Nihayetsiz Özgürlük

Evet hadisat-ı alem 6 cihetten tazyik ediyor, dünya bazı kişisel gelişimcilerin dediği gibi toz pembe değil. Ama bu nefsin gördüğü zahir ve maddesel, dünyevi tarafta böyle. Yoksa kalp ve ruh cihetinde hiçbir hadise özgürlüğümüzü elimizden alamıyor; çünkü ruh ve kalbin cevelan sahası Allah’a intisap yani o intisabın(iman bağının) kavileşmesi, derinleşmesi, farklı manalarda kurulması olduğu için dış tazyik ancak buna vesile oluyor, kolaylaştırıyor, belki insanı mecburen o intisabı kuvvetlendirmeye itiyor; işte o cihette insan denen mahluk NİHAYETSİZ özgür.. Zaten manevi terbiyelerin gayesi de insanı bazı meşakkatlere mecbur ederek o içerdeki vicdan, kalp, ruh gibi mekanizmaları tetiklemek.

Biz bilinçli olarak böyle bir terbiyeye girsek de girmesek de Rububiyet-i ilahiye bizi evirip çevirip iç alemimizi çalıştırmaya sevk ediyor. Dünya hayatı ve hadisatı bu manada istihdam ediliyorlar şeklinde değerlendirmek kader risalesinden çıkan bir netice diye anlıyoruz.

Yani özgürüz.. Kendimizi sıkıştırılmış hissettiğimiz noktalar nefsimizin Rububiyet iddia etmek isteyip de eline geçmeyen varlık yanılgıları.. Herşeyin sahibi olan Zatı, Malik-ül Mülkü bulmamız, mevhum varlık iddiamızdan kurtulmamız için sıkıştırılıyoruz. Çok bunaldığım, ağır bir imtihandaydım, bir kardeşim söylemişti : “at seccadeni, istediğin kadar namaz kıl, kim tutar seni..” demişti. İstediğimiz kadar yana yana Allah diyelim, kim tutar bizi..

Aliye Yüksel

Sende yorum yazabilirsin