Yaklaştıkça yaklaşası gelir insanın Rabbine, uzaklaştıkça uzaklaşası…

Uyudukça uyuyası gelir insanın. Yürüdükçe yürüyesi gelir. Yedikçe yiyesi, yemedikçe yemiyesi gelir. Okudukça okuyası, yazdıkça yazası gelir.
Evde oturmaya alışınca, dışarı çıkmaya zorlanır insan. Sık sık dışarı çıkan evde oturamaz olur.
Mal biriktirmeyi severse insan, biriktirdikçe biriktiresi gelir. İnfak etmeye alışınca da, verdikçe veresi gelir…
Katiller öldürmeye doymazken, kimileri hayvanların canını bile dert eder.
İman bir kuştur yürekte. Zikirle ibadetle beslenirse büyür, yüreğin tüm hücrelerine doğru kanat çırpar. Zikirle beslenmeyen kuşlar uçar gider yürekten. Hiç haber vermez. Zaten ilgilenilmediği için gidişi de fark edilmez…
Namazı daima kılan bir mümin için, bir vakti bırakmak fikri bile korkunçtur. Namaz kılmadıkça kılmayası gelir insanın. İlk bıraktığı zamanlarda duyduğu iç huzursuzluğu zamanla kaybolur.
Biz bir adım gidersek, on adım gelir ya Rabbimiz, bir yürürsek koşar ya; *Öyledir işte, yaklaştıkça yaklaşası gelir insanın Rabbine, uzaklaştıkça uzaklaşası…*
Kimileri namahremin elini tutamaz, gözüne bile bakamazken, kimisi zinaya alıştıkça gözünde normalleşir.
Açıldıkça açılası gelir kadının, kapandıkça kapanası gelir. 10 sene önce diz üstü giysi giyemeyen bir kadın, bir bakarsınız kısa şortlarla geziyor.  Bu yüzden deniz tatilinden dönen bir kadın daha açık kıyafetler giymeyi normal görür. Yırtıldıkça yırtılır haya perdesi. *Önemsenmedikçe kaybolur…*
Tesettür ayetlerini içselleştirmiş kadınlar, daima bir adım ileri gitmek isterler. Çünkü tesettür bazılarının sandığı gibi kadını tutsak değil, bilakis özgür kılar. Mümin kadın tesettürün içinde kendisini öyle huzurlu, öyle özgür hisseder ki, hep biraz daha kaliteli tesettürü arzular. “Ablacığım ellerimi, yüzümü bile yabancı erkekler görmesin istiyorum.” diyen kızı, ancak tesettür şuurunu yakalamış olanlar anlayabilir.
*Taviz verdikçe veresi gelir insanın. Dört parmak kısa pardesüden ne olur ki diye başlar, pardesü cekete, tuniğe döner…*
Peki bu nasıl olur?
Ra’d suresi 11. ayeti hatırlayın: “…Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah, onlarda bulunanı değiştirmez.” buyuruyor Rabbimiz. Kim hangi yolu tercih ederse, hangi yola doğru adım atarsa Allah da onun istidadını o yöne doğru çevirir. Çünkü kişinin iyiye veya kötüye doğru attığı adım, o kişinin fiili duasıdır.
*Kötülüğe meyleden insana, şeytan yaptıklarını süslü gösterir.* (Ankebût:38)
İmanını artırmak için çaba gösteren insana ise Allah yardım eder. “Allah, iman edenlerin dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür.” (Bakara:257)
“Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkar sakınırsanız; O size iyi ile kötüyü ayırt edecek bir kavrayış verir, günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.”(Enfal:29)
*İşte bütün mesele bu. Hayırlı işler için gayret göstermek. Haramlardan sakınıp, helallere yönelmek.*
“Ey iman edenler, eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz, O da size yardım eder ve sizin ayaklarınızı sağlamlaştırır.”(Muhammed:7)
İslam adına kıllarını bile kıpırdatmayan, inanıyorum dediği halde hayatlarında Kur’an ve sünnetten bir iz bulunmayanlar, günahlardan zifte dönmüş kalplerini temiz sanırlar. Besleyemedikleri için yüreklerinden uçup giden iman kuşunun kendilerini terk ettiğini hiç anlamazlar…
Ömer Bitlis

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: