Selman-ı Farisi (R.A.) (Şiir)
Doğduğun yer, Cey köyü, İsfehan-İran
zengin bir köy ağasıydı baban
sana çok aşırı sevgisi olan
Mecusi ateşinin, gece gündüz bekçisi
baba ocağında evlat sevgisinin kölesi
sensin o, Selman-ı Farisi……
Tanışınca bir Hıristiyan rahiple
terk edip kaçtın Mecusi ateşini
Suriye, Musul, Nusaybin
ver elini Rum diyarı Ammuriye(*)
hep bağlandın bir rahipten bir rahibe
Rahibin sana anlattığı son peygamber:
”İbrahim’in dininden,
kavminin arasından Hicret edecek,
sadaka kabul etmeyecek,
yalnız hediye kabul edecek
iki omuzu arasında taşıyacak
bir de mührü Nübüvvet”
Aramak için, gelecek son peygamberi
düştün arap tüccarla Hicaz yollarına
daha yarı yolda sattı seni, açgözlü hain
aradığın Peygamberi bulacağım diye
ağaoğlu idin, köle oldun şimdi bir Yahudi’ye
İlk kez tanıdın onu gizlice gittiğin Kuba’da
ihtiyaç sahibi arkadaşlarına sadaka versin diye
bir miktar yiyecek götürdün
olsun onlara gıda diye
kendi yemedi hiç, Ashabı yesin diye
haklı mıydı acaba rahip, onu tarif ederken ?
Bir de Medine’de, onlara yiyecek götürdün
”hediye” deyince, onun da yediğini gördün
ettimi iki, rahibin delilleri
gördün sırtında bir gün, o mührü peygamberi
üçü de gerçek oldu, şimdi geçmişteki sözlerin
Mecusi’ydin, baktın daha güzeldi Hristiyanlık
son dinin oldu, artık Müslümanlık
hür doğdun ama, sonra oldun Mecusi
Müslümandın şimdi, ama bir Yahudi’nin kölesi
Kurtaracaktı seni bu esaretten
fidyesi 1600 dirhem altın ile 300 hurma fidesi
sana oldu hürriyet, Ashabı Kiram’ın hediyesi
Saldırınca müşrikler aniden Medine’ye
akıl verdin,”hendek kazalım” diye
zafer kazanıldı, fikrinin sayesinde
hem Ensar hem Muhacir bağlandı sana sevgiyle
söylediler hep bir ağızdan:”Selman bizdendir”diye
son sözü söyledi Peygamber:”O, Ehli Beytimdendir”
Vali de olsan gün gelince Medain’e
hep sade yaşadın köle gibi ,ama abdullah’tın şimdi
ya hurma yaprağından sepet ördün ya topraktan çanak çömlek
el emeğinle geçinmek, ne aziz şeydi değil mi?
Cennetin özlediği, üç kişiden biriydin
az yiyip çok sadaka verirdin,20 dirhemdi bıraktığın miras
günümüz müslümanları düşünsün … bunu da biraz….
(*)Sivrihisar-Eskişehir
Dr.Selçuk Eskiçubuk