Yaşlı adam, son demlerini yaşıyordu. İhtiyarlık derdine, bir de ağır hastalık eklenmişti. Kendisiyle ilgilenen kişiler, ona iyi olduğunu söylüyorlardı ama, ciğerleri parça parça dağılıyordu sanki, her öksürüşte. Esasında hastalığından fazla, günahları üzüyordu yaşlı adamı. Özellikle gençliğinde pek çok hata yapmıştı. Bu yüzden de evlatları hayırsız çıkmış, her biri bir köşeye dağılmıştı…
Devamını oku ›Etiket: "ihtiyar"
Kayıp İlanı
Yaşlı adam, karakolun üç-beş basamaklık merdivenini birkaç kez dinlenerek çıktıktan sonra, ilk gördüğü memura yanaşarak:
— Kayıp ilânı vermek istiyorum evlâdım, dedi. Ne yapmam gerekiyor?
Ah! Nerede O Eski Zamanlar?
Heyecanla! ‘ah nerede o eski zamanlar?’diye büyük bir özlemle söylerler. Acaba, ihtiyarlarımız arzu ettikleri ilgi ve alakayı görmediklerinden mi? Veya ihtiyarlığın verdiği bedeni marazların sıkıntılarından mı?
Devamını oku ›Hayat’ın İçinden : Kırkta Bir
Tam kırk yıldan bu yana, gece gündüz dua ettim o ihtiyara. Hâlâ da ediyorum. Kırkta bir ihtimal düşük sayılsa bile, ömür boyunca sürecek bir dua almak için, kırk fırtınaya katlanmak fazla bir şey değil ki!
Devamını oku ›