hafif ifadeyle acizliktir.

Kendi istek ve kabiliyetlerinden farklı alana yönlendirilen, hayatın doğal seyri ve eğitim sistemindeki hatalarımızın getirdiği yükün altında yorulan bu gencin, makas değiştirmek yerine kolay ama mesuliyetli bir yolu, intiharı seçmesine sebep olan nedir? Bunun teşhis edilip bundan sonrası için tedbir alınması gerekiyor. Gençlerimizin çocukluk döneminde istidat ve kabiliyetlerini tespit edip severek ve isteyerek yapacakları mesleklere yönlendirmek çok önemlidir.

İstemediği işi ve mesleği yapan insanlar bir ömür verimsiz ve huzursuz olacaklardır. 

Bizde “Oğlum/kızım, büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna klasik cevabımız hep doktor, öğretmen, avukat, mühendis oldu. Sonra aferinler geldi ve diğer onca kıymetli meslek ıskartaya düştü. O çocuk mesela “Esnaf, balıkçı, çiftçi, sanatkâr olacağım.” dese iltifat göremezdi. Halbuki dünyanın en önemli çekirdek sektörleri ve lokomotifi bunlardır. 

Ülkemizde çok büyük bir kesim sevdiği ve istediği işi değil, statü ve para kazanacağı işi yapıyor. Çünkü hep böyle yönlendirildik. Halbuki kabiliyetlere ve isteğe göre insanlara, vatana faydalı olmak saikasıyla olsa, çok daha güzel ve şevkli olacaktı.

Her meslek, güzel bir niyet ile, kudsî ve değerlidir. 

Enes kardeşimiz, bir cemaate ait mekânda kaldığı ve bu dönemde intihar ettiği için bütün cemaat, dernek ve vakıflara dil uzatan heriflere cevap vermek israf olur mu diye tereddüt ederken, bilmediğinden ve samimi duygularla konuşanlar da olabileceğini düşünerek, birkaç kelam etmek isterim.

ENES’İN KALDIĞI YER

Videoda Enes’in de anlattığı gibi kaldığı yerde beş vakit namaz kılınıyor, kitap okunuyor, dersler okunuyor ve hafta sonu temizlik yapılıyor, oradan beklenen program da budur.  Ders çalışmak için de müsait ortam ve vakit var. Kalanlar bu sebeple kalır, anne babalar da bu yüzden evlatlarının orada kalmasını isterler.

Bilemiyorum tenkid edenler, oralarda ne yapılmasını istiyorlar!

Vakıf ve dernek yurtlarında görevli olan gönüllüler, iyi niyetle, fedakârlıkla, sabırla gençleri muhafaza etmeye çalışıyorlar. Bununla beraber bu hadise gösterdi ki, yetişkin çocuğu için kalma talebinde bulunan aileye sorulması gereken ilk soru, “Çocuk kendisi kalmak istiyor mu?” olmalıdır. İstemiyorsa almamak, Anne babasının hatırı için kalmak istiyorsa bir-iki aylık süreyle misafir etmek, sonunda severek isteyerek kalıyorsa devam ettirmek, istemiyorsa kalmak istediği yere dualarla yolcu etmektir.

ENES’İN HALETİ RUHİYESİ

Enes, istemediği bir bölümde okuyor ve istemediği bir yerde kalıyor. Gelecekten gelen endişeler onun hayata tutunma sevinç ve azmini elinden almış.

Enes’in, aile bireyleriyle, üniversitedeki arkadaşlarıyla, aynı evi paylaştığı arkadaşlarıyla sağlıklı bir diyalog ve şeffaf bir paylaşımı yok, içine kapanmış bir genç. Telefon ve İnternet bağımlılığı var. Kendisini ateist olarak tanımlıyor. Dayanak noktası olan imanını inancını kaybetmiş. Bunların irdelenmesi gerekiyor. İntiharın en büyük sebebi bu halet-i ruhiyedir. 

Zira zorluklar ve sıkıntılar tek başına intihara sebep olsaydı, her insanın hayatında en az beş-on defa intihar etmesi gerekirdi.

