Yolundan sapanları ikaz, sapmayanlara müjdeli haber

Muhterem Kardeşlerim!

Unutmayalım ki bu insan için en mühim şey ilimdir-bilmektir. Allah tarafından insana verilen en mühim vazife namaz olmakla beraber, o namazı kılmak için bile nasıl kılınır bilinmesi lazım. Hatta çok üzücüdür; bugün namaz kılanların çoğunun kafasında imanla ilgili şüpheler mevcut. Bu sebepten Üstadımız Bediüzzaman Hazretleri, bununla ilgili Risale-i Nurlarda, üç yerde ifadesi var. Bir yerdeki ifadesinde: bir keşfelkuburun müşahedesi ile: (Keşfelkubur: Ölenlerin imanla mı imansız mı olduğunu bilen evliyaya denir.) İşte Öyle bir Evliyanın görmesi ile bir yerde 40 vefiyattan: (Ölenlerden) 3 kişi; bir yerde 40 vefiyattan 2 kişi, bir yerde de 40 vefiyattan tek 1 kişi imanlı öldüğünü bildirmiş… Ağabeyler Üstadımıza r.a sormuşlar? Acaba oranın insanları namazsız mı idi? Üstad: Hayır, namazlı insanlarmış. Peki nasıl olurda namazlı insanlar imansız ölüyor?

İşte burada o soruya cevap vereceğiz. Ne yazık ki bugün imanlıların çoğu ateistlerin o safsata sorularına cevap veremiyorlar. Evet fen hakim olduğu bu devirde İSPAT konuşur. Yani Allahı vasıfları ile bilmiş olacaksın ki imansız ateistlerin sorularına cevap vermeyi bilesin. Yoksa Allah korusun cehennemi boylarsın. Bizler Allah’ımıza ne kadar şükretsek azdır ki imansızlık hakim olan bu devirde, Allah bize Bediüzzaman gibi bir zatı göndermiş. Çünkü o zatın yaşadığı devirde, yani Türkiye’mizde imansızlık hakim idi. Bize hükmeden dinsizler Bediüzzamanın iman faaliyetlerine mani olmaya çalışıyor. Dinsizlik fikrine sahip olan baştakiler Üstadı alıp hapishaneye kapatıyorlar.

Hapishanelerde, Üstadımıza öyle işkence ediyorlar ki kışın müthiş soğuğunda, ölmesi için kaldığı koğuşun camlarını kırıyorlar ve ölmesini bekliyorlar. Çşitli hilelerle üstadımıza 21 defa zehir veriyorlar. Hatta bir defa: Emirdağında, üstadımızı zehirlemek için koğuştakilere aşı yapacaklarını bahane ederek üstadın tam kalbine zehir veriyorlar. Suçlarını örtmek için oranın Belediye tabibi olan Dr. Tahir Barçini çağırıyorlar. Doktor geliyor bakiyor ki kalbine verilen müthiş zehir vücuda dağılmamış siyah taş gibi olup deriyi delip dışarıya çıkmış. Üstad zehirin acısından, çok kıvranmış ama Allah Üstadın canını alıp öldürmemiş. O hadise sebep olup Dr. Tahir Barçin Nur Talebesi olmuş.

Üstadımız o kadar işkence çeker vaziyette iken, hapishanede, yanında kaynak kitap olmadığı halde 130 parça kitap Risale-i Nur eserleri adında kitap yazıyor. Ki bir profesörün ifadesine göre, bugün Türkiye’de on milyon kişi Risale-i Nurları okuyormuş. Bugün bu kitaplar dünyanın 60 diline tercüme edilmiş kitaplardır ki Arnavutça dilene ben tercüme ettim. Hiç parasız Arnavutların yaşadıkları yerler olan Balkanlarda dört küçük devlete yaşayan halka kendi elimle, hiç parasız 100.000 adet kitap dağıttım. İşte bu eserler, imanı meseleleri inkâr edilmeyecek derecede deliller ile ispat eden eserlerdir. Şimdi bu eserleri devlet de basıyor. Bu eserler çıkmadan önce Türkiye’de tahsil görmemiş kimseler namaz kılarlardı. Şimdi yalnız Türkiye’de değil bütün dünyada çok profesörler sağlam imana sahip oldular.

İmanından yara almış ve almamış muhterem kardeşlerim, sizlere sesleniyorum en şerefli mahluk olan insanın önünde olan ölümden sonra iki durak dikilmiş duruyor: Bu insanı ya sonsuz bir zamanda mutluluk yeri olan cennet olacak veya Allah korusun, imansızlar için sonu olmayan ateşte yanma yeri olan cehennem ateşinde yanıp, azap çekip yanmak var. İmanı olup günahkârları kadar orada azap çekerler sonra imanlarının mükâfatını yaşamak için onlar da cennete girerler. Bunu ben kendimden demiyorum. Bizi yoktan yaratıp var eden ve insan makinesinin kullanma kılavuzu olan Kur’anı Kerimde Allah buyuruyor.

Madem durum bu vaziyettedir; aklımızı başımıza alıp uydum kalabalığa safsatası ile hareket etmeyelim. Allah bizi imtihan için bu dünyada vazifelendirdi. Bize verilen ufak tefek ibadetleri terk etmeyelim ki o sonsuz mutluluk yeri olan cenneti kazanmayı hak edelim. Yoksa zararı tarif edilmez durumunu düşmekle karşı karşıya kalırız. Bu gün anne baba olmuşlara çok mühim vazife düşüyor. Aman Allah size hediye ettiği, hediyelerin en büyüğü olan evlatlarınızı cehenneme odun yetiştirmeyin. Yalnız dünyevi makam ve mevkilere gözlerinizi dikmeyin.

Asla unutmayın ki insan için cahillik çok kötüdür Sadece dünya ilimlerini değil öldükten sonra insana faydalı olanı öğrenin ve ailenizden başlayıp sevdiğiniz kim var ise ona da öğretin okuyun, öğrenin ve öldükten sonraki hayatı sevdiklerinize öğretin… Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifte: “Tek bir kişinin imanının kurtulmasına sebep olan sahralar dolusu kırmızı koyun sadaka vermiş kadar sevap kazanır.” Bir başka hadiste: “Bir kimsenin imanının kurtarmasına sebep olan o kimse dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.” buyuruyor Aleyhis-salatu vesselam.

Paylaşan: Abdülkadir Haktanır

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: