Yeni dönemde iman hizmeti şarttır

“Bu memleket için en büyük tehlike nedir?” diye sorulduğunda elbette herkes kendine göre değerlendirmede bulunacaktır. Bizler de bu yazımızda bazı tahlillerde bulunacağız. Yapılan tahlil ve yorumların gerçeğe uygun olması gerekir.

Anadolu’da binyıldır hakim olan dindar, Müslüman Türk milletidir. Bu milletin bütün tarihî başarıları ve dünyadaki yeri de İslâm ile anılmış ve öyle bilinmiştir. Tabi sadece Türk milletini anlamamak gerekmektedir. Türk ismi alem ve ünvan da olmuştur. Türk’ten kasıt yazımızda İslam milleti olacaktır.

Dünya genelinde arzi dinler, semavi dinlere (son Semavi Din ise İslamiyet’tir. Öncesi nesh olmuştur) savaş açmış halde her alanda mübareze etmektedir. Kendi uydurma itikad ve normlarını her alanda yaymak ve kendilerine adam devşirmek için de ellerinden gelen çabayı sarf etmektedirler.

İslam beldesi olan bu toprakların milli ve manevi değerlerinden kopmaması ve İslam sancağının düşmemesi için nice ulema sarf-ı kelam etmiş ve neşriyatta bulunmuşlardır. Bu mücahid ruhlu kalemlerden, seslerden birisi de belki sesini dünya genelinde yankılatan isim de Bediüzzaman Said Nursi olmuştur. Çünkü telifatı olan Risale-i Nur Külliyatı eserleri dünyanın elliden fazla diline muhtelif bölümleri gönüllülük esası temelinde tercüme edilmiş ve o dilde İslamiyetin sesine güç vermiştir.

Covid-19 dünyada yeni bir çağın açılmasına sebep olduğunu düşünüyorum. Çünkü tüm dünyayı etkiledi ve birtakım değişikliklere sebep oldu sosyokültürel olarak.

Covid-19, Hicaz’da, Vatikan’da, Kudüs’te semavi dinlerin mukaddes kabul ettikleri yerlerde kendisini göstererek insanları hem bu mekanlardan hem de ibadet ve amellerinde bireyselliğe sevk etmiştir.

Dünya genelinde sosyoekonomik ve kültürel olan bu değişim 4. Sanayi devrimi olan dijital çağın açıldığını/geçişin olduğunu ilan etmiştir.

Mezkur yerlerde Covid-19 görülmesiyle yeni neslin bu mekanlara olan manevi sadakatini kırmayı hedefleyen bazı mihraklar olduğu ve semavi dinler yerine batıl ve sapkın olan Pagan inançlarını körpe dimağlarda yerleştirmek emelinde olduğu bedihidir. Dijital oyunlar, filmler vb. şeylerde pagan ritüelleri, sapkın itikad ve amelleri yer yer serpiştirildiği ve başta İslamiyet olarak kendilerinden başka tüm dinlere savaş açtığı bilinmelidir.

Özde İslam beldeleri, genelde dünyadaki inançlar önce Deizme, sonra Hedonizme ve Ateizme sürüklenecektir. Son adımda Pagan ritüeli içerisinde veya düşüncesinde bulacaktır. Bu vb. akımların temelinde zevk u sefa yatmaktadır. Z Kuşağı olarak adlandırılan kuşağı dünyaya iştihasını her şeyle kabartarak nefs-i emarenin merkubu haline getirdikten sonra milli manevi hiçbir değerin, sefahetin yanında önemi olmayan bir hale getirdikten sonra istedikleri istikamete sürükleyeceklerdir.

Bediüzzaman Hazretleri Osmanlı’nın ve şimdi Türkiye’nin dünya genelinde bu önemini gördüğü için “İmanı kurtarmak ve Kur’ana hizmet için, Mekke’de de olsam buraya gelmek lazımdı.”[1] diyerek bu toprakların öneminin altını çizmiştir.

İnsanın imanı ne kadar mükemmel olursa maddi ve manevi hayatı da o kadar mükemmel olur. Bu sebeple Bediüzzaman Hazretleri de her şeyin başı imandır şiarıyla hareket etmiş ve kalplere tahkiki imanın kök salması için say u gayret etmiştir.

“En mühim, en lüzumlu, en selâmetli olan imana hizmet cihetini tercih ettim.”

“Said Nursî, Kur’an ve imana hizmet mesleğini ihtiyar edip, hiçbir maddî ve manevî menfaat, salahat ve velilik gibi manevî makamları maksad ve gaye etmeden, sırf Cenab-ı Hakk’ın rızası için hizmet yapmıştır.”[2]

“İşte böyle bir zamanda imana hizmet için, dünyaya el atmadım, dünyayı terk ettim. Hizmet-i imaniyemi hiçbir şeye âlet etmeyeceğim” der.”[3]

Bediüzzaman hazretlerinin Rahle-i tedrisinden geçenlerin de dimağlarında şu vardır: “Ümmet-i Muhammediyeyi sahil-i selâmete çıkaran bir sefine-i Rabbaniyenin hademeleri olduklarına inanmışlardır. Hayatta en büyük gayeleri; Kur’an ve imana hizmet ederek, ümmet-i Muhammed’in refah ve saadet içinde yaşamasına vesile olmaktır.”[4]

“Onların tek bir istinad noktaları vardır. O da, sırf rıza-yı İlahî için, ihlasla, Kur’an ve imana hizmetleridir.”[5]

“Maksadımız; imanımızı kurtarmaktır, imana hizmettir, Kur’ana hizmettir.”[6]

“Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.”[7] diyen Rasulü’s-sakaleyn (asv) efendimiz yeryüzünde Kelamullahın hakim olması ve insanların Hakka ibadet etmesi ve yaşanabilirliği artan bir dünyanın tesisi için say u gayret etmiştir. Efendimiz (asv)’ın yolunda yürüyen salih insanlar da Liva-ül Hamd sancağını dalgalandırmaktadır.

Selam ve dua ile

Muhammed Numan ÖZEL

1)Tarihçe-i Hayat (510)
2)Sözler (758)
3)Sözler (760)
4)Tarihçe-i Hayat (163)
5)Tarihçe-i Hayat (542)
6) İşarat-ül İ’caz (228)
7)Müstedrek-II 670 (Hadis-i şerif meali)

Kaynak: RisaleHaber

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: