İnsanoğlu neden küsüyor?

Halk arasında bir deyim var, “insan, çiğ süt içmiş” diye. Yani insanın her hali bir olmaz. Değişken haller gösterebilir.

Allah (cc), insanlara Cüz-î irade, yani davranışlarında serbestiyet ve tercih hakkı vermiştir.  Bu serbestlik ile Cenab-ı Hak insanları iyiliği veya kötülüğü istemek cihetinde imtihan eder ve mesuliyeti insana yükler.

İnsan böyle bir iradeye sahip olduğu için bazen iradesini iyiye bazen de kötüye kullanıyor, öncelikle kişi kendi nefsiyle mücadele etmesi gerekirken ne yazık ki, hep başkasının kusurlarıyla meşgul olup kendi kusurlarını görmüyor.

Bundan dolayı insanlar her zaman iyi halde kalmıyor, bazen sütsüzlük damarı tutar, soysuzca hareketlerde bulunur. İyilik gördüğü kimseye iyilik yapma yerine; kötülük yapar veya iletişimi küsmekle koparır. Makam, haset ve miras gibi beklenti içine girenlerden küsme eylemi daha fazla görünüyor.

Bazen de miras paylaşımlarında gabâvet (anlayışsızlık) bir tavırla ailenin arasını bozan kardeşler oluyor. Hatta aynı meslek ve meşrepte olan cemaatler içerisinde de küsmeler oluyor. Kim, kime ne için küs olduğu da bilinmiyor, eğer ne için küstüğünü açıklasa belki biri çıkar iki kişinin arasını görerek barışmalarını sağlar.

Bazen kişi sevdiğine de küsebilir. Hani bir deyim var, “çocuk gibi çabuk küsüyor” diye. Keşke çocuk gibi çabuk küsüp, çocuk gibi çabuk barışmayı da bilebilseydik. Yanlışlarımızı test edebilseydik, o zaman haksız olduğumuzu anlardık. Hatta erdemlik gösterip özür dilemeyi de bilecektik, o zaman kimse kimseye küs kalmazdı…

İnsan, bazen ümitsizlik ve karamsarlık haline düşer, Rabbine bile küser. Darb-ı mesel, köy komşumuz dindar bir teyzenin üzerine kuma gelir, haliyle bayanlar kuma sevmezler. Teyze, Rabbine küser namazını terk eder. Çocuk misali çabuk küsmüş, fakat çabuk nedamet etmiş, nazdâr teyzemiz.

Bazen küçük veya büyük bir şey, bir anlık insanı gaflete düşürebiliyor. İnsanın idrakini, düşüncesini, hayalini ve sabırlarını alt üst edebilir. İnsan bir çınar iken birden yıkılıverir. İnsan küsebilir, fakat küçük küsmeleri büyütmemek lâzımdır. Gerçi en güzeli küsmemektir. Küsmüşse, hadisin emri üç günü geçmemektir.

Acaba en son kime küstüğümüzü hatırlıyor muyuz? Hatırlıyorsak ve halen küs isek: ‘Sana zulmedeni affet. Sana küsene git, sana kötülük yapana iyilik yap, aleyhine de olsa hakkı söyle’’ 1 Hadis-i Şerifine uyarak barışmaya ne dersiniz?

23.05.2020

Rüstem Garzanlı

Dipnot:

1- Kütub-ı sitte.

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: