Etiket: "Prof. Dr. Ahmed Akgündüz"

İslamda Evlenme Yaşı ve Ehliyeti Konusundaki Tartışmalar

1917 tarihine kadar Türk devletlerinde tatbik edilen hükümler, Hanefi mezhebinin görüşleridir. Evlenme ehliyeti, başkalarının izin ve icâzetine ihtiyaç duyulmaksızın evlenebilme ehliyeti demektir. Bunun için tam edâ ehliyeti, yani âkıl, baliğ ve hür olma şartı aranır. Bu şartlara sahip olmayanlar, ilerde göreceğimiz gibi, ancak ya başkaları tarafından veya başkalarının izin ve icâzeti ile evlenebilirler; yani dolaylı olarak evlenme ehliyetini kazanabilirler. (Prof. Dr. Ahmed Akgündüz’ün yazısı..)

Devamını oku ›

Gülen Ekibin’in Muhalefet Anlayışı İle Bediüzzaman’ın Muhalefet Tarzı Tamamen Farklıdır

Bedîüzzaman’a göre muhâlefet iki kısımdır: Birincisi, ilmen ve fikren muhâlefetdir ki, Bedîüzzaman bu muhâlefeti yapmaktan asla geri durmamıştır (Prof. Dr. Ahmed Akgündüz)

Devamını oku ›

Nur’un Kahraman Ağabeyi Abdülkadir Badıllı Ve Bazı Sineklerin Vızıltıları

Abdülkadir Badıllı Ağabey, benim bildiğim kadarıyla, ömrünün en az 60 yılını, Risâle-i Nur okumaya, okutmaya ve Nurlar hakkında eser telif etmeye tahsis etmiştir. Kendine mani olur diye ömrünün çok geç senelerinde evlenmiş ve evlatlarını da Nur talebesi olarak yetiştirmiştir (Prof. Dr. Ahmed Akgündüz)

Devamını oku ›

Bediüzzaman, 2. Abdülhamid’e Mu’ârız ve Muhâlif mi?

Özellikle Bedîüzzaman ile ilgili iddialara gelince, Bedîüzzaman-Abdülhamid münasebetlerini kısaca özetlemekte yarar vardır: 1907’de İstanbul’a gelen Bedîüzzaman, Meşrûtiyetin ilânından evvel söylediği bir nutkunda, Sultan Abdülhamid’i, “Yaşasın yaraları tedavi etmek fikrinde olan Halîfe-i Peygamberî” diye vasıflandırmaktadır. 1909 Mart’ında kaleme aldığı bir makalede ise, ona şu tavsiyelerde bulunmaktadır.. (Prof. Dr. Ahmed Akgündüz’ün yazısı..)

Devamını oku ›

Yeni Bir İman Mektebi Olarak “Risale-i Nur”

Kur’ân’ın konusu kâinat olduğu gibi, ilimlerin de konusu kâinâttır. Kur’ân da, ilimler de, kâinat kitabının bablarını ve fasıllarını, sûrelerini ve âyetlerini izah etmektedirler. O halde hakiki hikmet ve ilimlerden hiçbirinin Kur’ân’a muhâlif olması mümkün değildir. Zira Kur’ân, kâinat kitabının müellifi tarafından yapılan tercümesidir; ilimler ise, aynı kitabın acemileri ve mübtedîleri tarafından yapılan izahıdır. Fizik, kimya ve matematik gibi ilimler, kâinât kitabının hükümlerini açıklayan fenlerdir. (Prof. Dr. Ahmed Akgündüz’ün yazısı..)

Devamını oku ›