ÇIKARILMASI GEREKEN DERS

Bir insan doğru ve yanlışı ayırabilecek yaşa geldiğinde ona kendi kararlarını verme hakkı verilmelidir. Zira doğrudan fayda görmesi de kendi hür iradesiyle tercih etmesine bağlıdır. Bizler rehber ve örnek olma vazifesini yapıp sonra yetişkin bir birey olduğunu kabul ederek kararı ona bırakmalıyız. Küçükken çocuklar tatlı bir sertlikle yönlendirilebilir. Zira çocuk doğru nedir, bilemeyebilir. Mesela okula gidip gitmemeyi çocuğa bıraksan çocuk gitmemeyi isteyebilir, bu doğru olmaz. Fakat çocukluk bitip, gençlik başladığında, çocukla istişare edip tercih yapma hakkı verilmelidir. Bir baba veya anne “Benim çocuğum büyüdüğünde de hata yapabilir.” diyebilir. Evet doğrudur; o da, biz de hata yapabiliriz. Ölçümüz sünnet-i seniyedir. Bizim anne baba olarak bir ömür vazifemiz devam eder ama sadece doğruları tebliğ eder, netice için Allah’a dua ederiz.

Cenab-ı Hak kuluna kitaplarla ve peygamberle Hakkı tebliğ ediyor, tercihi kuluna bırakıyor.

CEMAAT NEDİR?

“Cemaat yurdunda intihar etti. Buralar kapatılmalı!” diyenlere bir sorumuz olsa.

Kendi evinde intihar eden gençler; liselerde, üniversitelerde okurken veya görev yaparken intihar eden öğrenci ve öğretmenler, kendi başına sıkan iş adamları, intihar eden milletvekilleri, intihar eden psikiyatri profesörü, yolcularla beraber uçağı düşürerek intihar eden pilot, intihar eden asker ve polisler, düğününe iki gün kala veya düğününden iki gün sonra intihar eden damat ve gelinler, tatile gittiği tatil köyünde veya otelinde intihar edenler, İsviçre gibi bazı batı ülkelerinde ötanazi (resmi intihar izni) ile intihar edenler ile ilgili yorumunuzu ve tavsiyelerinizi çok merak ediyorum.

Dünyayı kapatmak isteyeceğinizi hiç sanmıyorum, çünkü onu çok seviyorsunuz ve şimdilik başka gidecek yerimiz de yok!

Cemaatlere veya bir cemaate mensup olana yabani bakan kardeşim! Sen de bir cemaate mensupsun. Bir maksat için bir araya gelmiş grup ve güruhlar da bir cemaattir. Sen de senin gibi düşünen ve yaşamak isteyenler cemaatine mensupsun.

İnananlar cemaati, inanmayanlar cemaati, sağcılar cemaati, solcular cemaati, ortacılar cemaatinden tut ta güvercin severler cemaatine kadar cemaatler var. Yani bir cemaate mensup olmayan yok. Dilediğiniz cemaate girebilir, dilediğiniz yere gidebilirsiniz. 

Bırakın en büyük meselesi, “Nereden geliyorsunuz, nereye gidiyorsunuz, bu dünyada işiniz nedir?” suallerine doğru cevabı bulup, Allah’ın rızasını kazanarak, cehennemden kurtulup cenneti kazanmak isteyenler, diledikleri gibi bir araya gelsinler. Zaten siz istemeseniz de gelecekler vazifelerini yapacaklar.

Gelin samimiyseniz hep beraber bir insan neden canına kıyar bunun sebebini bulalım ve dünyamıza ve ebedi saadetimize zarar verecek bu fiilden kendimizi ve insanları koruyalım. 

Hayatı, dünyayı ve bütün güzellikleri Kur’an ve onun bu zamanın hastalıklarına şifa olan hakiki bir tefsiri Risale-i Nur’dan öğrenmiş bir birey olarak, doğruyu arayanları, okumaya ve düşünmeye davet ediyorum.

Hasan Said Yılmaz

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: