Yaratma Delili

Allah her şeyi yoktan var ediyor, daima tazelendiriyor ve her şeye münasip bir vücut giydiriyor. Kediye yapacağı vazifeye uygun vücut verirken, ağaca, aslana, insana en münasip vücudu bahşetmiştir. Her şey kendi bütünlüğü içerisinde mükemmeldir. “Elma” yazmak için dört harfin yan yana gelmesi gerektiği gibi elma yapmak içinde birkaç elementin yan yana gelmesi gerekir, elma yazan biri varsa elma yapanda biri var.

İnkılabı hakikat olunmaz, yani bir şey bir şeye dönüşmez. Ana rahminde oluşan mahlûkta böyledir, bir damla su bölünerek çoğalıyor ve organları meydana getiriyor, bu organları getiren maddeyle organlar aynı maddedir, farklı madde değildir. Bir türden başka tür meydana gelmez, gelirse çoğalma durur, katır örneği gibi. Her nev’in bir Âdemi vardır. Allah doğrudan yaratmıştır, maydanozun da atası vardır, bülbülünde gülünde atası ilk babası vardır. Aksi şekilde düşünmek çocuklara masal bile olmaz.

İnsan ilim sahibi bir varlıktır ama bir canlı yapamıyor. Tabiat, tesadüf veya kendiliğinden oldu demek düşünülemez. Kader programından çıkar Allah yaratır. İnsanın boyu minare gibi olabilirdi ama değil, her şey belli bir nizam program ve ölçü içerisinde halk olunmuş. İnsan daha güzelini hatıra bile getiremiyor. Dalalet bataklığından çıkamayan, zerrelerin hareketine bakıyor, kendi kendine oldu diyerek küfrün dalalet çukuruna yapışıyor, Allah’tan fersah fersah uzaklaşıyor.

Bazı statlarda öğrenciler bayrak yahut başka şekiller oluşturur, zerrelerde böyledir bir araya gelerek farklı madde olurlar, o insanları komut eden biri olduğu gibi zerreleri de komut eden biri var. Allah ”İnsanın mükerrem ve itibarlı kıldık” buyuruyor. İnsan dik duruyor sürüngen değil, yediği gıdalardan verilen akla kadar her şey mükerrem oluşuna delil. İşte bu insan cevheri itibarıyla hakkı arıyor bulamayan sapıyor, hakikatın madenini kazarken batıla düşüyor.

Felsefe, hayat nasıl meydana geldi tarif edemez, sırrını bilemez, biz bilime inanıyoruz diyorlar; Bilim bizi Allah’a götürür. Şimdi değilse de ileride bilim Allah’ı bulacak, hayret verici ilahı sanatın farkına varıp imana gelecek, gelmeye başladı zaten. İnsan anne baba vasıtasıyla dünyaya geliyor, felsefe bataklığından çıkamayan adam, beni annem babam yarattı diyor oysa anne babası resmini bile yapamazlar.

Vehmin kandırmasıyla tabiatla doğa ile teselli oluyor, fıtrat bunu reddeder, selim akıl kabul etmez. Doğa dedikleri Allah’ın bir sanat eseridir. Mürekkeplerin kitap yazalım demesi gibi, zerreler bir araya gelecek haydi insan yapalım, haydi çiçek yapalım, haydi kuş yapalım diyecek. Bunu insan değil hayvanda kabul etmez. Elementler mürekkep cümleyi kuran, kitabı yazan Allah. İnsan ilim öğrenmeye kabiliyetli varlıktır. Madde değişkendir halden hale geçer, hareket halindedir. Değişiyorsa değiştiren var sabit şeyi hareket için bir kuvvet lazım.

Bütün bunlar Allah’ın dilemesiyle, iradesiyle oluyor. İnsan mutlak bir şeye inanacak Allah’a olmazsa maddeye inanacak. Gördüğümüz alemde her şey atomlardan meydana geldi. Çıkamadığı küfür bataklığından baktığı için biz ezeliyeti ve ebediyeti Allah’a verirken, onlar ezeliyeti ve ebediyeti maddeye veriyorlar. Bir manada dinsizlik dinini seçiyorlar, dogmatiksiniz diyorlar, aklın kabul etmeyeceği şeyleri savunuyorlar. Tenasül vasıtası Allah’ın bir kanunudur. Yaratma delilinin icmalı budur, inanmazsan Kuranın bahçelerine gir, yaş kuru her şey onda var.

Çetin KILIÇ

Kaynak Muhakemat dersleri Şadi Eren.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: