Yeni eğitim sürecinde ebeveynler nasıl bir yol izlemeli?

‘PANDEMİ SÜRECİ ÇOCUKLARDA KONUŞMA GECİKMESİNE SEBEP OLUYOR”

Yeni yaşam düzenine çocukları nasıl adapte edebiliriz? Arkadaşsızlık ve sürekli evde olma hali nasıl etkiler?

Çocukların yaş grubuna göre değişiyor. Okul öncesi ayrı, ergenliğe kadar olan ayrı, ergenlik sonrası ayrı.. Okul öncesi çocuklar burada genellikle anne ve babaya bakarlar. Anne ve baba eğer rahatsa, çözüm üretebiliyorsa, soğukkanlıysa çocuklar büyük bir sorun yaşamıyorlar ama ortak anne, baba ortak bir liderlik oluşturamıyorsa, ortak bir dil kullanamıyorsa çocuklar böyle durumlarda kendi çocuksu çıkarlarına ya da korkularına göre hareket ederler. Anne, babanın ortak dil kullanması çok önemli.. Geniş aileler bu konuda daha şanslılar bu durumlarda sosyal destek çok önemli; anne, baba bir yere giderse, anneanne ya da babaanne, amca yahut teyze var. Bir şekilde destek olunabiliyor. Okul öncesi çocuklar için de okul çağındaki çocuklar için de anne, baba önem taşıyor fakat böyle durumlarda sosyal hayattan tamamiyle koparmamak gerekiyor. Yakından tanınan mesela aynı apartmandasınız aynı şehirdesiniz, en az 7-15 günlük geçmişini bildiğiniz kişilerle çocuğun bir araya gelmesinden korkmamak lazım. Tamamen hayatını karantina altına almak olmaz. Evde o çocuklar bunalıma giriyorlar. Hastanede çocuklarda rastladığımız en çok vaka konuşma gecikmesi vakaları.. Evde kaldığı için tek dinlediği şey, televizyon, tablet, akıllı telefon konuşmuyor.. Sözcük üretmiyor öyle olunca gecikmiş konuşma ile geliyor.. Otizm zannediliyor. Pandeminin çocuklar üzerindeki etkilerinden biri bu… Konuşmayı geciktiren bir etki yapıyor. Diğer taraftan çocuk bunu çok iyi anlayamadığı için hırçınlık, sinirlilik, krizler ve öfke nöbetlerinde artışlar olduğunu görüyoruz. Anne baba kaygılıysa, mutsuz çocukların ortaya çıkma ihtimali var. Okul çağı çocuklar sosyalleşmeye başladıkları için arkadaş önemli hale geliyor. Ergenlikte zaten anne babadan uzaklaşarak, arkadaşlık önemli hale geliyor. Ergenlerde fiziksel olarak büyüyorlar ama ruhsal olarak daha büyümedikleri için hata yapma olasılıkları daha çok.. Belirtisiz taşıyıcı olma ihtimalleri çok yüksek, tanımadığımız ergenlerle okullarda 7-14 günlük geçmişini bilmediğimiz kişilerle maskesiz konuşmak büyük risk altına girmektir ama iki tarafta maskeliyse %5’e düşüyor bulaşma riski varsa bile..

Yeni eğitim sürecinde ebeveynler nasıl bir yol izlemeli? Ebeveynin üzerindeki uyum telaşının çocuklara yansıtılmaması için neler yapılabilir?

Bu uyum telaşı ister istemez çocuğa yansır. Anne, babanın yüz ifadesinden duruşundan anlar o yüzden anne, baba bu konuyu kendi arasında çözmeli ama çözemiyorsa da çocuğa; ”Böyle bir problem var çözmeye çalışıyoruz, hep beraber çözeceğiz.’’ denilebilir. Çocukta karamsarlık, ümitsizlik duygusu oluşturmamak gerekiyor. Ümit duygusu olmayan bir çocuk geleceğini güvende hissedemediği için korkuyla yaşar, korkuyla yaşadığı için de girişimci olamaz, atılgan olamaz yeni şeyler öğrenemez. Hep aklı evdedir rahat değildir. Bu sebeple çocuğa ümit verebilmek için anne, babanın soğukkanlı olması çok önemli…

”ANNE, BABANIN KAYGILI OLMASI DAVRANIŞ BOZUKLUKLARINA SEBEBİYET VEREBİLİR”

Eğitim süreci uzaktan ve karma olarak ikiye bölündü. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından herhangi bir devam zorunluluğunun olmadığı bilgisi paylaşıldı. Bu durum ilkokula yeni başlayan çocukları nasıl etkiler?

Bence çocuklar bu konuda büyüklerden daha kolay uyum sağlıyorlar. Hiç korkmayalım, evde sıcak, huzurlu bir ortam varsa çocuklar muhakkak uyum sağlarlar. Bu süreç normale döndüğü zamanda hızla toparlar. Rol model olarak gördükleri anne, babadır. Anne baba iyi örnek olabiliyorsa çocuklarda sorun olmuyor ama anne baba kaygılıysa; saç yolmalar, tikler ve altını ıslatma, tırnak yeme gibi birçok davranış bozukluğuna sebebiyet verebiliyor fakat birlikte zaman geçirmeyi arttırdığı artısı da oluyor. Çocuklar bu süreçte hiç olmadıkları kadar anne, babayla beraber olabildiler. Covid sürecinin en büyük katkısı bence birlikte zaman geçirmeyi zorunlu olarak arttırması oldu.

Eğitimin bir süre böyle devam edecek olması akademik başarıyı etkiler mi?

Biz üniversite olarak, -Üsküdar Üniversitesi- odak grup toplantısı yaptık. Bir vizyon toplantısı.. Fijital diye ortak bir kavram oluşturduk. Uzaktan öğretim olur ama uzaktan eğitim olmaz, laboratuvar bazı dersler var yüz yüze olması gerekiyor. Bu sebeple yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitim eş zamanlı olmalı ve biz ikinci dönemde de- pandemi döneminde-  akademik takvimi hiç bozmadık. Akademik takvimin aynısını iki haftalık bir çalışmayla yeniden başlattık ve akademik takvimdeki saatte senkron olarak online ders verdik. Bütün dersleri aldılar. Uygulamalı dersler için özel videolar çekildi. Bu senede uygulamalı dersleri S notu dediğimiz bir sistemle yoğun olarak vereceğiz ve uygulamaları dersleri bu sene içerisinde telafi edecekler. Biz zaten %30 dijitalleşmeyi hedeflemiştik, alt yapımız hazırdı, zorluk çekmedik. Üniversitelerin birçoğu uzaktan eğitim deyince slayt gönderip, ödev gönderip uzaktan eğitim yapıldığını zannediyor hâlbuki öyle değil bu sene Zoom’dan daha iyi olan Perculus sistemi var onu kullanacağız. Her şey kaydediliyor, ders için belli bir süre konuluyor o sürenin altında olursa ders sayılmıyor. Sınavlar daha güvenli bir sistemle yapılacak, başını sağ sola oynattığında ekran donacak. En güzel şekilde bu sistemi uygulayacağız. Anket yaptık zaten,  hibrit sistemde olduğu için ben yüz yüze derse gelmek istiyorum diyenler o şıkkı işaretleyebilecek. Bütün dersleri online almak isteyenler de online olarak alabilecek ama %40’ını zorunlu olarak online yaptık. Teorik derslerden olabilecekleri.. Diğerlerinden yüz yüze ve dijital olacakları birleştirerek hibrit yaptık.  Eğitim sisteminde üniversitede de lisede de eğitim sadece uzaktan olmaz. Üniversitelerin birçoğu kampüsü kapattı ama biz kapatmadık, akademik ve idari kadro olarak hep aktif çalıştık, videolar çekildi. Öğrencilere şimdi kampüsü de açacağız ama sınıftaki yoğunluğu azaltmak için mevcutlar 90 kişiyse 30 kişiye, 60 kişi ise 20 kişiye düşecek. İlave bilgisayarlar aldık.. 1.ve 2. sınıflara daha öncelik verdik, internete ulaşım imkânı kısıtlı olanların dersi kampüste dinleyebilmeleri için alanlar oluşturuyoruz.

Hali hazırda üniversite sınavına hazırlanan bir genç bu süreçte kendini nasıl motive edebilir?

İnsanın içinde her zaman yoldan çıkarıcı, ayartıcı negatif duygular vardır. Herkesin içinde vahşi bir at var kendi kafasına göre gitmek istiyor ama sen patron benim deyip vahşi atı eğitirsen onu istediğin yere götürürsün. Kişi burada hedefini belirlerse, iç disiplin oluşturabilirse tuzaklara düşmez.

Kaynak: Sariye Dönmez

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: