Aşk Nesin Sen?

Nerede o eski aşklar, Ferhat dağ yerine kulağını delmiş. Şirin de feminist olmuş.

Karı-kocadan bahsedip de aşktan bahsetmemek olur mu? Elbette ki olmaz. Erkek veya kadından her hangi biri diğerine âşık olduğunda, âşık olunan kişinin algılaması değişir. Artık onda hangi özellikleri görmek isterseniz onları görürsünüz. Bu nedenle aşk, bir görme kusuru olarak da tanımlanabilir. Bu bağlamda aşk; hayal edilenle gerçek arasındaki fark anlaşılıncaya kadar geçen süreyi kapsar.

Aşk ile sevgi arasındaki fark; “Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var” ile “Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum” arasındaki fark gibidir.

Aşkta talepler, arzular vardır. Sevgide ise paylaşım. Sevgi vermesini bilir, aşk istemesini.

Aşk sadece bir bakışla da doğabilir, ancak yalnızca şefkat ve sevgiyle olgunlaşır. İki kişi birbirine âşık olduğunda tutku en üst düzeyde, kalpler ise ateş üstündedir. Ama eninde sonunda küllenir ateş.

Halil Cibran “Beraberliklerinizde boşluklar olsun. Aranıza cennetin rüzgârları girebilsin” der. Bağlı olmakla bağımlı olmak arasındaki fark bence ancak bu kadar güzel dile getirilebilir. Günümüz aşklarında eksik olan en önemli unsurlardan biridir Halil Cibran’ın bahsettiği mesele. Birbirine bağımlı ve bireyselleşmenin yok edildiği ilişkiler vardır günümüzde. Güdümlü ilişki birey olmanın en önemli engelidir. Birey olmayı beceremeyenler ise aşkı kısa sürede yitirirler.

Gerçek aşk, “farkındalık içeren bir sevgi” ile sağlanabilir.

Olgunlaşmış aşk ya da sevgi karşılaştırma yapmadan, “çünkü”ler ve “eğer”ler oluşturmadan sevebilmek anlamına gelir.

Sevgi’den ad yapılıyor
Mutlu’dan ad yapılıyor
Aşk adında ne bir kadın gördüm, ne de bir erkek…
Bu korku neden? (Özdemir Asaf)

Şairin sorduğu gibi soruyor ve ekliyorum: Sahi aşk nesin sen?

(Yazılar devam edecek…)

Uzm. Dr. Kenan Taştan / NurNet.Org / Evliliğinizin Kaçıncı Kilometresindesiniz Kitabından Alıntıdır…

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: