WOM ve Risale-i Nur Hizmeti (Case Study) – 2 –

Önceki yazımızda Üstad Bediüzzaman hazretlerin’ın eserlerine ve davasına, Facebook merkezli olarak SOSYAL MEDYA açısından değerlendirmiştik.

Bu sefer Ustad’ı ve hizmet metodunu Reklam ve Pazarlama ilimleri çerçevesinde analiz edeceğiz.

Hepimizin bildiği gibi, Üstadın bir davası vardı. Ve bu davasını anlatan müthiş eserler yazmıştı/yazıyordu. Zekâsıyla bu eserlerin dünyanın derdine deva olduğunu daha ilk günlerde fark etmişti. Eserlerin mutlaka herkese ulaştırılması gerekiyordu. Zirâ şimdiki gibi parasını verip gazeteye reklam ilanı çıkamıyordu, Televizyona çıkmak veya reklam vermek imkansızdı, Radyoların ondan bahsetmesi yasaktı.

Sonuç olarak hiçbir reklam ve pazarlama mecrasının kullanamıyordu. Hatta ve hatta “ihtilattan med edilme “ şeklinde tanımlanan  insanlarla konuşması dahi yasaklanmıştı.  Yani her yol “tabiri caiz ise” kalın duvarlarla kapatılmış, demir sürgülerle kilitlenmişti.

İşte  Üstad Bediüzzaman yüz uzmana sorduğunuzda bile cevap alamayacağınız kadar harika ve heyecan verici ve Şimdiki pazarlama ve reklam uzmanlarına parmak ısırtacak bir yol seçti(belki de buldu demeliyiz).

İşte şimdi bu yolu ve üstad’ın bunun kullanma şeklini inceleyeceğiz hep birlikte. Çok çarpıcı bazı sonuçlara ulaşacağımızı peşinen belirtmiş olayım.

Şimdilerde kullanılmaya başlanan ve önem derecesi ayyuka çıkmış bir pazarlama ve reklam yöntemi var. Adı WOM.

Pazarlamanın ana teması, ana hedefi olan WOM (word of Mouth)  “ağızdan ağıza” manasına gelen ama bizim ülkemizde “kulaktan kulağa” diye tabir ettiğimiz pazarlama yöntemidir. Özellikle son zamanlarda fark edilmiş ve şu anda Dünyanın en büyük pazarlama yolu olarak bu yöntem kullanılmaktadır.

Konu hakkında biraz teknik bilgi ile başlayalım : WOM, Kulaktan Kulağa Marketing olarak tanımlandırılıyor.[1]  Yani siz bir ürün veya firma veya bir hizmet  geliştirdikten sonra, bunu insanlar arasında kulaktan kulağa konuşularak reklamının yapılması ve sonucunda insanların o ürün veya hizmetten haberdar olması ve tercih edilmesi sözkonusu oluyor. Bir marka, ne kadar iyi ve güçlü WOM yapabilmişse pazarlama stratejisinde o kadar başarılı kabul ediliyor.

Yani  bütün pazarlama ve reklam teknolojileri içerisinde, televizyonda reklam yapmış olmak, veya daha çok radyoda yayınlanmak, bütün gazetelere çıkmış olmak artık bir başarı kriteri olarak kabul edilmiyor. İnsanlar arasındaki WOM, yani ağızdan ağıza konuşulmadaki başarı, kriter olarak kabul ediliyor.

Bu ne kadar fazla ise otomatik olarak bu ürünün/hizmetin pazarlanması fazla olmuş oluyor, hem ürünün tercih edilmesi artmış oluyor, hem de ürünün satış grafiği yükseliyor ve stoklar hızlıca eriyor.

Bununla birlikte, bir ek bilgi daha vermek gerekirse, WOM’da, sosyal medya keşfedilene kadar insanlar beğendikleri şeyleri 7 kişiye, beğenmedikleri ve kötü etkilendikleri bir şeyi de 11 kişiye anlattıklarını istatistikler söylüyor. Sosyal Medyanın keşfinden sonra bu 100 katına çıkmış durumda.

Bu çerçeveden değerlendirdiğimiz zaman Üstad Bediüzzaman’ın Tamamen WOM üzerinden hizmetini ve hedefini gerçekleştiğini görüyoruz. Peki Neden? Çünkü 1922-23’lere kadarki her sözü gazetelerde manşet olmaya, Her yazısı Ceridelere konu olmaya yeten, her gazetede mutlaka hakkında bir şeyler yazılan ve bir çok konuda otorite olarak kabul edilen Bediüzzaman Hazretleri,  1950’den itibaren değerlendirecek olursak, (Hatta 1926’lardan itibaren değerlendirecek olursak,) hiçbir şekilde hiçbir sebeple, Ne bir Televizyon konuşması yapabilmesi, ne bir brief verebilmesi,  ne bir gazete köşe yazısı veya ilan verebilmesi, ne bir radyoda ilan çıkabilmesi hiçbir şekilde mümkün olmadığı gibi bunun tamamen engellenmesi çerçevesinde ciddi operasyonlar ve takibatlar yapılmıştı.

Durum  böyle olunca Üstad bediüzzaman’ın  kendi fikirlerini insanlara medya ile, bilindik pazarlama yöntemleri ile, digital medya diye geçen radyo ve televizyon ile, ve şu anki yuksek teknoloji gerektiren ürün ve hizmetler ile davasını anlatabilmesi ve insanlara duyurabilmesi imkansızdı.

Sonuç olarak bakıyoruz ki Üstad Bediüzzaman’ın kitaplarının yaşadığı dönem süresince milyon sayıda insana ulaşmasının en önemli sebebi WOM’un harika bir şekilde kullanılması olarak ortaya çıkıyor.

WOM, şu anda hala Bütün Firmalardaki Pazarlama departmanlarının peşinde olduğu ve yapmaya çalıştıkları en güçlü pazarlama şekli.  Şu anda insanların elinde internet diye bir güç var,ve insanlar artık teknoloji kullanıyorlar, cep telefonlarından internete girip bir şey okumaya ve paylaşıyorlar, Facebook ve diğer Sosyal medya mecralarında yaptıklarını önceki yazımızda paylaşmıştık, İşte Oradaki durumu da birlikte düşündüğümüzde tüm bunların kullanılıyor olması bile WOM’u ortadan kaldırmadı, Tam tersine Daha da değerli hale getirdi. Yani uzmanlar eskiden televizyon ve Radyolarda ne kadar var olduklarına bakıyorlardı, şimdi internette ne kadar var olduklarına, Ne kadar fotoğrafın ve videonun paylaşıldığına, kaç kişinin izlediğine, yani bu alanlarda ne kadar WOM yapabildiklerine bakarak başarının değerini ölçmeye çalışıyorlar. Artık işler televizyon devrindeki gibi yürümüyor.

Televizyondaki gibi zorla reklam izletmeniz artık giderek önemini yitiriyor ve anlamsızlaşıyor. Bunu insanların kendilerinin tercih etmesi gerekiyor.  Mesela Ülker bir ürünün reklam videosunu yapıp ondan sonra da herkes izlesin diye insanların Facebook sayfasına yerleştiremiyor. Peki nasıl olacak. Çözüm şu. Eğer siz ürün/hizmet ile ilgili videonuz veya afişiniz güzel ise insanlar tarafından beğeniliyorsunuz, insanlar o zaman bunu birbirleri arasında 7 kişiye de değil, yüzlerce insana paylaşıyorlar. Böylece internet çağında WOM sağlanmış oluyor.

Bu açıdan baktığımızda zaman bile, Üstad Bediüzzaman’ın taa 1926’dan itibaren 1960 yılına kadar gerçekleştirdiği şey bir Dünya başarısı. Yani dünyadaki pazarlama yönteminin en üst seviyede kullanılması şekli ile gerçekleşmiş. Sonuç olarak Üstad Bediüzzaman’ın kullandığı metottan, pazarlama açısından alacağımız çok dersler var.

Kitapları ve davasını anlatmak için reklam verememiş, (kesin olan bi bilgi) Gazeteye ilan veya advertorial yapamamışlar, Televizyon veya Radyoda yayın yapamamışlar. Buna rağmen şu an istihbarat teşkilatlarının son söylediği rakam 10 milyon civarında nur talebesinin var olduğu şeklinde.

Burada Üstad’ın  kullandığı yöntemi iyi irdeleyip dersler almak söz konusu. Üstad Bediüzzaman çok çok kısıtlı bir yöntemle WOM yapmak zorundaydı. Öyle olunca elinde tek bir yol kalıyordu. (kısıtlı sayıda) insan. Ve onlara hiçbir vasıta kullanmadan direk görüşerek WOM’u sağlamak idi. Yani çaresiz olarak en zor yöntemi seçmişti. Yaşadığı dönemde TEK başına,  bir milyondan fazla insana sadece ağızdan ağıza ( ozaman için kulaktan kulağa fısıltı ile dersek daha doğru olacaktır) konuşularak hedefine ulaştığını gördüğümüz zaman, gerçekten müthiş  derecede başarılı bir pazarlama ve reklam operasyonunun önümüzde bir örnek vaka  “Case study” olarak durduğunu görüyoruz.

Sadece Lahika kitapları ve Şualar kitabındaki mahkeme müdafaalarını bu gözle incelediğinizde,  her bir mahkemenin WOM oluşturmak adına mükemmel birer örnek olduğunu görebilirsiniz.

İşte pazarlama açısından bu eserlerden , üstadın kendisinden, ve bu eser etrafında toplanan insanlardan ve kullanılan yöntemden yola çıkarak, bakıyoruz ki Üstad gerçekten  ufku geniş, ileriyi çok iyi gören, elindeki imkanları en en iyi şekilde kullanmış ve pazarlamayı en iyi şekilde uygulamayı başarmış bir örnektir.

O’nun Tarihçe-i Hayat kitabında da yazıldığı gibi “Onun nuru, Kur’ân’ın nuru, Allah’ın nuru vatan sınırlarını da aştı. Bütün âlem-i İslâmı dolaştı. Şimdi Türkiye’de, her teşekkülün, vatanını seven herkesin, önünde hürmetle durması lâzım gelen bir kuvvet vardır:Said Nur ve Talebeleri”

Nusret TUMAY

Online Marketing Uzmanı

www.NurNet.org

[1] Tüm dünyada ağızdan ağıza diye tanımlanan bu yöntemin türkiyede nedense “kulaktan kulağa” şeklinde tanımlanması da yıllarca baskı altında olduğumuz için, her şeyin fısıltı halinde yayılma mecburiyetinde oluşmasından kaynaklandığı kanaatindeyim.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: