Çocuklarımıza mühim gerçekleri anlatmalıyız..
La Fontaine tarafından masalında takdirkâr bir ifade ile bahsettiği karıncanın bir yaz boyunca toplayıp depoladığı buğdaylar ise, onun bütün bir kış yiyebileceği buğdaydan çok çok fazla olduğundan, karıncanın yaz boyunca buğday toplayıp kış için onları depo etmesi La Fontaine’in masalında vermeye çalıştığı yanlış mesaj gibi, karıncanın medhedilmek sebebi değil; tam aksine, hırsından ve istifçiliğinden dolayı ancak tenkit edilmek sebebi olabilirdi.
Hem Ağustos böceğinin yaz aylarının belli bir zaman diliminde gece boyunca sürekli ses çıkartması, onun “haylazca saz çalması”na kesinlikle benzetilemez. Kur’an-ı Kerîm’de muhtelif sûrelerde “her şeyin Allah’ı tesbih ettiği” vurgulanarak tekrarlanıyor. Canlı-cansız her şey, maddenin en küçük parçası olarak bilinen kuvarklardan, en büyük galaksilere kadar, “hal lisanları” ile Allah’ın varlığını, birliğini, isim ve sıfatlarının kâinattaki akislerini ilan ederken; “hal lisanı”ndan başka “kal lisanı” (konuşma lisanı) da olan insanların bazıları, akıl ve iradelerini iyi kullanmak suretiyle ve Ağustos böceği, bülbül ve diğer bazı hayvanlar da insanlar gibi akıl ve iradeleriyle olamasa da “fıtrî ibadetleri” halindeki “kal lisanları” ile Allah’ı tesbih ederler. Fakat İsrâ Sûresi 17/44. ayetinde denildiği gibi, insanlar onların Allah’ı bu tesbih etmelerini, yani Allah’ın noksan sıfatlardan uzak olduğunu ilan etmelerini anlamazlar.
Çocuklarımıza La Fontaine masallarının saçmalıklarını değil; bu mühim gerçekleri anlatmalıyız.