Zemzem’in Tarihçesi (Şiir)

İbrahim,(a.s)  eşi Hacer’i, oğlu İsmail’i alır yanına

Düşer bu günkü Mekke vadisinin, ıssız yoluna

 

Hacıların say ettikleri, Safa – Merve mevkie geldiler

Bir miktar hurma, biraz su bıraktı, İbrahim peygamber

 

Tekrar Şam’a dönmek için yola düşer hemen

Yaşlar boşandı Hazreti Hacer’in gözlerinden

 

Oğlu İsmail kesilmemiş sütten bile

Daha iki yaşında çocuk çok körpe

 

Hz. Hacer der “Ey İbrahim nereye gidiyorsun”

“Burası çok ıssız sende görüp biliyorsun”

 

İbrahim(a.s)  sessiz, cevap vermez yola devam eder

Peşinden biraz giderek Hz. Hacer validemiz der

 

Bağırarak “bunu sana Allah’mı? Emretti yoksa”

İbrahim peygamber(a.s) hemen döner arkasına

 

“Evet, Allah buraya bırakmamı emretti sizi”

Hz. Hacer,  “öyle ise Allah zayi etmez korur bizi”

 

Büyük bir tevekkül ve teslimiyet içinde

Çocuğunun yanına geri döner ümitle

 

Şöyle dua etti İbrahim(a.s) çok safi ve ihlâslı

“Ya Rabbi benim soyumdan bir kısmını”

 

“Eşim Hacer’i ve oğlum İsmail’i”

“Ve ondan gelecek olan neslimi”

 

“Beyt-i Haram’ının(Kâbe’nin) yanında”

“Sana ibadet ve kulluk etsinler diye hakkıyla”

 

“Yerleştirdim ziraata elverişsiz ıssız bir vadiye”

“Artık sen meyil ver insanların gönül ve kalbine”

 

“Onları rızıklandır çeşitli nimetler ver”

“Umulur ki sana hadsiz şükrederler”

 

“Sen gizli açık her şeyi bilirsin, Ya Rabbi”

“Gökte, yerde hiçbir şey kalmaz senden gizli”

 

Hz. Hacer, taş, toprak, yapraktan yapar bir kulübe

Güneşli çöl sıcağından koruyacak çocuğu bu gölge

 

Teslimiyet tevekkül içinde hem de kanaatkâr

Böylece yeni bir hayata devam etmeye başlar

 

Zaten çok az olan su biter bir müddet sonra

Hacer validemiz başlar etrafta su aramaya

 

Gözünün gördüğü yere ta! Ufuklara bakar

Çöl serabına ümitle gözleri su diye dalar

 

Merve tepesine hızlı adımlarla tırmanır

Sağ, sola bütün etrafa dikkatlice bakınır

 

Çevreye baktı yoktu su geri döner anında

Yine gider Sefa tepesine telaş ve heyecanla

 

Gördüğü yerlere dikkatle bir daha bakar

Su belirtisi yok, koşar Merve tepesine tekrar

 

Göremez, zaten yoktur hiçbir su alameti

Döndü Sefa tepesine sanki tıkandı nefesi

 

Göz ucuyla bakarak oğlu İsmail’e

Yine tırmandı ümitle Merve tepesine

 

Heyecan, kaygı, korku ve tasa içinde

Baktığı yerlere tekrar bakıyordu iyice

 

Aniden bir ses duydu müthiş irkildi

Nefes dahi almaz pür dikkat kesildi

 

Tüm basiretini verip bu nidayı dinledi

Gaybi bu sedayı tekrar bir daha işitti

 

Hz. Hacer “Ey! Ses sahibi, duydum sesini”

Der “Kudretin varsa bu durumdan kurtar bizi”

 

Daha sözü dahi bitmemişken

Cebrail anında göründü hemen

 

Bu günkü Zemzem kuyusunun başında idi

Kazmaya başladı hızla kanatlarıyla yeri

 

Birden fışkırdı su, kaynayıp akmaya başlar

Hacer valide “dur dur diye” suyu avuçlar

 

Bir müddet sonra Cürhümlü bir kabile gelir

Hacer validemizin izniyle onlarda buraya yerleşir

 

Cenabı Hak İbrahim,(a.s)  duasını kabul eder

Hz. Hacer’le oğlu burada yaşamaya devam eder

 

Beyt-i Ma’mur gökte, alt hizasında kurulur tekrar Kâbe

Gelişerek devam edip meydana gelir bu günkü Mekke

 

Mekke’de asırlarca medeniyetler kurulup yıkıldı

Savaşlarda defalarca tahrip edilip zalimce yakıldı

 

Cürhümlüler de Kâbe’de hüküm sürerken

Düşman istilasına uğradı bir gün aniden

 

Kâbe’yi boşaltıp can havliyle başladılar kaçmaya

Atılar bütün en kıymetli eşyaları zemzem kuyusuna

 

İlahi kuyunun ağzını toprakla kapatıp kaçtılar

Zemzem’in efsanesi kalır aradan geçer uzun yıllar

 

Bekir Özcan

www.NurNet.org