Risaleler kısa ve öz metinler halindedir

Risale-i Nur’un bir diğer özelliği de çok ilmi, çok mu’cez, çok az cümle içerisinde çok şey ifade edilmiş metinler halinde olmasıdır. Yani kısa, bir metin içerisinde çok şeyler ifade edilmiştir. Kanaatimce Risale-i Nur’un tamamı böyledir. Yani Risale-i Nur çok kısa yazılmış, tafsilât verilmemiş bir eserdir. Müellif de bunu çok yerde belirtmiştir.

Bazen demektedir ki; “Bu denizden bir katre gösterdik.”; veya demektedir ki: “Çok mufassal olan bu mevzuun ancak bir vechini ifade ettik”. Ve benzer ifadeler kullanmıştır. Yani Risale-i Nur’un tamamı meselâ 5000 sayfa ise, bunun tamamı 500.000 – 600.000 sayfalık bir eser demektir. Yani mevzuun ancak yüzde biri ifade edilmiştir kanaatindeyim. Müellif hemen hemen her risalenin başında veya sonunda böyle bir hususiyeti ifade etmiş bulunmaktadır.

Meselâ Talikat isimli mantıkla ilgili kitabı veya risalesi buna örnektir. Aynı şekilde Kızıl İ’caz isimli yine mantıkla ilgili kitabı da yine çok kısa ve çok öz yazılmıştır. Yine bunun gibi Yirmialtıncı Söz, kaderle ilgili risale de, ancak müdakkik âlimlere ve bu konuda temel İslâmî bilgileri olan kimselere hitab eden, çok çok kısa, efradını cami ve ağyarını mâni özelliği olan bir eserdir diyebiliriz.

Yine aynı şekilde Birinci Şua hakikaten, anlaşılması zor demeyeceğim, ama her cümlesi üzerinde durulması, her cümlesi üzerinde çok şeyler söylenmesi mümkün ve lazım olan bir metin halindedir. Çok şeyler söylenmesi gereken derken şunu kastediyoruz: Diyelim ki kader hakkındaki risalede bir cümleyi alsanız, bunu açıklayabilmek için Kelâm ilmi hakkında bir hayli bilgi sahibi olmanız lazım. Mantık ilmi hakkında bilgi sahibi olmanız lazım.

Bu özelliğidir ki, Risale-i Nur’ları bir yıl dikkatlice, anlayarak ve kabul ederek okuyanı, zamanın büyük bir alimi yapabilir diye müellifin bir cümlesine sebep olmuştur. Bu konuda daha birçok misaller verilebilir. Bazen de Risale-i Nur’da hem ilmi ifadeler, hem de basit ifadeler yan yana gelmiştir. Buna misal Otuzuncu Lem’a’nın çeşitli risaleleri buna misal olarak verilebilir.

Prof. Dr. Servet ARMAĞAN

Sende yorum yazabilirsin

%d blogcu bunu beğendi: