Namazları Birleştirme (Cem) Hangi Durumlarda Olur?
Bunu cem-i salâteyn yani iki vaktin namazını bir vakitte birleştirerek kılma şeklinde de tarif edebiliriz. Hanefî hukukçuları bunu, sadece hac ibadetini yaparken Arafat’ta ve Müzdelife’de caiz görmüşlerdir. Arafat’ta iken öğle ile ikindi, öğle vaktinde kılınır. Buna cem’i takdim denir, Müzdelife’de iken de akşam ile yatsı, yatsı vaktinde birleştirilerek kılınır. Buna da cem’i tehir denir. Şafiilere göre sadece yolculukta her ikisi de caizken; şiddetli yağmur, şiddetli kar ve buz yağmuru gibi durumlarda sadece cem’i takdim caiz görülmüştür. Bu iki mezhebe göre bu sebeplerin dışında hiçbir sebep, işçinin durumu da dahil, namazların birleştirilmesi için yeterli sebep görülmemiştir. Sadece Hanbelî Mezhebinde farklı ve müsamahalı bir yaklaşım göze çarpmaktadır. Bunlara göre:
1-Yolcular, 2-Namazı birleştirmediği takdirde meşakkat çekecek olan hastalar, 3-Emzikli kadınlar, 4-İdrarını tutamayan şahıslar, 5-Her namaz için abdest almaktan veya teyemmüm etmekten âciz olan düşkünler, 6-Yer altında yaşayan veya çalışanlarla, 7-Körler gibi vakti bilmekten âciz olanlar. 8-Kısaca canından, malından ve ırzından dolayı korku içinde bulunanlar ve de namazı birleştirerek kılmadığı takdirde geçimine zarar gelmesinden korkanlar, öğle namazı ile ikindi namazını veya akşam namazı ile yatsı namazını, cem’i takdim veya cem’i tehir şeklinde birleştirerek kılabileceklerdir.
Hanefî hukukçularına göre, iki namazın birleştirilmesi her ne kadar haccın dışında caiz görülmemiş ise de, yine onlara göre zaruret anında diğer mezheplerden birini, o mezheplerin öngördüğü şartlara uyarak taklit edebilirler. Yani işçi ve memurlar, namazı yüzünden işinden atılma gibi bir sıkıntı ile karşı karşıya iseler, Hanbelî Mezhebinin yukarda geçen fetvasından istifade edebilirler.[i] Bütün bütün namazdan uzak kalmaktansa ve namazlarını kazaya bırakmaktansa mezheplerin bu kolaylığından istifade ederek ibadetlerini ifa etmenin huzurunu yaşayabilirler. Bu birleştirmenin şekli de şöyle olacaktır:
Ya öğle namazının farzı ile, ikindi namazının farzı birleştirilir ikindide, veya öğlede kılınır; ya da akşam ile yatsının farzı birleştirilir, akşam namazında; veya akşam ile yatsının farzı birleştirilir, yatsı namazında kılınır. Hatta vitir de. Bu birleştirilen farzların arasına sünnet namazı sokulmadan, peşpeşe kılınırlar. Şafiilerdeki bu kolaylıktan Hanefi mezhebindekiler de onları takliden yararlanabilirler. Hanefilerde bu cem meselesi, sadece Arafat ve Müzdelife’de geçerlidir. Hanefilerin, bu kolaylıktan yararlanması ancak Şafii mezhebini taklid ederek mümkün olacaktır. Yolda namazı kazaya bırakmaktansa Şafiiyi taklid ederek cem etmenin daha uygun olacağını söyleyen Hanefi âlimlerimiz de vardır.[1]
Beş vakti üç vakitte kılma meselesinin iç yüzü budur. Bu fetvayı bütün zaman ve mekânlara ve herkese tahsis ve teşmil etmek, cinayettir. Dini sulandırmadır ve ateşle oynamadır. İlahiyatçılar ve ilim erbabı şüphe ve tereddütlere sevk eden ifade ve açıklamalardan uzak durmalı, şüphe ve tereddütlerden kurtaran açıklamaları esas almalıdırlar.
Vehbi Karakaş / Risale Haber
[1] Bkz. KARAKAŞ, Vehbi, Namaza Nasıl Başlanır, Nun Yayınları, s. 152
[i] Bkz. KARAKAŞ, Vehbi, Nasıl Namaz, Timaş Yayınları, 92-93